Baþbakan Erdoðan'ýn 'Yerlerde sürüklediler' dediði anne Star'a konuþtu

Tam bir haftadýr kalbimin üzerinde bir aðrýyla yaþýyorum ve her geçen gün o aðrýnýn þiddetiyle yüreðim biraz daha sýkýþtýðýný hissediyorum.

Günlerdir olur olmaz yerde kusuyorum. Kusuyorum, kusuyorum, kusuyorum ama bir türlü içimdeki o lanet olasý þey çýkmýyor.

En olmadýk yerlerde aðlamaya baþlýyorum ‘niye aðlýyorsun? dedikleri anda boðazýma kocaman bir yumru gelip týkandýðýný hissediyorum.

Günlerdir elimde tuttuðum bir fotoðraf karesiyle izliyorum, televizyonlardaki Gezi Parký eylemcilerinin ‘masumiyetini’ anlatan haberlerini.

Esprili çocuklarmýþ!

Çevre duyarlýlýðýymýþ!

Yaþam tarzýna müdahaleymiþ!

Erdoðan diktatörmüþ! AK Parti demokrasi konusunda samimi deðilmiþ!

Elimde 25 yaþýnda bakmaya kýyamayacaðýnýz kadar masum, gencecik bir anne ve altý aylýk bebeðinin fotoðrafýyla izliyorum olan biteni.

Ve geceleri bir albasmasý gibi çöküyor üzerime, baðýrýyorum baðýrýyorum ama kimsecikler duymuyor, sonra sesimin çýkmadýðýný çýkamadýðýný fark ediyorum.

Yüreðimdeki o sýkýþmýþlýk hissiyle, çaresizlik hissiyle günlerdir elimdeki o fotoðraf karesini o annenin ve bebeðinin yaþadýklarýný herkesin hepinizin gözünün içine sokup ‘Bu mu masumluðunuz? diyerek avazým çýktýðý kadar baðýrmak istedim... Ama sustum. Hepimiz sustuk. Ben ve olayý bilen bütün arkadaþlarýmýz tek kelime etmeden sustuk.

Soru sormaya utandým

‘Efsane’ demiþtik ‘Provoke amaçlý uydurma haber’ demiþtik ‘Özür dileriz’ diyeninden...

Gezi’si de batsýn Topçu Kýþlasý da, böyle bir gözü dönmüþlüðü artýk savunmamýz mümkün deðil diyeninden Gezi Parký masumiyetini yitirmiþtir diyenine...

O gencecik anne ve altý aylýk bebeðiyle savcýlýða suç duyurusunda bulunduklarý günün akþamýnda buluþtum.

O kadar zarif bir o kadar naif gencecik bir anne henüz 25 yaþýnda.

Ve yanýnda bebek arabasýnýn içerisinde mini minnacýk altý aylýk bir kýz bebeði. Minicik ayaklarý ve kollarý, gözü dönmüþ caniler tarafýndan týrmalanmýþ o minicik sabi, o kadar sevimli o kadar pozitif ki bebek arabasýnýn içerisinde aðzýnda emziðiyle sürekli gülümsüyor.

Ben hiç araya girmedim. Hiç soru sormadým. Hem soru sormaya utandým. Hem de eðer sorarsam anlatmaktan vazgeçer diye korktum.

Çünkü kayýnpederi, yaþadýklarýnýn kendisi adýna utanç verici bir þey olmadýðýný, bunun kendisine özel bir durum olmadýðý konusunda ikna etmeye çalýþtýðýný biliyordum.

Ve iki gün boyunca haber bekledim ‘ne kadarýný anlatýrsa o kadarýný dinleyeceðim’ diye... O anlattýkça benim gözlerim büyüdü. O vahþeti gözümde canlandýramadým bile...

Sarsýldým.

Baþörtüsü haa... Vurun þuna...

Genç anne ‘biliyor musunuz bebeðime bile acýmadýlar’ diyor utanç içerisinde yüzüme bakmadan.

Gözlerini bir yere sabitledi hiç ama hiç yüzüme bakmadan, kýsýk bir sesle, sanki çok gizli bir þey anlatýyormuþ tedirginliðinde anlatmaya baþladý.

