Yıldız, konuşmasına şöyle devam etti:
'Diğer sürpriz ise kaynaklardan İçkale'ye getirildiğini bildiğimiz Ab-ı Hamravat olarak meşhur olan, Hamravat kanalının ortaya çıkmasıydı. İçkale'ye Hamravat suyunun geldiğini biliyorduk ama hangi noktadan İçkale'ye alındığı şimdiye kadar tespit edilmemişti. Kazılarla beraber bu tespit edilmiş oldu. Özellikle getirilen su kaynağı çok güçlü büyük bir su kaynağı olduğu için çok büyük künkler kullanılmış. Pöhrenk dediğimiz o günkü şartlara göre bayağı büyük borularla su kaynağı İçkale'ye getirilmiş. Bu su İçkale'den de şehrin diğer taraflarına dağıtılmıştır. Hamravat su kaynağı Diyarbakır için önemli su kaynağıdır. Kanuni Sultan Süleyman kendi malından bu su kaynağının masraflarını karşılamıştır. Yapımına 1535 yılında başlamış, 1543 yılı itibarıyla Hamravat suyunu Diyarbakır'a getirme çalışmaları tamamlanmıştır. Osmanlı arşivlerine baktığımız zaman Sultan Süleyman Evkafı'nda Ab-ı Hamravat olarak geçer. Bu önemli su kaynağının İçkale'deki borularının (pöhrenklerinin) tespit edilmesi bizim için sürpriz oldu.'
'Diğer sürpriz ise kaynaklardan İçkale'ye getirildiğini bildiğimiz Ab-ı Hamravat olarak meşhur olan, Hamravat kanalının ortaya çıkmasıydı. İçkale'ye Hamravat suyunun geldiğini biliyorduk ama hangi noktadan İçkale'ye alındığı şimdiye kadar tespit edilmemişti. Kazılarla beraber bu tespit edilmiş oldu. Özellikle getirilen su kaynağı çok güçlü büyük bir su kaynağı olduğu için çok büyük künkler kullanılmış. Pöhrenk dediğimiz o günkü şartlara göre bayağı büyük borularla su kaynağı İçkale'ye getirilmiş. Bu su İçkale'den de şehrin diğer taraflarına dağıtılmıştır. Hamravat su kaynağı Diyarbakır için önemli su kaynağıdır. Kanuni Sultan Süleyman kendi malından bu su kaynağının masraflarını karşılamıştır. Yapımına 1535 yılında başlamış, 1543 yılı itibarıyla Hamravat suyunu Diyarbakır'a getirme çalışmaları tamamlanmıştır. Osmanlı arşivlerine baktığımız zaman Sultan Süleyman Evkafı'nda Ab-ı Hamravat olarak geçer. Bu önemli su kaynağının İçkale'deki borularının (pöhrenklerinin) tespit edilmesi bizim için sürpriz oldu.'
Bu yılki kazılarda özellikle doğu tarafa doğru yoğunlaştıklarını ifade eden Yıldız, amaçlarının Artuklu Sarayı'nın etrafını çevreleyen doğu surlarının temel kalıntılarını ortaya çıkartıp projeye işlemek oluğunu söyledi. Prof. Dr. Yıldız, 'Şimdiye kadar yaptığımız çalışmalarda temel izleri yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Aynı zamanda Osmanlı döneminde artık şehrin güvenlik sıkıntısı kalmayınca burada daha farklı yapılaşmanın da olduğunu görüyoruz. Muhtemelen 15-20 günlük çalışmayla doğu surlarının temelleri tamamıyla ortaya çıkartılmış olacak' dedi.
Amida Höyüğü'nün Diyarbakır turizmi için önemli bir adres olduğunu olduğunu aktaran Yıldız, kazı çalışmalarının bitmesiyle Diyarbakır turizmine önemli bir ivme kazandıracağını vurguladı.
Yıldız, 'Amida Höyük dediğimiz yer aslında Diyarbakır turizminin tam merkezinde yer alan bir mekandır. Şu anda Türkiye'nin sayılı turizm alanlarından biri olan Diyarbakır İçkale'de yer alıyor. Diyarbakır Arkeoloji Müzesi ile aynı alandadır. Buradaki kazı çalışmalarının bitmesiyle beraber alanın tamamı turizme açılmış olacak ve Diyarbakır turizmine Amida Höyüğü Artuklu Sarayı kazısı bir ivme kazandırmış olacak' şeklinde konuştu.