Meksika'nın güneyinde bulunan bu adaya 'Bebek Adası' denmesinin sebebi, adadaki ağaçların büyük çoğunluğunda oyuncak bebeklerin asılı olması.
Oldukça, rahatsız edici bir atmosferi olan ada turistlerin uğrak mekanı haline gelmiş durumda. Adanın hikayesi ise şöyle;
yıllar önce, kanalda boğulmuş küçük bir kız çocuğunun cesedi bulunuyor. Birkaç gün sonra aynı su kanalında oyuncak bir bebek bulan Don Juin Santana, küçük kızın bebeğini ağaca asıyor.
Yıllar boyunca Santana, adadaki birçok ağaca bebek asmayı sürdürüyor, böylece küçük kızın ruhunu onurlandırdığını ve kötü ruhlardan koruduğunu düşünüyor.
2
/
10
Cehennem Kasabası / Ohio, ABD
1974 yılında yetkililer tarafından boşaltılmış olan bu kasabayla ilgili bir sürü olay mevcut ve bu olaylar bir söylentiden ibaret değil, tamamen gerçek.
Birgün aniden burayı terk etmeleri istenilen kasaba halkı, burada pek çok paranormal olay yaşadıklarını anlatmış.
Ormandan çocuk sesleri geldiğini, arabayla yolda giderken ruhani varlıkların saldırılarına uğradıklarını, köprüden geçerken bebek ağlamasına şahit olduklarını dile getiren pek çok kişi olmuş yıllar içinde.
Resmi kurumlar ise, kasabanın boşaltılması hakkında yorum yapmamış. Aradan geçen 45 yılda, kasaba hala gizemini koruyor.
3
/
10
Aokigahara Ormanı / Japonya
İntihar ormanı olarak da bilinen bu orman, Fuji dağının eteklerinde yer alıyor.
Japonya'da intihar etmek isteyenlerin bu ormana gittiği söyleniyor. Ayrıca halkın bir kısmı burada ölenlerin ruhlarının da hala ormanda gezdiğine inanıyor.
Ormana girildikten bir süre sonra uğultular duyulduğu da söylentilerin arasında. Ayrıca ormanda, 'hayat güzeldir, intihar etmeyin' gibi levhalar ve notlar da bulunuyor.
4
/
10
Overtoun Köprüsü / İskoçya
1950 yılından bugüne dek üzerinden 600 köpeğin atlayarak intihar ettiği bu köprünün gizemi hala çözülemedi.
Bölgede yaşayanların inancına göre, Overtoun Kalesi'ne giden bu köprü, kalede yaşayan kötü ruhlar tarafından korunuyor.
İlginç olan bir diğer detay ise, köpeklerin hep aynı noktada koşmaya başlayıp, aynı yerden kendilerini aşağıya bırakmaları.
İntihar teşebbüsü sonucunda hala yaşayan köpeklerin ise, tekrar intihar ettiği söyleniyor.
5
/
10
Kabayan Mumyaları / Filipinler
12. ve 16. Yüzyıllar arasında Filipinler'de hayatını kaybedenlerin mumlayalanmış bedenlerini Kabayan'da görmek mümkün.
Yüzlerce yıldır dokunulmamış olan mumyalar son yıllarda turistik gezilerin uğrak yeri haline geldi.
6
/
10
Capela Dos Ossos (Kemik Şapeli) / Portekiz
5 bin rahibe ve papazın kemiklerinden yapılan bu kilise sadece 11 metre genişliğe sahip. 16. Yüzyılda kurulan klişeyi ürkütücü yapan bir diğer detay ise;
çatısında latince; 'Ölüm günü, doğum gününden daha kutsaldır' yazılı olması.
7
/
10
Söndülemeyen Maden / Centraila, Pensilvanya, ABD
1960'larda 5 bin kişinin yaşadığı bu kasabada, kömür madenleri işletiliyordu. Bir gün madende yangın çıktı ve aradan geçen yaklaşık 60 yıla rağmen yangın hala devam ediyor.
Yer kabuğunda bulunan çatlaklardan sızan duman, yangının sürdüğünü düşündürüyor.
Bölge halkının inanışına göre, maden ile birlikte işçiler de hala yanmaya devam ediyor.
8
/
10
Chauchilla Mezarlığı / Peru
1920 yılında keşfedilen bu mezarlık, Peru'nun güney kıyısına yakın bir konumda bulunuyor.
700 yıllık oldukları belirlenen cesetlerin en yenisi ise 9. yüzyıla ait. Bu cesetleri ürkütücü kılan, hepsinin çömelmiş ve gülümsüyor olmaları.
9
/
10
Akodessewa Pazarı / Togo, Afrika
Batı Afrika'da bulunan Togo'nun başkenti yer alan bu pazar, bizim sebze-meyve, kıyafet almak için gezdiğimiz pazarlardan epey farklı.
Yüzde 74'ü köylerde yaşayan Togo halkının bir bölümü kara büyüye inanıyor. Onların isteklerini karşılamak için kurulan bu pazarda da, büyü malzemeleri ve otlar satılıyor.
Hayvan kafalarından, lanetli olduğuna inanılan ahşap nesnelere, vudu bebeklerine kadar pek çok farklı şeyin satıldığı pazar, rahatsız edici atmosferiyle ürkütücü yerler listemize girdi.
10
/
10
Taşlaşan İnsanlar / Pompeii, İtalya
Vezüv Yanardağı'nın M.S 79 yılında patlamasıyla, Pompeii şehri tüm halkıyla birlikte lav küllerinin altında kaldı.
Küllerin etkisiyle taşlaşan insanlar, 1790 yılında yapılan kazı çalışmalarıyla yüzeye çıkartıldı.
Çok iyi korunmuş olan şehir, ne yazık ki yanardağ felaketinin izlerini taşıyor.
İnsanların öldükleri anda kalarak, taşlaşmaları bir hayli ürkütücü.