Medipol Mega Üniversite Hastanesi Nöroloji Bölümünden Doç. Dr. Özge Arýcý Düz, 14 Þubat Sevgililer Gününe özel aþk duygusunun beyin üzerindeki etkilerine iliþkin deðerlendirmelerde bulundu.
Sevginin beyinde baþladýðýný belirten Düz, "Aþk tanýmlanmasý zor sübjektif bir duygudur. Herkesin aþký kendine özeldir. Bu nedenle aþký ve aslýnda özünde olan sevgiyi tek bir þekilde tanýmlamak güçtür. Ancak bilinen gerçek, sevginin, beyinde baþladýðýdýr. Karmaþýk nörobiyolojik, nörofizyolojik ve nöroanatomik temelleri vardýr. Kalbin burada kullanýmý mecazidir. Özellikle beyinde birçok duyumuzu da duygulanmamýzý da yöneten limbik sistem adýnda bir anatomik yapýlar birleþimi vardýr." deðerlendirmesinde bulundu.
Düz, "Genel görüþ beynin belli bölgelerinin deðil beynin bütününün sevginin oluþmasýnda etkin olduðu yönündedir. Ancak erkek ve kadýn beyni arasýndaki farklýlýklar göz önüne alýndýðýnda sevginin anatomisi de iki cins arasýnda farklýlýklar gösterir. Dopamin özellikle beyinde ödül mekanizmasýnýn baþkahramanýdýr. Aþk bizim için en iyi ödüllendirme yöntemlerinden biridir." ifadelerini kullandý.
Bugüne kadar yapýlan çalýþmalarla limbik sistemin aþk, sevgi için en önemli anatomik bölge olduðunun kanýtlandýðýný dile getiren Düz, þunlarý kaydetti:
"Ancak günümüzde herhangi bir nörolojik fonksiyon için tek bir anatomik bölgedense geniþ bir network aðýnýn etkin olduðu düþünülmektedir. Bu nedenle göz, koku, iþitme gibi duyularýmýzýn da içinde olduðu geniþ bir aðýn aþkýn oluþumunda ya da devamýnda hissettiklerimiz için etkin olduðu bilinir. Örneðin aþýk olduðumuz kiþiyi görmek, sesini duymak ya da kokusunu almak hepimizi mutlu eder. Ancak erkek ve kadýn beyni arasýndaki farklýlýklar göz önüne alýndýðýnda sevginin anatomisi de iki cins arasýnda farklýlýklar göstermekte ve bunun günlük yaþama sevginin yaþanmasý adýna da farklýlýklar olarak yansýmýþtýr.
Aþk ve sevgi dýþ uyaran ile uyandýrýlan bir duygular bütünüdür. Burada beynimizin dýþ uyaranlara en iyi cevabý beyin kabuðu ile oluþturulur. Ancak duygulanýmlarýn oluþmasýnda ve yönetilmesinde, hafýzanýn etkisinin belirginleþmesinde ise en önemli yapýlar amigdala, prefrontal korteks, limbik sistem ve beyin sapý dediðimiz alanýn etkin olduðu düþünülmektedir. Ancak genel görüþ beynin belli bölgelerinin deðil beynin bütününün sevginin oluþmasýnda etkin olduðu yönündedir."
Doç. Dr. Düz, sevginin oluþmasýnda beyinde salgýlanan önemli maddelerin oksitosin, dopamin ve serotonin olduðunu bildirdi.
Dopaminin özellikle beyinde ödül mekanizmasýnýn baþkahramaný olduðunu dile getiren Düz, þunlarý aktardý:
"Aþk bizim için en iyi ödüllendirme yöntemlerinden biridir. Bu nedenle nörobiyolojideki yeri önemlidir. Oksitosin ise baðlanma ve bað kurma ile iliþkili bir aracýdýr. Bu nedenle aþkýn baðlanma döneminde etkin olduðu düþünülmektedir. Ancak unutulmamalýdýr ki herkesin aþký farklýdýr, çünkü herkesin beyni birbirinden farklýdýr. Bu farklýlýklar yaþanan durumlara baðlý ortaya çýkan beynin farklý tepkileridir.
Bu nedenle aþk bir iliþkiye deðil bireye özeldir. Aslýnda insanoðlunun yaþadýðý en eski duygulardan biri olan aþk heyecanlandýrýr ve haz verir. Burada da birçok madde etkin olsa da heyecan ve hazzý saðlayan en önemli madde norepinefrin olarak düþünülmektedir. Aþkýn oluþmasýyla birlikte göðsümüzde kuþlarý uçuran, yeme-içmekten kesen ve uykuyu azaltan durumun altýnda yatanýn, norepinefrin salýnýmý olduðu düþünülmektedir."