Çelik, partisinin genel merkezinde, Cumhurbaþkaný ve AK Parti Genel Baþkaný Recep Tayyip Erdoðan baþkanlýðýnda gerçekleþtirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantýsýna iliþkin açýklamalarda bulundu.
Toplantýda görüþülen konular hakkýnda bilgi veren Çelik, Mali ve Ýdari Ýþler Baþkanlýðý ile Teþkilat Baþkanlýðýnca yürütülen çalýþmalarýn ele alýndýðýný söyledi.
AK Parti 8. Olaðan Kongre sürecinin devam ettiðini belirten Çelik, ilçe kongreleriyle ilgili takvimin tamamlanmak üzere olduðunu, kabine üyelerinin, genel baþkan yardýmcýlarýnýn, MYK üyelerinin bu kongrelere katýldýklarýný bildirdi.
Cumhurbaþkaný ve AK Parti Genel Baþkaný Erdoðan'ýn "Ýç cepheyi güçlendirme" çaðrýsýna deðinen Çelik, bütün kongrelerdeki ana temanýn, ilçelerden baþlayarak, illere ve bütün Türkiye sathýna yayýlarak bu mesajýn verilmesi olduðunu belirtti. Ömer Çelik, "'Ýç cephenin güçlendirilmesi' mesajý, toplumumuzun her kesimiyle kucaklaþarak, buluþarak bu kongrelerimizi bir demokrasi þöleni havasý içerisinde gerçekleþtirmektir." ifadesini kullandý.
ÝÇ CEPHE VURGUSU
Ýlçe kongreleri sonrasý baþlayacak il kongrelerine Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn programlarý elverdiði ölçüde kalmasýnýn planladýðýný bildiren Çelik, þöyle devam etti:
"Cumhurbaþkanýmýzýn 30'a yakýn bir il kongresine takdirleri olursa katýlmalarý söz konusu olabilir. Tabii Sayýn Cumhurbaþkanýmýzýn programlarý çok yoðun. Ayný zamanda da kongre takviminin iþlemesine baðlý olarak, il kongreleri de gerçekleþtikten sonra, muhtemelen bu takvim çerçevesinde, ramazanýn bitmesini takip eden günlerde de il kongremizle ilgili takvimin ne olacaðý, Teþkilat Baþkanýmýz Erkan Bey tarafýndan MKYK'mýza ve Genel Baþkanýmýza arz edilecek.
Erkan Bey, bugün, ilçelerde yaptýðýmýz kongrelerle ilgili ayrýntýlý bir bilgi verdiler. Bundan sonraki kongrelerle ilgili olarak da bilgilendirdiler. Tabii kadýn ve gençlik kollarýmýzýn kongreleri de söz konusu. Onlarýn da kongre süreçleri baþlamýþ oldu. MKYK üyelerimiz, MYK üyelerimiz, bakanlar kurulu üyelerimiz ve bütün arkadaþlarýmýz bu kongrelere yoðun bir þekilde katýlacaklar ve bu demokrasi þölenini, 'iç cepheyi güçlendirme' siyasetini devam ettireceðiz."
"KARDEÞLERÝMÝZÝN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEÐÝZ"
Ahýska Türklerinin sürgün ediliþinin 80. yýlýnýn anýldýðýný hatýrlatan Çelik, "Bir kere daha bu zulüm sürgününde hayatýný kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyoruz. Sadece Türkiye'de deðil, dünyanýn neresinde olursa olsun Genel Baþkanýmýzýn, Cumhurbaþkanýmýzýn ve partimizin Ahýska Türklerine karþý yoðun bir ilgisi var. Her yerde onlarla buluþuruz. New York'tan dünyanýn baþka yerlerine kadar defalarca buluþmuþuzdur. Ahýska Türk'ü kardeþlerimizin her zaman yanýnda olmaya devam edeceðiz. Onlara buradan bir kere daha selam ve saygýlarýmýzý iletiyoruz." ifadelerini kullandý.
