Baþkan Erdoðan, tarihi fotoðrafla Yunanistan'a tepki gösterdi
ABONE OL

Erdoðan, partisinin TBMM Grup Toplantýsý'nda yaptýðý konuþmada, "Bin yýldýr kanlarýmýzla sulayarak, vatan topraðýmýz bu topraklarda hür bir þekilde yaþayabilmemiz, bayraðýmýzý dalgalandýrabilmemiz, ezanýmýzý semalarýmýzda yankýlatabilmemiz için hayatlarýný feda eden tüm þehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Terörle mücadelede 40 yýla yakýn süredir verdiðimiz binlerce þehidimize, Suriye'de yenileri ekleniyor. Son olarak Ýdlib'de rejimin saldýrýsýnda hayatýný kaybeden 36 askerimizin aralarýnda olduðu nice canlarýmýzý topraða verdik. Þehitlerimizin makamlarý ali, þehadetleri mübarek olsun." diye konuþtu.

Bin yýldýr olduðu gibi bugün de hiçbir þehidin, gazinin tek damla kanýnýn boþa gitmediðini belirten Erdoðan, "Bu mücadeleyi hedeflediðimiz þekilde baþarýyla sonuçlandýrdýðýmýzda, Allah'ýn izniyle büyük ve güçlü Türkiye'nin inþasý yolunda tarihi adýmlar atmýþ olacaðýz." ifadelerini kullandý.

Bu tablonun anlamýný kavrayabilmek için önce "Vatan, millet, gaza, þehadet nedir, þehit kimdir" gibi sorularýn cevaplarýný bilmek gerektiðini kaydeden Erdoðan, bu cevaplarý öðrenmenin yolunun sýradan eðitimden, kariyerden geçmediðinin altýný çizdi.

Erdoðan, bu sorularýn cevaplarýna ancak yürekte ülke ve millet sevgisi varsa, kalp þehadet özlemiyle yanýyorsa, zihin pak ve berraksa, vücudun her zerresinde hissederek ulaþýlabileceðini dile getirdi.

- "Önce dönüp kendi inancýný, imanýný bir sorgulasýn"

Kur'an-ý Kerim'de þehit kavramýnýn 56 kez tekrarlandýðýna dikkati çeken Erdoðan, bu ayetlerden üçünde ise doðrudan doðruya Allah yolunda canýný feda edenleri tanýmlamak üzere "þüheda" ifadesine yer verildiðini anlattý.

Þehitlikle ilgili en önemli müjdenin Bakara Suresi'nin 154. ayeti olduðunu belirten Erdoðan, "Allah yolunda öldürülenler için 'ölüler' demeyin. Zira, onlar diridirler, fakat siz farkýnda deðilsiniz." emri ilahisinin manasýný kavrayabilmek için önce saðlam bir imana ihtiyaç olduðunu vurguladý.

Hadislerde þehidin bütün günahlarýnýn affedileceði, kabir azabý çekmeyeceði, cennetteki makamýný göreceði, cennete ilk girenlerden olacaðý gibi müjdelerine rastlandýðýný aktaran Erdoðan, þunlarý kaydetti:

"Bu tablo bize ülkemizin ve milletimizin baðýmsýzlýðý, onuru, güvenliði için mücadele ederken can veren herkesin, özellikle cephede son nefesini veren askerlerimizin þehit olduðunu hiçbir þüpheye yer býrakmayacak þekilde gösteriyor. Ebediyete uðurladýðýmýz askerlerimizin, polisimizin, jandarmamýzýn, güvenlik korucularýmýzýn þüheda makamýna yükseldikleri konusunda kuþkusu olan önce dönüp kendi inancýný, imanýný bir sorgulasýn. Þehitler tepesi boþ kalmayacak sözünü anlamak için imanýn yanýnda baðrýndan çýktýðýnýz toplumun kültürünü bilmeniz gerekir. Merhum Arif Nihat Asya'nýn o þiirini okuyup da hala ýsrarla 'Þehitler tepesi boþ kalacak' diyen kiþi bu ülkeyi düþmana teslim etme, milletimizin boynuna esaret zincirini geçirme peþinde demektir."

