Bakan Kurum, TRT'nin bu yıl 8'incisini düzenlediği TRT World Forum 2024'te "Yarını Dönüştürmek: Eko-Rejenerasyonun Gücü" başlıklı oturumun açılış konuşmasını yaptı.
Dünyanın yaradılışından bugüne belki de en meşakkatli dönemlerinden birini yaşadığını kaydeden Kurum, bir yanda İsrail eliyle Gazze'de sürdürülen korkunç bir soykırım olduğunu, diğer yanda ise Rusya-Ukrayna Savaşı'nın neden olduğu acılarla boğuşulduğunu söyledi.
İnsanların iklim krizinin getirdiği sorunlarla küresel bir yıkımın tam eşiğinde hatta ortasında durduğunu ifade eden Kurum, şöyle konuştu:
"Bu noktada doğamızın kendi kendini yenileyebilme kapasitesini konuşmamız bu konferansta gerçekten çok kıymetli. Bu salondaki tüm katılımcılarla, iklim krizinin insan eliyle oluştuğu konusunda hemfikir olduğumuzu düşünüyorum. Zira tüm bilimsel çalışmalar, iklim değişiminin başlangıç noktası olarak sanayi devrimini işaret etmektedir. Ben de bu ortak kanaati paylaşıyorum ama sanayi devrimiyle başlayan kirlenmenin sadece bir sebep olduğunu değil, insanlığın çarpık doğa anlayışının bir sonucu olduğunu düşünüyorum. İklim değişikliği konusunda mevzubahis doğadır, insandır, ortak evimiz dünyamızdır. Doğa ve insan arasındaki ilişkiyi doğru tanımlamadan atacağımız her adımın parçalı olacağını ve bütünü kapsamayacağını düşünüyoruz."
Doğa ve insan uyumu söz konusu olduğunda başvuru kaynağının Türk-İslam medeniyeti olduğuna dikkati çeken Kurum, "Bizim medeniyetimiz, dört mevsimin gereklerine en uygun şekilde yurt tutmayı emreden; dağların, ormanların, denizlerin, hayvanların ve bitkilerin doğal durumuna müdahale etmeyen, tek bir dalı bile incitmeyi suç sayan bir medeniyettir." ifadelerini kullandı.
"BU ADİL DÜNYA BİR GÜN MUTLAKA KURULACAKTIR"
İstanbul'dan bütün dünyaya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu adil gelecek vizyonunu ifade etmekten şeref duyduğunu kaydeden Kurum, "Doğasıyla, çevresiyle, ekonomisiyle, demokrasisiyle, insan haklarına saygısıyla daha adil bir dünya mümkündür. Ve bu adil dünya bir gün mutlaka kurulacaktır." dedi.
Kurum, Türkiye'nin Akdeniz Havzası'nda yer alan ve iklim krizinden en çok etkilenen ülkelerden biri olduğunu, buna da yaşanan afetlerle şahitlik edildiğini belirterek, Türkiye'de her yıl 1500'e yakın sel, orman yangını, su taşkını ve kuraklık gibi iklim kaynaklı doğal afetler yaşandığına işaret etti.
Türkiye'de geçen 10 yıllık süreçte yenilenebilir enerji kapasitesini iki katına çıkardıklarını vurgulayan Kurum, "Önümüzdeki 10 yıl içinde güneş ve rüzgar enerjisi kapasitemizi 4 kat daha arttıracağız. Emisyonların yaklaşık üçte ikisi çevremizde gerçekleşiyor. Bu nedenle ulaştırma ve yapılaşma konularında da yenilikçi çözümler bulmaya devam ediyoruz." diye konuştu.
Kurum, 6 Şubat depremlerini anımsatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"11 ilimizi, 14 milyon vatandaşımızı etkileyen ve 6 Şubat sabahı tüm Türkiye'yi derin acılara götüren o afette binlerce canımızı yitirdik ama tek yürek olduk. 11 ilimizde asrın birlikteliğini göstererek 453 bin konutun inşa ve yapım faaliyetlerini sıfır atık uyumlu ve enerji verimli uygulamalarla inşa etmeye devam ediyoruz. İnşallah yarın da Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle Kahramanmaraş'ımızda 155 bininci konutumuzun anahtarlarını söz verdiğimiz gibi vatandaşlarımıza teslim edeceğiz. Tabii ki şehirlerimizi ihya ederken, konutlarımızın dönüşümünü gerçekleştirirken bu konutların iklim değişikliğine uyumlu ve duyarlı olmasını da önemsiyoruz. Sıfır atık anlayışıyla binalarımızı inşa ediyor, gerek yenilenebilir enerjilerden faydalanmak gerekse yağmur sularının toplanmasıyla birlikte tüketimi azaltacak, bize emanet edilen o doğanın suyunu, havasını, yeşilini koruyacak adımları atmaya gayret gösteriyoruz. Kentsel ulaşımda metro, hafif raylı ve tramvay sistemlerimizi de iki katına çıkarmak için yoğun gayret gösteriyoruz."