Geçen haftalarda muhalefet tarafýndan yoðun bir þekilde, "Cumhur Ýttifaký içerisinde çatlaklar, ayrýlýklar" olduðuna dair açýklamalar yapýldýðýný belirten Çelik, þunlarý bildirdi:
"Tabii bunlar gündemimizi teþkil etmiyor. Siyasi ajandamýzda bunlarýn deðerlendirmelerinin bir yeri yok. Esas olarak CHP baþta olmak üzere muhalefetteki partilerde, hizipler, gruplar, çatýþmalarý yoðun bir þekilde görüyoruz. Cumhur Ýttifaký, asli ilkelere sadakatle, Cumhur Ýttifaký'ný oluþturan ilkelerin ortaya çýkardýðý hedeflere doðru kararlý bir þekilde yürüyerek, Türkiye Yüzyýlý'ný, Türkiye'nin her alandaki ihtiyaçlarýyla donatacak ve bu hedeflere yürüyecek þekilde çalýþmalarýný yürütüyor.
Bunu illerde, ilçelerde yaptýðýmýz her faaliyette görüyoruz. O sebeple Cumhur Ýttifaký sadece genel düzeyde, sadece üst kurumsal düzeyde iþleyen bir ittifak deðil. Sosyolojik olarak ilçelerde, beldelerde, köylerde bu dirayetini, bu iradesini vatandaþýmýzla buluþturmuþ bir ittifak. O sebeple her MYK'mýzda Cumhur Ýttifaký'nýn birliði, dirliði konusundaki hassasiyetimizi de ele alýyoruz. Önümüzdeki günlerde de Cumhur Ýttifaký'nýn daha da güçlenerek yola devam edeceði konusundaki kararlýlýðýmýz kesin."
"KIBRIS TÜRK'ÜNÜN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEÐÝZ"
Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti'nin, 41'inci kuruluþ yýlýný kutlayan Çelik, "41 kere maþallah diyelim. Bu dönem içerisinde çok yoðun mücadeleler verildi ve görüldüðü gibi bütün bu mücadeleler içerisinde Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti, egemen bir devlet olarak milletimizin göz bebeði, kardeþ bir devlet olarak bir sürü badireleri atlatarak yoluna devam ediyor." dedi.
Rum kesimi ve Yunanistan'ýn tuzak ve ambargolarýyla dünyanýn çeþitli yerlerinde yürüttüðü dýþlama faaliyetlerine raðmen KKTC'nin bölgede istikrarýn temsilcisi olduðunu ve egemen bir devlet olarak varoluþunu sürdürdüðünü ifade eden Çelik, "Kýbrýs Türk'ünün her zaman yanýnda olduk, bundan sonra da yanýnda olmaya devam edeceðiz. Bugün özellikle Rum kesiminin içine girdiði iliþki trafiðine dikkat edildiði zaman KKTC'nin varlýðýnýn hem egemen bir devlet olarak hem de bölge barýþý açýsýndan ne kadar kritik olduðu daha net görülmektedir." ifadelerini kullandý.
Bütün MYK ve MKYK toplantýlarýnda ilk gündemlerinin Gazze olduðunu belirten Ömer Çelik, þöyle devam etti:
"Yakýn zamanda Ýsrailli yetkililerin, Netanyahu þebekesinin üyelerinin Batý Þeria'yý da ilhaktan bahsetmeleri, kuþkusuz Batý Þeria konusundaki hassasiyetimiz de yüksektir, ama Batý Þeria'yý da ilhaktan bahsetmeleri bu cinayet þebekesinin bölgede daha büyük katliamlara, daha büyük soykýrýmlara, daha büyük istikrarsýzlýklara imza atmak istediðinin beyanýdýr. Þimdi tabii ayný anda bu toplantýyý gerçekleþtirirken bile Lübnan'a dönük saldýrýlar devam ediyor. Suriye ve Ýran'la ilgili tehditler devam ediyor. Dolayýsýyla uluslararasý sistemin tümüne saldýran, Birleþmiþ Milletler düzeninin tamamýna saldýran, uluslararasý hukukun tamamýna saldýran, insanlýk cephesinin tamamýna saldýran bir þebekeyle karþý karþýya olduðumuz, artýk 'bundan öte ne olabilir?' dediðimizde, ondan ötesini de yapan, çýlgýn, gözü dönmüþ, bir katliam þebekesiyle karþý karþýya olduðumuz net bir þekilde görülüyor.