"Türkiye'nin Suriye'de ne iþi var?" diyenlerin Rusya, ABD, Ýran ve Avrupa ülkelerine asla böyle bir soru yöneltmediklerine iþaret eden Erdoðan, "Çünkü, bunlarýn gözünde ülkemizin yürüttüðü mücadelenin zerre kadar kýymeti yoktur. Tek dertleri buradan bir siyasi çýkar elde edebilmek, emperyalistlere þirin gözüküp kendilerine yol verilmesini saðlayabilmektir." ifadesini kullandý.

Suriye tartýþmasýnýn, Türkiye'deki beþinci kol faaliyetlerinin nerelere kadar uzandýðýnýn en somut göstergesi olduðunu vurgulayan Erdoðan, þunlarý söyledi:

"Bunlara en güzel cevabý aslýnda þehitlerimiz, gazilerimiz, þehit yakýnlarýmýz ve milletimiz veriyor. Bir þehidimiz, 'Sizden ricam sakýn Suriye'de ne iþimiz var diyenlerden olmayýn. Gittim, gördüm tam da olmamýz gereken yerdeyiz' mesajýný verirken, karþýmýzdaki zihniyetin sefaletini tasvir ediyordu. Bir þehidimizin babasý, 'Soðan, patates dediler, ekonomimize saldýrdýlar. Biz o soðaný, patatesi yemeden yaþarýz ama vatansýz yaþayamayýz' diyordu. Ýdlib þehitlerimizden birinin aðabeyi cenaze merasiminde, 'Canýmýz feda olsun. Yeter ki vatan, millet sað olsun, ezanýmýz dinmesin, bayraðýmýz inmesin, baþka bir derdimiz yok bizim' diyerek, metanet gösteriyordu.

Bölgede görev yapan bir kahramanýmýz devre arkadaþýna, 'Sen demiyor muydun köpek gibi yaþamaktansa aslan gibi ölmek evladýr diye. Bu iþ þu aþamada bitirilmezse oyun büyük. Sana vasiyetimdir, olur da görüþmemiz mahþere kalýrsa bizi bahane edip kaos çýkarmaya çalýþan o conconlarý cenazeme sokarsan hakkýmý helal etmem' mesajýný gönderiyor. Sokakta kendisine mikrofon uzatýlan bir teyzemiz, 'Yýlan gelmiþ, düþman gelmiþ baðrýmýza, girmiþ, evimizin içerisine. Biz Suriye'ye gitmezsek Türkiye'yi taksim ettiler' diye sözde aydýnlarýmýzýn gösteremediði feraseti ortaya koyuyordu. Bunun gibi daha binlerce, milyonlarca örnek var. Ben, inanarak, atalarýmýzdan ilham alarak þehitler tepesi boþ kalmayacak dedim, diyorum, diyeceðim."

- "Ülkemize ve milletimize kinini kusuyor"

Kurtuluþ Savaþýnda verilen mücadele ile Suriye'de 2011 yýlýndan itibaren yaþananlar ve Türkiye'nin yaptýðý harekatlar ile þehitlere iliþkin açýklamalarýn da yer aldýðý bir video izleten Erdoðan, "Tabii bunlar onurlu tavýrlar fakat 'hayatta hiçbir laftan tiksinmedim þehitler ölmez vatan bölünmezden tiksindiðim kadar' diyenlere bir þey ifade etmiyor. Çünkü, bu zihniyet, 'bugün Suriye'ye savaþ açsak banko Esed'i tutarým', 'Türkiye-Ýran karþý karþýya gelirse Ýran safýnda olurum' diyerek karþýmýza sürekli terör örgütlerinin tezleriyle çýkarak, yerini yýllar önce zaten belli etmiþtir." dedi.

Kimin nerede olduðunun çok dikkatle takip edilmesi gerektiðine iþaret eden Erdoðan, þu deðerlendirmelerde bulundu:

"Bay Kemal'in yeri bellidir. Bay Kemal'in yeri ne vatan ne de millettir. Onun yeri Esed'in yanýdýr. Bir de onu tavsiye ediyor ya, buyur sen git. Zaten yanýnda da bay monþerler var, onlarla beraber güzel bir yolculuðu gerçekleþtirirsin. CHP Genel Baþkanýnýn hezeyanlarýna cevap vermek gerçekten aðýrýma gidiyor. Eskiden beri süren bu tutuma bir yere kadar 'siyasetin cilvesi' diyerek tahammül etmek mümkündü ama artýk mesele doðrudan istiklalimize ve istikbalimize saldýrý noktasýna gelmiþtir. Kendisi bizi tahrik ettiðini sanýrken aslýnda ülkemize ve milletimize olan kinini kusuyor.

