Karahan, Merkez Bankasý Ýdare Merkezi'nde bu yýlýn 2. Enflasyon Raporu'nun tanýtýmý amacýyla düzenlenen bilgilendirme toplantýsýnda, Baþkan Yardýmcýlarý Hatice Karahan ve Osman Cevdet Akçay ile sorularý yanýtladý.
Talebi dengeleyerek enflasyonu düþürmek istediklerini belirten Karahan, bu noktada sýký para politikasý duruþlarýnýn olduðunu söyledi. Bunu sözde býrakmadýklarýný, aksiyonlarla da gösterdiklerini anlatan Karahan, "Bundan sonrada ne gerekiyorsa yapmaya hazýrýz. Kamu maliyesi tarafýndan gelecek destek de önemlidir. Eþ güdüm sadece bununla sýnýrlý da deðil. Ayný zamanda yönetilen, yönlendirilen fiyatlarýn belirlenmesi hususu da söz konusu." dedi.
Karahan, kamu maliyesi tarafýnda yapýlan açýklamalara deðinerek, tasarruf tedbirleri üzerinde çalýþýldýðýný, bu konudaki gerekli detaylarýn zamaný geldiðinde yetkili merciler tarafýndan açýklanacaðýný dile getirdi. Karahan, "2025 yýlý için dezenflasyon sürecinde destek alacaðýmýzý düþünüyoruz. Bunun da ötesinde yönetilen, yönlendirilen fiyatlar belirlenirken Merkez Bankasýnýn enflasyon hedefi gözetilecektir." diye konuþtu.
Mayýs ayý enflasyon tahmininin sorulmasý üzerine Karahan, þu yanýtý verdi:
"Enflasyonda zirveyi mayýsta göreceðiz. Bu çok net. Zirvenin mayýs ayýnda olmasýnýn bir sebebi geçen seneden kaynaklanan baz etkisi. Þu anki hesaplamalarýmýza göre baz etkisi ve 25 metreküp altýndaki ücretsiz doðal gaz kullanýmýnýn sona erecek olmasýnýn etkisiyle, diðer fiyat geliþmelerini de göz önünde bulundurduðumuzda enflasyonda zirvenin yüzde 75-76 civarýnda olacaðýný öngörüyoruz. Mayýstan itibaren de düþmeye baþlayacak."
"Ek parasal sýkýlaþtýrma bekleniyor mu?" sorusunu yanýtlarken Karahan, geçen yýlýn dördüncü çeyrek verilerine baktýklarýnda talep göstergelerinin saðlýklý þekilde ilerlediðini, yaz aylarýnda yüzde 9-9,5 seviyelerinde olan enflasyonun aralýkta yüzde 3 civarýna indiðini söyledi. Karahan, þöyle devam etti:
"Dolayýsýyla iþler yolunda gidiyordu. Sene sonu itibarýyla ihtiyatlý duruþumuzu koruyarak yüzde 36 hedefimize ulaþacaðýmýzý düþünüyorduk. Fakat talep daha güçlü gerçekleþti, hatta tahminimizin aksine ivmelenme oldu. Þubattan itibaren sözlü yönlendirmemiz vardý. Enflasyonun görünümünde belirgin ve kalýcý bir bozulmanýn öngörülmesi halinde bunu sessiz bir þekilde izlemeyeceðimizi söylüyorduk. Þubat verilerini gördüðümüzde özellikle enflasyon görünümünde ciddi bozulmaya þahit olduk. Sadece aylýk enflasyonun yüksek gelmesi deðil, ayný zamanda kompozisyonu da bizim tahminimizden daha kötüydü. Hizmet kaleminde yüksek artýþ gerçekleþmiþti. Biz de martta Para Politikasý Kurulu'nda (PPK) ciddi sýkýlaþtýrma yaptýk. 500 baz puan faiz artýþý ve aktarýmýný güçlendirmek adýna makroihtiyati önlemlerle destekledik. Bunun neticesinde ciddi sýkýlaþtýrma oldu. Bunun da talebe olumlu yansýyacaðýný düþünüyoruz."