Açýk bir þekilde de kimisi tarihin tozlu raflarýnda kalmýþ mitolojiler üzerinden, kimisi dini bir takým hikayelerin istismarý üzerinden böyle teopolitik bir siyaset gütmeye çalýþtýklarýný, iþte David Koridor'unu kurmaktan, Arz-ý Mevud'u gerçekleþtirmeye kadar bütün dinleri tehdit eden, bütün insanlarý tehdit eden bir þebekeyle karþý karþýya olduðumuz gözüküyor. Gazze, sadece Gazze meselesi deðil insanlýk cephesinin tamamýdýr. Uluslararasý hukukun tamamýdýr. Gazze'yi savunmadan bunlarýn savunulmasý herhangi bir þekilde mümkün ve söz konusu olmayacaktýr. O sebeple bu þimdiye kadar ki bu soykýrýmýn durdurulmasý konusunda son derece somut adýmlar atýlmasý gerekir."
Ömer Çelik, Türkiye'nin Ýsrail'e silah verilmemesi çaðrýsýnýn yerine getirilmesinin bile Ýsrail'in söz konusu katliamlarý yapmasýný engelleyeceðini söyledi.
'EKSEN KAYMASI' TARTIÞMALARI
Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn yürüttüðü yoðun diplomasi trafiðine deðinen Çelik, þunlarý kaydetti.
"Cumhurbaþkanýmýz tabii bu mesajlarý Brezilya'da da verecek. Dikkat ederseniz bütün bu yoðunluk içerisinde Türkiye, dünyanýn bütün coðrafyalarýný, bütün birlikteliklerini tutma konusunda bir iradeye sahip. Cumhurbaþkanýmýz, Balkanlar seyahati gerçekleþtirdi, BRICS Toplantýsýna, Avrupa Siyasi Topluluðu Toplantýsýna gitti. Ýklim Zirvesi'nde bulundu. Suudi Arabistan'da Ýslam dünyasýnýn aktörleriyle bir araya geldi. Türk Devletleri Teþkilatý'na katýldý. Bu trafik bile tek baþýna bütün bir dünyadaki ana akslarý, ana hatlarý, ana çizgileri Türkiye'nin nasýl tuttuðunu net bir þekilde göstermektedir."
"P5+1 BREZÝLYA ÝLE TÜRKÝYE ÝNÝSÝYATÝFÝNDE GERÇEKLEÞMÝÞTÝ"
Muhalefetin, "Eksen kaymasý yaþýyor" söylemini tanýmlayan Ömer Çelik, þöyle devam etti:
"Batýlý ülkelerin Suriye'de, Irak'ta, Ýran'a dönük ortaya koyduðu politikalara birebir uymadýðýnýzda, bunlarý yanlýþ bulduðunuzda eksik bulduðunuzda fazlasýný söylediðinizde hemen 'Türkiye'nin ekseni Batý'dan kayýyor, Türkiye bir eksen kaymasý yaþýyor' þeklinde uzun bir tarihi olan, dýþ odaklý bir kampanya söz konusu olmuþtu. Örneðin P5+1, Ýran'la nükleer anlaþmayý bir türlü gerçekleþtiremediðinde Türkiye, yýllar evvel Brezilya ile ortak inisiyatif alýp, Ýran'ý müzakere masasýnda tutmak için tarihi bir imzaya attýrdýðýnda ki o imza Ýran'ýn devrimden sonra ilk uluslararasý anlaþmaya attýðý imzadýr. O kadar tarihi bir önemi vardýr o imzanýn. Brezilya ile Türkiye inisiyatifinde gerçekleþmiþti. O zaman da 'Türkiye'de eksen kaymasý var' demiþlerdi. P5+1 bu þeyi baþaramýyor, onlarýn dýþýnda bir inisiyatif geliþtiriyorsunuz.
