İsmet İnönü'nün Lozan telgrafları İngilizlerin elinden geçmiş
İsmet İnönü'nün tercih ettiği ve Türkler tarafından kullanılan Doğu Telgraf hattı İngiltere’nin denetimi altında olduğundan, deşifre edilen telgraflar İngilizlere Türk heyetinin pazarlık konumunu değerlendirme fırsatı vermişti.
1
/
21
Lozan görüşmeleri esnasında da İnönü'nün İstanbul'a yolladığı telgraflar deşifre edilmiş ve neticesinde Lord Curzon İsmet İnönü'den istediği tüm tavizleri almıştı.
2
/
21
İsmet İnönü'nün tercih ettiği ve Türkler tarafından kullanılan Doğu Telgraf hattı İngiltere’nin denetimi altında olduğundan, deşifre edilen telgraflar İngilizlere Türk heyetinin pazarlık konumunu değerlendirme fırsatı vermişti.
3
/
21
Türk heyetinin Ankara ile yaptığı çok gizli telgraf görüşmelerini ele geçiren İngiliz haberalma servisi bu telgrafları Lord Curzon’a ulaştırdı. Böylelikle İngilizlerin görüşmeler boyunca Türklerin ne düşündüklerini ve ne yapmak istediklerini daha iyi değerlendirilmesini sağladı.
4
/
21
Curzon, ele geçirilip İngiliz Dışişleri Bakanlığı’na aktarılan Türk telgraflarını düzenli bir şekilde inceleyerek, Lozan’da İsmet Paşa ve Ankara’da Türk Hükümeti’nin karşı karşıya bulunduğu zorlukları öğreniyordu.
5
/
21
Müzakereler süresince Türkiye'nin hamlelerini önceden bilen İngilizler, çok özel bir istihbarat sistemi kurmuş. Mustafa Armağan 2012 yılında yazdığı yazıyla bu konuya değinmişti.
6
/
21
İNGİLİZLERİN TELGRAF ÇALMA VE ÇÖZME EKİBİ Lozan'ın karşı taraftan bilgi çalmaya dönük operasyonları üzerinde duran nadir bir İngilizce araştırmaya göre İngilizler, İstanbul'a yerleştirdikleri özel yetiştirilmiş telgraf çalma ve çözme ekibi sayesinde Türk hükümetinin Lozan'a çektiği telgrafları bizimkilerden önce yakalıyor, çözüyor ve Lozan'daki ekibimizin eline ulaşmadan önce Londra'ya ulaştırıyorlar.
7
/
21
Gereken emirler verildikten sonra Lozan'da müzakere masasına, bizim elimizdeki kozları bilerek oturuyorlardı. Bir diplomatın dediği gibi bunun, briç masasında karşısındakinin elindeki kartları bilerek oynamaktan farkı yoktu. (K. Jeffrey-A. Sharp, 'Lord Curzon and the use of secret intelligence at the Lausanne Conference', The Turkish Yearbook, 1993.)
8
/
21
RAUF ORBAY DEHŞETE DÜŞMÜŞ Bu ahlaksızca oyunun farkında olmayan Türk tarafı, müzakerelere girip çıkıyorlardı ama telgraflaşmaları kendilerinden önce okumuş rakipleriyle aynı masada oturduklarından bihaberdiler. Zamanın Başbakanı Rauf Orbay, yıllar sonra Londra Büyükelçiliği sırasında bu oyunu öğrenince dehşete düşmüştü.
9
/
21
İngiltere, 1. Dünya Savaşı'nın hemen ardından bir Kod ve Şifre Okulu açmış ve mezunların bir kısmını İstanbul'da kurduğu kablosuz dinleme merkezinde istihdam etmiş olması tesadüf değildi.
10
/
21
İSMET PAŞA'YI SIKIŞTIRIYORLARDI Curzon ve Rumbold Türk tarafının kafasından nelerin geçtiğini bilerek hareket ediyor ve ortamı germek istediklerinde geriyor, gevşetmek istediklerinde de gevşetiyorlardı. Mesela bir keresinde azınlıklar konusunda Curzon, İsmet Paşa'nın üstüne gidiyor, sıkıştırıyordu.
