Ayasofya kýlýç hakký ne demek? Kýlýç hakký nedir? Sorularý gündemde en çok araþtýrýlan konular arasýnda yer alýyor. Ayasofya'nýn cami olarak ibadete açýlmasý Türkiye ve dünya basýnýnda geniþ yanký uyandýrdý. Ayasofya'da yýllar sonra kýlýnan cuma namazý öncesi Diyanet Ýþleri Baþkaný Ali Erbaþ, Cuma hutbesine 'kýlýç'la çýktý. Ayasofya Camii'nde kýlýnan ilk cuma namazýnda hutbeye kýlýçla çýkan Erbaþ dünyaya 'kýlýç hakký'ný hatýrlattý. Ayasofya’nýn ibadete açýlmasýnýn gündeme gelmesiyle birlikte sýkça duyduðumuz Kýlýç hakký nedir? Ayasofya kýlýç hakký ne demek? Ýþte konu hakkýnda detaylar...
KILIÇ HAKKI NEDÝR?
Kýlýç hakký Ýslâm hukukunun bir kavramýdýr, gayrýmüslimlerin yaþadýðý ve savaþýlarak ele geçirilen topraklarda fetihten sonra hukukun izin verdiði bazý tasarruflardýr ve bu tasarruflarýn baþýnda, o beldenin en büyük ibadethanesinin olarak camiye çevrilmesi gelir. Ýbadethanelerin adedi fazla olduðu takdirde en büyüðünün yanýsýra birkaçý daha cami yapýlabilir ama o belde savaþ ile deðil de karþý tarafýn “aman istemesi”, yani teslim olmasý ile ve kýlýç çekilmeden, yani kan dökülmeden alýndý ise kýlýç hakký tatbik edilmez. Kýlýç hakký kýsaca savaþ yoluyla kazanýlan ganimetlere verilen addýr. Fatih Sultan Mehmed'in 1453'te savaþarak Ýstanbul'u almasýyla Ayasofya kýlýç hakký olarak kazanýlmýþtýr.
Wikipedia’ya göre “Kýlýç Hakký” kavramý; “Týmar sahipleri yýllýk gelirlerinin ilk 3 bin akçesini kendi geçimleri için ayýrýrlardý. Buna ‘Kýlýç Hakký‘ denirdi. Geri kalan gelirin her 3 bin akçesi için de tam teçhizatlý 1 adet atlý asker yetiþtirmek ve gerektiðinde bunlarla birlikte savaþa katýlmak zorundaydýlar. Bu askere ‘Cebelü’ adý verilirdi. Týmar sahipleri savaþa çaðrýldýklarýnda bu yetiþtirdikleri Cebelülerle beraber savaþa giderlerdi. Savaþta yapýlan yoklama sýrasýnda bulunmayan týmarlý sipahinin týmarý elinden alýnýrdý. Böylelikle Osmanlý Ýmparatorluðu asker yetiþtirmekte sýkýntý çekmemiþtir. Ayrýca Akýncýlar ve Sipahiler Türk’tür…” þeklinde tanýmlanmýþtýr.
CUMA GÜNLERÝ VE BAYRAM NAMAZLARINDA HUTBEYE KILIÇLA ÇIKILIYOR
Osmanlý imparatorluðunda devlette hükümranlýðýn alameti olarak görülen kýlýç kuþanma merasimlerinin yapýldýðý mekanlar zaman zaman camiler olmuþtur. O camilerden biri de, Osmanlý'ya baþkentlik yapmýþ olan Edirne'deki Eski Camii'dir. Kýlýç hakký geleneði, kuþanma anlamýnda olmasa da asýrlardýr sembolik olarak yaþatýlýyor. Cuma günleri ve bayram namazlarýnda hutbeye kýlýçla çýkýlýyor.
Emir Sultan Çelebi tarafýndan 1403 yýlýnda yapýmýna baþlanan eski cami, Çelebi Sultan Mehmet zamanýnda, 1414 yýlýnda tamamlandý. 1749 yýlýnda yangýndan, 1752 yýlýnda da Edirne depreminden zarar gören ve 1. Mahmut döneminde tamirat gören cami, Mimar Sinan tarafýndan yapýlan Türk-Ýslam sanatýnýn en önemli eserlerinden Selimiye Camisi'nin karþýsýnda yer alýyor.