Ayasofya'nýn yeniden cami olmasý için açýlan davanýn sonuçlandýðý gün Hagia Sophia ne demek? Ayasofya 'nýn anlamý yeniden gündeme geldi. Ayasofya'nýn isminin nereden geldiðiyle ilgili araþtýrmalar sürerken kararýn açýklanmasýndan sonra Ayasofya'nýn yeniden cami olmasýnýn önü açýldý. Ayasofya (Hagia Sophia) daha önce 2 kez yýkýlarak 3. kez inþa edilmiþtir. Dünyanýn en eski katedrali olarak kabul edilen Ayasofya, Fatih Sultan Mehmet'in Ýstanbul'u fethiyle birlikte cami statüsüne geçmiþtir. Yýllarca cami olarak ibadete açýk olan Ayasofya 86 yýl önce müzeye çevrilmiþtir. Bugün Danýþtay 10. Dairesi, Ayasofya'nýn camiden müzeye dönüþtürülmesine dair 24 Kasým 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararýný son dakika iptal etti. Yani Ayasofya yeniden cami statüsüne kavuþtu. Peki Ayasofya'nýn anlamý nedir? Hagia Sophia ne demek?
AYASOFYA NE DEMEK? HAGÝA SOPHÝA'NIN ANLAMI
Ayasofya adýndaki "aya" sözcüðü "kutsal, azize", “sofya” sözcüðüyse herhangi bir kimsenin adý olmayýp Eski Yunancada “bilgelik” anlamýndaki sophos sözcüðünden gelir. Dolayýsýyla “aya sofya” adý “kutsal bilgelik” ya da "ilahî bilgelik” anlamýna gelmektedir.
AYASOFYA'NIN TARÝHÝ
Doðu Roma Ýmparatorluðu'nun Ýstanbul'a yaptýðý en büyük kilise olan Ayasofya, ayný yerde üç kez inþa edildi.
Yunanlarýn hakim olduðu (MÖ 660-MS 73) Byzantium þehrinde, bugünkü Ayasofya'nun bulunduðu yere yapýlan dini yapý, Roma Ýmparatoru Septimius Severus tarafýndan tahrip edildi.
Roma Ýmparatorluðu hakimiyetindeki þehirde, I. Konstantin'in oðlu II. Konstantin tarafýndan 360 yýlýnda ayný yere inþa edilen yapý, Hagia Sophia (Kutsal Bilgelik) olarak isimlendirildi.
Arkadios'un ardýndan baþa geçen Ýmparator II. Theodosios tarafýndan mimar Ruffinos'a yeniden yaptýrýlan Ayasofya, 415'te ibadete açýldý. 2. Ayasofya, 532'ye kadar þehrin en büyük kilisesi olarak varlýðýný devam ettirdi.
2. Ayasofya, I. Justinianus döneminde çýkan "Nika Ýsyaný" sýrasýnda açýlýþýndan 117 yýl sonra 532'de yakýlýp yýkýldý.
AYASOFYA 5 YILDA YENÝDEN ÝNÞA EDÝLDÝ
Nika Ýsyanýndan 39 gün sonra I. Justinianus tarafýndan Ayasofya'nýn inþasýna yeniden baþlandý.
Bugüne kadar gelen Ayasofya'nýn 532 yýlýnda baþlayan inþasý, 537 yýlýnda tamamlandý.
Ayasofya'nýn yapýmýný, dönemin ünlü bilim insanlarý fizikçi Miletli Ýsidoros ve Trallesli matematikçi Anthemius yönetti. Ýki baþ mimar ile birlikte çalýþan 100 mimar ve her mimarýn emrinde 100 iþçi, binanýn yapýmýný 5 yýl 10 ay gibi kýsa bir sürede tamamladý.
3. Ayasofya'nýn yapýmýnda ahþap malzeme yerine güçlü, çevre þartlarýna ve ateþe dayanýklý olduðu için tuðla kullanýldý.
FARKLI MEMLEKETLERDFEN TAÞLARLA YAPILDI
I. Justinianus, idaresindeki vali ve krallardan, bu büyük kilisenin yapýlmasý için kendi memleketlerinde bulunan harabelerden en güzel malzemeleri göndermelerini istedi.
Ýmparatorluðun her yerinden tapýnak, hamam ve saraylardan sütun, korkuluk, çerçeve ve pencere parmaklýklarý sökülüp Ýstanbul'a getirildi. Bu malzemeler baþta Kizikos'un (Aydýncýk-Kapudaðý Yarýmadasý) doðu sahillerindeki Belkýs harabeleri, Aspendos, Efesos'ta (Ayasuluk-Selçuk) Artemis Mabedi, Suriye'nin Ba'albek bölgesi olmak üzere Anadolu ve Suriye'nin diðer antik þehir kalýntýlarý ve eski abidelerden temin edildi.
