Azerbaycanlı uzmanlar, Türkiye ve Azerbaycan'ın hava ve kara kuvvetlerinin katılımıyla yapılan tatbikatın, hem Azerbaycan ordusunun savaş gücünün pekişmesi açısından önem taşıdığı hem de Dağlık Karabağ ve etrafındaki illeri işgal altında tutan Ermenistan ile bu ülkeyi destekleyen güçlere bir mesaj olduğu görüşünde hemfikir.
Emekli Yarbay Üzeyir Ceferov, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tatbikatın Azerbaycan ve Türkiye'yi seven ve sevmeyen güçlerce yakından takip edildiğini belirtti. Tatbikata Türkiye'den çok sayıda askerin katılmasının, aynı zamanda Türk ordusunun uçak, helikopter ve zırhlı araçlarının da yer almasının Azerbaycan'a verilen desteğin açık göstergesi olduğunu vurgulayan Ceferov, "Tatbikat, Azerbaycan için hayati önem taşıyor. Azerbaycan ordusunun gelişmesine büyük katkı sağlanacak. Dağlık Karabağ sorununun çözüm süreci AGİT Minsk Grubunca yönetiliyor. Fakat Azerbaycan müzakere sürecini sonsuza kadar uzatmak niyetinde değil. Sorun kısa sürede AGİT hattıyla çözülmezse Azerbaycan uluslararası hukuktan doğan gereklilikleri yerine getirerek kendi topraklarını işgalden kurtaracaktır." diye konuştu.
Türk İslam Araştırmaları Merkezi Başkanı ve Azerbaycan Hazar Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Telman Nusretoğlu, tatbikatın işgalci Ermenilere yardım etmek hevesinde olanlara ve baskıyla Azerbaycan'ı dize getirmek isteyenlere de bir cevap niteliği taşıdığını söyledi.
Ermenistan ordusunun 12 Temmuz'da Azerbaycan'a gerçekleştirdiği saldırıları hatırlatan Nusretoğlu, Türkiye ve Azerbaycan'ın enerji ve ulaştırma hatlarının geçtiği Tovuz'a yönelik saldırısının Rusya'nın Kafkasya politikasından, bölgeye yönelik stratejik hedeflerinden soyutlanarak değerlendirilemeyeceğini savundu.
Nusretoğlu, "Bu saldırı sadece Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü ve bağımsızlığını değil, bölgesel iş birliği ve istikrarı, enerji hatlarının güvenliğini, Türkiye ve Azerbaycan'ın inşa ettiği ortak stratejik projeleri de hedef alıyordu. İki kardeş ülkenin tatbikatı, bölgesel istikrarı hedef alanlara, Azerbaycan'a yönelik işgalci siyaseti sürdürmek isteyenlere bir cevaptır." diye konuştu.
Türk ordusunun Azerbaycan'da 102 yıl önce Kafkas İslam Ordusunun karşılandığı gibi sevinç göz yaşlarıyla karşılandığını ifade eden Nusretoğlu, şunları söyledi:
"Bu tarihi bir gelişme ve mesajdır. Ortak caydırıcı güç üretmekten, birliğimizi derinleştirmekten başka yolumuz yok. Bu tatbikatların devamı olarak Türk ordusunun Azerbaycan'da askeri üsler açmasını, stratejik hatların güvenliğini sağlamak, çeşitli bölgelerde barış gücü olarak görev yapmak üzere ortak askeri birlikler kurulmasını umuyorum. Karabağ ve etraf bölgelerin işgalden kurtarılmasına gelince Azerbaycan ve Ermenistan baş başa kalırsa, emperyal güçler müdahale etmezse Azerbaycan ordusu kısa sürede o sorunu çözecek güçtedir."
Hazar Savunma Araştırmaları Merkezi Başkanı Ramil Memmedli, dünyada ve bölgede yaşanan süreçlerin, aynı zamanda tarihten kaynaklanan yükümlülüklerin Türkiye ve Azerbaycan'ın stratejik müttefikliğini önemli kıldığını kaydetti.
İki ülke ilişkilerinde askeri işbirliğinin her zaman ön planda olduğunu hatırlatan Memmedli, "Geniş kapsamlı tatbikat, ordularımızın gelişiminde önemli rol oynayacak. Türk askerleri Azerbaycan ordusuna ait Rus yapımı silahları, Azerbaycan askerleri de Türk ordusuna ait yerli ve batı yapımı silahları tanımış olacak. Bu tatbikat, yeni gelişim dönemi geçiren Azerbaycan ordusu için çok önemlidir. Türk ve Azerbaycan ordularının entegrasyonu, gelecekte diğer Türk devletleri için iyi örnek olacaktır." ifadelerini kullandı.
Bir gün bağımsız Türk devletlerinin ortak bir ordu kuracağına inandığını söyleyen Memmedli, Azerbaycan ve Türkiye'nin geniş kapsamlı tatbikatının dolayısıyla bölge ve Türk dünyası için önemli bir mesaj olduğunu vurguladı.