Arap Baharý söz konusu olduðunda, Arap Baharý ülkelerine dönük dýþlayýcý bir takým tutumlar geliþtirdiklerinde o zaman Türkiye, Suriye baþta olmak üzere diðer ülkelere 'bakýn Arap Baharý ile birlikte büyük bir dalga geliyor. Bu dalganýn tarihsel derinliðini görmek, devlet kurumlarýnýzý buna göre reform etmek lazým. Bu dalgayý, bu ülkelerde parçalanmaya ya da istikrarsýzlýða yol açmayacak bir biçimde, bu ülkelerin iç istikrarýný koruyacak bir biçimde birtakým reformlarla, yumuþak geçiþlerle yönetmek gerekir' diye iliþkiler kurduðunda, o zaman da 'Türkiye eksen kaymasý yaþýyor' diyorlardý."
Ömer Çelik, "Dýþarýdan kendilerinin karar verdiði politikalara uymadýðý zaman Türkiye, bu bölgeyi, bu coðrafyayý tanýyan, kendi müstakil politikasý olan egemen bir devlet olarak görüþleri olan bir ülke olarak, bu müstakil politikayý uyguladýðýnda Türkiye'nin önüne bu 'eksen kaymasý' lafýný getiriyorlardý. Aslýnda 'eksen kaymasý' lafý Türkiye'yi belli alanlarda sýnýrda tutmak, belli politikalara mahkum etmek, Türkiye'nin müstakil ve baðýmsýz politika üretmesini engellemek için uydurulmuþ kavramlardan bir tanesiydi." deðerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin kendi potansiyeline, tarihine bakarak dünyanýn bütün platformlarýnda olmayý arzu eden ve bunu açýk bir þekilde söyleyen dýþ politika yürüttüðünü, bu çerçevede de BRICS dahil olmak üzere dünyanýn bütün platformlarýnda var olmak istediðini ifade eden Çelik, Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn son bir ayda çeþitli ülkelerde diplomatik birçok temasý olduðunu anýmsattý.
Çelik, bunun küresel sistemin ana nirengi noktalarýna dokunan, küresel sistemin ana kolonlarý içerisinde Türkiye'nin söyleyecek sözünün olduðunu gösteren bir yaklaþým olduðunu belirterek, "Dolayýsýyla BRICS meselesinde de muhalefetin, 'Türkiye'de eksen kayýyor, Türkiye birikimlerini kaybediyor' gibisinden, ezberden artýk slogana dönüþmüþ, hiçbir içeriði olmayan, hiçbir karþýlýðý olmayan sözlerinin dýþ politikada bir karþýlýðý yok." deðerlendirmesinde bulundu.
BRÝCS zirvesinde devlet baþkanlarýnýn son derece kapsamlý deðerlendirmeleri olduðunu anlatan Çelik, "Biz küresel güneyiz" diyen ülkelerin barýþ, uluslararasý sistemde eþitlik, küresel finans siteminde tek yönlü dayatmalarýn olmamasýný istediklerini ifade etti.
Türkiye'nin de Akdeniz, Avrupa ve NATO üyesi büyük bir devlet olarak bu ülkelerle yakýn iliþkileri bulunduðunu dile getiren Çelik, bu ülkelerin bir kýsmýyla Türkiye'nin "Yüksek Düzeyli Stratejik Ýþbirliði" toplantýlarýný düzenli yaptýðýný söyledi.
Türkiye'nin dünyanýn her platformunda olacaðýný belirten Çelik, "Ama bunun Batýlý bazý odaklar tarafýndan üretilen 'eksen kaymasý' gibisinden bir provokasyon ve manipülasyon ürünü olan bir ifade çerçevesinde ele alýnmasý bile aslýnda nasýl bir dýþ politika vizyonsuzluðu olduðunu net bir þekilde gösteren bir tutumdur." dedi.
"SIFIR ATIK PROJEMÝZ BM PROJESÝ HALÝNE GELMÝÞTÝR"
Çelik, Azerbaycan'da gerçekleþtirilen Birleþmiþ Milletler (BM) Ýklim Deðiþikliði Çerçeve Sözleþmesi 29. Taraflar Konferansý'nýn (COP29) Son derece önemli olduðunu söyledi. Son yýllarda iklim konusunun büyük bir gündem oluþturduðuna dikkati çeken Çelik, þunlarý kaydetti:
"Fakat þöyle bir adaletsizlik söz konusu oluyor. Geliþmiþ ülkeler, iklimin dengesini bozan ve dünyayý kirleten tutumlarý karþýsýnda asýl tedbiri almasý, iklimdeki bozulmalara karþý asýl bütçeyi üretmesi gerekirken, kendilerinin almasý gereken tedbir kadar geliþmekte olan ülkeleri, fakir ülkeleri de tedbir almak çerçevesine sokmaya ya da kendilerinin mali mükellefiyetlerini onlarla eþit bir düzeyde tutmak þeklinde bir yaklaþým sergiliyorlar. Bu baþlý baþýna adaletsiz bir yaklaþýmdýr.
