Yanık, Osmaniye'de Anadolu Ajansı (AA) muhabirlerinin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü'nün kapsamı dışında kalan Bakanlık personeli için ek bir çalışma yapılıp, yapılmayacağına yönelik soru üzerine Yanık, Bakanlık bünyesinde özellikle yatılı kuruluşlarda çalışan bakım ve destek personellerinin bir kısmının kapsam dışında kaldığını belirtti.
Bu kişilerin geçen yıllarda imzalanan protokolde de kapsam dışı kaldığını hatırlatan Yanık, "Hemen ek protokollerle, ek birtakım hakları kendilerine temin ettik. Burada da bakanlık çalışanı arkadaşlarımızı, mesai arkadaşlarımızı hiçbir şekilde mağdur etmeyiz. Ben dün itibarıyla sendikalardan, iş kollarından arkadaşlarımızla da görüştüğümüzde çok açık bir biçimde söyledim. Daha önce mağduriyetlerini giderdik. Önümüzdeki süreçte de inşallah 15 Mayıs itibariyle arkadaşlarımızı bu ücret dengesizliğine ezilmeyecek şekilde, gerekirse ek protokolle o arayı telafi ederiz. Hiç kuşku duymasınlar, hiç endişe etmesinler, biz daha önce nasıl onların hakkını onlardan daha çok gözettik ve savunduysak bundan sonraki süreçte de aynısını yaparız." şeklinde konuştu.
Yanık, 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden sağ çıkarılan refakatsiz ve devlet koruması altına alınan çocukların son durumlarına ilişkin soru üzerine, şu yanıtı verdi:
"Bizim kayıt altına aldığımız, bize ulaşan 1914 çocuğumuz oldu. Şükürler olsun, bunlardan çok önemli bir kısmını ailelerine kavuşturduk. 1914 refakatsiz çocuğumuzun 1824'ünü kimlik kontrolü ve doğrulamasını yaptıktan sonra ailelerine teslim ettik. 21 çocuğumuzun halen tedavisi hastanelerde devam ediyor. Bunlardan 58 çocuğumuzu tedavileri tamamlandıktan sonra kuruluş bakımımıza aldık. Halihazırda iki çocuğumuzun kimliği henüz daha tespit edilemedi. Çünkü önemli bir kısmı yeni doğan veya bir yaş altı bebeklerdi. Onlardan ikisinin henüz daha kimliğini belirleyemedik ama gerisinin tamamının şükürler olsun kimlikleri belirlendi. Maalesef kayıtlarımızdaki 11 çocuğumuz tedavileri devam ederken hayatlarını kaybettiler. Bunun dışında bize bilgisi gelip de yapılan ihbarlar üzerine çalışmalarımızın neticesinde de 551 çocuğumuzun zaten depremde hayatını kaybetmiş olduğunu tespit ettik."
Bakan Yanık, bakacak bir yakını ve ebeveyni olmayan refakatsiz çocukların, yakınlarının tespitinde DNA testi de dahil olmak üzere, her türlü kimlik doğrulama imkanının kullanıldığının altını çizerek, "Emin olmadan asla herhangi bir teslim süreci söz konusu olmadı. Kimliklerini tespit edip, yakınlarını tespit ettiğimiz çocuklarımızda da önceliğimiz ailelerine ulaştırmak. Eğer ailenin bakıp gözetecek durumu yoksa ya da ailenin tespitiyle ilgili henüz işlemler devam ediyorsa o çocukları bakım kuruluşlarımızda gözetim altında tutuyoruz." dedi.
Kimliği belirlenemeyen çocukların bundan sonra hayatlarına nasıl devam edeceklerine yönelik bir soru üzerine Yanık, "Biz tabii ki yavrularımızın bir şekilde kimliklerini tespiti çalışmalarına devam edeceğiz. Eğer kimlik tespiti noktasında sıkıntı olursa gayet tabii ki onların kimliklendirilmesi, vatandaşlık anlamında da kayıt altına alınmalarıyla ilgili yasal prosedürü ayrıca takip edeceğiz." diye konuştu.