Meydaný yalanlara ve iftiralara býrakmamak için sizleri ve tüm milletimi bu kiþinin hezeyanlarýnýn eziyetine tekrar maruz býrakmaktan dolayý da üzüntülüyüm. Zaman zaman Kýlýçdaroðlu'nun ülkemizin Suriye meselesinden Akdeniz'deki politikalarýna kadar hayati çýkarlarýnýn söz konusu olduðu hususlarda söylediði sözleri acaba kimler keyifle dinliyordur diye merak ediyorum. Önümüzdeki fotoðrafa þöyle bir baktýðýmýzda cevap hemen karþýmýza çýkýyor. Mesela Esed, Kýlýçdaroðlu'nu tarifsiz bir sevinçle takip ediyordur. Mesela darbeci Hafter, Kýlýçdaroðlu'nu alkýþlayarak dinliyordur. Mesela PKK'sýndan FETÖ'süne kadar tüm terör örgütleri, Kýlýçdaroðlu'nu þükranla izliyordur. Mesela Türkiye'yi köþeye sýkýþtýrmak için her gün envai çeþit oyunlar sergileyen ABD, Avrupa, Rusya, Ýran'daki bazý çevreler, Kýlýçdaroðlu'nu taktirle takip ediyordur. Bu zatýn aðzýndan ülkemizin ve milletimizin menfaatlerini savunma adýna tek kelime çýkmazken, her sözü ve tutumuyla karþýmýzdakilere destek veriyor."

CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu'nun Ýdlib'de perþembe günü rejimin saldýrýsýnda askerlerin þehit olmasýna iliþkin "o gece neredeydiniz?" diye sorduðunu anýmsatan Erdoðan, sabaha kadar görevinin baþýnda olduðunu ve ertesi gün erken saatlerden itibaren hiç ara vermeden Cumhuriyet tarihinin liderler düzeyindeki en yoðun telefon diplomasisini yürüterek görevine devam ettiðini söyledi.

Erdoðan, "O gece bu ülkenin Meclis Baþkaný, Cumhurbaþkaný Yardýmcýsý, Milli Savunma Bakaný, Dýþiþleri Bakaný, Ýçiþleri Bakaný, diðer bakanlarýmýz, MÝT Baþkaný, Savunma Sanayi Baþkaný ve diðer tüm sorumlular görevlerinin baþýndaydý. O gece Genelkurmay Baþkaný, Kara Kuvvetleri Komutaný, Hava Kuvvetleri Komutaný, diðer tüm komutanlarýn hepsi istisnasýz görevlerinin baþýndaydý. O gece erinden en üst komutanýna kadar TSK'nin tüm mensuplarý görevlerinin baþýndaydý. O gece saðlýk kurumlarýndan güvenlik birimlerimize kadar herkes görevlerinin baþýndaydý. Kýlýçdaroðlu, CHP Genel Merkezinde kahve içip televizyon seyrederken ülkeyi yönetenler, yüreklerindeki acýya raðmen þehitlerimizin kanlarýný yerde býrakmamak için canla, baþla çalýþýyordu." diye konuþtu.

CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu'nun, Ýdlib saldýrýsý sonrasý kendisine bilgi verilmediðine iliþkin açýklamalarýný eleþtiren Erdoðan, "Benden telefon bekliyormuþ, eðer çok merak ediyorsan nasýl ki Sayýn Bahçeli'yle telefon diplomasimizi yürüttük, nasýl ki Meral Haným'la bunu görüþtük, nasýl ki Sayýn Karamollaoðlu'yla bunlarý görüþtük sen de arardýn, sana da gereken bilgiyi verirdik." dedi.

