Deniz Ekosistem ve Ýklim Araþtýrmalarý Merkezi (DEKOSÝM) Ulusal Deniz Araþtýrmalarý Altyapý Merkezi Projesi ve TÜBÝTAK Bilim Ýnsaný Destek Programlarý Baþkanlýðý (BÝDEB) Öncü Araþtýrmacýlar Programý desteðiyle, Çevre, Þehircilik ve Ýklim Deðiþikliði Bakanlýðý ÇED Ýzin ve Denetim Genel Müdürlüðünün ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü koordinasyonunda 2017'de baþlattýðý MARMOD Projesi kapsamýnda, Marmara Denizi'ndeki çalýþmalar devam ediyor.
ODTÜ Bilim-2 gemisiyle 10 gün sürecek kýþ seferine çýkan 13 bilim insaný, proje kapsamýnda denizin kýþ dönemindeki durumunu inceleyecek, denizde 120 ayrý noktada oksijen, bulanýklýk, deniz suyu sýcaklýðý ve tuzluluk ölçümü yapacak. Seferde ayrýca Marmara Denizi'nin karbon yutma kapasitesi hesaplanacak.
- "MARMARA'DA MEVSÝMSEL DEÐÝÞÝMLERÝ BÝLMÝYORUZ"
Kýþ seferiyle ilgili ODTÜ Bilim-2 gemisinde AA muhabirine deðerlendirmede bulunan MARMOD proje sorumlusu ve ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardýmcýsý Doç. Dr. Mustafa Yücel, gerek kendilerinin gerekse baþka kurumlarýn yýllardýr Marmara Denizi'nden veriler topladýðýný belirterek, "Bu verilerin gösterdiði ortak bir nokta var, o da maalesef Marmara'daki oksijen kaybý. Bunu durdurmak ve ekosistemi saðlýðýna geri kavuþturmak için MARMOD projesi baþladý." dedi.
Özellikle ekosistemi ve saðladýðý oksijeni geri kazanmak için bilimsel bir veri tabanýna ve bir öngörü sistemine ihtiyaç bulunduðunu dile getiren Yücel, þöyle devam etti:
"MARMOD Faz 1 çalýþmasý, bununla baþladý. Oksijen kaybýný durdurmak için önce bir model sistemi kuruldu ve ilk öngörüler oluþturuldu. Ardýndan 2020 yýlýnda daha kapsamlý, deniz seferlerinin olduðu MARMOD Faz 2 çalýþmasý baþladý. Marmara'da mevsimsel deðiþimleri bilmiyoruz. Örneðin þu an içinde bulunduðumuz kýþ aylarýnda veri çok az. Özellikle kritik mevsim dönüþleri var, akýntýlarýn deðiþtiði noktalardan veriler çok az. Bu boþluklarý gidermek için hem modelleme çalýþmalarý hem de mevsimsel seferler devam ediyor."
- "GENÝÞ ÖLÇEKTE OKSÝJEN KAYBI TRENDÝ DEVAM EDÝYOR"
MARMOD projesinde daha çok denizin oþinografik yani sýcaklýk, tuzluluk, denizdeki biyolojik üretkenlik, bulanýklýk ile oksijen ve besin tuzlarý gibi biyokimyasal parametrelere baktýklarýný kaydeden Yücel, "Oksijen sorununun asýl kaynaðýna inmeye çalýþýyoruz. Azot, fosfor yükleri ve bunlara baðlý biyolojik üretim, oksijen kaybýnýn en büyük nedeni. Bu parametrelere odaklanmýþ durumdayýz. Marmara Denizi'nde geniþ ölçekte oksijen kaybý trendi devam ediyor. Þu an içinde bulunduðumuz seferde özellikle 20 metreden sonra birçok balýk türünün stres altýna girdiði oksijen deðerlerine ulaþýyoruz, 80 ila 100 metreden sonra neredeyse sýfýrýn altýna inen deðerler var." diye konuþtu.
Marmara Denizi'nin doðusunda, Ýzmit, Çýnarcýk ve Adalar etrafýnda bu durumun çok ciddi sorun oluþturduðuna deðinen Yücel, elde ettikleri ilk verilerin sonucuna göre azot, fosfor ve besin tuzu yüklerinin devam ettiðini, oksijen azlýðý durumunun deðiþmediðini aktardý.
Bilim-2 kýþ seferini, Marmara Denizi'nde kurmaya baþladýklarý çok geniþ bir gözlem sisteminin parçasý olarak tanýmlayan Yücel, Marmara Denizi'nin tabanýna sabitledikleri 4 ayrý gözlem sistemi olduðunu, bu sistemlere baðlý, üzerinde farklý derinliklerden örnekler alan sensörlere sahip þamandýralar bulunduðunu aktardý. Sistemlerin þu an daha çok 100 metre altý derinlikte çalýþtýklarýný anlatan Yücel, "Bu 4 nokta, gemimiz ve enstitümüze yeni kazandýrdýðýmýz mobil sistemler, veri toplama kapasitemizi çok artýracak." ifadelerini kullandý.
- TÜRKÝYE'DE ÝLK DEFA BÝR DENÝZÝN KARBON YUTMA KAPASÝTESÝ HESAPLANACAK
Kýþ seferiyle birlikte Türkiye'de ilk defa deniz ile atmosfer arasýndaki karbondioksit gazý alýþveriþini ölçeceklerini bildiren Yücel, "Buna Marmara Denizi ile baþlýyoruz, Karadeniz ile devam edeceðiz önümüzdeki günlerde. Gemi hareket ettikçe yüzey sularý gemideki laboratuvarýmýza pompalanýyor. Burada karbondioksit, pH sensörleri var. Bunlar çok hassas. Denizin asiditesini, ne kadar karbondioksit içerdiðini hesaplýyor." dedi.
Denizlerin insan kaynaklý karbondioksitin en büyük emicisi olduðunu iþaret eden Yücel sözlerini þöyle sürdürdü:
"Kendi denizlerimizin ne kadar çok karbondioksit emebildiðini, bu akýþlarýn ne kadar olduðunu bilmiyoruz çünkü ölçülmemiþ. Karasal sistemlerin yutak kapasitesinin hesaplanmasý gerektiði gibi denizlerin kapasitesinin de hesaplanmasý gerekiyor, þu anda bunun ilk adýmýný atmýþ durumdayýz. Sürekli veri toplamamýz ve büyük alanlarý incelememiz gerekiyor. Bu seferde yaptýðýmýz bu. Çanakkale Boðazý'ndan baþladýk, Rize, Hopa'ya kadar, bütün münhasýr denizel bölgemizi kapsayacak þekilde açýklara da çýkarak bütün alaný tarayacaðýz. Verilerle, denizlerimizdeki karbondioksit haritasý ilk defa ortaya çýkmýþ olacak, buradan da yutak kapasitesini hesaplayacaðýz."
Yücel, "Dünyadaki benzer örneklerine bakarak, beklentimiz, Karadeniz ve Marmara Denizi'nin karbon tutma kapasitesinin yüksek olabileceði yönünde." diyerek sözlerini tamamladý.