Birinci Çocuk Şurası'nda alınan "Afet durumlarında refakatsiz kalan çocuklara yönelik yeni bir koruyucu ailelik modeli uygulanacağına" ilişkin maddenin detaylarının sorulması üzerine Yanık, 2022'de TÜİK'le Türkiye'de ilk kez Çocuk Profili Araştırması yaptıklarını belirterek, bunun yaklaşık 22 milyon 18 yaş altı çocuğun profilinin tespiti, ihtiyaçları, davranış biçimleri ve tepkilerini öğrenmek açısından son derece önemli bir araştırma olduğunu vurguladı.
Çocuk Şurası'nda, Türkiye Çocuk Profili Araştırması'ndan çıkan sonuçların yanı sıra özellikle son dönemde yaşanan afet ve acil durumların da değerlendirildiğini ifade eden Yanık, şöyle konuştu:
"Özellikle afet ve acil durum hallerini kapsayacak koruyucu ailelik modeli şu anda bizim zaten çocuk koruma mekanizmamızın en önemli unsurlarından birisi. Hala devam ediyor. Dolayısıyla refakatsiz kalan çocuklarımızın da içine dahil olacağı bir koruyucu aile sistemini yeniden değerlendireceğimiz, çocuklarımızın o afet ve acil durum hallerine, travmatik hallerine uygun, onları adeta destekleyecek ve rehabilite edecek bir yeni koruyucu ailelik sistemi üzerinde çalışıyoruz. Önümüzdeki süreçte inşallah bütün taraflarla, Sağlık Bakanlığımızla, ilgili akademik çevrelerle, Milli Eğitim Bakanlığımızla belki, paydaş kurumlarla da beraber bu alanda çalışacağız ve yeni bir koruyucu ailelik sistemini oluşturacağız."
Bakan Yanık, önümüzdeki süreçte Çocuk Şurası'ndan çıkan sonuçlar itibarıyla Çocuk Koruma Sistemi Mevzuatı'nın da oluşturulacağını vurgulayarak, çocuk hizmetlerini tek bir çocuk hizmetleri yönetmeliği altında topladıklarını anlattı.
Yanık, "Çocuk koruma sistemi bunun tamamlayıcı unsurlarından birisi olacak." ifadelerini kullandı.
Özellikle, anne çocuk sağlığı ve çocukların çok erken dönemden itibaren sağlıklarının takibi noktasında, annenin gebelik süresinden itibaren aile hekimliğiyle koordineli bir biçimde sağlık ve sosyal hizmet takibinin birlikte yapılacağı bir sistemin de kurulacağını bildiren Yanık, şunları kaydetti:
"Bir dezavantaj durumuyla alakalı önleyici ve koruyucu hizmet yapabilmek için ya da o dezavantajı engelleyebilmek için öncelikle erken tanılamanın, erken tespit etmenin önemi tartışmasız. Bu sağlıkta da böyle, diğer meselelerde böyle. O yüzden biz de çocuklarımızla alakalı anne çocuk sağlığı açısından, gebelik zamanından başlayarak takibi noktasında özel dikkat sağlıyoruz. Bunu da aile hekimlerimizle, sosyal hizmet merkezlerimiz üzerinden takibini yapacağız."
