Hemen hemen herkesin başı nasıl aldığını hatırlamadığı kiloları ile dertte.
Yerken keyif veren çikolatalar, şekerler, tatlılar, hamur işleri kilo verme yolunda ise başarı önünde birer sette dönüşüyor. Birçok hastalığın başlangıcı olan kilolardan kurtulmak için yapmanız gereken ilk şey ‘yol haritası’ belirlemek. İşte sağlıklı kilo vermeniz için bilmeniz gereken tüm bilgiler...
SAĞLIKLI KİLO VERMEK İÇİN NASIL BİR YOL İZLENMELİ?
Başarılı bir diyetin mihenk taşının gerçekçi hedefler belirlemek olduğunu söyleyen Dyt. Gizem Gençyürek, “Yapılması gereken ikinci kural ise mutlaka bir beslenme uzmanından destek almak. Küçük ve gerçekçi hedeflere ulaşmak esas amaca ulaşmadaki en büyük adımdır, motivasyon ve özgüven sağlar diyet sürecine bağlılığı ve inancı artırır” dedi.
BAŞKASININ DİYET LİSTESİNİ UYGULAMANIN ZARARLARI NELERDİR?
Yapılan en büyük yanlışlardan biri olan ‘başkasının diyet listesini uygulamak’. Bu konuya da açıklık getiren Dyt. Gençyürek, “Diyet planlamasında esas kural, kişinin yaşına, cinsiyetine, fiziksel aktivite durumuna, hastalık öyküsüne, beslenme ve yaşam alışkanlıklarına uygun planlama yapılmasıdır. Yani diyet bireye özeldir, kişiye uygun olarak planlanan programlar bir başkası için uygun olamaz ve hatta sağlığına zarar verebilir. Genel sağlıklı beslenme kuralları vardır bu doğru ancak özellikle de bir kilo verme sürecine girmek için komşumuzun/akrabamızın veya sosyal medyada paylaşılan genel geçer diyet programları asla yapılmamalıdır. Kişiye özel olmayan bu programlar, kalori hesabı yapılmadan planlandığı için kilo verdirmek yerine kilo aldırabilir daha da önemlisi kan şekerinde dengesizliklere yol açarak diyabete eğilimi artırabilir, tansiyon, kalp-damar hastalıkları, böbrek, karaciğer, bağırsak rahatsızlıkları gibi birçok hastalığa temel oluşturabilir” ifadelerini kullandı.
SAĞLIĞINIZI RİSKE ATMAYIN
Uzmanlar kilo verirken sağlık açısından büyük risk oluşturan tek tip beslenme ile aşırı kalori kısıtlamasına dayalı şok diyetlerden mutlaka kaçınılması gerektiği görüşünde. Çünkü bu tarz yöntemlerle ilk başlarda kilo da verseniz sağlığınızı ciddi derecede riske atmış olacaksınız. Ve kısa süreli, uygulanması son derece güç olan bu yöntemlerden bıktığınızda verdiğiniz kiloların çok kısa sürede yeniden döndüğünü gözlemleyeceksiniz.
BUNUN UZUN SÜRELİ BİR YOLCULUK OLDUĞUNU UNUTMAYIN
Kilo vermenin uzun süreli bir yolculuk olduğunu ifade eden Dyt. Gençyürek, “Bu süreci geçici bir diyet süreci olarak değil kalıcı bir yaşam tarzı değişikliği oluşturma süreci olarak nitelendirmeliyiz. Tek bir besinden mucize beklememeli besin çeşitliliği ile egzersiz, yeterli su tüketimi ve uyku düzenimize özen göstermeliyiz. Ayrıca kilo kaybının bu sürecin her anında aynı oranda olmayacağını kabul edip motivasyon kaybı yaşamamalı ve sabırlı olmalıyız” şeklinde konuştu.
HEP BAŞA DERT OLAN ‘SON 5 KİLO’ İÇİN NELER YAPILMALI?
Uzun zaman uğraştınız, yediğinize içtiğinize dikkat ettiniz, sporu da ihmal etmediniz ama yine de ideal kilonuza ulaşmanıza engel olan o ‘son 5 kilo’nun sebebini işin uzmanına sorduk.
Durumun son derece olağan olduğunun altını çizen Dyt. Gençyürek, “Bu kilolara dirençli kilolarda diyebiliriz ve her bireyin direnç gösteren vücut ağırlığı olabilir. Öncelikle yapılması gereken asla motivasyon kaybetmemek ve kendimizi strese sokmamak. Vücut zaten bu süreçte ciddi bir kilo kaybı yaşamış ve hedefe çok az kalmıştır, bu esnada bir yavaşlama ve direnç göstermesi aslında olağan bir durumdur, kişi bunu kabul etmeli ve sabırlı olmalıdır” dedi.
