Oxford Üniversitesi Nöroetik Merkezi'ndeki Brian Earp ve ekibi sevdiði kiþiyi kaybedenlerle madde baðýmlýlarýnýn beyninin ayný bölgelerinin faaliyete geçtiðini ve bu süreci atlatmamýn kokain baðýmlýlýðýndan kurtulmak kadar zor olduðunu belirtti.
Aþk acýsý çeken bir gruba ayrýldýklarý partnerlerinin fotoðraflarýný gösteren ve manyetik cihazlarla bu kiþilerin beyin faaliyetlerini gözlemleyen bilim adamlarý, araþtýrmanýn sonuçlarýnýn, aþkýn bir tür baðýmlýlýk olduðunu gösterdiðini söyledi.
Araþtýrmanýn, aþk acýsýnýn ardýndan neden tüm kültürlerde saplantý, cinayet, intihar ve depresyon gibi durumlarýn ortaya çýktýðýna da açýklýk getirdiðini belirten bilim adamlarý, bu duyguyla savaþanlara iyi bir haber vermeyi de ihmal etmedi.
Yapýlan testlerde, beynin fotoðraf karþýsýnda verdiði tepkinin zaman geçtikçe hafiflediðini gözlemleyen araþtýrmacýlar, zaman ve gayretle bu durumun atlatýlabileceðini de vurguladý.
Öte yandan insanlarýn sevgiye baðýmlý olabileceði fikri bilim insalarý arasýnda tartýþmalý bir konu. Oxford Üniversitesi Nöroetik Merkezi'ndeki Brian Earp; "Ýnsanlar doðru baðýmlýlýk teorisine" katýlmadýðý için düþünceleri karmaþýklaþýyor. Oxford Üniversitesi Nöroloji Merkezi'nde birçok insan üzerinde yaptýðýmýz çalýþmada "sevgi" terimini kullandýðýmýzda neyi kastettiðimiz konusunda insanlar kesinlikle hemfikir deðil açýklamasýnda bulunuyor.
Yine Oxford Üniversitesi Nöroetik Merkezi'nden Anders Sandberg; "Sanýrým ilk etapta aþýk olmak istemiyorsunuz, ancak bundan kaçýnamayacaðýnýzýn farkýna vardýðýmýzda, bu çizgiyi baðýmlýlýk haline yine kendimiz getiriyoruz" diyor.