Yanık, sosyal yardım yararlanıcısı ailelerin diyabet ve Tip 1 diyabet hastası 14 yaş altı çocuklarına insülin sensörü verdiklerini hatırlatarak "Burada da çocuklarımızla alakalı sağlık ve sosyal hizmet takibini inşallah birlikte yapacağız. Öbür taraftan Çocuk koruma sisteminde kalite değerlendirme araçlarını inşallah güçlendireceğiz ve bunlar için de izleme, değerlendirme sistemini ayrıca kuracağız." ifadelerini kullandı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı koordinasyonuyla yapılan çalışmalara da değinen Yanık, "Çocukları destekleyecek bütün mekanizmaları, onların yeteneklerini ortaya çıkaracak ve birtakım yeni yetenekler aşılayacak mekanizmaları da beraber kuruyoruz. Çocuk Şura'mız bu anlamda çok bütüncül bir değerlendirmeyi bir arada yaptığımız bir çalışma oldu. Çok da güzel sonuçları çıktı." değerlendirmesini yaptı.
Kadına yönelik şiddetle mücadelenin aralıksız devam ettiğini belirten Yanık, bu konunun, asla taviz vermeyecekleri, ihmal etmeyecekleri, küçücük bir araya dahi izin vermeyecekleri bir mücadele olduğunu ifade etti.
Kadına yönelik şiddetle mücadelenin, kapsamlı bir alan olduğunu ifade eden Yanık, şiddet meselesinin, sadece yasa çıkararak, farkındalık yaratarak, öğüt ve nasihatle sonuç alınamayacak kadar komplike olduğunu vurguladı.
Her sosyal sorunda olduğu gibi kadına yönelik şiddet konusunda da son derece bütüncül ve kapsayıcı bir takım çalışmalar yaptıklarını ifade eden Yanık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kadına yönelik şiddetle mücadelede öncelikli olarak mevzuatı buna uygun, bununla mücadeleye uygun hale getiriyoruz. Mevzuatımızda kabaca şöyle tasnif yapabiliriz; birincisi, şiddete uğrama ihtimali olan vatandaşlarımızın, özellikle maalesef kadınlar, kadınların şiddetten uzak kalacakları, şiddete uğrama ihtimalini ortadan kaldıracak koruyucu, önleyici mekanizmayı oluşturuyoruz. Bununla ilgili, kendilerini risk altında gördüklerinde müracaat edecekleri mekanizmaları oluşturuyoruz. Öbür taraftan şiddet mağduru ise bu sonucu ortadan kaldıracak, bu mağduriyeti giderecek sosyal hizmet, sağlık hizmeti ve ekonomik destek mekanizmaları da dahil olmak üzere bunları oluşturuyoruz. Üçüncüsü, faillerin, bir suç unsuruysa cezalandırılması, yahut failin rehabilitasyonu, tedavisi süreciyle alakalı, biliyorsunuz en son sağlık tedbirlerinin uygulanması düzenlendi. Öbür taraftan toplumsal farkındalığı arttırabilmek için kadın erkek eşitliği, fırsat eşitliği, insanın, kadın ve erkek ayırmadan saygıya layık olduğu, kadın veya erkek, şiddetin insana asla layık olmadığı bilincinin çocukluk evresinden itibaren yerleştirilmesi gerekiyor. Bu anlamda okul dönemi de dahil olmak üzere bütün kapsama alanlarında farkındalık çalışmalarının oluşturulması, destek mekanizmalarının kurulması, ceza, koruyucu ve önleyici hizmetlerin tesisi noktasında kadına yönelik şiddetle mücadele açısından yapılması gereken her türlü çalışmayı sürdürüyoruz."
Yanık, AK Parti iktidarlarında kadın cinayetleri ve kadına şiddetle mücadele açısından mesafe alındığını, fakat bunun kendileri açısından yeterli olmadığını belirtti. Derya Yanık, "AK Parti iktidarları olarak bizim temel hareket noktamız; tek bir kadın, kadın kimliğinden dolayı, kadın olduğundan dolayı şiddete uğramayacak, cinayete maruz kalmayacak, herhangi bir hak ihlaline maruz kalmayacak, herhangi bir şekilde ayrımcılığa maruz kalmayacak. Bunu tesis edene kadar bizim mücadelemiz devam eder. Bunu özellikle altını çizerek ifade etmek istiyorum." dedi.
