Şu ana kadar yalnızca yakıt olarak kullanılan ya da çöpe giden bu kabukları ekonomiye kazandırmak için başlattıkları çalışmayı tamamlayıp, patent başvurusunda bulunduklarını anlatan Çakır, kimya ve ilaç sanayisinde önemli maddeler olan "shikimic" asidin Japonya ve Çin gibi Uzakdoğu ülkelerinde yetişen yıldız anasonu bitkisinden, "anacardik" asidin ise Hindistan ve Afrika ülkelerinde yetiştirilen kaju fıstığı kabuğundan elde edildiğini söyledi.
- "VİRAL ENFEKSİYON TEDAVİSİNDE KULLANILIYOR"
Yaptıkları araştırma kapsamında Antep fıstığı kabuğundan yüzde 14 shikimic, yüzde 10 anacardik asit saflaştırdıklarına dikkati çeken Çakır, şunları kaydetti: "Antep fıstığının atık materyallerini değerlendirme ve kimyasal birleşimini belirlemeye yönelik başlattığımız çalışmayla, endüstri için önemli olan 2 madde içerdiğini tespit ettik. Yapılan çalışmalar sonucu, piyasada CNSL yağı olarak bilinen yağa benzer kimyasal bileşime sahip maddenin bu kabukta da olduğunu gördük ve bu maddeyi biz, Antep fıstığı kabuğundan yüzde 10 oranında ürettik ve bu yağa PNSL ismini verdik. Yağın üretiminin ardından geriye kalan, posa kısmında osaltamivir ilaç etken maddesinin sentezinde çıkış maddesi olarak kullanılan shikimic asidi yüzde 14 verimle saflaştırdık. Domuz ve kuş gribi gibi viral enfeksiyonların tedavisinde kullanılan ilacın sentezinde kullanılan shikimic asit, yıldız anasonu ismiyle bilinen bir bitkinin meyvelerinden yüzde 8-9 oranında saflaştırılırken, biz bu maddeyi yüzde 14 verimle Antep fıstığı kabuğundan ürettik."
Çakır, elde edilen iki önemli endüstriyel maddenin üretilmesi ve ekonomiye kazandırılması halinde, bölgenin kalkınmasına ciddi anlamda katkı sağlanabileceğini vurguladı.
Türkiye'de antiviral ilaç üretimi yapıldığını ancak ihtiyaç duyulan shikimic asidin Çin'den satın alındığına dikkati çeken Çakır, söz konusu hammaddenin seri olarak üretimine geçilmesi durumunda ithalatın yerini ihracatın alabileceğini bildirdi.
Antep fıstığı kabuğundan elde ettikleri PNSL yağının hali hazırda kaju fıstığı kabuğundan çıkarıldığını anlatan Aydın, şöyle konuştu: "Bu çalışmanın en önemli kısmı, Antep fıstığının yumuşak dış kabuğundan elde ettiğimiz fenolik bileşenleri içeren kardoneller olarak adlandırdığımız, kimya endüstrisinde çok yaygın olarak kullanılan bir maddenin saflaştırılarak elde edilmesidir. Kardoneller kimya endüstrisinde yaygın kullanılan bir hammaddedir. Kardoneller şu an için kaju kabuğundan üretiliyor ve CNSL olarak kısaltılmış ticari bir isimle satılıyor. Şu anda bizim Kaju fıstığından elde etme imkanımız bulunmamakta çünkü Türkiye'de Kaju fıstığı yetiştiriciliği yetebilecek düzeyde değil."
Aydın, Türkiye'nin Antep fıstığı üretiminde dünya üçüncüsü olduğunu ifade ederek, söz konusu hammaddenin değerlendirilmesi ve kimya endüstrisine kazandırılmasının ülke ekonomisine ciddi katkılar sunacağına inandığını sözlerine ekledi.
Çakır, bugüne kadar Antep fıstığının kabuk kısmının değerlendirilmesiyle ilgili birtakım çalışmalar yapıldığını, bu kapsamda gübre olarak kullanılmaya çalışıldığını ancak içerdiği shikimic asit nedeniyle olumsuz sonuçlandığını ifade ederek, "Atıklardaki shikimic asit ve PNSL olarak adlandırılan endüstriyel hammadde alındıktan sonra geriye kalan kısmın gübre olarak değerlendirilebileceği kanısına da vardık." diye konuştu.
KİYÜ Dr. Öğretim Üyesi Evrim Baran Aydın da uzun uğraşlar sonucu kaju kabuğuna alternatif olabilecek Antep fıstığı kabuğundan elde ettikleri anacardik asitleri içeren kardoneller olarak adlandırılan PNSL yağının kimya endüstrisinde kaplamada, polimerik reçinelerde, gemi inşaatında ve boya endüstrisinde yüzey aktif madde olarak yaygın şekilde kullanıldığını söyledi.
KİYÜ Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Çakır öncülüğündeki bilim insanları, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde özellikle Gaziantep, Şanlıurfa ve Siirt'te yetiştirilen Antep fıstığının kabuğundan elde edilen "shikimic" ve "anacardik" asitlerin ilaç ve kimya sanayilerinde kullanılması için yaklaşık 3 yıldır çalışma yürütüyor.
Prof. Dr. Çakır, belirli bir aşama kaydettikleri çalışmalara ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Antep fıstığının kabuklarının da en az içi kadar değerli olduğunu belirtti.