"Emine Erdoðan Hanýmefendi'nin liderlik ettiði Sýfýr Atýk Projemiz artýk bir Birleþ Milletler projesi haline gelmiþtir. Dünyanýn çeþitli ülkelerine ilham kaynaðý olmuþtur. Bir BM mekanizmasý haline gelmiþtir. Bu konuda Türkiye'nin, Emine Erdoðan Hanýmefendi'nin ortaya koyduðu bu inisiyatifle iklim deðiþikliði ve çevre kirliliði ve diðer konularda söylediði sözün bir küresel mekanizma haline gelmiþ olmasý da Türkiye'nin öncülüðünü gösteren net mekanizmalardan, net mesajlardan bir tanesidir."
"BU BAÞLI BAÞINA BÝR VÝZYONSUZLUKTUR"
Türk Devletleri Teþkilatý'nýn çalýþmalarýna deðinen Çelik, üye ülkelerin merkez bankalarýnýn komite kurmasýnýn, dijital ekonomi, uzay ve ortak alfabe çalýþmalarýnýn önemli olduðunu bildirdi.
Çelik, þöyle konuþtu:
"Tabii KKTC'nin bu platformda yerini almasý da dünyaya verilmiþ bir mesajdýr. Tabii enteresan olan þudur, KKTC'nin o platformda bulunmasýndan Avrupa Birliði (AB) Dýþ Ýliþkiler ve Güvenlik Politikasý Yüksek Temsilcisinin rahatsýz olmasý, yani bunun KKTC'nin tanýnmasýna dönük bir giriþim olduðunu söyleyerek, sadece Rum kesimini Kýbrýs'taki devlet gibi gösterip, ondan sonra da bu giriþimler karþýsýnda bir söz söylemesidir. Burada esas bu sorunu ortaya çýkaran, sýnýr sorunu olan, hiç entegrasyonunu saðlamamýþ bir ülkeyi, Güney Kýbrýs'ý, Kýbrýs'ýn tamamýný temsil hakký olmadýðý halde, 'Kýbrýs'ýn tamamýný temsil hakký vardýr' diyerek AB'ye alanlar aslýnda bu sorunun kaynaðýdýr. Þimdi bir de KKTC'nin egemenlik haklarýna karýþmaya kalkýyorlar. Bu baþlý baþýna bir vizyonsuzluktur. AB Dýþ Ýliþkiler ve Güvenlik Politikasý Yüksek Temsilcisinin meselesi bu deðildir. Baþka meselelerle uðraþmasýnda fayda vardýr. Ama temsilcinin bu sözü AB'deki maalesef bu meseleleri yönetme konusundaki vizyonsuzluðun yeni bir örneði olarak ortaya gelmiþtir.
Bundan sonraki dönemde de KKTC'nin her alanda destekleneceðini, KKTC'nin egemen bir devlet olarak tanýnmasý için bütün giriþimlerin daha da güçlü bir þekilde sürdürüleceðini ifade etmek isterim."
CHP'LÝ BELEDÝYELERÝN SGK BORÇLARI VE KONSER HARCAMASI
Belediyelerin SGK'ye borçlarý ve konser harcamalarýna iliþkin deðerlendirmesi sorulan Çelik, CHP Genel Baþkaný Özgür Özel'in konuyla ilgili kullandýðý "namussuzca verilen siyasi talimat" ifadesine iliþkin, "Bu kullandýðý kelimeleri kendilerine aynen iade ediyoruz." dedi.
Partisinin, buna gerekli siyasi cevabý vereceðini, hukuki sürecin de hukuk kurullarý tarafýndan deðerlendirileceðini dile getiren Çelik, "Tabii bu, ana muhalefetin genel baþkanýna yakýþmayan bir dildir." ifadesini kullandý.
"Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi, kendi partilerini yönetme konusunda ortaya çýkan siyasi zaafý ve siyasi cari açýðý kapatmak için AK Parti ve Cumhur Ýttifaký'na karþý hakaretamiz bir dil kullanma yoluna gidiyor. Ya da devletin olaðan mekanizmalarý iþlerken hakimleri, savcýlarý, müfettiþleri tehdit ediyorlar. Böylesine bir üslup içerisine gidiyorlar. Bunun Cumhuriyet Halk Partisi'ne faydasý yok. Siyaset üretimindeki cari açýk siyasi üslupsuzlukla kapatýlamaz. Siyaset üretimindeki bilgisizlik, burada doluþan zaaf ve cari açýðý birtakým çirkin kelimeler kullanarak kapatmaya çalýþmak kiþiyi o cari açýðýn parçasý haline getirir. Burada bir kara delik oluþur ve bütün siyasetinizi yutar."
"KAMU DÜZENÝ ÝÞLEYECEK, HERKES DE BUNA SAYGI DUYACAK"
Türkiye'de tek bir kamu otoritesinin bulunduðunu vurgulayan Çelik, þunlarý söyledi:
"Denetim herkes için geçerlidir. AK Parti belediyeleri için de geçerli, Cumhur Ýttifaký belediyeleri için de geçerli, onlar için de geçerli. Durduðumuz yer, her þeyin açýklýkla ortaya çýkmasýdýr, hukuk, hakkaniyet içerisinde. Sonuçta hepsi vatandaþýn hakkýdýr. Hiç kimsenin kendi partisi için ürettiði bir hak söz konusu olamaz, böyle bir dil de olamaz. Belediyenin ürettiði hizmet de vatandaþýn hakkýdýr, SGK'nin yaptýðý hizmet de vatandaþýn hakkýdýr. 'Ben þuraya bu parayý harcýyorum SGK'ye onun için ödemiyorum.' gibi bir yaklaþým söz konusu olamaz. Kamu düzeni iþleyecek, herkes buna saygý duyacak."
ABD'de Donald Trump'ýn ikinci kez baþkan seçilmesine ve ilk atamalarýna iliþkin soruyu yanýtlayan Çelik, Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan'ýn talimatýyla kabine üyelerinin kendi alanlarýyla ilgili bir yol haritasý hazýrlayacaklarýný söyledi.
"TÜRKÝYE, FÝLÝSTÝN DAVASININ YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEK"
"Hamas ile Ýsrail arasýnda müzakere süreci aylarca devam etmiþ, ancak bir netice alýnamamýþtý. Katar da arabuluculuk rolünden vazgeçtiðini ilan etti. Yeni bir arabulucu rolünde Türkiye potansiyel bir aday olur mu? Bir iddia var, Katar'da bulunan Hamas Siyasi Büro'nun oradan taþýnma ihtimali olduðu þeklinde. Yeni bir durak olarak Türkiye potansiyel bir aday olabilir mi bu konuda?" sorusuna karþýlýk Çelik, Katar'ýn, Hamas'ýn siyasi bürosuyla ilgili alacaðý kararý deðerlendirmenin doðru olmayacaðýný ifade etti.
Bu konuda karar verme hakkýnýn Katar'da bulunduðunu belirten Çelik, "Ona karar verdikleri zaman hep beraber görürüz. O haberlerle ilgili durumu biz de takip ediyoruz." dedi.
