TL faizleri gerileyecek takibe dönüşüm azalacak
ABONE OL

DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, enflasyondaki gerileme eğilimine paralel bu yılın ikinci yarısında Türk lirası (TL) faizlerde gerileme olacağını söyledi. Ateş Türk bankacılık sektöründe yılın ilk yarısında kredi büyümesinin, geçmiş dönem performanslarının gerisinde kaldığını, karlılık olarak ise kısmen yavaşladığı bir dönem geçirdiklerini söyledi. Mevduat birikiminin yabancı para cinsinden mevduata kaymış olmasının TL cinsinden faiz oranlarının yüksek seyrine sebebiyet vererek TL likiditesinin daralmasına ve bunun bir sonucu olarak da kredi büyüme hızının yavaşlamasına neden olduğunu belirten Ateş, aktif kalitesinin ise geçen yılın aynı dönemi ile kıyaslandığında bozularak takipteki kredi oranının yüzde 4.4 seviyesine yükseldiğini kaydetti. 

KREDİ GENİŞLEMESİ

Ateş “Enflasyondaki gerileme eğilimine paralel 2019 yılının ikinci yarısında TL faizlerde gerileme olacağını tahmin ediyoruz. Bu da kredi genişlemesine imkan sağlarken, aynı zamanda takibe dönüşüm hızında bir yavaşlama ve takipteki kredilerden tahsilatlara bir ivme kazandırabilir. Sistemdeki kredi ve mevduatın durasyon farkından dolayı bankacılık sektörünün net faiz marjı, yılın ikinci yarısında beklediğimiz faiz düşüşü ortamında yılın ilk yarısına kıyasla daha iyi bir performans sergileyebilir” dedi. Ateş, büyümedeki toparlanmayla birlikte değerlendirildiğinde, bankacılık sektörünün en önemli gelir kalemi olan net faiz gelirlerinin yılın ilk yarısına kıyasla daha yüksek olabileceğini vurguladı.

AŞAĞI YÖNLÜ HAREKET

Hakan Ateş, piyasadaki gelişmeleri oldukça yakından takip ettiklerini ve titizlikle stratejilerine yansıttıklarını, bu çerçevede, mevduat faiz oranlarında aşağı yönlü değişimin yıl sonuna kadar devam edeceğini öngördüklerini belirterek, “Diğer yandan,  enflasyona endeksli vadeli mevduat ürününü hayata geçiren ilk özel bankayız. Birikim sahibi müşterilerimize yenilikçi ürünler sunarak birikimlerine değer katmak ve sürdürülebilir bir vadeli mevduat tabanı yaratabilmek bizim ana hedeflerimizden” ifadelerini kullandı. Ateş, benzer şekilde, bireysel kredi faiz oranlarında da gelecek 6 ay boyunca kademeli olarak aşağı yönlü bir hareket beklediklerini söyledi. DenizBank olarak bireysel kredilere uyguladıkları faiz oranlarını piyasadaki gelişmeleri takip ederek anlık olarak revize ettiklerini aktaran Ateş, “Müşterilerimizin tüketim taleplerini ertelemeksizin ihtiyaçlarını gidermelerine olanak sağlıyoruz. Hızlı ve esnek teknolojik altyapımız sayesinde şubelerimiz, dijital kanallar ve bayi kanallarımızdan, müşterilerimize kredi ihtiyaçları oluştuğu anda karşılayacak çözümler üretiyoruz” dedi.

TAKİP ORANI YÜZDE 4.4

Hakan Ateş, bankacılık sektöründe takipteki kredi oranının haziran sonu itibarıyla yüzde 4.4 seviyesinde olduğuna ve bu oranın 2009 yılında küresel kriz döneminde ulaşılan yüzde 5.5 seviyesinin halen oldukça altında bulunduğuna işaret etti. Ateş, “Yılın ikinci yarısında işsizlikteki artış kaynaklı bireysel kredilerde ve kredi kartı segmentlerinde kısmi takip artışları olsa da bu bankacılık sektörünün baş edemeyeceği bir noktada değildir” dedi. Bu yıl yabancı para cinsinden bireysel borçlanmaların kaldırılmış olmasının, kur etkisi sebebiyle bireysel kredilerden kaynaklanabilecek takipleri sınırladığını vurgulayan Ateş, Mayıs 2018’de bunun bir benzerinin şirketlere de uygulanmaya başlandığını ve olumlu etkilerinin gelecek zamanlarda daha iyi anlaşılacağını söyledi. Ateş “Bankacılık sektöründeki kaynaklar zombi şirketlere değil, katma değer yaratacak firmalara yönelmeli” dedi.

Dış finansman ihtiyacı azaldı

DenizBank Genel Müdürü Ateş, uzun vadeli proje finansmanı talebindeki düşüş nedeniyle Türk bankacılık sisteminin dış finansman ihtiyacının azaldığını kaydetti. Özellikle dolar libor ve risk primi artışı ile maliyetlerin yükseldiği dönemde sektörün uzun vadeli kredi borç çevirme rasyosunun yüzde 70’li rakamlara gerilediğini bildiren Ateş, Fed ve ECB’nin para politikasında gevşeme eğilimi göstermesinin, uygun maliyetli dış kaynak yaratma açısından Türkiye’ye de fayda sağlayacağını, içeride döviz mevduat faizlerinin gerileyebilmesine imkan tanıyacağını söyledi.      

Yıl sonuna kadar 900 baz puan indirim olur

Ateş, cari açığın sıfırlandığı, risk algılamasının azaldığı bugünlerde döviz talebinin azaldığını ve ekonomide de durgunluğun devam etmesi sebebiyle faizlerin düşürülebilmesi için uygun bir ortamın olduğunu kaydetti. Ateş, “Geçmişe bakıldığında 300 baz puanlık bir risk priminin (kısa vadeli reel getirinin) makul olduğu ve enflasyon beklentisinin yüzde 12.5’e inebileceği bir süreçte, risk primini hızla yükseltecek başka faktörler devreye girmezse Merkez Bankası’ndan yıl sonuna kadar 800-900 baz puan faiz indiriminin gelmesini muhtemel görüyoruz” dedi.