Cumhurbaþkanlýðý makamýnýn Kýlýçdaroðlu'nu arayýp bilgi vermesinin protokol anlayýþýna da sýðmayacaðýný vurgulayan Erdoðan, "Defaatle, yeri geldiði zaman bakanlarýmýzý sana göndermek suretiyle bilgilendirmeleri yaptýk. Böyle bir süreç içerisinde biz bir taraftan içerde haritalar üzerinde çalýþmalar yapýyoruz, bir taraftan da nerede ne ne gibi adýmlar atacaðýz onun üzerinde çalýþýyoruz. Ondan sonra bir de kalkýp seni mi arayacaðým? Sen ara. Niye aramýyorsun?" ifadelerini kullandý.

Ýdlib saldýrýsý sürecinde her türlü açýklamalarýn yapýldýðýný, Hatay Valisi'nden Cumhurbaþkanlýðý Ýletiþim Baþkanlýðý ve ilgili bakanlýklara kadar her seviyede bilgilerin milletle paylaþýldýðýný anlatan Erdoðan, "CHP'nin baþýndaki zat, o sýrada kim bilir hangi sinsiliklerin, hangi senaryolarýn, hangi ümitlerin peþinde olduðu için kimin çalýþtýðýný, kimin ne açýklama yaptýðýný takip edememiþ olabilir ama milletimiz her þeyi baþýndan itibaren sonuna kadar izlemiþ, takip etmiþtir. Bir yandan Esed'le dans eden, öteki taraftan 'Türkiye'nin Suriye'de ne iþi var?' diyen, beri taraftan 'niye diplomasiyi kullanmýyorsunuz?' dokundurmalarý yapan birisi elbette Türkiye'nin çýkarlarýnýn nerede olduðunu göremez." diye konuþtu.

Cumhurbaþkaný Erdoðan, Baþbakanlýk ve Cumhurbaþkanlýðý döneminde ülkenin ve milletin çýkarlarýný savunmak için dünyanýn dört bir yanýný hallaç pamuðu gibi attýklarýný, ayný þekilde bugün de gerektiðinde her yere gitmekten imtina etmediklerin belirtti.

"Diplomatik görüþmeleri, bunun için bir yerlere gitmeleri, birilerini misafir etmeyi kendi kýsýr dünyasýndaki turistik seyahatlerle karýþtýran bir zihniyete ne desek boþtur." diyen Erdoðan, þunlarý söyledi:

"Türkiye, dün Çanakkale'de emperyalistlere karþý mücadele veriyordu. Bugün de Suriye sýnýrlarýnda emperyalistlere karþý mücadele ediyoruz. Kýlýçdaroðlu, Gazi Mustafa Kemal'in vatan topraðý olan Çanakkale'yi savunduðu dönemde Ýdlib'in vatan topraðý olduðunu bilmeyecek kadar þuur kaybý içerisindedir. Yolu Çanakkale'ye düþerse, Ýdlib doðumlu yüzlerce þehidin ismini görünce, hiç sanmýyoruz ama belki utanýr da yüzü kýzarýr. Vatanýn ne demek ve sýnýrlarýn neresi olduðunu bilmeyen, anlamayan, görmeyen hissetmeyen bir adam, hiç kusura bakmayýn cehaletten öte bir ihanetin içine düþmüþ demektir. Milletimiz Çanakkale'de savaþýrken de Ýstiklal Harbi'nde canýný ortaya koyarken de ülkemizde týpký bu zat gibi davranan moralleri bozmaya, mücadele azmini kýrmaya çalýþan müstevli destekçileri vardý."

- "Gafletlerinden deðil, kasýtlý yapýyorlar"

Türkiye'nin bir asýr önceki destanlarý sadece cephede düþmana karþý savaþarak deðil, ayný zamanda bu müstevli destekçileri hüsrana uðratarak da kazandýðýný ifade eden Erdoðan, sözlerini þöyle sürdürdü:

"Gazi Mustafa Kemal, 6 Mart 1922'de Meclis'te yaptýðý bir konuþmada Milli Mücadele'nin savunma araçlarýný 'bütün milletin kalp ve vicdanýndaki saðlamlýk, Meclisin azim ve kararlýlýðýyla oldu' olarak sýralýyor. Yine Atatürk, Cumhuriyetimizin 10. yýlýnda irat ettiði nutkunda cepheleri, görünüþteki cephe ve iç cephe olarak ikiye ayýrýyor. Asýl cepheyi 'bütün ülkenin ayný fikir ve kanaatte yek vücut þekilde kurduðu iç cephe' olarak gören Atatürk, görünüþteki cepheyi de 'doðrudan doðruya ordumuzun düþman karþýsýnda sergilediði gücü' olarak görüyor. Gazi Mustafa Kemal'e göre görünüþte cephede ne olursa olsun iç cephe çözülmediði sürece hiçbir güç, ülkeyi ve milleti mahvedemez. Yine Gazi'nin ifadesiyle düþmanlarýmýz bizi içten yýkmaya çalýþýyor. Bu amacý gerçekleþtirmek için içimize kadar sokulabilen bozguncu mikroplarýn ajanlarýnýn varlýðýný iddia etmek yerindedir.