Binanýn zemin duvarlarýný kaplayan beyaz mermerlerin Marmara Adasý'ndan, yeþil somakilerin Eðriboz Adasý'ndan, pembe mermerlerin Afyonkarahisar civarýndaki Synada'dan, sarý mermerlerin Kuzey Afrika'dan, orta ve yan nefleri birbirinden ayýran dördü saðda, dördü solda bulunan yeþil siyah damarlý mermer sütunlarýn Efes Diyana Mabedi'nden, yarým kubbe altýnda 8 büyük kýrmýzý porfir sütunun ise Mýsýr Heliopolis'ten getirildiði düþünülüyor.
Fil ayaklarý büyük kalker taþýndan yapýlan, duvarlarý tuðla olan Ayasofya'nýn inþasýnda Ýran tarzý takip edildi.
Ayasofya'nýn havada gibi duran geniþ kubbesinin yapýmýnda çok hafif olduðu için Rodos topraðý tercih edildi. Bu topraktan kalýba dökülmüþ tuðlalar, Rodos valisi tarafýndan hazýrlatýlýp kýsa sürede gönderildi.
Ayasofya'nýn kubbesi kadar iç süslemeleri de göz kamaþtýrýcýydý.
Ayasofya'nýn açýlýþ töreni, Ýmparator I. Justinianus'un katýlýmýyla 27 Aralýk 537'de bir Noel günü yapýldý.
Kubbesi 20 yýl sonra yaþanan depremden zarar gören Ayasofya'nýn doðu tarafý da 558 yýlýnda çöktü. Miletoslu Ýsidoros tarafýndan onarýlan kubbeye dýþarýdan payandalarla desteklenen alçak bir kasnak eklendi, kubbe kýrk pencereyle hafifletildi ve yüksekliði artýrýldý.
4. Haçlý Seferi sýrasýnda, Ýstanbul'un ele geçirilmesiyle Ayasofya da yaðmalandý. Bu dönemde Ayasofya, Roma Katolik Kilisesi'ne baðlý bir katedrale dönüþtürüldü. 16 Mayýs 1204 'de Latin Ýmparatoru I. Baudouin imparatorluk tacýný Ayasofya'da giydi.
Ayasofya 1261'de tekrar Bizanslýlarýn kontrolüne geçtiðinde harap, virane ve yýkýlmaya yüz tutmuþ bir durumdaydý.
Ýmparator II. Andronikos, 1317'de finansmanýný ölen eþi Ýrini'nin mirasýndan karþýlayarak binanýn kuzey ve doðu kýsýmlarýna 4 adet istinat duvarý ekletti.
Ayasofya, inþa edildikten sonra ilk yapýldýðý haliyle bugüne kadar gelemedi, pek çok doðal afet, bakýmsýzlýk, istila ve savaþlar sebebiyle tahribata uðradý, yeniden yapýldý.
Osmanlý Ýmparatorluðu'nun 7. padiþahý II. Mehmet'in 29 Mayýs 1453'te Ýstanbul'u fethiyle 916 yýl kilise olarak hizmet veren Ayasofya, camiye dönüþtürüldü.
Fetihle birlikte "Fatih" unvanýný alan Fatih Sultan Mehmet, fetihten sonraki ilk cuma olan 1 Haziran 1453'te cuma namazýný Ayasofya'da kýldý.
Bizans'ýn Ayasofya'ya verdiði deðer, Osmanlý döneminde de devam etti. Osmanlý döneminde padiþahlar Ayasofya'ya çok deðer verdi, "Fethin Sembolü" olan Ayasofya'nýn korunup yaþatýlmasý için hiçbir fedakarlýktan kaçýnmadý.
Fatih Sultan Mehmet, Ayasofya'yý camiye çevirdikten sonra en önemli gelir kaynaklarýný aktardýðý Ayasofya Camisi Vakfý'ný kurdu.
Ayasofya'ya bir minber ve mihrap yaptýran Fatih Sultan Mehmet, ayrýca medrese, kütüphane ekletti. Ayasofya'nýn ilk minaresi de Fatih Sultan Mehmet döneminde yapýldý. Hýzla inþa edilebilmesi amacýyla bu minare tuðladan inþa edildi.
II. Beyazýt (1481-1512) camiye beyaz mermerden bir mihrap ve kuzeydoðu köþesine bir minare ekletti.
Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) fethettiði Macaristan'daki getirdiði iki kandili Ayasofya'ya hediye etti.
Ayasofya, II. Selim döneminde (1566-1574) yorgunluk ya da dayanýksýzlýk belirtileri gösterdiði için dünyanýn ilk deprem mühendislerinden biri sayýlan Osmanlý baþmimarý Mimar Sinan tarafýndan eklenen dýþ istinat yapýlarýyla takviye edilerek, son derece saðlamlaþtýrýldý.
Bu istinat yapýlarýyla birlikte Sinan ayrýca kubbeyi taþýyan payeler ile yan duvarlar arasýndaki boþluklarý kemerler ile besleyerek kubbeyi iyice saðlamlaþtýrdý.
