AK Parti Genel Merkez Sosyal Politikalar Başkanlığı, parti genel merkezinde 'Türkiye'de Demografik Değişim; Toplam Doğurganlık Hızında Azalma, Sonuçlar ve Politika Önerileri' konulu çalıştayı düzenledi. Çalıştayın açılışında konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kaya, Türkiye'deki demografik değişimi ve bu kapsamda doğurganlık hızının azalması konusuna dikkat çeken ve gerekli siyasi değişiklikleri yapan bir siyasi kadro olduklarını belirtti.
Kaya açıklamasında, "Nitekim iktidara geldiğimiz günden bu yana aile yapısını güçlendirmek ve kadının çalışma hayatını aile düzeniyle birlikte devam ettirilmesini sağlamak için çok sayıda düzenlemeye imza attık, uygulamayı hayata geçirdik. Ancak son yıllarda ortaya çıkan bu durum bu yöndeki çabalarımızı çok daha yoğunlaştırmamız gerektiğini ortaya koyuyor. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde yapmış olduğu bir konuşmada 2023 doğum istatistiklerinin endişe verici boyutlara ulaştığının altını çizerek, toplum doğurganlık hızının nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2,1 seviyesinin altında kaldığını belirtmiştir. Cumhurbaşkanımızın da belirttiği üzere bu durum, gerçekten vahim bir tablo olarak Türkiye açısından varoluşsal bir felaket, toplumumuz açısından çok ciddi bir tehdittir. TÜİK'in son verilerine göre; Türkiye'de toplam doğurganlık hızı 2023 yılında 1,51 çocuk olarak gerçekleşti. Bu durum doğurganlığın, nüfusun yenilenme düzeyi olan 2,1'in altında kaldığını gösteriyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana en düşük doğurganlık oranıyla karşı karşıyayız" ifadelerini kullandı.LGBT TEHDİDİ VE SOSYLA MEDYA VURGUSU
Demografik değişim perspektifinde, doğurganlık hızının azalmasının tek başına nüfus artışının durması hatta gerilemesi olarak değerlendirilemeyeceğini söyleyen Kaya, "Zira bu gerilemenin temelinde yatan nedenler, bunların kapsamı ve tehdit ettikleri temel insani ve milli değerlerdeki zaaflar çok daha büyük savrulmalara yol açabilecek nitelikte. Diğer bir deyişle doğurganlık hızının düşmesi konusunu günümüzde aile kurumuna yönelik yaşanan tehditlerden, küresel ölçekte estirilen LGBT akımından, bireysel özgürlükler adına haksızca saldırılan insani ve milli değerlerimizden, kültür emperyalizmin etkilerinden, hatta beşinci kol faaliyetlerinden, sosyal medyada estirilen yozlaşmadan ayrı ve tekil biçimde konuşmanın mümkün olmayacağını düşünüyorum. Diğer bir düşüncem de bu sorunun bilinen neden ve bu nedenlerin yol açtığı sorunları aşma arayışımızda belki de bir paradigma değişikliğine gidilmesine ihtiyaç olduğu yönünde. Nitekim bu çalıştayımızda sizlerin de katkısıyla öncelikle bu meseleye dair bilinen nedenleri yeniden gözden geçirip ve bu sorunun çözümüne yönelik oluşturacak yeni adımları, doğru soruları bulmanın önemini hep birlikte konuşacağız. Eğer doğru soruları tespit edersek; gerçekçi ve sonuç alıcı çözüm ve politika önerilerini ortaya koymamızda çok daha kolay olacaktır diye düşünüyorum" diye konuştu.
"'EN AZ 3 ÇOCUK' STRATEJİK ÖNEME HAİZ"
Çalıştayda konuşma yapan bir diğer isim olan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı ise "Her şeyi yapan insan; üreten insan, tüketen insan, yok eden insan. Artık Türkiye, nüfusu yaşlı olan ülkeler kataloğunda yer almak üzereyken bu konuya tedbirler almak ve hep birlikte bu alandaki Türkiye'ye girişleri iyi yerlere dönüştürmek; başlıca temel hedefimiz. Cumhurbaşkanımızın katıldığı düğünlerde, 'en az 3 çocuk' demesini bazıları yadırgıyordu ama bunun ne kadar stratejik öneme haiz olduğunu, ne kadar öngörüye dayandığını bugün bir kez daha görmüş olduk" dedi.