KENDİNİZİ AÇ BIRAKMAYIN
“Bu durumda vücudumuzu aç bırakmak asla doğru değildir üstelik metabolizmayı daha da yavaşlatıp direnci kuvvetlendirebilir hatta kilo artışına sebep olabilir” diyen Dyt. Gençyürek şöyle devam etti; “Uygulamamız gereken birkaç kritik nokta vardır; eğer sürekli aynı program ile kilo verdiysek diyet programında ve içeriğindeki öğün saatlerinde değişiklik yapıp metabolizmamızı şaşırtabiliriz, kilo verdikçe ihtiyacımız olan kalori miktarı düşecektir bu nedenle porsiyonları biraz daha düşürüp kaloriyi azaltmalı ve fiziksel egzersizimizi artırmalıyız. Eğer uzun süredir diyet yapılıyorsa, koruma programı ile birkaç ay kilo korunup sonrasında kalan kilolar için tekrar diyet sürecine girmek de dirençli kiloları kaybetmek için bir seçenektir.”
DETOKS SULARININ KİLO VERMEYE ETKİSİ VAR MI?
Son dönemde diyetlerin en büyük vazgeçilmezi ise ‘detoks suları’… Uzmanlar ise herhangi bir besinin tek başına kilo verdirmeyeceği görüşünde. Dyt. Gençyürek, “Detoks sularının bu kadar sevilmesinin altında yatan temel sebep ise, suyun tadının birçok kişi tarafından sevilmemesi ve çeşitli meyve-sebze-baharatlar ile tatlandırılarak suyun tadının daha içilebilir hale getirilmesidir. Burada asıl mucize ise sudur! Su, organların temizlenmesini, vücudun yağ dengesinin ve kilo kontrolünün sağlanmasını, bağırsakların daha iyi çalışmasını, metabolizmanın hızlanmasını, ilaç kullanımı var ise ilaçların ortaya çıkarabileceği zararlı etkilerin ortadan kaldırılmasını sağlar, aynı zamanda tokluk hissi sağlayarak da yine kilo kontrolü üzerinde etkilidir” ifadelerini kullandı.
Dyt. Gençyürek, “Kişinin varsa sağlık problemleri göz önünde bulundurularak hedefe yönelik olarak (çubuk tarçın-kan şekerinin dengelenmesi; limon-bağırsakların iyi çalışması/bağışıklık; maydanoz-ödem atıcı; ananas-ödem atıcı, ceviz-kolesterole iyi gelmesi vb.) günlük tüketilen su içerisine çeşitli sebze-meyve-baharatlar ilave edilerek detoks suyu haline getirilebilir. Ancak suyun içerisine eklenen sebze ve meyvelerin antioksidan etkilerinden ve toksin atıcı özelliklerinden yararlanabilmek için bunların ayrıca da tüketilmesi şarttır. Aynı zamanda sevdiğimiz sebzeler-meyveler-baharatlar ile detoks suları oluşturmak su içme alışkanlığı kazanmak açısından da oldukça faydalıdır” diye konuştu.
DİYET LİSTELERİNİN VAZGEÇİLMEZİ: YEŞİL ÇAY, KİRAZ SAPI ÇAYI
Özellikle yaz aylarında birden herkesin fincanlarını doldurmaya başlayan bitki çaylarına da değinen Dyt. Gençyürek, “Biz diyetisyenler yeşil çay ve kiraz sapı çayını, eğer tüketimi etkileyecek herhangi bir hastalık durumu veya gebelik durumu yoksa diyet listelerine genellikle ekleriz. Bu çayları tercih sebebi daha çok diyet sürecinde metabolizmayı hızlandırıp yağ yakımına ve dolayısıyla kilo vermeye yardımcı olması ve antioksidan özelliğinden kaynaklanmaktadır. Özellikle bu iki çay en çok tercih edilenler arasındadır. Yeşil çay ve kiraz sapı çayının diyet sürecine ve sağlık üzerine etkilerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz;
KİRAZ SAPI ÇAYI;
En önemli özelliği ödem söktürücü olmasıdır. Bu sebeple adet döneminden 3-5 gün öncesinden tüketilmesi de yarar sağlamaktadır.
Sindirim problemlerine yardımcı olur, hazımsızlığı önler.
Metabolizmanın hızlı çalışmasına yardımcı olur.
YEŞİL ÇAY;
Kalp ve dolaşım sistemini olumlu etkiler.
Zihinsel ve bedensel performansı olumlu etkiler.