SIFIR ATIK PROJESİ
Sıfır atık hareketini çok önemsediklerini belirten Kurum, "Sıfır atığın önemini daha iyi anlayabilmeniz için çarpıcı bir gerçeği sizlerle paylaşmak istiyorum. Konuşmama başlayalı 10 dakika oldu. Bu 10 dakikada dünyamızda toplam 5 bin 900 ton plastik atık oluştu ve 370 ton atık da okyanuslara karıştı. 20 deniz kuşu ve 2 kaplumbağa maalesef şu 10 dakika içerisinde öldü ve yine bu 10 dakikada 77 hektar ormanlık alan yok olmuştur. Şu geçen 10 dakikada çöpe attığımız 25 bin ton gıdayla tam 2,2 milyon Gazzeli kardeşimizin bir haftalık gıda ihtiyacını çöpe atmış oluyoruz." değerlendirmesini yaptı.
Kurum, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde yürütülen Sıfır Atık projesinin insanlığı küresel israf uçurumundan kurtarmanın en önemli adımı olduğunu söyleyerek, "Türkiye de bu kapsamda 193 bin binada sıfır atık yönetim sistemini kurmuş ve toplamda 60 milyon ton atığı geri kazandırmış, bu çerçevede tam 498 milyon ağacın kesilmesinin önüne geçilmiştir. Yeni dönemde Sıfır Atık hareketimizi tüm ülke geneline yaygınlaştıracağız. 7 bölgemizde Sıfır Atık pilot ilçeleri belirleyecek ve depozito yönetim sistemimizin kurulumunu ülke genelinde 2025 yılı sonuna kadar uygulamaya geçireceğiz." diye konuştu.
İKLİM KANUNU BU YIL YASALAŞIP YÜRÜRLÜĞE GİRECEK
İklim Kanunu'nun bu yıl içerisinde yasalaşıp yürürlüğe girerek, iklim değişikliği konusunda atılacak adımlara kolaylık sağlayacağını vurgulayan Kurum, şöyle devam etti:
"İki hafta boyunca can Azerbaycan'da COP29 toplantılarına katıldık. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğiyle 2053'e ilişkin stratejilerimizi, hedeflerimizi tüm dünyayla paylaştık. Türkiye olarak, iklim krizinin maliyetini bu krizin oluşmasında en ufak katkısı olmayan devletlere yüklemenin adaletsizlik, vicdansızlık ve insafsızlık olduğunu en yüksek sesle dile getirdik. Dünyanın en zengin yüzde 1'lik kesiminin en yoksul yüzde 66'lık kesiminden daha fazla karbon salınımına neden olduğu bir ortamda bu adaletsizliğin devam etmemesi gerektiğini de en gür sesle tüm dünyaya ilettik ve bu tezimizi savunduk. İnsanlık doğanın yeniden kendisini toparlamasını istiyorsa finansal destek meselesini süratle çözmelidir ve herkes verdiği sözü acilen yerine getirmelidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tarihsel sorumluluğu yok denecek kadar azdır. Yani dünyanın kirletilmesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin suçu neredeyse yoktur. Ama bugün uğraştığımız, 1,5 santigrat derecede tutmaya çalıştığımız ortalama sıcaklığımız için bu mücadeleyi veriyoruz."
Kurum, Filistin meselesine değinerek konuşmasını, "Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğiyle tüm Türkiye adil bir dünya için, Filistin'in özgürlüğü için, Filistinli kardeşlerimizin gür sesi olmaya devam ediyor. Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti, İsrail'le ilişkisini tamamen dondurmuş ve tüm dünya ülkelerine baktığımızda Filistin'e en çok yardım yapan ülkedir. Bu kararlılığımız ve duruşumuzdan asla ödün vermeyeceğiz. Ne pahasına olursa olsun Filistinli kardeşlerimizin yanında durmaya devam edeceğiz. Filistin'in özgürlüğünü, dünyanın 5'ten büyük olduğunu Sayın Cumhurbaşkanımız her yerde dile getirmeye devam edecek." şeklinde tamamladı.
Oturumda, Absolute Foods Kurucusu ve Üst Yöneticisi (CEO) Agam Khare, EKI Enerji Hizmetleri, Uluslararası İşletmeler Kıdemli Genel Müdürü Bhuwan Shukla, Çevre Savunma Fonu Küresel İklim İş Birliği Müdürü Christopher Dekki, E+ Enerji Geçiş Enstitüsü İcra Direktörü Dr. Rosana Rodrigues dos Santos ve Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı Türkiye Ülke Ofisi Temsilcisi ve Ülke Direktörü Stephen John Cahill konuşma yaptı.