Zehra bebeğin anne ve babası Lübnan'ın güneyinde yer alan ve Lübnan-Filistin sınırına yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta bulunan Ramadiye beldesinde yaşanan yoğun bombardıman sonucu Irak'a göç etmek zorunda kaldı.
Baba Ahmed Tahtah, Lübnan'dan Irak'a kadar süren göç çilesi ve kızı Zehra'nın dünyaya gelişini AA'ya anlattı.
23 Eylül'de bombardıman seslerine uyandıklarını söyleyen Tahtan, evlerini yanlarına hiçbir şey almadan terk edip kaçtıklarını anlattı.
'Yüzlerce insan evinde öldü.' diyen Tahtan, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Ramadiye'den Sovar şehrine göç ettik ve orada 1 gün kaldık sonra gene saldırı oldu. O sırada eşim doğurmak üzereydi ve doğum yapma sorunları vardı. İkinci gün Sayd şehrine gittik ve biz daha yoldayken oraya da saldırılar başladı. Aracımıza şarapnel parçaları isabet etti. Hastaneler yaralılarla doluydu ve bize bakamıyorlardı.
Sonra Cebel Lübnan'a gitmek zorunda kaldık ve aynı sorunu yaşadık. Bize Irak'a gidebileceğimiz söylendi. Lübnan'dan Necef'e hareket eden son uçaktaydık. Necef'e gece yarısı saat 01:00'de vardık, sabahı da hemen hastaneye gittik ve eşimin bebek doğurma olayı gerçekleşti. Eşim, yaşanan sıkıntılardan dolayı kan kaybı, nefes darlığı ve kalp ritim bozukluğu yaşadı. Kızımız da yeni doğduğunda solunum sorunu yaşadı. Kızımız Zehra, Irak'ta doğum yapan ilk Lübnanlı bebek oldu. Kızım hem Lübnanlı hem de Iraklıdır. Çocuğun tüm ihtiyaçları karşılanıyor, hiçbir eksiğimiz yok. Ancak bir ülkeden başka ülkeye geçtiğimiz için de geleceğimiz meçhul.'
'IRAK BİZİM İÇİN DAHA GÜVENLİ'
Anne Lübana Halil de, 'Irak'a gelmemizin nedeni Lübnan'da yaşanan savaş.' diyerek, 'Çevremizde Hizbullah'a ait malzemelerin olduğu ve evlerimizi boşaltmamız için tehditler alıyorduk. Yakınımızda öyle bir şey yoktu, onların amacı sadece sivilleri hedef almak ve evleri bombalamak ve Lübnan'ın tamamını yıkıma uğratmak.' ifadesini kullandı.
Hamileliğinin son günlerindeyken Irak'a gelmek zorunda kaldıklarını söyleyen Halil, şunları kaydetti:
'Lübnan'daki hastaneler bize bakamıyordu. Hastaneler, cihazların patlaması sonucu yaralılarla doluydu. Irak bizim için daha güvenliydi. Burada hemen doğurmak için ameliyata alındım ve hayatım riske de girdi ama çok şükür doğum yapıldı. Kızımın solunum sorunu oldu ve iki gün yoğun bakımda kaldı. Ben de nefes darlığı ve kalp ritim bozukluğu yaşadım ama ilaçlarla geçti.'
Lübnan'da yaşanan İsrail saldırıları nedeniyle Irak'a şu ana kadar 7 bine yakın Lübnanlı sığındı. Lübnanlıların büyük bölümü Necef ve Kerbela şehirlerinde dini turizm için inşa edilen yerleşim yerlerinde iskan ettiriliyor. Bir kısım Lübnanlı göçmen de Bağdat'ın Sadr bölgesinde bulunuyor.
Lübnanlı bazı ailelerin ülkenin doğusunda bulunan ve İran ile sınırı olan Diyala vilayetinde bulunduğu biliniyor.
Irak hükümeti, saldırılardan kaçan Lübnanlara ülkeye vizesiz giriş yapabilme ve Irak'taki eğitim sisteminden yaralanma imkanı tanıyor.