Baþkan Erdoðan'dan AB'yi böyle uyardý: Tutuþmayýn, vakti saati gelince bu kapýlar da açýlýr

2015’te G20 zirvesinde dünya liderlerine güvenli bölge teklifini sunduk. Suriye’de güvenli bölge bugün gündemimize girmedi. Güvenli bölge Obama döneminde gündemimize girdi.

 

Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu, Suriye’de uçuþa yasak bölge teklifi yapýyor. Biz bu teklifi Suriye’nin dört bir yanýnda yüzbinlerce masum insan, rejimin ve diðer güçlerin savaþ uçaklarýnýn bombardýmanlarý altýnda can verirken gündeme getirmiþtik. Oluk oluk kanýn aktýðý o günlerde kimse bu teklife dönüp bakmamýþtý. Þimdi Türkiye, Suriye’yi terör örgütlerinden temizleyip asýl sahiplerinin dönüþüne hazýr hale getirirken birden bu tür konular akla geliyor.

 

AB’nin sonu iþte bu samimiyetsizliði ve ikiyüzlülüðü yüzünden gelecek. Avrupa’dan yükselen buram buram riyakârlýk kokan sözlerin bizim nezdimizde zerre kadar kýymeti yoktur. Kapýlarý açarýz dediðim zaman tutuþuyorlar. Tutuþmayýn… Vakti, saati gelince bu kapýlar da açýlýr. Haydi bakalým yüzbinleri bir de siz aðýrlayýn. Bu iþ nasýl oluyormuþ sizleri de bir görelim. Paranýz var, güçlüsünüz ama Yunanistan’a 100 kiþi gidince denizden hemen bizi telefonla arýyorsunuz. Ya burada 4 milyon var 4 milyon. Buna sesiniz çýkmýyor.

 

Yýllardýr gösterdiðimiz tüm çabalara raðmen Suriye krizi çözülmek bir yana DEAÞ adý altýnda bir örgütün de sahaya salýnmasýyla iyice içinden çýkýlmaz bir hale geldi. Suriye’de faaliyet gösteren terör örgütlerinin bir süre sonra ülkemizi hedef almaya baþladýklarýný da gördük. Bir yandan sýnýr bölgelerimizdeki þehirlerimiz taciz edildi, diðer yandan büyük þehirlerimizdeki PKK ve DEAÞ canlý bomba eylemleriyle canýmýzý yaktý.

 

Tabii bu saldýrýlarýn son 6 yýlda ülkemizde ardý ardýna patlak veren bir çok hadisenin bir parçasý olduðunu da biliyorum. Karþýmýzdaki bu tablo üzerine terörle mücadelemizde ve baðlantýlý olarak bölge politikalarýmýzda köklü bir deðiþim kararý aldýk. Ülkemize yönelen tehditleri sýnýrlarýmýzda ve sýnýrlarýmýz içinde deðil, doðrudan kaynaðýnda ortadan kaldýrma stratejisine geçtik. Irak’tan Suriye’ye kadar Türkiye’ye yönelik terör saldýrýlarýnýn yaþandýðý her yerde bu doðrultuda kritik adýmlar attýk.

 

Harekat bölgemizin üçte ikisine yakýn bölümünü sadece 9 günde ele geçirdik. Þu ana kadar kontrol altýna aldýðýmýz bölge 4 bin 220 kilometrekareye ulaþtý. Elbette bu kolay bir baþarý olmadý. Teröristlerin sýnýr þehirlerimize attýklarý havanlar ve füzeler sebebiyle 20 sivil vatandaþýmýz hayatýný kaybetti. Suriye tarafýnda teröristlerle yapýlan çatýþmalarda 7 askerimizle birlikte, bizimle birlikte mücadeleye katýlan Suriye Milli Ordusu’ndan 96 kardeþimiz de þehit oldu. Ayrýca 90 askerimiz ile 369 Suriye Milli Ordusu mensubu kardeþimiz de yaralandý. Teröristlerden etkisiz hale getirilenlerin sayýsý 795’i buldu.

 

Harekat alanýnda ortaya çýkan bu tablo karþýsýnda muhataplarýmýz nihayet sesimize kulak verdiler. Ülkemize gelen Amerikan heyetiyle oturduk, konuþtuk. Niyetimizi, amacýmýzý, hedefimizi açýkça belirttik. Sonuçta harekatýmýza 120 saatlik bir ara verilmesi halinde teröristlerin belirlediðimiz bölgenin dýþýna çýkarýlacaðý sözünü aldýk. Bunu da 13 maddelik bir mutabakat metni ile kamuoyuna duyurduk. Sadece ulusal deðil, uluslararasý kamuoyuna da duyurduk. Salý günü akþamý 22.00 itibarýyla sona eren bu sürenin bitiminde Amerika tarafý bize tüm teröristlerin harekat bölgemizden çýktýðýnýn garantisini yazýlý olarak verdi. Þimdi askerlerimiz ve Suriye Milli Ordusu karýþ karýþ harekat alanýný arýyor, tuzaklarý etkisiz hale getiriyor. Þayet bu arada karþýmýza teröristler çýkarsa onlarý tepelemek de en tabii hakkýmýzdýr. Böylece Barýþ Pýnarý Harekatý’ný baþarýya ulaþtýrmýþ olduk.

 

(TRT Haber)