Ýlk 4 ayda 4 puana yakýn ilave enflasyon geldiðine iþaret eden Karahan, "Bunu tamamen telafi etmek ek sýkýlaþtýrmayla dahi çok kolay gözükmüyor. Yýl sonunda enflasyon yine yüzde 36 olabilir. Baz senaryo olarak ek sýkýlaþtýrma yapýlsa dahi bunun ana eðilimindeki artýþý telafi edeceðini görüyoruz fakat bu 4 puanlýk artýþýn tamamýný telafi etmenin çok kolay olmadýðýný deðerlendiriyoruz. Yapýlan ayarlama tamamen bu sebepledir." deðerlendirmesinde bulundu.
Yüzde 36 enflasyon tahminin hala bandýn içinde olduðunu belirten Karahan, yukarý yönlü ve aþaðý yönlü risklerin olduðunu söyledi. Çeþitli geliþmelerin etkisiyle yüzde 36'nýn da görülebileceðini anlatan Karahan, "Ýlk 4 aydaki talep koþullarýna ve enflasyon ana eðilimine baktýðýmýzda yüzde 36 hedefini baz senaryo olarak korumayý doðru bulmadýk. Bundan sonra enflasyon görünümünde belirgin ve kalýcý bozulma olmasý halinde ek sýkýlaþma yapmaya hazýrýz." þeklinde konuþtu.
Karahan, Asya ziyaretiyle ilgili netleþmiþ bir program olmadýðýný, sonbaharda bir ziyaret planladýklarýný söyledi.
Fiyatlama davranýþlarýnda beklenen iyileþmenin gerçekleþmemesi durumunda atýlacak adýmlarýn sorulmasý üzerine Karahan, enflasyonu patikayla uyumlu þekilde düþürmek adýna ne gerekiyorsa yapacaklarýný söyledi.
Karahan, güçlü seyreden iç talebe iþaret ederek, "Biz para politikasýnda sýkýlaþma yaparak talepte dengelenme öngörüyoruz. Bunun için finansal koþullarý oldukça güçlü þekilde sýkýlaþtýrdýk. Bu süreç ve kararlýlýðýmýz sonucunda talebin dengeleneceðini, fiyatlama davranýþýnýn normalleþeceðini ve sonucunda enflasyonun indiðini göreceðiz." dedi.
Bu süreçte enflasyon azaldýkça öngörülebilirlik ve tasarruflarýn artacaðýný, büyümenin daha saðlýklý bir kompozisyona kavuþacaðýný dile getiren Karahan, "Daha saðlýklý bir büyümenin dezenflasyonla birlikte olacaðýný öngörüyoruz. Biz temel olarak bize verilen görev çerçevesinde hareket ediyoruz. Bu da kalýcý þekilde fiyat istikrarýný saðlamaktýr. Bu doðrultuda bir plan çerçevesinde hareket ediyoruz. Enflasyonu yýl sonunda yüzde 38, seneye yüzde 14 ve 2026'da yüzde 9'a düþürerek, tek haneli seviyelere inmek ve sonra kalýcý þekilde orta vadeli hedefimiz olan yüzde 5'e ulaþmak ve orda kalmak istiyoruz. Bize verilen hedef bu." diye konuþtu.
Rezerv birikimi planlarýna iliþkin sorularý da yanýtlayan Karahan, sözlerini þöyle sürdürdü:
"Dönem dönem likidite fazlalýklarý oluþuyor. Bunlarýn bir kýsmý kalýcý bir kýsmý geçici. Kalýcý olanlara bugüne kadar zorunlu karþýlýk oranlarýyla müdahale ettik. Geçici olanlar için de depo ihaleleri açtýk. Son dönemde Türk lirasýna ciddi talep var. Bunu iyi yönetebilmek adýna döviz biriktirdikçe ve rezerv pozisyonumuzu düzelttikçe swaplarý kapatarak gitmeye çalýþtýk. Fakat her dönem vadesi gelen swap bakiyesi yeterli olmayabiliyor. Dolayýsýyla likidite fazlasý ortaya çýkabiliyor. Bu birkaç gündür ortaya çýkan bir durum. Açýk piyasa iþlemlerinde yeniden borç alan konumuna geçtik birkaç gündür. Bu yüzden depo ihalelerini hemen açtýk. Bu konuda çok dikkatli olmaya gayret ediyoruz. Þu an için bunun geçici olduðunu düþünüyoruz. Dolayýsýyla bir süre depo ihaleleriyle devam edeceðiz. Kalýcý bir durum öngörülmesi durumunda farklý enstrümanlarýmýz olabilir. Gerektiðinde deðerlendirmesini yapýp kullanýma alabiliriz. Likidite yönetimi önümüzdeki dönemde para politikasýnýn aktarýmý için finansal koþullarýn sürdürülebilmesi için oldukça önemli."
