Arsenal'de kariyerinin en kötü sezonlarından birini geride bırakan Mesut Özil, yaşadıklarını anlattı ve Müslümanlara karşı gösterilen yaklaşıma da tepki gösterdi.
Her insan eşittir. Dini ya da rengi fark etmez. Müslüman, Hristiyan, Yahudi, siyah, beyaz ya da herhangi başka bir şey. Hepimiz aynıyız. Uygur Türkleri hakkındaki sözlerim Çinli insanlara karşı değildi, o Müslümanlara bunları yapanlar veya buna göz yumanlar kimse, onlaraydı.
Arsenal'e saha içinde ve dışında çok şey verdim, bana karşı gösterilen reaksiyon hayal kırıklığı yarattı. Politikaya dahil olmayacaklarını söylediler ancak bu politika değil. Ayrıca başka konularda devreye girdiler. Arsenal Müslümanları umursamadı.
George Floyd'un öldürüldüğünü gördük ve dünya 'Siyahların hayatı önemlidir' dedi. Bu doğru ve güzel bir hareket. İnsanların adaletsizliğe karşı mücadele vermesi harika. Birçok siyah oyuncu var ve bazıları da Arsenal taraftarı. Kulübün onların arkasında olması müthiş bir şey. Ancak keşke insanlar, Müslümanlar için de aynısını yapsalar. Arsenal'in birçok Müslüman oyuncusu ve taraftarı da var. Müslümanların da hayatı önemlidir.
Oyuncular olarak hepimiz maaşımızda indirim yaparak katkı vermek istedik ancak daha fazla bilgiye ihtiyacımız vardı ve birçok soru yanıtlanmadı. Herkes indirime razıydı ancak çok fazla belirsizlik vardı. Ben büyük bir indirim yapmaya hazırdım ama doğru düzgün danışılmadan aceleyle bir şeyler yapmamız istendi.
İndirim yapmanız beklendiğinde, her şeyi bilmeye hakkınız oluyor. Ne olduğunu, paranın nereye gittiğini anlamanız lazım. Yeterince bilgi verilmedi ve sadece bir karar vermemiz istendi. Böylesine önemli bir karar için çok hızlı davranıldı ve çok fazla baskı vardı.
Özellikle genç oyuncular için indirim istenmesi adil değildi ve ben de reddettim. Evde bir bebeğim, sorumluluklarımın olduğu bir ailem var. Türkiye'de ve Almanya'da yardımlar da yapıyorum. Londra'daki ihtiyacı olan insanları desteklemek için de yeni bir proje başlatmıştım.
Beni tanıyan insanlar ne kadar cömert olduğumu bilir. İndirimi reddeden tek oyuncu ben değildim ancak günün sonunda sadece benim adım ortaya çıktı. Sanırım bunun nedeni insanların 2 yıldır sürekli beni yok etmeye, beni mutsuz etmeye ve taraftarları bana karşı doldurmaya çalışması.
İndirim kararını reddetmem, sahadaki şansımı da etkiledi galiba. Ben doğru olanı söylemekten korkmayan bir insanım, doğru olanı yaparım. Sonrasında olanları gördüğümde de, sanırım ben haklıydım.
Benim durumum çok açık. Anlaşmamızın son gününe kadar Arsenal'de olacağım ve her şeyimi bu kulüp için vereceğim. Yaşananlar beni kırmaz, daha da güçlendirir. Geçmişte tekrar takıma girebileceğimi gösterdim ve yeniden bunu yapacağım.
İşler benim için zorlaştı ancak Arsenal'i seviyorum. Burada çalışmayı, bu kulüpteki insanları seviyorum. Uzun zamandır birlikte olduğum insanlar var. Ve Londra'yı seviyorum, Londra benim evim.
Hocayla özel görüşmelerimizi paylaşamam ancak vücudumu iyi tanıdığımı söyleyebilirim. Ara öncesinde her maçta oynayabilecek seviyedeydim, sadece küçük bir sakatlık geçirdim. Sonrasında da durum benim için aynı oldu. Hocanın kararlarına saygı duyuyorum ancak bu kararlar sahada alınmalı. Tekrar ligler başladıktan sonra ne yapabileceğimi gösterecek şans bulamadım.
Eğer iyi durumda değilsen, iyi oynamıyorsan ya da davranışların kötüyse, üst üste 10 maç oynayamazsın. Eğer kötü oynasaydım ve sonrasında dışarıda bırakılsaydım anlayabilirdim ancak benim durumum böyle olmadı.
Dışarıdan insanların benim oyunum ya da karakterim hakkında söyledikleri şeyler anlamsız. Sadece saçmalıyorlar ve benim ismimi kullanarak dikkat çekmeye çalışıyorlar.