Kadına yönelik şiddete sıfır tolerans ilkesini vurgulayan ve bu alanda verdikleri mücadelenin sonucunu gördüklerini ifade eden Yanık, şöyle devam etti:
"Demek ki mücadele ettiğinizde, çaba gösterdiğinizde sonuç alınıyor. O zaman daha çok çaba göstereceğiz, daha çok mücadele edeceğiz. Kamuoyunun her katmanına bu meselenin ciddiyetini, bu meselenin önemini anlatarak paydaşlarımızı çoğaltmaya, katılımı çoğaltmaya çalışacağız. Kadına yönelik şiddet tek bir parametreden oluşan bir mesele değil. 'Yasayı yaptım, bitti'. Ne güzel. Böyle bir şey olmadığı için bütün saydığımız etkenlerin tamamını eş zamanlı, eş güdümlü ve aynı dikkatte, aynı ciddiyette ele almamız, çalışmamız gerekiyor ve biz de bunu yapıyoruz."
Derya Yanık, "Seçim kampanyalarında aile kavramı oldukça yoğun bir şekilde kullanılıyor. Bakanlık olarak bu tartışmaları, bu yorumları nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, bundan son derece memnun olduklarını, AK Parti iktidarlarının en önemli başlıklarından birinin aile olduğunu söyledi.
En baştan bu yana aile kurumunu desteklediklerini belirten Yanık, şunları kaydetti:
"İktidarımızın ilk gününden bu yana aile kurumunu, aileyi oluşturan bireyleri bütüncül bir biçimde destekleme çabamız devam ediyor. Aileye ilişkin, aileyi destekleme ve aileyi güçlendirmeye ilişkin, bundan sonraki süreçle alakalı açıkladığımız çalışmalar, AK Parti'nin bugüne kadar serdettiği, bugüne kadar sergilediği duruşun bir devamı. Yeni bir şey değil.
Sayın Cumhurbaşkanı'mızın, AK Parti iktidarlarının geçmiş dönem seçim beyannamelerinde, ifadelerinde aileyi ne kadar önemsediğini, aileyi ne kadar merkeze oturttuğunu biliyoruz. Ama nasıl bir aile? Bunun özellikle altını çizmemiz lazım. Fertlerin içinde eridiği, fertlerin içinde kimliklerini, kişiliklerini yok ettikleri değil, tam tersi aile fertlerinin içinde çocuklarımız, eşler, kadın, erkek, ebeveyn dahil olmak üzere mutlu, huzurlu, geleceğe güvenle bakan, sorun çözme kabiliyeti olan... Sıkıntısız hiçbir yer olmaz, aile fertleri arasında da anne çocuk arasında da, baba çocuk arasında da iki eş arasında da sıkıntılar olabilir. Ama önemli olan ailelerimizin bu sorunları çözebilme kabiliyetine sahip olmasıdır. Biz 20 yıldır bunu sağlamaya çalışıyoruz."
Derya Yanık, aile eğitim programları, danışmanlık çalışmaları ve destek merkezleriyle aile kurumunu güçlendirmeye yönelik adımlara da değindi. Kadın, erkek ve çocuğa ilişkin tüm faaliyetlerin aileyi ve dolayısıyla da toplumu desteklemeye yönelik olduğunu vurgulayan Yanık, "Biz içinde yaşadığımız toplumu bir mekanizma olarak görüyoruz. Aile kavramı bizim kültürümüz, bizim toplumumuz açısından temel yapı taşlarından biridir. Kişinin kendisini içinde inşa ettiği bir yapı taşıdır. O yüzden sağlıklı, huzurlu, mutlu, müreffeh bir aile olması, ailenin problemlerini çözme becerisine sahip olması bizim açımızdan önemli." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu seçimde aile kavramını çok öne çıkarmasının tabii olduğunu belirten Yanık, AK Parti'nin aileyi desteklemeye yönelik faaliyetleri hakkında bilgi verdi.
