Yaşar Doğu İlkokulunda görevli sınıf öğretmeni Çuğu, dersleri daha eğlenceli hale getirebilmek için palyaço makyajı yapıp renkli bir peruk takıyor.
"Bakkal Amca" adını verdiği kuklayı seslendiren Çuğu, zaman zaman farklı enstrümanlar çalarak ders işliyor.
Derse göre farklı besteler yapan Çuğu, hazırladığı küçük oyunlarda öğrencilerine de rol vererek derse ilgiyi ve katılımı artırıyor.
Yirmi sekiz öğrencili 3. sınıfta dersler hem eğitici hem eğlenceli geçerken, 18 yıllık öğretmen Çuğu, renkli bir öğretmen olarak öne çıkıyor.
Mahir Çuğu, AA muhabirine, bir gün nöbet sırasında daha önceden edindiği palyaço kıyafetlerini giyip kendi imkanlarıyla makyajını yaparak nöbete çıktığını belirtti.
Bazı nöbetlerinde bağlama ve gitar çaldığını anlatan Çuğu, şunları söyledi:
"Enstrümanlardan bir süre sonra sıkılmaya başladım. Daha farklı bir şey yapmalıyım diye düşündüm. Hem çocukları eğlendirip hem de kendim eğleneceğim bir şey düşündüm. Bir yerden bir palyaço kostümü geçti elime. Sonra sulu boya ile kendime makyaj yaptım. Tabii çocukların bundan haberi yok. Ben sınıfta kapıyı kapattım, öğle arasında makyajımı yaptım. O halde dışarı çıkınca birden çocukların yoğun ilgisiyle karşılaştım. Öyle ki çocuklar oynadıkları oyunları bırakıp benim etrafımda toplanmaya başladılar, kocaman bir öğrenci kalabalığı. Verdiğim mesajları daha güzel verebildiğimi fark ettim."
Öğrencilerin palyaçoya verdikleri güzel tepkileri derslere de taşıdığını ifade eden Çuğu, "Palyaço ile yaptığım etkinliklerle çocukların biraz daha konulara dikkatli olduklarını fark ettim. Hem çocukları eğlendiriyorum hem de öğretmem gerekeni öğretiyorum." dedi.
Kukla ile ders yapma sürecinin ise dersi anlatma yöntemlerini geliştirme üzerine ortaya çıktığını söyleyen Çuğu, şöyle devam etti:
"Dersi anlatırken çocuklar açısından nasıl daha eğlenceli olabilir, nasıl daha verimli olabilir, ilgi çekici olabilir bunu düşünürken bir hafta sonu kadın emeği sergisini geziyordum kuklalar ilgimi çekti. Daha önce tiyatroyla da kısa bir mesaim olduğu için 'acaba' dedim. Sınıf içinde kuklalar kullanarak buna diğer sanat dallarını da ekleyerek yaratıcılığı da üzerine koyarak 'yeni bir yaklaşımda bulunabilir miyim' diye düşündüm ve ilk 'Bakkal Amca' ile maceramız başladı. Çocuklar 'Bakkal Amca'yı çok sevdi. Tabii yaramazlık olduğu zaman asla göremiyorlar 'Bakkal Amca'yı çünkü 'Bakkal Amca' yaramaz çocuklara biraz uzak mesafede duruyor. Böylelikle derslerimiz daha eğlenceli oldu. Derslerden ben de fazlasıyla keyif almaya başladım. İnsan bir işi keyif alarak yaptığı zaman verimi kat kat daha yüksek olabiliyor. Biz de bunu 'Bakkal Amca' sayesinde başardık sınıfça."
Kukla ile anlattığı derslerden daha kalıcı sonuçlar aldığına işaret eden Çuğu, öğrencilerin özellikle sayısal derslere odaklanabilmeleri için bu yöntemi kullandığını vurguladı.
Çuğu, şunları kaydetti:
"Öğrenciler özellikle sayısal derslere, biraz daha yoğun çalışılması gereken derslere çok odaklanamıyorlar. Odaklanamadıkları için de aynı şeyi bizler defalarca anlatmak zorunda kalıyoruz fakat 'Bakkal Amca' ile bir senaryo üzerine anlaşılmayan bir bilgiyi verdiğimiz zaman çocuklar bunu çok daha kolay kavrayabiliyor çünkü ilgi çekici bir obje var karşılarında ve bu obje sayesinde bizim yaptığımız somutlaştırma veya örneklendirmeler daha başarılı olabiliyor. Bu da tabii ki verimi katbekat arttırıyor. Aynı şeyi her sene veya her ay tekrar etmektense bir kere anlatıyoruz, bir hikayemiz, bir masalımız oluyor belki bilmecemiz oluyor. Burada 'Bakkal Amca'dan da faydalanıyoruz ve bunu çocukların algılamasını sağlıyoruz."
Çuğu, "Bakkal Amca"nın farklı hediyeleri de olduğunu dile getirerek, "Burada aldıkları küçük bir şeker dahi bir kilo şekere bedel diye düşünüyorum çünkü onlar için çok değerli. Bazıları kıyamayıp eve götürüyor. Bir hafta sonra 'Öğretmenim sizin verdiğiniz şeker' diye bana gösteriyor." diye konuştu.
Özellikle sayısal derslerde müzik ve enstrümanlardan ve öğrenciler için kendi yaptığı bestelerden yararlandığını aktaran Çuğu, şunları kaydetti:
"Müzik benim çocukluğumdan beri çok sevdiğim bir sanat. Bu konuda da kendimi yetiştirmeye çalıştım elden geldiğince. Yedi enstrümanın eğitimini aldım, temel ve orta düzeyde çalışıyorum. Bazılarını ileri düzeyde çalıyorum. Beste yapıyorum aynı zamanda bestekar bir yönüm var. Tabii ki bunları da çocuk şarkıları olarak değerlendirip derse uyarlamayı başardım."
Matematik derslerinde ritmik sayma konusunu eğlenceli şekilde işlediklerini anlatan Çuğu, "İkişer sayamayan çocuklar altıları, dokuzları beste yaptığım zaman sayabilmeye başladı. Şaşırtıcı sonucu gördükten sonra bunun aslında eğlenerek ders yapmak olduğunu fark ettim. İkisi bir arada olunca süper bir güç elde ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Palyaço ve "Bakkal Amca" ile işledikleri derslerin oyun tadında geçtiğini ve çok daha rahat öğrenebildiklerini ifade eden öğrenciler, Mahir öğretmenin öğrencisi oldukları için kendilerini çok şanslı hissettiklerini söyledi.