Osmanlý döneminde eklenen diðer yapýlar
Ayasofya'nýn içine Osmanlý döneminde eklenen diðer yapýlar arasýnda mermerden minber, hünkar mahfiline açýlan galeri, müezzin mahfili, vaaz kürsüsü bulunuyor.
III. Murat (1574-1595), Bergama'da bulunan Helenistik dönemden kalma (MÖ IV. yüzyýl) Bektaþi taþýndan yapýlma iki küpü, Ayasofya'nýn ana salonuna yerleþtirdi.
I. Ahmet (1603-1617) devrinde geniþ çaplý tamir ve bakým çalýþmasý yaptýrýldý, mihraba besmele yazdýrýldý.
IV. Murat (1623-1640) devrinde Ayasofya'nýn içi hat levhalarla süslendi.
III. Ahmet (1703-1730) döneminde Ayasofya'nýn hünkar mahfili yenilendi, cami ortasýna büyük bir top kandil asýldý, yine genel bir tamir ve bakým yapýldý.
I. Mahmut, 1739'da binanýn restore edilmesini emretti ve bir kütüphane ile binanýn yanýna bir medrese, bir imarethane ve bir þadýrvan ekletti.
III. Selim (1789-1807) Ayasofya'da bulunan halýlarýn tamamýný deðiþtirdi, Mehmet Esad Yesari hattý ile yazýlmýþ iki levha astýrdý.
II. Mahmut (1808-1839) döneminde Ayasofya'da büyük çaplý tamir ve bakým çalýþmasý yapýldý.
Ayasofya'nýn Osmanlý dönemindeki en ünlü restorasyonlarýndan biri Sultan Abdülmecit'in emriyle mimar Fossati kardeþler tarafýndan 1847-1849 yýllarý arasýnda gerçekleþtirildi.
Kubbe, tonoz ve sütunlarý saðlamlaþtýrýldý ve binanýn iç ve dýþ dekorasyonunu yeniden elden geçirildi. Üst kattaki galeri mozaiklerinin bir kýsmý temizlendi, çok tahrip olanlarý ise sývayla kaplandý ve altta kalan mozaik motifleri bu sýva üzerine resmedildi.
Iþýklandýrma sistemini saðlayan yað lambasý avizeleri yenilendi. Kazasker Mustafa Ýzzed Efendi'nin (1801–1877) eseri olan, önemli isimlerin hat sanatýyla yazýlý olduðu yuvarlak dev tablolar yenilenip sütunlara asýldý. Ayasofya'nýn dýþýna yeni bir medrese ve muvakkithane inþa edildi. Minareler ayný boya getirildi.
Sultan Abdülaziz (1861-1876) ve II. Abdülhamit (1876-1909) devirlerinde de Ayasofya'da önemli onarým faaliyetleri gerçekleþtirildi.
Ayasofya'nýn müzeye dönüþümü
Osmanlý Ýmparatorluðu'nun yýkýlmasý ve yerine Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasýyla Ayasofya'nýn tarihi de deðiþti.
Restorasyon çalýþmalarý nedeniyle 1930-1935 yýllarý arasýnda halka kapatýlan Ayasofya'da, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle bir dizi çalýþma yapýldý. Bu çalýþmalar sýrasýnda çeþitli restorasyonlar, kubbenin demir kuþak ile çevrilmesi ve mozaiklerin ortaya çýkarýlýp temizlenmesi iþlemleri gerçekleþtirildi.
Bakanlar Kurulu'nun 24 Kasým 1934 tarih ve 7/1589 sayýlý kararýyla Ayasofya, müzeye dönüþtürüldü.
Açýlýþýndan Ýstanbul'un fethine kadar 915 yýl kilise, 1453'ten 1934'te alýnan kararla müze oluncaya kadar cami olarak kullanýlan, 86 yýldýr da müze olarak hizmet veren Ayasofya, Türkiye'de yerli ve yabancý turistler tarafýndan en çok ziyaret edilen yapýlarýn ilk sýrasýnda yer alýyor.
Ayasofya'da müze olduktan sonra da çeþitli dönemlerde restorasyonlar yapýldý.
85 YIL ARADAN SONRA EZAN OKUNDU
Ayasofya'da Temmuz 2016'da düzenlenen Kadir Gecesi programýnda 85 yýl aradan sonra sabah ezaný okundu.
Ekim 2016'da Ayasofya'nýn ibadete açýk olan bölümü Hünkar Kasrý'na, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý tarafýndan uzun yýllardan sonra ilk kez asaleten imam atandý. 2016 itibarýyla Hünkar Kasrý bölümünde vakit namazlarý kýlýnmaya ve minarelerinden Sultanahmet Camisi ile 5 vakit çifte ezan okunmaya baþlandý.
Ýstanbul'un fethinin 567. yýl dönümünün kutlandýðý bu yýl ise 29 Mayýs'ta Ayasofya içinde Fetih Suresi okundu.