Türkiye'ye satýlmayan F-35'leri peþkeþ çektiler! ABD olmasa ne mermileri ne de bombalarý var
ABONE OL
Ýsrail ordusu ABD desteði olmadan ne kadar güçlü?

Siyaset Bilimci Doç. Dr. Hüseyin Alptekin, ABD'nin koþulsuz silah desteðinin kesilmesi halinde Ýsrail'in Gazze'de soykýrýma devam edemeyeceðini AA Analiz için kaleme aldý.

***

Ýsrail ordusu bazý kesimler tarafýndan Orta Doðu'nun en modern ve en etkin ordusu olarak gösteriliyor. Bu kesimler coðrafi ve demografik açýlardan sahip olduðu dezavantajlara raðmen Ýsrail'i envanterinde bulunan sofistike silah sistemleri sebebiyle bölgenin en korkulmasý gereken askeri güçleri arasýnda sayýyor.

- ÝSRAÝL'ÝN ASKERÝ AÇIDAN DEZAVANTAJLARI NELER?

Ýsrail'in demografik dezavantajlarýna bakacak olursak 10 milyonun altýndaki nüfusu ve ülkenin 1'inci sýnýf vatandaþlarý olarak görülen Yahudi Ýsraillilerin nüfusunun 7 milyonu ancak geçmesi dikkat çekiyor. Ýþgal altýndaki Filistin'in nüfusu ise 5 milyonu geçmiþ, 6 milyona doðru ilerliyor. Ýsrail bu demografik dezavantajý ortadan kaldýrmak için askeri gücünü kullanmaktan çekinmiyor.

1948'de binlerce Filistinlinin öldürülüp 700 bininin Filistin'den sürülmesinden bugüne Ýsrail'in kaç Filistinliyi öldürdüðü konusundaki tahminler 100 bin ila 200 bin arasýnda deðiþiyor. Nitekim Ýsrail 10 ayý aþkýndýr devam eden Gazze soykýrýmýnda da Gazze'deki Filistinli nüfusun yüzde 3'ünü öldürdü. Ýsrail'in askeri gücü, kendisinden kalabalýk komþu ülkelerle hasmane iliþkilerini çekinmeden sürdürebilmesini saðlarken iþgali altýndaki Filistin topraklarýnda ''nüfus azaltýmý'' yapmasýnda da oldukça önemli bir rol oynuyor.

Ýsrail'in bir diðer askeri dezavantajý ülkenin coðrafi derinliðinin olmamasý. Ýsrail, en geniþ olduðu yerde bile doðudan batýya 135 kilometre geniþliðe sahip, kuzeyden güneye uzanan dar bir ülke. Bu coðrafya konvansiyonel bir savaþta düþman askeri harekatlarýyla doðudan batýya yarýlabilecek ve iletiþim hatlarý kesilebilecek bir yapýya sahip. Ancak Ýsrail'in sofistike silah sistemleri böylesi bir harekata karþý da ülkeye savunma ve caydýrýcýlýk imkanlarý saðlýyor. Ya da genel olarak Ýsrail lehine böyle bir düþünce hakim diyebiliriz.

Zira, Ýsrail'in silahlarýnýn caydýrýcýlýðýný test edebileceðimiz son konvansiyonel saldýrý 1973'te gerçekleþti. Ancak o savaþýn da asýl muharebeleri Ýsrail'de deðil iþgal altýnda bulunan Sina Yarýmadasý'nda yaþandý. Bir bakýma 1967 Arap-Ýsrail Savaþý gibi 1973 Savaþý da Ýsrail topraklarýnda deðil, Ýsrail'e komþu ülkelerin topraklarýnda yaþandý. Nitekim 1982 ve 2006 yýllarýnda yaþanan Ýsrail'in Lübnan savaþlarý da Lübnan topraklarýnda yaþandý. Bu savaþlar Ýsrail'in bazen baþarýlý bir þekilde iþgaliyle bazen de baþarýþýz olarak geri çekilmesiyle sonuçlandý.

Dolayýsýyla konvansiyonel bir saldýrý karþýsýnda Ýsrail'in kendi sýnýrlarý içindeki bir savaþta baþarýlý olup olmayacaðý 1948 savaþýndan beri test edilmese de Hamas'ýn 7 Ekim'de asimetrik yöntem ve araçlarla gerçekleþtirdiði saldýrýda Ýsrail'in bu sýnavý geçtiði söylenemez. Nitekim Ýsrail bu savunma zafiyetine karþý yine en iyi bildiði þeyi yaparak 7 Ekim'den önce de zaten defalarca saldýrdýðý Gazze'ye tekrar saldýrdý. Ýsrail, Gazze'de bir yandan askeri rüþtüne sarsýlan güveni geri kazanma bir yandan da nüfusu azaltma arayýþýnda.