"Aile ve Gençlik Bankası" çalışmasını anlatan Yanık, bunun özellikle hayata yeni başlayan, yeni ev kuran gençler açısından çok önemli olduğunu aktardı. Yanık, şunları kaydetti:
"Gençlerin en mutlu günlerinin bu şekilde kalmasını sağlamaya çalışıyoruz. Bir karabasana dönüşmesin 'ev kuracağız, eşya alacağız'; istemiyoruz. Eğer ailelerin ekonomik durumu yeterli değilse gerçekten çok zor. Dolayısıyla onları en başından destekleyerek, daha sonra evlilik hayatı devam ederken çocukların eğitim süreçlerinde ve diğer zamanlarda desteğe ihtiyaçları olabilir. Yine Aile ve Gençlik Bankamızdan maddi destek alma imkanları olacak. Süreç böyle güzel başlayıp, güzel devam edecek. Ailelerimizin güçlendirildiği birtakım çalışmalarımız olacak."
Yanık, "Aile kurumuna, aile kavramına bir saldırı ya da yıpratmaya yönelik genel bir çalışma olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusuna karşılık, bunu kendilerinin de ifade ettiğini, buna ilişkin kanaatlerini zaman zaman paylaştıklarını bildirdi.
Türk kültürü ve inancında ailenin önemine vurgu yapan Yanık, "Maalesef son yüzyıl özellikle bu eşcinsel akımların ve lobilerin, her kurumsal yapının içine dahil oldukları; maalesef kadın hakları üzerinden, kadın hakları mücadelesinin içine dahil olarak manipüle ettiler. Şimdi özellikle aile kavramının içine dahil olmaya çalışarak yapıyorlar. Daha doğrusu yapmaya çalışıyorlar. Gayet tabii ki biz de aile yapımızı korumak, aile yapımızı iyileştirmek ve aile yapımızı bu tür saldırılardan, sızmalardan muhafaza etmek için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz ve göstereceğiz." diye konuştu.
Engelli ve yaşlılara yönelik çalışmaları da anlatan Yanık, 20 yıl öncesinde engellilerin sokağa çıkarılamadığı, engelli yakını olduğunu ifade etmekten insanların utandığı bir zamandan, bugün engellilerin "bize daha çok istihdam lazım" dediği bir zamana geçildiğini söyledi.
Bunun muazzam bir dönüşüm olduğunu ifade eden Yanık, "Engellilerimizin istihdam hayatına, kamusal hayata, sosyal hayata doğrudan ve doğal bir biçimde ulaşmaları bizim en temel hedefimiz. Engelli istihdamıyla alakalı inşallah önümüzdeki süreçte de yeni istihdam alanları, imkanları oluşturmaya çalışacağız. 2002'de kamuda memur olarak istihdam edilen vatandaş sayısı yaklaşık 6 bin. 2023 Mart ayı itibarıyla 12 kat artarak 65 bin 662'ye ulaşmış durumda. Bu çok önemli bir dönüşümün adı. Önümüzdeki süreçte de bunu artırmaya çalışıyoruz." diye konuştu.
Açık iş gücü piyasasında istihdamı zor olan özellikle zihinsel engellilerin korumalı iş yerlerinde istihdamını desteklediklerine işaret eden Yanık, Bakanlığın bu iş yerlerinde çalışan her engelli birey için 2 bin 392 lira ücret desteği sağladığını dile getirdi.
Yanık, aile odaklı politikalarla engelli vatandaşları ve engelli bireyi olan aileleri destekleme noktasında çalışmaların devam ettiğini söyledi.
Yüzde 40 ve üzeri engel oranı olan vatandaşların hayatını kolaylaştırmak için engelli aylığı verildiğini hatırlatan Yanık, Mart 2023 itibarıyla 567 bin 458 kişinin bu aylıktan yararlandığını belirtti.
