Canikli, yaptığı yazılı açıklamada, Millet İttifakı'nın 28 Mayıs seçimlerine yönelik stratejisini felaket tellallığı üzerine kurduğunu belirtti.
"Yedili masa, yine kur şoku ve sermaye kontrolü yalanlarıyla vatandaşın kafasını karıştırmaya ve piyasaları manipüle etmeye çalışıyor." değerlendirmesini yapan Canikli, şöyle devam etti:
"Türkiye ekonomisi 2022 yılında 350 milyar dolar döviz getirisi sağladı. Yıllık 350 milyar dolar döviz girdisi üreten bir ekonomide kur şoku yaşanır mı? Milli gelirinin yüzde 40'ı oranında döviz geliri elde edilen bir ekonomide kur şoku yaşanır mı? Elbette yaşanmaz. Nitekim yaşanmadı. Türkiye ekonomisinin 350 milyar dolarlık döviz gelirinin 254 milyar doları ihracattan, 54 milyar doları turizmden,13,1 milyar doları doğrudan yabancı yatırımcıdan, 24,2 milyar doları Türkiye'yi cazibe merkezi olarak gören ülkelerin vatandaşlarından, kalanı da diğer kaynaklardan gelen tertemiz paralardan oluşmaktadır."
"ENERJİYE ERİŞİMDE HİÇBİR SORUN YAŞANMADI"
364 milyar dolarlık ithalatın 97 milyar dolarının enerji ithalatından oluştuğuna dikkati çeken Canikli, "Aynı miktar enerji ithalatı için geçmiş yıllarda en fazla 50 milyar dolar ödeme yapılıyordu. Geçen yıl enerji ithalatı için 46 milyar dolar daha fazla ödeme yapıldı. Dünyadaki enerji krizi, enerji fiyatlarını adeta patlattı ve Türkiye tam 46 milyar dolar daha fazla ödeme yapmak zorunda kaldı. 46 milyar dolarlık fazla ödeme, 2022 yılındaki cari açık rakamına eşittir. Türkiye ekonomisi bu döviz ödemelerini gecikmeden ve tereddüt etmeden yapabildi. Enerjiye erişimde hiçbir sorun yaşanmadı." değerlendirmesini yaptı.
Ekonominin genel ithalat talebinin kesintisiz, tümüyle karşılandığını, finansmanın sağlandığını, kur şokunun yaşanmadığını vurgulayan Canikli, şunları kaydetti:
"Yabancı portföy yatırımcısının döviz talebinin tamamı da anında karşılandı. 2018 yılı başında yabancı portföy yatırımcısının Türkiye'deki menkul kıymet yatırımlarının değeri 109 milyar dolar civarındaydı. Ekonomi için yükümlülük ve dolaylı bir borç mahiyetinde olan yabancı portföy yatırımı bugün itibarıyla 30 milyar dolar seviyesine geriledi. Yurt dışına çıkan portföy yatırımcısının istediği dövizin tamamı da sağlandı. Sermaye transferinde hiçbir sınırlamaya gidilmedi. Sermaye kontrolü de getirilmedi. 2022 yılında döviz harcamaları ve döviz çıkışı açısından zor bir yıl olmasına rağmen kur şoku yaşanmadı ve sermaye kontrolü gelmedi. Bundan sonra da kur şoku yaşanmaz ve sermaye kontrolü gelmez.
Ayrıca önümüzdeki dönemde, bir taraftan döviz harcamaları azalırken, yabancı portföy yatırım stoku 30 milyar doların altına gerilediği için buradan büyük miktarda döviz talebi gelmez ve sıcak para çıkışı azalır. Enerji fiyatları düşüş trendine girdiği için enerji ithalatına ödenen döviz miktarı azalır. Diğer taraftan, ekonominin döviz gelirleri artmaktadır. Turizm gelirlerinde 15 milyar dolarlık artış beklenmektedir. Doğrudan yabancı sermaye girişinin artacağı tahmin edilmektedir. Döviz açığı önümüzdeki dönemde azalacağı için döviz piyasası üzerindeki baskı da hafifleyecektir."
Merkez Bankasının brüt döviz rezervlerinin 115 milyar dolar seviyesinde olduğuna dikkati çeken Canikli, "Bu rezervler içinde yaklaşık 800 tonluk altın rezervleri de bulunmaktadır. 2002 yılında Merkez Bankasının altın rezervi 130 ton civarında idi. 800 tonluk altın rezervinin tamamı da fiziki olarak Türkiye'ye getirilmiş olup Merkez Bankasının kasalarında muhafaza edilmektedir. Bu nedenle yedili masanın kur şoku veya sermaye kontrolü gibi manipülatif yalanlarına kimse inanmıyor." ifadesine yer verdi.