'CHP, BİR ULUSAL GÜVENLİK SORUNUDUR'
Ersoy Dede: CHP Üsküdar İlçe Başkanı, elinde kameralı cep telefonuyla hafiyelik yaparken yakalandı. CHP İl Başkanı, 'bizim talimatımızla gitmiştir' diyerek sorumluluğu üstlendi. Yani bu iş etkileşim çabasındaki bir Youtuber'ın gayretinden çok kurumsal bir organizasyona benziyor. Evini dikizledikleri, fotoğrafladıkları kişi kim? Bu devletin en mahrem bilgilerine sahip, 'Başkan'ın sağ kolu', en yakınındaki ismin evi.. Fahrettin Altun..Milli Güvenlik Kurulu'na katılan, Başkan'ın bütün video konferanslarında yanında olan, devletin tüm sırlarına hakim güçlü bir figür. Terör örgütlerinin açık hedefi. Bu kişinin evini izliyorsunuz, fotoğraflıyorsunuz. Sorunca da; 'kaçak yapı var mı kontrole geldik' diyorsunuz. CHP artık tam anlamıyla bir ulusal güvenlik sorunudur. Bu son rezalet bu durumu da tahkim etmiştir.
'Cumhuriyetin 100. Yılında işte CHP’nin acıklı hali'
Altun ailesine büyük geçmiş olsun. Öncelikle üzüntümü ve külahlı eşkıyalara duyduğum öfkemi ifade etmek isterim.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun devletin çok önemli güvenlik toplantılarına katılan, her an Cumhurbaşkanımızın yanında olan bir isim. O yüzden de yüksek güvenlik önlemleriyle korunuyor. Haliyle ailesi, evi de öyle.
Bunun böyle olduğunu ne yaşı yüze yaklaşan CHP’nin ne Cumhuriyet gazetesinin yöneticileri bilmez değil. Buna rağmen bilerek ve isteyerek Altun’a saldırıyorlar. Anlaşılan o ki daha önce başka isimler üzerinden denendiği gibi bu kez de onun üzerinden Cumhurbaşkanımıza zarar vermek istiyorlar.
Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan yalan haberde Altun’un ailesiyle birlikte yaşadığı evin adres bilgileri ve fotoğrafları yayınlandı. Ardından CHP belediyesi farklı bir algı yaratmak için haksız bir yıkım yaptı. Vakıflar Genel Müdürlüğünün açıklamalarına rağmen yalan tezviratı sürdürdüler. Son olarak mekana partili eşkıya göndermişler. Talimatı da CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu vermiş!
Ve şu saat itibariyle CHP ne Altun ailesinden kamuoyu önünde özür diledi, ne suçlular hakkında bir karar aldı.
Yapılan eşkıyalık gibi bu sessizlik de kabul edilemez.
'BUNUN ADINA DÜPEDÜZ EŞKİYALIK DENİR'
Bunun hesabı her türlü sorulmalıdır. Kendilerini paralel devlet gibi gören bu siyasi eşkiyalara ağızlarının payı verilmezse korkarım ki azgınlıklarında sınır tanımayacaklardır. Hangi dilden anlıyorlarsa o dilden diyorum. O şirret dillerini üzerimizden çekmezlerse ve bu tarz eylemlerine devam ederlerse anladıkları dilden kendilerine cevap verileceğini bilmeleri gerekiyor. Yeter artık, yeter! Bari bu günlerde edepli olun!
Öte yandan bu olay CHP zihniyeti ve yönetimi açısından da, Cumhuriyet gazetesinin devlet-millet düşmanı çizgisi açısından da hiç şaşırtıcı değil.
CHP ve yandaş gazetesi Cumhuriyet PKK terörüne bu kadar müsamaha gösterirken de farklı değillerdi. FETÖ teröründe gönüllü işbirlikçilik, yabancı istihbarat operasyonlarında yanaşmalık yaptılar. DHKPC cinayetlerinde katilleri korudular, devlet düşmanlarına kalkan oldular. O yüzden hiç şaşırtıcı değil. Ama uyarıcı. Hak ettiklerini esirgememek lazım o yüzden.
CHP içindeki aklıselim isimlerin ise bir an önce partililerine sahip çıkması gerekir. İşin aslı CHP’nin yaşanan bunca olaydan artık bir ders çıkarması gerekir. Devlet-millet düşmanlığının kimseye fayda getirmediğini görmesi ve kendi kendini ıslah etmesi gerekir.
'Hem yalancılar, hem mütecaviz'
Yaptırdıkları yalan haber, belediye marifetiyle mülke zarar vermeleri yetmezmiş gibi CHP İstanbul İl Başkanının talimatıyla CHP Üsküdar İlçe Başkanı, yanına aldığı kişilerle Türkiye Cumhuriyeti'nin en nazik bilgilerini haiz kişisinin Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı'nın özel mülkünde röntgencilik yapıyor, görüntü alıyor.