Engelli yakını aylığı alan vatandaşların sayısının da Mart 2023 itibarıyla 86 bin 994 olduğuna işaret eden Yanık, evde bakım yardımından yararlanan sayının ise Mart 2023 itibarıyla 568 bin 83 olduğunu bildirdi.
AK Parti'nin seçim beyannamesinde yer alan Aile ve Gençlik Bankası ile vatandaşlık maaşı uygulamalarına da değinen Yanık, bu uygulamanın yeni ev kuran gençleri hem kuruluş aşamasında hem de devamında desteklemeye yönelik bir çalışma olduğunu dile getirdi.
Aile ve Gençlik Bankasından evlilik aşamasında gençlere 150 bin lira finansman desteği sağlayacaklarını ifade eden Yanık, "2 yıl geri ödemesiz, 48 ay vadeli, faizsiz, sadece aldıkları ana parayı 4 yıl süresince, taksitle, peyderpey iade etmiş olacaklar. Aslında önemli ölçüde 6 yıl içerisinde aldıkları finans desteğini sıfır faizle geri ödemiş olacaklar. Aile ve Gençlik Bankamız sadece evlenirken değil daha sonra çocuklarının eğitim süreçlerinde, diğer ihtiyaçlarında ailelerimizi desteklemeye devam edeceğiz." diye konuştu.
Kamunun sosyal yardımlarının yüzde 80'in üzerinde bakanlığın yaptığını ifade eden Yanık, son derece esnek sosyal yardım sistemi uyguladıklarını söyledi.
Yanık, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bizim sosyal yardımlarda iki temel kanunumuz var. Birisi 3294 sayılı sosyal yardım kanunu, ikincisi de 2828 sayılı sosyal hizmet kanunu. Bu iki temel kanun çerçevesinde sosyal yardımlarımızı hak sahiplerine ulaştırmış oluyoruz. Geriye kalan yüzde 20'lik dilimi de diğer kamu kurum ve kuruluşlarımız farklı farklı başlıklar altında sosyal yardım ya da sosyal destek olarak sağlıyorlar. Vatandaşlık maaşı, bu farklı mevzuatlarla farklı kurumların, farklı statüler şeklinde sağladıkları sosyal yardımları bir şemsiye altında toplayacağız, bütünlük haline getireceğiz ve 'vatandaşlık maaşı' adı altında ihtiyaç sahiplerine temin etmiş olacağız."
Gelir Tamamlayıcı Aile Destek Programını önümüzdeki süreçte hayata geçireceklerine işaret eden Yanık, her hanenin belli bir gelir düzeyinin altına düşmemesi için her hanede en az bir çalışan olmasının sağlanacağını dile getirdi.
Bakan Yanık, "Muhalefetin iddia ettiği, çok haksız bir biçimde, kalp kırıcı biçimde 'insanları yoksullaştırıyorsunuz, milleti kendinize bağımlı hale getiriyorsunuz, oradan da oy devşiriyorsunuz' sözlerinin tam tersine, son derece bilimsel, son derece teknik, son derece özenli bir biçimde yoksulluk sınırının altına düşmemesi için vatandaşlarımızı destekliyoruz." ifadelerini kullandı.
AK Parti seçmeninin coşkusunu, heyecanını, Cumhurbaşkanına olan teveccühünü gördükçe motivasyonlarının arttığını vurgulayan Yanık, şunları kaydetti:
"Seçimler demokrasinin şenlik zamanlarıdır. Dolayısıyla bu milletin vakarına uygun bir biçimde, gayet saygı, sevgi çerçevesinde, ne kadar birbirimizden farklı düşünürsek düşünelim şiddete tevessül etmeden, provokatif söylemlere katılmadan, dikkatli, özenli, saygılı, sevgili bir biçimde seçimlerimizi icra edelim."