Projeleri yolun sonuna geldi: Türkiye'nin onayı olmadan gerçekleşemez
ABONE OL

Güney Kıbrıs-Yunanistan-İsrail elektrik şebekelerinin denizaltından döşenecek kablolarla birleştirilmesi projesi olan "Great Sea Interconnector" projesinde yüklenici firma olan Yunanistan Bağımsız Elektrik İletim Operatörü (ADMİE) ile Rum Enerji Düzenleme Kurulu (RAEK) arasında yaşanan kriz aşılamazken konu Yunan medyasında gündem oldu.

TÜRKİYE'NİN ONAYI OLMADAN GERÇEKLEŞEMEZ

"Rum-Kıbrıs elektrik bağlantısı "kısa devre" ile karşı karşıya... Ekonomik boyut ve Türkiye'nin vetosu" başlıklı yazıda "İki kurum arasında yaşanan sert kavga şu anda "sıfır noktasında" gibi görünen iddialı ve son derece stratejik projenin kaderini belirleyecek" denildi.

Yazının devamında şu ifadeler yer aldı;

Haftalar süren müzakereler, baskılar ve karşılıklı suçlamaların ardından ADMIE, Fransız kablo bağlantı şirketi Nexans'tan gelen ve 2 Eylül'de çalışmaların durdurulacağı uyarısını içeren bir mektubu ileterek Lefkoşa'ya karşı son kozunu oynuyor gibi görünüyor.

Sadece Kıbrıs Düzenleme Kurumu'nun mali anlaşmazlıkları ve itirazları nedeniyle değil, esas olarak "jeopolitik risk" ve "Doğu Akdeniz'de hiçbir proje, Kıbrıslı Türklerin rızası veya katılımı olmadan gerçekleştirilmeyecektir" diyen Türkiye'nin açık muhalefeti nedeniyle projenin tamamlanamaması olasılığı nedeniyle "kısa devreye" giren proje, ne yazık ki gelişen bu durumdan derhal bir dönüş olmazsa, Türkiye'nin bu önemli projeyi iptal ederek hedefine ulaşma riski bulunmaktadır. Böylece bölgedeki herhangi bir enerji projesine karşı "veto" hakkına sahip olacağı ve Türk-Kıbrıs Muhtırası ve Türk MEB'inin keyfi "sınırlandırılması" kapsamında Türk kıta sahanlığı olarak gördüğü alanı koruma yetkisine sahip olduğu teyit edilmiş olacaktır

Projenin iptalinin ADMIE üzerinde önemli bir mali yük anlamına geleceğini belirten Yunan basını, "Bu gelişmeler, Türkiye'nin, Yunanistan karasuları dışındaki alanlarda kablo döşeme çalışmalarına devam etme olasılığına vereceği tepki konusunda güçlü endişelerin bulunduğu bir zamanda gerçekleşiyor. Zira, bir ay önce tekrarlanan uygulamanın, Türkiye'nin NAVTEX'i yayınlayarak, Türkiye'nin Yunan MEB'inde ve Yunanistan'ın NAVTEX yayınlama yetki alanında söz sahibi olduğu izlenimini vermesi, hem siyasi hem de diplomatik açıdan sorunlu olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.