Türkiye ve Mýsýr yönetimlerinin, son dönemde iliþkilerin normalleþtirilmesi yönünde attýklarý adýmlar dikkati çekiyor.
Ýlk turu 5 Mayýs'ta yapýlan Türkiye-Mýsýr siyasi istiþarelerinin ikinci turunun, Dýþiþleri Bakan Yardýmcýsý Büyükelçi Sedat Önal ve Mýsýr Dýþiþleri Bakan Yardýmcýsý Büyükelçi Hamdi Loza baþkanlýðýndaki heyetler arasýnda 7-8 Eylül'de Ankara'da gerçekleþmesi bekleniyor.
Türk ve Mýsýrlý uzmanlar Ankara-Kahire arasýnda baþlayan diplomasi trafiðinin, Orta Doðu'da oluþan yeni ittifaklar, Doðu Akdeniz'de keþfedilen doðal gaz rezervleri ve deniz yetki alanlarý ile ABD'de yönetim deðiþikliði gibi birden çok nedeni olduðu görüþünde hemfikir.
AA muhabirine konuþan gazeteci yazar Mustafa Özcan, Türkiye ve Mýsýr iliþkilerinde bir kýrýlma yaþandýðýný ve bunun bir sürece dönüþtüðünü söyledi.
Özcan, iki ülkenin söz konusu kýrýlmanýn aþýlmasý ve iliþkilerin toparlanmasý için bir irade ortaya koyduðuna, sürecin aðýr aksak da olsa ilerlediðine dikkati çekerek, "Bölgede üçüncü taraflarýn marifetiyle yaþanan geliþmeler ister istemez Türkiye'yi de Mýsýr'ý da ilgilendiriyor. Bunun gösterdiði istikamet, iki ülkenin birçok konuda birbirini kilitlemesine neden oluyor. Haliyle aktif hale getirilemeyen iþ birliði ortamý Türk ve Mýsýr toplumlarýnýn zararýna iþliyor." ifadelerini kullandý.
Ýkili iliþkilerde halklarý ve menfaatlerini ilgilendiren, dolayýsýyla yöneticileri de aþan boyutlar bulunduðunu kaydeden Özcan, bunun sürecin ilerlemesinin dinamosunu temsil ettiðinin altýný çizdi.
Özcan, iliþkilerde Türkiye'nin potansiyel olarak daha kazançlý konumda olduðu deðerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin 1990'lý yýllardan itibaren Afrika ve Latin Amerika ülkelerini "hayat sahasý" olarak belirlediðini dile getiren tecrübeli yazar, "Mýsýr Türkiye'nin Afrika'ya açýlan kapýsýdýr. Hindistan Ýngiliz Ýmparatorluðu için geçmiþte nasýl ki tacýn üzerindeki inci idi ise, Osmanlý döneminde de Mýsýr, Bab-ý Ali ya da Dersaadet için ayný konumdadýr. Mýsýr, Osmanlý Ýmparatorluðu'nun Hindistan'ý idi." diye konuþtu.
Mustafa Özcan, Türkiye'nin Arap dünyasý ile komþu olduðunu, Libya, Kuzey Afrika ülkeleri, Suriye ve Irak'ýn Mýsýr ile Türkiye'nin ortak ilgi alanlarýný oluþturduðunu kaydetti.
Özcan, 1998 ve 1999'da Abdullah Öcalan yüzünden savaþýn eþiðine gelen Suriye ile Türkiye arasýnda çatýþmanýn fitilinin çekilmesini, Mýsýr'ýn eski Cumhurbaþkaný Hüsnü Mübarek'in engellediðini hatýrlatarak, "Ýki ülke arasýndaki iliþkilerin geliþtirilmesi noktasýnda elimizde (Turgut) Özal'dan kalan bir miras formül vardýr. Pürüzlü iliþkilerde çözülebilir noktalardan baþlamalý, ileriki aþamalarda derin konulara girilmeli ve odaklanmalý. Hazmý güç sorunlardan baþladýðýnýzda süreç týkanacaktýr." dedi.
Mýsýrlý gazeteci Saliha Allam, Kahire ve Ankara'nýn, iliþkilerin normalleþmesinin önemini ve yakýnlaþmanýn iki ülkenin de çýkarýna olduðunu gayet iyi bildiðini kaydetti.
Ýki ülke siyasilerinin de iliþkilerin iyileþmesinin önündeki engelleri kaldýrma konusuna önem verdiðinin altýný çizen Allam, bazý konularda köklü anlaþmazlýklarýn olduðunu, ancak bölgesel ve uluslararasý arenada yaþanan geliþmelerin Türkiye-Mýsýr iliþkilerinde buzlarýn erimesini hýzlandýrdýðýný söyledi.
Allam, "Genel çýkarlar ve uluslararasý arenada yaþanan geliþmeler, iki ülkeyi de anlaþmazlýklarý ertelemeye ve bazý konularda ortak hareket etmeye zorluyor. Mýsýr bazý bölgesel meselelerde Türkiye'ye, Türkiye de bazý dosyalarda Mýsýr'a ihtiyaç duyuyor. Müslüman Kardeþler Teþkilatý (Ýhvan) gibi bazý meselelerin açýlmayacaðý ve erteleneceðini düþünüyorum. Libya ve Doðu Akdeniz dosyalarý þu aþamada Ýhvan'dan daha öncelikli." diye konuþtu.
Mýsýrlý uluslararasý iliþkiler uzmaný, Sakarya Üniversitesi Öðretim Görevlisi Muhammed Zevavi ise, bölgede yaþanan yeni ittifaklarýn Ankara-Kahire iliþkilerine etki ettiðini belirtti.
Birleþik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan arasýnda anlaþmazlýklar yaþandýðýna dikkati çeken Zevavi, Abu Dabi yönetiminin bazý konularda Ýsrail'e yakýnlaþmaya baþladýðýna iþarete ederek bu hýzlý deðiþimin Türkiye ve Mýsýr'ý birbirine daha da yakýnlaþtýracaðý öngörüsünde bulundu.
Özellikle ekonomik konularda Mýsýr ve Türkiye'nin ortak çýkarlarýnýn bulunduðunu, bunun üzerine yeni ortak paydalarýn eklenebileceðini ve anlaþmazlýk alanlarýnýn öteleneceðini söyleyen Zevavi, þunlarý kaydetti:
"Öyle zannediyorum ki, Türkiye, Doðu Akdeniz'de Mýsýr ile deniz yetki alanlarý anlaþmasý yapma konusunda hýzlý davranmayý hedefliyor. Söz konusu anlaþma Yunanistan, Güney Kýbrýs Rum Yönetimi, Ýsrail ve Fransa'yý rahatsýz edecektir.
Öte yandan Kahire ve Riyad yönetimleri de BAE-Ýsrail yakýnlaþmasýndan endiþe duymaktadýr. Bu durum bölgesel müttefikliklerin deðiþmesine neden olabilir. Mýsýr ve Suudi Arabistan, Türkiye'ye daha yakýn bir politika izlerse haliyle Katar da bu grupta yer alacaktýr. ABD'de yaþanan yönetim deðiþikliði ve Baþkan Joe Biden'In açýklamalarý da muhakkak ki Orta Doðu'daki yeni dengeler ve oluþumlar üzerinde etkili oluyor."