“Aðaçlar kesilmesin Taksim’e AVM yapýlmasýn diyerek bir grup duyarlý insanlarýn Gezi Parký’nda eylem yaptýklarýný biliyordum. Arkadaþlarýmla birlikte Cumartesi günü Adalar’a gitmeyi planlamýþtýk. Gittik. Ve Adalar’da olduðumuz için gün içerisindeki geliþmelerden haberim olmadý. Telefonumda þarjým bitmek üzereydi, eþimi aradým ve geleceðim saati söyledim kendisine. Tam tahmin ettiðim gibi vapurdayken þarjým bitmiþ. Ýskelenin oradan bir telefonla eþimi arayýp geldiðimi haber verdim o da yolda olduðunu söyleyip iskelenin karþýsýna geçmemi söyledi.

O esnada Kabataþ’taki kalabalýðý fark ettim. Gezi Parký eylemcilerine destek eylemi olduðunu düþündüm.

Elimde bebek arabasý yolun karþýsýna geçtim.

Ve beklemeye baþladým.

Bir anda ‘Bakýn Tayyip’in ...... burada gelin onu...’ diyen sesler duydum ve arkama baktýðýmda 25-30 yaþlarýnda olduðunu tahmin ettiðim kadýnlarýn bana karþý öfkeli bakýþlarýný görünce benden bahsettiklerini anladým.

Ne olduðunu anlayamadýðým bir anda üzerleri çýplak, elleri deri eldivenli, baþlarýnda tuhaf bantlý 70-100 kadar adamýn ortasýnda kaldým.

Bebek arabam elimden gitti.

Bir kadýn “Ne geldiyse bu ülkenin baþýna bunlarýn baþörtüsü üzerinden geldi vurun þuna” deyince, bir adam arkamdan tekme tokat vurmaya baþladý.

Sonra baðýrmaya baþladýlar. Devrim yaptýklarýný, ihtilal yaptýklarýný, ülkeyi bize teslim etmeyeceklerini, Erdoðan’ý asacaklarýný, Erdoðan’ý da hepimizi de tek tek .....

Bir taraftan “Bu üllkenin gerçek sahibi biziz anladýnýz mý ulan” diye baðýrýyorlar, bir taraftan tekmeliyorlardý.

‘Kutsal baþörtüymüþ, görün bakalým kutsalý size neler yapacaðýz’ diyerek aklýnýzýn bile almayacaðý þekilde küfrettiler, vurdular, vurdular... ‘Asacaðýz Erdoðan’ý anladýn mý’ diye baðýrdýlar.

Hangi birini söyleyeyim nasýl anlatayým yaptýklarý küfürleri.  Bir amcaydý sanýrým müdahale etmeye çalýþtý onu da öldüresiye dövdüler kýzýyla birlikte.

Sonra uzaklaþtýlar. Ýnönü stadýna doðru uzaklaþtýlar. O sýrada tamamen kendimi kaybettim. Ondan sonra ne olduðunu hatýrlamýyorum. Kendime geldiðimde üzerim idrar kokuyordu.  Yerimden kalktým bebeðimi bulmaya çalýþtým.

Artýk haber dinleyemiyor

Bu genç gelin Ýstanbul Bahçelievler ilçe Belediye Baþkanýnýn gelini Z.D.

Hiç oraya buraya olayý çekmeye çalýþmayýn. Bu vahþeti yapanlar, o genç anneye bir siyasetçinin gelini olduðu için yapmadýlar.

Olay yargýya intikal etti.

Valiliðin emniyetin elinde mobese kayýtlarý mevcut. Her saat baþý yýkanma ihtiyacý hissediyor. Dýþarýya çýkamýyor. Altý aylýk bebeði sütten kesildi. Televizyonlara bakamýyor. Gezi Parký eylemleri deyince panik atak geçiriyor.  Yaþanan vahþet sadece bu olsa birkaç marjinal ortalýðý provoke ediyor der geçeriz.

Ama öyle deðil.

Bugün Gazetesi’nden Zeynep Ceylan’ýn baþörtülü ablasýna metroda ‘Ben senin gibi böceklerle savaþmaktan geliyorum’ diyerek tekme tokat saldýrýp küfredildi.

Bu olayda yargýya intikal etti.

Eski AK Parti Güngören ilçe baþkaný Abdullah Baþçý yine Gezi Parký eylemlerine destek veren gruplar tarafýndan ayný sebep ve öfkeyle boðazýndan býçaklandý.

Bu olay da yargýya intikal etti.

Halk dersini verecektir

Ve yargýya intikal etmeyen ‘Tayyip’i asacaðýz bu ülkeyi size býrakmayacaðýz’ diyerek dövülen, küfredilen onlarca baþörtülü kadýn. Þimdi kalkýp bir kez daha Gezi Parký eylemleri masum, burada baþörtülü, baþörtüsüz, dinlisi dinsizi her görüþten, inançtan insanlar buraya toplanýyor bizim bir tek amacýmýz özgürlüklerimiz desenize.

