ABONE OL

Türk siyasi tarihinde kara bir leke býrakan 28 Þubat Darbesi'nde öðrenci olduðu üniversitede, derslere baþörtülü girdiði gerekçesiyle 'Ýkna Odalarý'nda psikolojik baskýya maruz kalan ve þimdi bir okulda müdire olarak görev yapan Hanife Sekmen, baþörtüsü direniþine omuz verdi ve düzenlenen eylemlerde hep en ön saflarda yer aldý.

Ýstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nde okuduðu sýralarda Nur Serter gibi isimlerin zulmüne uðrayan Sekmen, baþlarýný açmalarý için üniversite bünyesinde kurulan 'Ýkna Odalarý'nda her türlü argümaný kullandýklarýný belirtti.

Baþörtüsü zulmüne uðrayan gençlerin çok ciddi travmalar yaþadýðýný söyleyen Sekmen, "Onlar bizim bir yerlere gelmemizi ve bu toplumda var olmamýzý istemiyorlardý." ifadelerini kullandý.

Ýlk yasaklarýn baþladýðý günü hiç unutamadýðýný vurgulayan Sekmen, "Bize genel bir kýlýk kýyafet uygulamasý olduðu söylendi. Mini etekli kýzlarý, uzun saçlý, küpeli, top sakallý erkeklerin hiçbirini almadýlar. Dolayýsýyla biz de alýnmýyoruz. (Açýk) Kýz öðrenciler gittiler bir þekilde kýlýk kýyafetlerini deðiþtirip okula girdiler. Küpesini çýkartmak kolay, sakalýný, saçýný kesmek kolay... Bizimkisi aksesuar deðil neticede, tamamýyla dini inancýmýza yönelik bir þey." dedi.

"BAÞINI AÇARSAN SENÝ YURTLARA YERLEÞTÝRÝRÝZ"

28 Þubat Maðduru Sekmen, 'Ýkna Odalarý'nda Ýlahiyat Fakültesi'nden gelen öðretim görevlilerinin psikologlar eþliðinde öðrencilere baský kurduðunu ifade etti.

'Ýkna Odalarý'ndaki görevlilerin kendilerini, ayetlerle sabit bir hüküm olan baþörtüsünün Ýslam'da olmadýðýna ikna etmeye çalýþtýklarýný belirten Sekmen, "Mesela ilahiyattan gelen öðretim görevlileri 'Biz de Kuran-ý Kerim'i baþtan sona okuduk baþörtüsü diye bir emir yok, sizi hocalar bir þekilde kandýrmýþlar.' diyorlardý. Sanki bizim hiç Kuran-ý Kerim okuyup, bir delile dayandýrmadan bu baþörtüyü örttüðümüzü düþünüyorlardý." ifadelerini kullandý.

Sekmen, Anadolu'nun çeþitli bölgelerinden gelen ve maddi imkânlarý kýsýtlý öðrencilere maddi tekliflerde bulunulduðunu söyledi.

'Ýkna Odalarý'ndaki bazý görevlilerin, devletin maddi olanaklarýný kullanarak öðrencilerden baþlarýný açmasýný istediðini vurgulayan Sekmen, "Adeta çocuk kandýrýr gibi 'ailenizin zoruyla mý örtündünüz?', 'aslýnda baþýnýzý açsanýz kim bilir ne güzel saçlarýnýz vardýr?', 'böyle D vitamini de alamýyorsunuz', 'baþýný açarsan seni yurtlara yerleþtiririz', 'burs istersen burs baðlarýz' diyorlardý." dedi.

"CUMHURBAÞKANIMIZA BU YASAÐI YAÞAYAN BÝNLERCE KADIN ADINA TEÞEKKÜR EDERÝM"

Özel bir okulda müdire olan Hanife Sekmen, 3 Kasým 2002 tarihinde yapýlan genel seçimler sonucunda tek baþýna iktidar olan AK Parti iktidarýyla sürecin iyi anlamda tersine döndüðünü belirtti.

Ak Parti iktidarýnýn hem toplumsal uzlaþý hem de hukuki yolla maðdurlarýn haklarýný aradýklarýný ifade eden Sekmen, "Burada Cumhurbaþkanýmýza þahsým adýna ve bu yasaðý yaþayan binlerce kadýn adýna bir teþekkürü bir borç biliyorum. Bunu ifade etmek isterim çünkü bu çok kýymetli bir þeydi." ifadelerini kullandý.