Fatih Karahan, piyasa katýlýmcýlarýnda enflasyonun düþeceðine dair olumlu bir inanç gördüklerini belirterek, hedeflerinin 3 ay gecikmeli de olsa tutturulacaðýný gördüklerini dile getirdi.
Hane halkýnýn beklenti oluþumunun daha farklý gerçekleþtiðini bildiren Karahan, "Piyasa katýlýmcýlarý beklenti oluþtururken daha çok makro ekonomik görünüme, enflasyon verilerine ve detaylarýna, para ve maliye politikasý duruþuna bakýyor." ifadesini kullandý.
Hane halkýnýn daha çok gerçekleþen enflasyonlar üzerinden hareket ettiðine iþaret eden Karahan, "Hatta gerçekleþenden de öte market alýþveriþi tarzý hissedilen enflasyon da olabilir. Burada kalýcý düþüþ oldukça, enflasyon beklentilerinin hane halký tarafýnda da toparlanacaðýný düþünüyorum. Bu konuda tavrýmýz net. Biz sýký para politikasý duruþumuzu koruduðumuz sürece, aylýk enflasyonun ana eðilimi düþtükçe bu hane halkýna da yansýyacaktýr. Oradaki beklentileri de destekleyerek dezenflasyonist ortama katký verecektir." deðerlendirmesini yaptý.
Karahan, döviz alým hedeflerine iliþkin sorular üzerine, rezerv hedefleri olmadýðýný fakat enflasyondaki düþüþ hedefine mani olmayacak þekilde rezerv pozisyonunu düzeltmek istedikleri karþýlýðýný verdi.
"Ana hedefimiz dezenflasyon. Enflasyonu patikaya uygun þekilde düþürdüðümüzde zaten rezerv pozisyonu kalýcý þekilde düzelecek." diyen Karahan, þöyle konuþtu:
"Beklentiler düzeldiðinde tüketimdeki aþýrýlýk ve buna baðlý olarak ithalat görünümü de düzelecek, cari açýk kalýcý olarak iyileþecek. Türk lirasýna olan raðbet artacak ki bunun iþaretlerini görüyoruz. Enflasyonu düþürürsek zaten rezerv pozisyonumuzda daha kolay ve kalýcý iyileþme saðlayacaðýz. Türk lirasýna talep olan dönemler, bizim için rezerv birikimi adýna fýrsat da oluyor. Bunu yaparken enflasyon hedefine engel olacak bir iþlem yapmamaya gayret ediyoruz. Piyasa koþullarýný bozmayacak þekilde döviz alýmý yaparak rezerv pozisyonumuzu düzeltmeye gayret ediyoruz. Orta ve uzun vadede enflasyonu kalýcý þekilde düþürebilirsek rezerv pozisyonumuz da saðlýklý ve kalýcý þekilde düzelecektir."
Türk lirasýnýn deðeri konusunda Bankanýn duruþunun sorulmasý üzerine Karahan, kur hedeflerinin olmadýðýný söyledi.
Karahan, kurun serbest piyasa koþullarýnda, arz-talep dengesiyle oluþtuðuna dikkati çekerek, bu doðrultuda dönem dönem dövize, dönem dönem de Türk lirasýna talebin artabileceðine dikkati çekti.
Esas amaçlarýnýn dezenflasyon olduðuna iþaret eden Karahan, "Bunu sýký para politikasý duruþuyla, talepteki dengelenme üzerinden yapmak istiyoruz." dedi.