AK Parti niye miting yapýyor diyenler, ortamýn gerilmemesi için AK Part miting yapmasýn diye výdý výdý edenler... AK Parti tam da bu sebeplerden dolayý o mitingleri yapmalý.

O mitingleri yapmalý ki ‘Tayyip’i devireceðiz bu ülkeyi geri teslim alýyoruz’ diyen it kopuk gerçekte ne olduðunu anlayýp hezeyanlarýndan vazgeçsinler. Darbe hezeyanlarýna tutulmuþ çapulcular, sizi býrakýn CNN’i Ýnterneyþýnýlý gelse kurtaramaz.

Menderes’i ASTINIZ, Özal’ý ZEHÝRLEDÝNÝZ ama Erdoðan’ý YEDÝRMEYECEK bu halk size...

ÝNFÝALE SEBEP OLUR DÝYE ÝÇÝMÝZ KAN AÐLAYARAK SUSMAYI TERCÝH ETTÝK

Öfkemize sahip çýktýk. Evlerinde oturup ‘Koþun! Taksim’de, Hatay’da, Ýzmir’de, Beþiktaþ’ta,  kan gövdeyi götürüyor. Polis masum insanlara þiddet uyguluyor!” vesaire vesaire diyerek sosyal medyadan çýðýrtanlýk yapanlara televizyonlara çýkýp ‘Erdoðan diktatörleþti, diktatöre karþý sokaklara dökülüyoruz’ diyenlere raðmen sustuk.

Gezi’deki gençleri arkasýna alan gözü dönmüþlere raðmen sustuk. Çünkü o gözü dönmüþlerin, ülkeyi kaosa sürüklemek adýna o gençlerden birkaçýný dahi hiç acýmadan öldürebileceðini gördük ve ÜLKEDE BÝR ÝNFÝAL OLMASIN DÝYEREK SUSTUK.

Susmak, konuþamamak ne zormuþ Rabbim diyerek sustuk hem de...

Nihayet...

Salý günü Baþbakan Erdoðan AK Parti grup toplantýsýnda ‘Çok önemli bir yakýnýmýn gelinini yerlerde sürüklediler’ deyince yeniden aðlamaya baþladým. Geçen hafta Abdülkadir Selvi’yle telefonda konuþmuþtuk. Sarsýla sarsýla aðladýðýmý hatýrlýyorum. Abdülkadir ‘Elif yazýlmasý lazým yazmalýsýn!’ dediðinde ‘Bu iðrençlik nasýl yazýlabilir, nasýl kaðýda dökülebilir ki... Ya baþka kötü þeylerde olursa’ deyip susmamýz gerektiðini söylemiþtim.

Zira gazetemin yöneticileriyle birlikte ‘Bu dönemde sakin olalým. Gezi Parký’nda gerçekten samimi gençler ve insanlar var.

Susmak zor. Ama bir infiale sebep olur!” kararý almýþtýk. Gerek Gezi Parký eylemlerinin arkasýnda baþka oyunlarýn olduðunu anlatabilmek adýna gerekse de Erdoðanfobiklerin gözünün ne kadar dönmüþlüðünü anlatabilmek adýna, kimlik deþifresi yapýlmadan ve oldukça makul bir dil kullanarak ‘genç bir anne ve altý aylýk bebeði’ kodlamasýyla sosyal medyada yazýldý.

Gezi Parký eylemleri süresince açýlan binlerce feyk hesap üzerinden ve Gezi provokatörlerince, arkadaþým Halime Kökce, ben ve ‘anne bebeði’ haberini twetter’den reetwet yapanlara aðza alýnmayacak küfürler savruldu.

Elbette yaþanan hadiseye inanamayanlar hatta bunun bir ‘karþý savunma ve internet efsanesi’ olduðunu söyleyen arkadaþlarýmýz da çýktý.

Baþbakan Erdoðan’ýn AK Parti grup toplantýsýndan sonra Abdülkadir Selvi ‘Baþbakanýn sözünü ettiði gelin’ baþlýðýyla köþesinde yazabildiði kadarýný kaleme aldý. Görünen o ki ‘Ýnsanýn kanýný donduracak kadar korkunç onlar utanmýyorsa biz niye utanalým yazýlmalý’ diyen Abdülkadir Selvi de bazý þeyleri açýkça yazmaktan haya etmiþ.

Abdülkadir’in yazýsýndan sonra telefonlarým susmak bilmedi.