Asisguard Genel Müdürü Barış Düzgün, AA muhabirine, silahlı dron, kara aracı elektroniği ve elektro-optik kameralar konusunda faaliyetler yürüttüklerini söyledi.
Silahlı dron projesinin karakalem çizimle 2018'da başladığını ve 2 yıllık yoğun Ar-Ge faaliyetiyle özel bir silahlı ürüne dönüştüğünü belirten Düzgün, Aralık 2019'da Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ile yapılan sözleşme doğrultusunda 8 silahlı dron Songar'ı Jandarma, Özel Kuvvetler, Kara Kuvvetleri ve Özel Harekat birliklerinin kullanımına sunduklarını ifade etti.
Düzgün, pilot teslimatlar sayesinde sahadan geri dönüşler aldıklarını dile getirerek, SSB'nin bu uygulaması sayesinde ürünlerini daha da geliştirme şansı yakaladıklarını kaydetti.
Şirketin bu süreçte önemli bir entelektüel sermaye biriktirdiğini vurgulayan Düzgün, sonrasında bu tecrübelerin Songar'a aktarıldığını ve envanterdeki silahlarla faydalı yük çeşitliliğinin arttığını anlattı. Düzgün, şöyle konuştu:
"MPT-55'in, Sarsılmaz'ın entegrasyonunu yaptık. Envanterde olan silahlarla 5,56 milimetre NATO standardında ürün sahibi yaptık Songar'ı. Bu, 5,45 milimetre silah kullanan ülkelerde de entegrasyon yapma yeteneğimiz olduğunu gösteriyor. Daha sonra farklı farklı dronlar yapmak yerine dronumuza farklı faydalı yükler ekledik. Aktaş Silah ile 40 milimetre bombaatar, Troy Teknoloji Savunma ile 6'lı roket fırlatma sistemi, toplumsal olaylara yönelik olarak sis bombası, TÜBİTAK SAGE'nin 81 milimetre Togan mühimmatını başarıyla entegre ettik. Amaç çok dron satmak yerine o dronu daha fazla işlevli hale getirmekti. Her faydalı yük için farklı dron yapmak yerine bir dronu bu kadar faydalı yükle süslemek istedik. Sadece silah olması da yetmiyor. Dronun atış yaptığı yeri görmesi gerekiyor. Bu kapsamda dronumuza gimbal ile gece görüş operasyon kabiliyeti de kazandırdık."
İhracata yönelik çalışmalarına ilişkin de bilgi veren Barış Düzgün, Türkiye'de savunma sanayisindeki gelişimle birlikte yurt içindeki pastanın daraldığını, rekabetin arttığını ve yurt dışına açılmanın bir gereklilik haline geldiğini ifade etti.
Düzgün, ihracat için birtakım odak bölgeler seçtiklerine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Afrika, herkesin odağı olan, gelişmekte olan ve bizim de pazar payı alabileceğimiz bir yer. Asya, Asya Pasifik pazar payı alabileceğimiz bir yer. Arap Yarımadası'nda da pazar bulabileceğimizi gördük. İlk hedef olarak bazı ülkeleri seçtik. İlk ihracatımız Kuzey Amerika'ya olmuştu. Afrika'dan yoğun bir ilgi var, 2 haftada bir heyet ağırlıyoruz. Bunun sonucu olarak Afrika'ya bir satışımız oldu. Sözleşmeye yakın olduğumuz ülkelerden biriyle geçen hafta sözleşme imzaladık. Asya Pasifik'te bir ülkeye adedi yüksek satış gerçekleştirdik, avans ödememizi aldık. Teslimatları bu yıl bitirmemiz gerekiyor. Teslimata hazırlıklıyız. Çalışmalarımız devam ediyor. Çünkü amaç çoklu satmak. Yüzümüzü çok güldürecek bir çoklu adet için de bir Afrika ülkesiyle sözleşme görüşmelerindeyiz. Şirketimiz ve ülkemiz için muazzam bir atılım olacağını düşünüyorum."
Asya Pasifik'te istenen ürünün Songar'ın en üst versiyonu olduğunu belirten Düzgün, gece görüş kabiliyetleri olan, 5,56 milimetre silah taşıyabilen ve kullanıcının özel isteklerini barındıran bir ürünün teslimatını gerçekleştireceklerini bildirdi. Düzgün, "Bu bize yeni sistemleri Songar'a entegre etmeyi, yeni pazarlarda avantajlar elde etmeyi sağlayacak." dedi.
Barış Düzgün, yaptıkları görüşmelerden söz konusu siparişin arkasının açık olduğunu, sayının yüksek adetlerde artacağını gördüklerini söyledi.
Otonom sistemlerin muharebe sahasında kullanımının yaygınlaştığı bir ortamda Songar ile HAVELSAN'ın üzerinde çalıştığı "Dijital Ordu" konseptinde yer almak istediklerini vurgulayan Düzgün, "Çoklu uçuşlar, koordineli uçuşlar gerçekleştirebilen, yapay zekanın entegre edildiği, makine öğrenmesiyle beraber uçabilen yapılar için çalışıyoruz. Ürünün bu şekilde evrilmesi gerektiğini, teknolojinin bu yöne doğru aktığını biliyoruz." diye konuştu.