Karahan, sýký para politikasý duruþu çerçevesinde Türk lirasýnýn güçlenebileceðini belirterek, faizlerin geldiði seviye ve enflasyondaki düþme ihtimali göz önünde bulundurulduðunda hem yurt içi yerleþiklerden hem de yurt dýþýndan talebin artabileceðini bildirdi. Karahan, bu kapsamda kurun aþaðý ya da yukarý yönlü hareket edebileceðini ifade etti.
Karahan, "Verilere eriþimde daha fazla þeffaflýk konusunda bir çabanýz olacak mý? Özellikle TÜÝK'in açýklamayý kestiði madde fiyatlarýný yeniden yayýnlanmasý konusunda siyasi otoriteyle ilgili bir görüþmeniz ya da talebiniz olacak mý? TCMB, KKM'lerin döviz karþýlýðýný açýklayacak mý?" þeklindeki bir soruya ise þu yanýtý verdi:
"TÜÝK'in kendi tercihidir. O konuda benim bir fikir belirtmem doðru olmaz. Biz beklenti yönetimi açýsýndan iletiþimimizi para politikasý duruþu üzerinden yapýyoruz. Bu doðrultuda tahminlerimizi de oluþturuyoruz. Bunu da kamuoyuyla þeffaf bir þekilde sebepleriyle neden nereye geleceðini net bir þekilde anlatýyoruz. Enflasyon düþtükçe beklentiler de olumlu yönde ilerleyecektir. Kur Korumalý Mevduatta toplam bakiye aðustos itibarýyla 140 milyar dolardý. Þu an geldiðimiz noktada 70 milyar dolar civarýna indi. Burada þeffaflýk olarak deðerlendirebiliriz. Döviz cinsinden yararlanmayý sorun görmüyorum. Þeffaflýðý artýrmak adýna daha detaylý veri yayýmý konusunu deðerlendiririz."
Bir "Merkez Bankacýsýnýn görevinin endiþe duymak" olduðuna iliþkin bir sözü hatýrlatýlan Karahan, þu deðerlendirmede bulundu:
"Özellikle enflasyonun yüksek olduðu seviyelerde, her zaman ihtiyatlý duruþ önemlidir. Baz senaryo... Biz bir þekilde gideceðini öngörüyoruz ama burada aþaðý yönlü de yukarý yönlü de riskler var. Ama biz yukarý yönlü risklere daha çok önem veriyoruz. Katýlýðýn umduðumuz gibi çözülmemesi halinde talepteki dengelenmenin beklediðimiz hýzda olmamasý halinde eðer görünümde bir bozulmaya yol açacak olursa risk açýsýndan ilave sýkýlaþma yapacaðýmýzý söylemiþtim. Ama bakýþ açýmýzda, politika duruþumuzu da deðerlendirirken iletiþimizi de kurarken her zaman ihtiyatý ön plana çýkarmayý daha doðru buluyoruz."
Sosyal medyadaki "üst banknotlarý sayma makineleri" gibi paylaþýmlar anýmsatýlarak, Bankanýn üst banknot konusunda çalýþmasý olup olmadýðýnýn sorulmasý üzerine Karahan, "Paranýn kendisi ortada yokken bununla uyumlu banknot makinesi nasýl oluyor bilmiyorum ama genel olarak önemli bir soru. Üst kupür banknota ihtiyaç olup olmadýðý birçok faktöre baðlý. Makro ekonomik finansal analizlere, teknik olarak yapýlan deðerlendirmelere göre buna karar veriyoruz. Bu kapsamda tedavüldeki kupür kompozisyonu deðiþimlerini de dikkate alýyoruz. Bunu dikkatle takip ediyoruz. Bu yaptýðýmýz analizler sonucunda ihtiyaç görülürse gerekli adýmlarý atacaðýz." diye konuþtu.
Swaplarýn açýlýp açýlmayacaðýnýn sorulmasý üzerine Karahan, bu konuda yetkinin kendilerinde olmadýðýný, düzenleme yetkisinin Bankacýlýk Düzenleme ve Denetleme Kurulunda (BDDK) olduðunu dile getirdi.