"HER ÝMAM HATÝPLÝ 28 ÞUBAT ZÝHNÝYETÝ'NÝN DÜÞMANIYDI"

14 yaþýnda bir imam hatip öðrencisiyken baþlayan hukuksuzluk süreciyle gençliði yitip giden ve þimdilerde gazetecilik yapan Yakup Köse ise, "Her imam hatipli bu 28 Þubat zihniyetinin düþmanýydý. Bizler, zamanýn imam hatiplileri olarak 28 Þubat zihniyetine göre potansiyel 'teröristlerdik.' MGK kararlarý neticesinde gözaltýna alýndým, yargýlandým ve idam cezasý aldým." dedi.

Çocuk yaþýnda anayasal hakkýný kullanarak bir gösteriye katýldýðý gerekçesiyle idam cezasýna çarptýrýldýðýný vurgulayan Köse þunlarý söyledi:

"14 yaþýndaki bir çocuðun avukatý yanýnda olmadan sorgulanmasý bile hukuk dýþýdýr, imza yetkisi bile yoktur. Ama bunu kim sorup soruþturacak ki, bunun arkasýný kim kovalayacak ki? Onun için çok rahatlardý. Yargý, emniyet, bürokrasi anlamýnda çok rahat olduklarý için bunlardan kimse hesap sormuyor diye böyle kýyýmlar yapýyorlardý. Bir Ýslami örgüt suçlamasýyla gözaltýna alýndým, tutuklandým neticesinde de haksýz bir þekilde 11 yýl cezaevinde yattým. Peki, sonra ne oldu; "Pardon" dediler ve beraat ettim. Ama bir insan ömrünün çeyreði denilebilecek bir zaman diliminde ceza evinde yattým."

"28 ÞUBATÇILARDAN TAM ANLAMIYLA HESAP SORULMADI"

28 Þubat'ýn sonuçlarýyla gerçek anlamda hala hesaplaþýlmadýðýný belirten Köse, "Darbelerle, darbelerin sonuçlarýný ortadan kaldýrarak hesaplaþýrsýnýz. Darbeye teþebbüs edenleri veya darbecileri hakiki manada yargýlayarak darbelerin sonuçlarýný ortadan kaldýrabilirsiniz... 28 Þubat'ýn gerçekten sonuçlarýyla hesaplaþmak istiyorsak eðer, 28 Þubat'ý yapan, destekleyen ve köpürten zihniyeti de iyi tespit edip ona göre hareket etmemiz lazým." ifadelerini kullandý.

28 Þubat davalarýnda, sürecin iyi yönetilmediði için 15 Temmuz Darbe Giriþimi'nin gerçekleþtiðini savunan Köse, "28 Þubat'tan tam manasýyla hesap sorulsaydý, 15 Temmuz olmazdý. Bunlar aslýnda tarihimizde çok önemli mihenk taþlarýdýr. Bunu bizim ortadan kaldýrmamýz ve yok etmemiz lazým. Darbe istemiyorsak, darbecileri ve darbenin sonuçlarýný korkusuzca ortadan kaldýrmamýz lazým. Mücadele böyle olur." dedi.

"28 ÞUBAT'IN ARTIKLARI HALA MEDYA ÝÇERÝSÝNDE BULUNUYOR"

Bugün dahi 90'lý yýllarýn söylemlerine benzeyen haberlerin, bazý camialar tarafýndan yapýlmaya devam ettiðini vurgulayan Köse sözlerine þu þekilde devam etti:

"28 Þubat sürecinin üzerinden 20 yýldan fazla geçti ama nasýl ve ne kadar mücadele verdik açýkçasý bunun sorgulanmasý gerek. Bugün hala 90'lý yýllarýn haberleri, bazý kiþiler, bazý gruplar veya bazý camialar tarafýndan þimdi de yapýlýyorsa burada dönüp bir kendimize bakmamýz lazým. Sayýn cumhurbaþkanýmýz bundan bir buçuk, iki ay önce þöyle bir açýklama yapmýþtý: "28 Þubat'ýn artýklarý hala medya içerisinde bulunuyor. Aslýnda 28 Þubat artýklarýnýn hala medya içerisinde barýnmasý da medyanýn ayýbýdýr."

Þimdi bakýyoruz Fatih Altaylý denen adam hala ekranlarda görünüyor. 90'lý yýllardaki söyleme yakýn söylemleri hala mevcut. Bakýyorsunuz Ertuðrul Özkök dediðimiz þahýs, ona benzer çýkýþlarda bulunuyor. Peki, bunun sebebi ne? Bunun sebebi, tam manasýyla 28 Þubatçýlardan hesap sorulamamasýdýr."

Star Gazetesi