İdrar söktürür ve toksinlerin vücuttan atılmasını sağlar.
Mide ve bağırsak problemlerine iyi gelir.
Kolesterolü ve yüksek tansiyonu düşürür.
Kan dolaşımının ve tiroid fonksiyonlarının düzenlenmesini destekler.
Vücuttaki yağların yakılma sürecini hızlandırarak kilo verme sürecine katkıda bulunur.
DİYET YAPARKEN SIVI TÜKETMENİN ÖNEMİ NEDİR?
“Günlük yaşantımızda ve diyet sürecinde ihtiyacımız olan en önemli sıvı sudur” diyen Dyt. Gençyürek, “Çay, kahve, meyve suları gibi diğer içecekler asla suyun yerini tutmaz. Yetişkin bir insan vücudunun yaklaşık %60’ı sudan oluşmaktadır. Su, vücut fonksiyonlarının ve metabolizmanın düzenli çalışmasında, organların işlevlerini sürdürmesinde, vücuttaki çoğu biyokimyasal olayda önemli rol oynamaktadır” dedi.
SU METEBOLİZMAYI HIZLANDIRIR, TOKLUK HİSSİ VERİR
Dyt. Gençyürek, “Diyet sürecinde tüketilen su miktarının artırılması metabolizmanın daha hızlı çalışmasını sağlar, öğünlerden önce tüketilen su tokluk hissi sağlayarak fazla besin alımının önüne geçer ve gereksiz kalori alımını engeller. Özellikle egzersiz öncesi bol su tüketimi metabolizmayı hızlandırarak vücuttaki yağların çözülmesini sağlar. Bireylerin günlük su ihtiyacı “KİLO X 35 ML” formülü ile hesaplanabilir ancak özellikle diyet sürecindeysek fiziksel aktivite durumunu da göz önünde bulundurarak su tüketimi mutlaka artırılmalı” şeklinde konuştu.
SADECE SIVI İLE YAPILAN ŞOK DİYETLER
Şok diyetlerin birçok zararı olduğuna değinen Dyt. Gençyürek, ‘Şok Diyet’ adı ile kısa yoldan hızlı ve ciddi bir kilo kaybı vaat eden diyetlerin yaşam tarzı haline getirilemeyeceğinin altını çizdi. “1-2 günden fazla sürdürülemeyecek olan bu uygulamalar aşırı kalori kısıtlaması ile hızlı kilo kaybı beklenirken metabolizmanın yavaşlamasına hatta vücudun kıtlık metabolizmasına girerek tam ters etki gösterip yağ artışına dahi sebep olabilir” vurgusu yapan Dyt. Gençyürek şunları söyledi; “Aşırı sıvı tüketimine bağlı olarak böbreklerin fazla çalışması ve diğer organların yeterli enerjiyi alamaması kalıcı organ hasarı meydana getirebilir. Yeterli besin öğesi alımı sağlanamadığından bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açar. Bununla birlikte aşırı kalori kısıtlaması ile oluşan açlık durumu konsantrasyon ve duygu-durum bozukluğuna neden olur. Günlük beslenmenin 1 veya 2 öğününde metabolizmayı şaşırtmak/hızlandırmak ve vücudu toksinlerden arındırmak amacıyla uygun sıvı tüketimi sağlanabilir ancak bunun sık sık ve tüm öğünlerde tekrarlanması sağlıklı bir kilo verme yöntemi değildir.”
TEK TİP BESLENMENİN ZARARLARI NELERDİR?
Besin çeşitliliğinin önemine değinen Dyt. Gençyürek, “İster kilo verme ister kilo alma olsun diyet yaparken vücudun ihtiyacı olan gerekli tüm besin öğelerinin sağlanması gerekir, bunun yerine getirilebilmesindeki en önemli kural ise diyette besin çeşitliliğine yer vermektir. Vücudun ihtiyacı olan tüm besin öğelerinin tek bir besin veya besin grubundan sağlanması mümkün değildir. Tek tip beslenme demek, vücuda hep aynı besin öğelerinin girmesi ve geri kalan tüm besin öğelerinin eksikliği demektir, gerekli vitamin ve minerallerin vücuda alınamaması diyabet, kalp-damar hastalıkları, tansiyon düşüklüğü/hipertansiyon, konsantrasyon bozukluğu ve metabolizmanın yavaşlaması gibi sorunları beraberinde getirir. Tek tip beslenmede hızlı kilo kaybı meydana geldiği sanılsa da aslında kaybedilen yağ kütlesi değil kas ve su kaybı olmaktadır” ifadelerini kullandı.
star.com.tr