11
/
21
Rumbold onu uyardı: 'İsmet'in ellerinin bu konuda Ankara tarafından bağlanmış olduğunu hissediyorum. Gizli kaynaklardan edindiğim bilgiye göre eğer biz Montagna Formülü'nde ısrar edersek masayı ve konferansı terk edecek. Vatandaşlarımız için bazı garantiler almamız yeterli. Konferans kesilirse bunu kamuoyumuzun anlayışla karşılayıp karşılamayacağından emin değilim.' Curzon, bunun üzerine tutumunu değiştirecektir.
12
/
21
İngilizler ele geçirilen telgraflardan şunu da net olarak anlamışlardı: İsmet, Ankara'dakilere oranla uzlaşmaya daha yatkındı ve ılımlı bir tavır sergiliyordu. Ancak Ankara çok sertti.
13
/
21
GİZLİ HABERALMA SERVİSİ Gizli Haberalma Servisi (SIS) de bunu doğruluyordu. Haziran 1923'te Rumbold, Curzon'a şöyle yazıyordu: 'Malum gizli kaynaklardan edinilen bilgilere dikkat ederseniz İsmet'in kendi hükümetiyle giderek daha büyük bir müşkülat içine girmekte olduğunu görürsünüz.'
14
/
21
İngilizler Lozan'da bir başarısızlık veya eli boş dönme halinde Meclis'in delegelerden ve hükümetten hesap soracağını bile tespit etmişlerdi. 30 Ocak 1923'te Rumbold şöyle yazıyordu Henderson'a:
15
/
21
'Kötü bir anlaşmayla geri dönerlerse BMM onları düşürecek, hiçbir şey imzalamadan dönecek olurlarsa bu defa boşu boşuna zaman kaybettirdikleri ve para harcadıkları için suçlanacaklar.'
16
/
21
Lord Amery ise Curzon'a Türklerin halı satıcılarına benzediğini, tam kapıdan çıkarken müşterinin verdiği fiyata razı oldukları uyarısında bulunuyordu.
17
/
21
Makalenin yazarları Jeffrey ve Sharp, Lozan'ın, 1. Dünya Savaşı'nı bitiren antlaşmaların en uzun ömürlüsü oluşunu, İngiliz gizli haberalma servisinin bir başarısı olarak değerlendiriyor. Onların gayreti sayesindedir ki İngilizler, Türk tarafının elindeki kozları ve tezleri önceden öğrenmiş ve sonuçta ortaya 'gerçekçi' bir antlaşma metni çıkmıştır.
18
/
21
Lozan’ın seçimi Türkleri istihbarat açısından da dezavantajlı bir konuma getirdi. İngiliz istihbarat görevlilerince tutulan birçok rapor, Türklerin bakış açısı konusunda çok ayrıntılı bilgiler vermekteydi. Ama konferanstaki en önemli katkı ‘İngiliz Haberalma Servisi’ tarafından gerçekleştirildi.
19
/
21
Türk heyetinin Ankara ile yaptığı çok gizli telgraf görüşmelerini ele geçiren İngiliz haberalma servisi bu telgrafları Lord Curzon’a ulaştırdı. Böylelikle İngilizlerin görüşmeler boyunca Türklerin ne düşündüklerini ve ne yapmak istediklerini daha iyi değerlendirilmesini sağladı.
20
/
21
Uluslararası ilişkilerde istihbaratın çok büyük yararı olduğuna inanan Winston Churchill, politikalarını belirlerken istihbarat raporlarına ayrıca önem verdiğini ifade etmiştir. Bu konuda tıpkı Churchill gibi düşünen Curzon şöyle diyordu; “Yabancı hükümetlerin şifresi kırılan telgrafları, onların politikalarını ve eylemlerini değerlendirmede kuşkusuz bizim en kıymetli bilgi kaynağımızdır'