Asgari ücret artýþýnýn enflasyona etkisinin sorulmasý üzerine Karahan, þunlarý kaydetti:
"Asgari ücret TCMB uhdesinde deðil. Biz karar verici de deðiliz. Görüþmelerin bir tarafý da deðiliz. Dolayýsýyla bir tavsiye verilmesi de söz konusu deðil. Belirlediðimiz hedefler var. Bunlarý revize edeceksek, etmeyeceksek bu konuda tabii ki bir görüþ oluþturma durumundayýz. Hizmet enflasyonunda, emek yoðun bir sektör olduðu için, talebe yönelik etkisi de var ama hizmet fiyatlarýnýn üzerinde asgari ücretin de etkisi söz konusu. Bu konuda varsayým yaptýk. Varsayým yaparken daha önceden yapýlan açýklamalarý gösterge olarak ele aldýk. Bu çerçevede de tek asgari ücret artýþý olacaðý dillendirildiði için bunu varsaydýk. Þu anda ücretlerin yüksek enflasyondan dolayý erimesi söz konusu. Dolayýsýyla bizim birinci yapmamýz gereken kalýcý bir þekilde fiyat istikrarýný saðlamak. Biz enflasyonu öngörülerimiz çerçevesinde düþürürsek, ki bunda kararlýyýz, bu duruþumuzu zaten yaptýðýmýz iþlerle de gösteriyoruz. Bunu yapabilirsek zaten kalýcý refah artýþý olacak. Bu konuda da ücretler enflasyonist olmayacak þekilde artmaya, zaten saðlýklý þekilde artmaya devam edecek. Esas baþarý göstergesi aylýk enflasyonu bizim öngördüðümüz çerçevede düþmesi olacak. Çünkü o sayede biz kalýcý düþüþü saðlayabiliriz."
Güncel faiz koridoru geniþliðine dair yeni bir deðerlendirme düþünmediklerini ifade eden Karahan, "Para politikasýnýn temel aracý bir hafta vadeli repo faiz oranýdýr. Dolayýsýyla bunu kullanmaya devam edeceðiz. Faiz koridoru gün içi oynaklýðý sýnýrlamak için de kullanýlýyor. Dönem dönem üst bandý da kullanabiliriz. Bunu bir süredir kullanýyoruz. Fakat bu bir süre sonra normale dönecektir." deðerlendirmesinde bulundu.
Karahan, likidite yönetimi açýsýndan açýk piyasa iþlemlerinin pozitifte olmasýnýn TCMB'nin piyasa koþullarýný sýký tutmak açýsýndan önemli olduðunu ve bu konuda tüm önlemleri hem aktif hem de proaktif þekilde aldýklarýný söyledi.
Kredi kartý faizleri konusuna iliþkin ise Karahan, sadece azami faizleri düzenlemenin yetki alanýnda olduðunu belirterek, bunun dýþýnda bir hamle yapmalarýnýn söz konusu olmadýðýný ifade etti.
Karahan, "Faiz konusunda yakýn dönemde bir ayarlama yaptýk. Þu ana kadar gelen veriler, bunun harcamalarý epey bir makulleþtirdiðini gösteriyor. Her türlü kredi geliþmesini yakýndan takip ediyoruz. Ne gerekiyorsa yaparýz. Ancak þu aþamada, veriler ýþýðýnda kredi kartý faizleri konusunda ek bir önleme ihtiyaç duyulacaðýný düþünmüyorum." dedi.
Karahan, ek sýkýlaþmayý mart ayý sonunda yaptýklarýna da dikkati çekerek, bunun finansal koþullara hýzlý bir þekilde yansýdýðýný söyledi.
Verilerin geriden geldiðini ve araya Ramazan Bayramý tatilinin de girdiðini dile getiren Karahan, ellerindeki verilerin kredi kartý harcamalarýnda net bir þekilde zayýflamayý ortaya koyduðunu bildirdi.
Geçmiþteki çalýþmalarýn, talep-kredi iliþkisinin güçlü olduðunu gösterdiðini anlatan Karahan, gelecek dönemde son yapýlan hamlelerin de etkili olacaðýný düþündüðünü söyledi.