Bu olayı sadece ahlak yoksunluğu, hadsizlik, düşkünlük ya da seviyesizlik olarak değerlendirmek kifayet etmez.
CHP giderek ulusal güvenlik sorununa dönüşmüş durumdadır.
CHP'li il ve ilçe başkanının destursuzluğun, mahremiyete saygısızlığın, hane halkını, çocukları ve annelerini güvensiz hissettiren bu mütecaviz tavırlarının geregi mutlaka yapılmalıdır. Bu açıkça eskıyalıktır. Türkiye bir hukuk devletiyse kimsenin kimseye bunu yapmaya hakkı yoktur.
'MEVZU BİR ARSA MESELESİ DEĞİLDİ'
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un eviyle ilgili medya üzerinden başlatılan tezvirat, ağaç bahane edilerek başlatılan Batıcı Gezi ayaklanmasının bir benzerinin prototipi gibi gözüküyor. Dün CHP Üsküdar İlçe Başkanı Suat Özçağdaş’nın Altun’un evini fotoğraflarken suçüstü yakalanması ve hâdisenin duyulması üzerine, sol terör örgütleriyle ilişkileri kamuoyunca bilinen CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun Özçağdaş’ın kendisinin gönderdiği açıklaması üzerinden hâdiseyi okumamız gerekiyor. Cumhurbaşkanı’nın en yakın çalışma arkadaşlarından birinin oturduğu evin adresi, bir yalan üzerinden fâş ediliyor. Sonrasında, geçmişinde sol terör örgütleriyle irtibatı olan CHP İl Başkanı’nın emriyle evin fotoğrafları gizlice çekiliyor, yani keşif çalışması yapılıyor. Anlaşılan Kaftancıoğlu eski alışkanlıklarını bırakamamış. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı hâdiseyle alâkalı soruşturma başlatmış. Tahmin ediyorum soruşturma, Kaftancıoğlu’nun geçmişi de gözönünde tutularak terör soruşturmasına dönecektir. Mevzu, bir arsa meselesi değildir!
'UCUZ POLİTİKALARLA ÖTEKİLEŞTİRMEYİ TERCİH EDİYORLAR'
Türkiye'nin en büyük sorunlarının başında CHP zihniyeti yer almaktadır. Siyaseten çözüm önerileriyle rekabet yerine Üsküdar örgütünün yaptığı gibi ucuz politikalarla ötekileştirmeyi tercih ediyorlar.
'KADINLARI VE ÇOCUKLARI RAHAT BIRAKIN'
Fatmanur Altun hanımın evi ve çocukları, bir anne olarak en hassas olduğu mahremiyetidir diye düşünüyorum. Ev ve özel hayat bütün dünyada korunan en mühim insani haklardandır.Bu çocukların babasıyla farklı politik görüşte olabilirsiniz hatta bunu husumete vardırmış bile olsanız, siyasetin onur kaideleri ve medeni hukukun kişi hukukuna verdiği önem çerçevesinde böylesine bir gözetleme ve taciz işine yeltenemezsiniz. Kadınları ve çocukları rahat bırakın.
'KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASINA DA AYKIRI'
Öncelikle bu talihsiz olaydan dolayı çok üzüldüğümü belirtmeliyim. Farklı düşüncede olabiliriz, görüşlerini beğenmeyebiliriz, eleştirebiliriz. Hatta, siyasi rakipte olabiliriz. Ama bu şekilde bir tavır sergilenmesi, bir ailenin mahreminin fotoğraflanması yanlıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın en yakınında yer alan önemli bir devlet adamının ve saygın bir akademisyenin güya siyasi bir rekabete alet edilmesi, bunun üzerinden siyasi rant elde edilmeye çalışılmasını doğru bulmuyorum.
Kaldı ki, bir ailenin mahreminin fotoğraflanmasının kabul edilemez bir davranış olması kadar bunun talimatının bir il başkanı tarafından verildiğinin ve bunun demokrasi adına yapıldığının savunulması son derece yakışıksız olmuştur. Özellikle belirtmek gerekir ki, bu şekilde davranılması kişisel verilerin korunmasına da aykırıdır.
İçerisinden geçtiğimiz bu zor günlerde, ayrıştırıcı ve tehdit edici bu tür davranışların ve söylemlerin topluma ve ülkemize bir katkısı olmayacaktır. Anamuhalefet partisi CHP'in İstanbul il başkanının enerjisini ve zamanını çok daha faydalı işlere ayırması gerekir.