Netanyahu hükümetiyle arabuluculuk kavramýnýn yan yana gelmediðini, Netanyahu hükümetinin hiçbir barýþ planýna yanaþmadýðýný dile getiren Ömer Çelik, þunlarý kaydetti:
"Birtakým arabulucular devreye girdiðinde, tam barýþ aþamasýna gelindiðinde çok aðýr bir saldýrý gerçekleþtirerek barýþ masasýný ortadan kaldýracak adýmlar attýlar. Þimdiye kadar da gördük ki Netanyahu þebekesi, her türlü arabuluculuk giriþimini, katliam siyasetini devam ettirme konusunda zaman kazanmak için kullanýyor. Hamas tarafý, 'Biz barýþa hazýrýz' derken, Netanyahu hükümeti bakýyorsunuz hemen ertesi gün bir saldýrý gerçekleþtiriyor. Dolayýsýyla burada arabuluculuða ihtiyaç deðerlendirmesi yapmak, fazla iyimser bir yaklaþým olur. Çünkü barýþ konusunda bir yaklaþým ve arabuluculuk talebi yok. Burada Ýsrail'in yapmasý gereken ilk iþ ateþkes ilan etmektir. Ateþkes ilan ettikten sonra arabuluculara görev düþer. Þimdiye kadar ateþkes saðlanmasý, Gazze'ye insani yardým girmesi için arabuluculuk yapanlarýn bile faaliyetlerini Netanyahu hükümeti berhava etti."
Gazze'de soykýrým yapanlarýn, Batý Þeria'yý ilhak etmekten bahsettiðini, Lübnan'a, Ýran'a saldýrdýðýný, Suriye'yi, Irak'tan körfeze kadar tüm coðrafyayý tehdit ettiðini dile getiren Çelik, "Dolayýsýyla, 'Ben savaþý ve katliamý daha geniþ bir alana yayacaðým' diyen bir þebekeyle herhangi bir arabuluculuk söz konusu olamaz." dedi.
Ömer Çelik, "Türkiye, barýþçýl çerçevede faaliyet gösteren ve þimdiye kadar çeþitli þekillerde dýþlanmýþ tüm Filistinli gruplara sahip çýktý, bundan sonrasýnda da Türkiye, Filistin davasýnýn yanýnda olmaya, Filistin davasýnýn temsilcilerinin her zaman yanýnda olmaya devam edecek." ifadesini kullandý.
"TSK, ÝHTÝYAÇ DUYULDUÐU ANDA HAREKATA BAÞLAYACAK KONUMDA"
"Yakýn zamanda sýnýr ötesine kara harekatý planlanýyor mu?" sorusu üzerine Çelik, bölgedeki hareketliliði yakýndan takip ettiklerini söyledi.
Bölgede geliþmelerin son derece dinamik olduðunu ifade eden Çelik, "Dolayýsýyla Türk Silahlý Kuvvetleri, Cumhurbaþkanýmýz tarafýndan verilen talimatlar çerçevesinde, talimat verildiði andan itibaren harekete geçecek þekilde sürekli tetiktedir ve sürekli olarak bu güncellenmektedir." deðerlendirmesinde bulundu.
"Ýhtiyaç duyulduðu, talimat verildiði anda Türk Silahlý Kuvvetleri kara harekatýna baþlayacak konumdadýr." diyen Çelik, sözlerini þöyle tamamladý:
"Buradaki en önemli hassasiyetimiz, sýnýrlarýmýzdan itibaren 30 kilometre derinliðin korunmasýdýr. Türk sýnýrlarýndan 30 kilometre derinliðe kadar, Suriye ve Irak'ýn içinde herhangi bir terör örgütü görmek istemiyoruz. 30 kilometre derinlikte bir yapýlanma, bu þekilde bir faaliyet gördüðümüz anda bunu birinci derece tehdit sayarýz ve buna karþý gereken harekat gerçekleþir.
Daha önce Fýrat Kalkaný'ndan Zeytin Dalý Harekatý'na kadar bu 30 kilometrelik þerit ihlal edildiðinde, ileri gidilerek, burada birtakým terör devletleri, birtakým 'teröristanlar' kurulmaya çalýþýyordu. Biliyorsunuz CHP adýna dýþ politikayla ilgili konuþanlar, Mavi Vatan'ý eleþtirirken, yapýlan bu kara harekatlarýný da eleþtirdiler. Eðer bu kara harekatlarý olmasaydý, bugün burnumuzun dibinde, özellikle bu 30 kilometrelik alanda 'teröristan' diyeceðimiz, DEAÞ ve PKK'ya ait yapýlanmalar fiili birer devletçik olarak var olmuþ olacaktý. Silahlý Kuvvetlerin harekatý, bunlarý darmadaðýn etmiþtir. O sebeple bu 30 kilometre derinlik meselesini çok yakýndan izlediðimizi ifade etmek isterim."