Saha gözlemlerinden elde edilen iþaretlerin, nisan ayýndan itibaren talepte dengelenmenin net bir þekilde baþladýðýný gösterdiðini belirten Karahan, "Otomotiv sektöründe bu yönde geliþmeler oluyor. Ancak burada her zaman yukarý yönlü riskler vardýr. Verileri yakýndan takip ederek, duruþumuzu gerekirse enflasyon görünümü çerçevesinde ayarlayabiliriz."
Bankanýn Türk lirasýnýn deðerlenmesi konusundaki beklentisinin de sorulmasý üzerine Karahan, geçmiþteki sýkýlaþma dönemlerine bakýldýðýnda cari açýkta hep dengelenme görüldüðünü, bu sefer de benzer bir hareketin baþladýðýný ve bunun devam etmesini öngördüklerini söyledi.
Karahan, þunlarý kaydetti:
"Ýhracat artarken, ithalat zayýflýyor, miktar olarak da zayýflýyor. Bu da aslýnda beklentilerin düzelmesi kanalýyla da oluyor. Dolayýsýyla baþladýðýmýzdan beri bunu görüyoruz. Haziran ayýndan itibaren ithalatta, diðer kalemlerde de bir azalma söz konusu. Ýhracatta da güçlü seyir devam ediyor. Ýhracat tarafýna baktýðýmýzda da esas öne çýkan kalemler verimlilik ve dýþ talep oluyor. Dýþ talep olarak en azýndan geçtiðimiz senelere göre daha olumlu bir durum söz konusu."
Karahan, Türk lirasý tasarruflarýn teþvik edilmesine iliþkin soruya da þu yanýtý verdi:
"Þu anki mevduat faizi en son bizim elimizdeki veride ortalama yüzde 67-68 civarýnda, 3 ay vadeli mevduattan bahsediyorum. Bu durumda çok ciddi reel getiri olduðu aþikar. Dolayýsýyla zaten bunu piyasa hareketlerinden de görüyoruz. Burada sadece sözde kalmýyor, insanlarýn çok hýzlý bir þekilde yurt içi yerleþiklerin vatandaþlarýmýzýn dövizlerini bozdurup Türk lirasýna geçtiðini görüyoruz. Burada net bir pozitif getiriden kesinlikle söz edebiliriz."
Baþkan Yardýmcýsý Cevdet Akçay da bir soru üzerine enflasyon tahminindeki kaymanýn çok önemli olmadýðýný, deðiþik senaryolarda yüzde 36 hedefinin tutturulmasýnýn mümkün olduðunu söyledi.
Martta yaptýklarý sýkýlaþmanýn etkisini nisanda görmeye baþladýklarýný anlatan Akçay, þunlarý kaydetti:
"Genelde etkiler 6-9 ay gecikmeyle gelir. Biz sadece politika faizini artýrmadýk. Yanýnda bazý finansal kýsýtlar da getirdik. Biz biraz daha güvenli noktaya yüzde 38'e çektik ama bandýn üst tarafýný kesinlikle aþacaðýmýz kanaatinde deðiliz. Yüzde 42'inin içinde kalma ihtimalimizin çok yüksek olduðunu düþünüyoruz. Bizim iþimiz aslýnda endiþeleri yönetmek. Ýyi senaryoyu çok fazla baz alarak gitmiyoruz, sapmalarýmýz daha çok endiþe tarafýnda. Sert iniþin zorunlu olduðu durum vardý. Aktarým mekanizmanýz zayýfsa sert iniþ kaçýnýlmaz. Bizim uzun zamandýr yapmaya çalýþtýðýmýz mekanizmayý güçlendirmek. Marttan itibaren bu mekanizmayý güçlendirdiðimiz kanaatindeyiz. Ýleriye dönük beklentilerimiz son derece olumlu. Bandýn geniþliði konusunda içimiz rahat."
Baþkan Yardýmcýsý Hatice Karahan da yabancý ülke merkez bankalarýyla yaptýklarý para takasý anlaþmalarýnda asýl amaçlarýnýn ikili ticaretin güçlendirilmesi, doðrudan yatýrým ve finansal iþbirliklerinin artýrýlmasý olduðunu belirterek, bu anlaþmalarýn ilerleyen dönemde de ikili iliþkiler kapsamýnda belirlenerek devam edeceðini ifade etti.