- ÝSRAÝL'ÝN SÝLAH DEPOSU: ABD

Günün sonunda Ýsrail'in yenilmez bir askeri güç olduðu iddiasý bir mit midir yoksa gerçek midir sorusu tartýþýlabilir. Ancak bu soruya ''evet'' cevabý verenler için o gücün kaynaðýný Ýsrail'de deðil çok uzaklarda, Amerika Birleþik Devletleri'nde (ABD) aramak gerekiyor. Rusya'nýn Ukrayna topraklarýnda giriþtiði saldýrýlara karþý Ukrayna tarafýný silahlandýran, ordusunu eðiten, savaþ stratejisini belirleyen ABD, konu Ýsrail olduðu zaman bu desteði saldýrýya uðrayan tarafa deðil iþgal eden taraf olan Ýsrail'e saðlýyor. ABD'nin Ýsrail'e silah desteði ise devasa boyutlarda.

ABD Uluslararasý Kalkýnma Ajansý'na (US Agency for International Development) göre Ýsrail, kümülatif olarak bakýldýðýnda bugüne kadar ABD'den en fazla askeri destek alan ülke. 2024 rakamlarý eklenmediðinde bile toplam Amerikan askeri yardýmý 300 milyar dolarý aþýyor. ABD ek yardým paketleri dýþýnda Ýsrail'e yýllýk 3,3 milyar dolarýn üzerinde düzenli bir askeri yardým saðlýyor. Sadece bu desteðin miktarý Ýsrail'in savunma bütçesinin yüzde 15'ine denk geliyor.

Örneðin, ABD'nin NATO müttefiði Türkiye'ye satýlmayan F-35 uçaklarý, Ýsrail'e maliyetinin önemli bir kýsmý bu yardýmdan karþýlanarak verildi. Ýsrail F-35 uçaklarýný 2017'den bu yana kullanýyor. Hatta Ýsrail Hava Kuvvetleri'nin açýklamasýna göre Ýsrail 2018'de F-35'leri gerçek bir muharebede kullanan ilk devlet oldu.

Ýsrail'in hava savunma sisteminin mihenk taþý olan Demir Kubbe ve Davut Sapaný yine ABD'nin Raytheon savunma sanayisi þirketi tarafýndan Ýsrail kamu þirketleriyle beraber geliþtirildi. Nitekim Ýsrail bu sistemlerin gerçek bir hava saldýrýsýnda ne derece koruma saðlayacaðýný test etmedi. Ancak geçtiðimiz nisanda Ýran'ýn bir dizi dron ve seyir füzesiyle gün ve saat bildirerek göstere göstere Ýsrail'e yaptýðý saldýrýyý engellemede de ABD, Birleþik Krallýk ve bu ülkelerin bölgedeki müttefiklerinin hava güçleri füze ve dronlarý havada hedef alarak aktif koruma saðladý.

Ýsrail, Stockholm Uluslararasý Barýþ Araþtýrmalarý Enstitüsü (SIPRI) verilerine göre 2013-2023 yýllarý arasýnda silah ithalatýnýn yüzde 66'sýný ABD'den gerçekleþtirdi. Ayrýca, Ýsrail 1984'ten beri içi ABD tarafýndan doldurulan dev bir silah ve mühimmat deposuna sahip. Gazze soykýrýmý gibi ''acil'' durumlarda Ýsrail mühimmat ihtiyacýný bu depodan karþýlýyor. Dahasý geçtiðimiz nisan ayýnda yayýnlanan bir BBC haberine göre Pentagon Ýsrail'e 300 bin adet 155 milimetre top mermisi gönderdi.

Söz konusu Amerikan desteði konvansiyonel destekten ibaret deðil. Böylesi saldýrgan bir Ýsrail'in nükleer silah teknolojisine sahip olmasýnýn da kendi imkan ve kabiliyetleriyle mümkün olmayacaðýný da söyleyebiliriz. Güney Afrika Cumhuriyeti'ne, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliði'nden (SSCB) ayrýlan devletlere nükleer silahlarýný býraktýran ABD, konu Ýsrail olunca tam tersi bir tutum takýnabiliyor.

Sonuç itibarýyla 1948'den önce terör örgütleriyle baþlayan, 1948'de devlet olarak sahneye çýkmasýndan sonra ise devlet terörizmiyle kendini gösteren Ýsrail saldýrganlýðý için Ýsrail'in ýrkçý ve fundamentalist resmi ideolojisine, bu ideolojiyi politikaya çeviren mevcut ve eski hükümetlerine ve soykýrým suçlusu Baþbakan Binyamin Netanyahu gibi liderlerine kýzabiliriz. Ancak esasýnda Ýsrail'in bu kadar çok insaný bu kadar kýsa sürede öldürebilecek top mermisi de uçaðý da bulunmuyor. Bunlarý Ýsrail'in envanterine katan, soykýrým için Ýsrail'i destekleyip sonuçlarýna karþý Ýsrail'i gölgesine alan adres Orta Doðu'da deðil, Atlantik'in öte yakasýnda. Ýsrail bir gün iþgalden vazgeçecek, her istediði zaman Filistinlilere ölüm yaðdýramayacaksa bunun yolu da Washington'dan geçiyor. Gazze'ye yaðan bombalarýn durmasý için baþka bir yol görünmüyor. Zira arkasýnda ABD olmayan bir Ýsrail'in bu kadar insaný öldürebilecek mermisi de bombasý da yok.

[Doç. Dr. Hüseyin Alptekin, Siyaset Bilimcidir.]

* Makalelerdeki fikirler yazarýna aittir ve Anadolu Ajansýnýn editoryal politikasýný yansýtmayabilir.