Başbakan Erdoğan'dan önemli açıklamalar
ABONE OL
Başbakan Erdoğan, görüşmelerde öncelikli konunun Suriye olduğunu ve Suriye'de katliama daha fazla seyirci kalınamayacağını söyleyen Erdoğan kimyasal silah kullanımını herkesin kabul ettiğini ama kimin yaptığı konusunda ise hedef saptırıldığını belirtti. Annelik babalık duygusu olmayanların Suriye'deki tabloya kör ve sağır olduğunu söyledi.

İŞTE ERDOĞAN'IN KONUŞMASINDAN SATIR BAŞLARI

Uluslararası Olimpiyat Komitesi toplantısında olmak üzere Arjantin'e ziyaret ettik. Bu ziyaretler sırasında yararlı birçok görüşmelerde bulunduk. Görüşmelerimizde Suriye meselesi önemli yer tuttu. Şam rejiminin Suriye halkına yaptığı katliama daha fazla seyirci kalınamayacağını görüştüğümüz lidere bizim de aktarma fırsatı bulduk. Üzerinde durulan konu kimyasal silahlar meselesi. Kimyasal silahların kullanılmasında 400 kadar çocuğun orada öldürülmesi, gerek kadınların, yaşlıların öldürülmesi bir kenara konulacak konu değildir.

Annelik babalık duygusu nedir bunu bilmeyen insanlar bu tür tablolara sağırdır. Gerek ülkemizde gerek dünya genelinde bazı liderler bu tabloya kör ve sağır kalabiliyorsa bu nasip meselesidir. Gelinen noktada, kimyasal silah boyutunu herkes kabul ediyor. Kimler tarafından yapıldığına dair hedef saptırılmaya çalışılıyor.

BM'nin göndermiş olduğu temsilciler orada çok net tespitler yaptılar. Labaratuvar sonuçları çok yakında açıklanacak. Yaşanan olaylarda 106-107 bin insan öldürüldü. Ve bu insanlar önceleri çok az sayıda keskin nişancılar tarafından öldürüldü, daha sonra tanklarla toplarla öldürüldü, daha sonra uçaklarla bombardıman edilmeye başladı.

Kimyasal silahlarla 107 bin kişi öldürüldü diğer taraftan 106 bin kişi öldürüldü. Daha sonra birtakım kimseler bizim sessiz kalmamızı bekliyor. Bunları görmeyen göz için biz ne diyeceğiz. Bunları değerlendirmeyen bir siyasi için biz ne diyeceğiz. Bunları milletimin değerlendirmesinde bırakıyorum.

Şu anda Suriye'de 7 milyon insan sığınmacı durumdadır. Kimse kalkıp Haçlı seferleri böyleydi şöyleydi demesin. Çanakkale de bir Haçlı seferidir. O zaman Suriye'den Mısır'dan Balkanlar'dan Kosova'dan bizim yanımızda olanlar vardı. O tarihte bu ülkeler hangi duygularla savaştılarsa, bugün bizde aynı duygularla onların yanında olmayı görev telakki ediyoruz.

G-20 zirvesinde de bunlar konuşuldu. Oradan 16 saatlik uzun bir yolculukla, 2020 Olimpiyatları'nın yapılacağı şehrin belirleneceği Buenos Aires'e geçtik. Orada da yoğun bir kulis faaliyeti yaptık.

Ve orada ayrıca Katar Emiri ile de ikili bir görüşmem oldu. Katar Türkiye ilişkilerini gözden geçirme fırsatımız oldu.

2020 Olimpiyatları İstanbul'da yapılsaydı Türkiye de İstanbul da geniş coğrafyamız da bundan olumlu bir şekilde etkilenecekti. Olimpiyat, barış, dostluk ruhu kazanacaktı.

Ama görünen o ki İstanbul'un potansiyeli yeterince dikkate alınamamış, netice itibariyle ev sahibi Tokyo olmuştur. Tokyo bir olimpiyata ev sahipliği yaptı. Türkiye'nin olması hakikaten çok çok farklı bir tabloyu ortaya koyacaktı. Bu geleceğe bakma konusunda bir engel teşkil etmeyecektir. Önümüzdeki süreçte spora ve sporcuya yaptığımız yatırımları aralıksız bir şekilde sürdüreceğiz.

"İSTANBUL'UN SEÇİLMEMESİNE SEVİNENLERE HALK GEREKLİ CEVABI VERECEKTİR"

Olimpiyatların Tokyo tarafından kazanılmasını sevinçle karşılayan çevreler sorusunun cevabını halkım gerekli cevabı verecektir. Türkiye son ikiye kalmıştır. Komite üyelerinin üzüntüsünü gördük. Türkiye beşinci kez bu yarışa girmiştir. Türkiye'nin alamayışına sevinenlerin buna neden sevindiği bellidir. Türkiye Akdeniz Oyunları'na ve farklı spor organizasyonlarına ev sahipliği yapmıştır. İzmir Belediyesi o dönemde bunu başaramamıştı. CHP'li belediye başaramadığı için hükümet olarak biz ele almıştık. Aynı şey Mersin'de meydana geldi. Komşumuzda yapılamayınca 18 ay kala Mersin'deki Akdeniz Oyunları'nı yüzümüzün akıyla tamamladık. İkinci olduk. Yine Erzurum'daki üniversiteler arası Kış Olimpiyatları'nı başarıyla gerçekleştirdik. Bunlar Uluslar arası organizasyondu. Bundan sonra sporcularımızın Uluslar arası başarıları yakalaması için gerekli adımları atacağız.

"G20'DE AĞIRLIKLI OLARAK SURİYE KONUŞULDU"

G20'de ağırlıklı olarak Suriye meselesi konuşuldu. Ekonomik konuları çalışma yemeği dışındaki ayrı oturumlarda görüştük.Tebliğler sunuldu. Çalışma yemeğinde BM sunumundan sonra benim de uzun bir sunumum oldu. Kısmen Mısır da gündeme geldi. Mesele donörler toplantısı değil mesele kanın durdurulması. Bunun için nasıl bir adım atılmalı? Hedefi barış olan bir koalisyonun içinde yer almak istiyoruz.

Rusya ile ilişkilerimiz hassasiyetle devam ediyor. Ayrıca Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ile görüşmemiz de çok önemliydi. Bütün bunlara baktığımız zaman Suriye konusunda hassasiyet artıyor. Avrupa Birliği bu konuda desteğini açık ve net ortaya koydu.

Şu anda müdahale ne zaman olur, şartlar belirler. Şu anda bunun verilmiş bir kararı yoktur. Biz bununla ilgili bir tarih vermeye kalkarsak, Suriye'de yüzbinlerce insanın ölümüne çanak tutmuş oluruz.

“DOPİNGE SIFIR TOLERANS”

Dopinge karşı sıfır tolerans dedik. Kim buna tevessül ederse spor hayatı biter. Bunun kurumsal adımlarını da ttık, atıyoruz.