Bugün de Kýlýçdaroðlu ve ekibi, ülkemizin doðrudan doðruya iç cephesine yani birlik, bütünlük ve kardeþliðine saldýrýyor. Bunu da gafletlerinden deðil, tamamen kasýtlý bir þekilde yapýyorlar. Allah'ýn izniyle dün olduðu gibi bugün de verdiðimiz mücadelede hem sahada zafere yürüyeceðiz hem de bu müstevli destekçilerini milli irade ayaklarý altýnda ezerek ülkemizi hedefine ulaþtýracaðýz."

- "Türkiye'nin tarihi mücadelesini lekelemeye çalýþanlar alçaktýr"

Cumhurbaþkaný Erdoðan, CHP Genel Baþkaný Kýlýçdaroðlu'nun gözünün ve gönlünün baþka yerlerde olduðunu ifade ederek, "Kýlýçdaroðlu, mevcut tutumuyla Esed'in Suriye'de, Ýsrail'in Filistin'de hayata geçirmeye çalýþtýðý insansýzlaþtýrma politikasýna destek veren bir yerde durmaktýr. Türkiye'nin bu tarihi mücadelesini sürekli fitneyle, yalanla iftirayla lekelemeye çalýþan her kim olursa olsun açýk ve net söylüyorum, haysiyetsizdir, onursuzdur, þerefsizdir, alçaktýr haindir. Bir insanýn kendi ülkesine ve kendi milletine böylesine derin bir kin beslemesi için ya geçmiþte aðýr bir travma yaþamasý yada daha baþka çýkar hesabýnýn pençesine düþmesi olmasý lazým. Sanýyorum karþýmýzdaki zatta her iki durum birden söz konusudur." deðerlendirmesini yaptý.

Erdoðan, Kýlýçdaroðlu'nun kendisini Cumhurbaþkaný ve kurumlarýn komuta kademesi yerine koyarak ahkam kestiðini söyledi.

2023 seçimleri için Kýlýçdaroðlu'na "Hodri meydan" diyen Erdoðan, þöyle devam etti:

"Kýlýçdaroðlu, eðer bu ülkenin yönetiminde sorumluluk almak istiyorsa kendisine bunun yolunu hemen göstereyim. Bu iþ öyle sufle gerisinden saldýrarak, birilerini öne sürüp arkadan kýs kýs gülerek olmaz. Malum olduðu üzere 2023 yýlýnda cumhurbaþkanlýðý seçimi var. Yüreðin yetiyorsa çýkarsýn meydana, 'ben ülkeyi yönetmeye talibim dersin' milletten de yetkiyi alabilirsen söylediklerini yaparsýn, olay bu kadar basit. Ama o güne kadar bu zata düþen görev, milli güvenliðimizi ilgilendiren konularda sorumluluk sahiplerine destek vermektir. Bunu yapamýyorsa sükut etmesine de razýyýz. Yeter ki hezeyanlarýyla milletimizin acýlý yüreðini kanatmasýn, sinirlerini germesin, tepesini attýrmasýn."

- "Þehitlerin kanýný yerde býrakmadýk"

Suriye'deki durumun yeni acýlar ve yeni trajedilerle giderek daha da kötüleþtiðini vurgulayan Erdoðan, Ýdlib'de verilen þehitlerin kanlarýný yerde býrakmadýklarýný belirtti.

Erdoðan þimdiye kadar Suriye rejiminin 3 bin 200'ün üzerinde unsurunu, 160'a yakýn tankýný, 100'ün üzerinde topunu ve çok namlulu roketatarýný, 3 uçaðýný, 8 helikopterini, 8 hava savunma sistemini, 10'dan fazla mühimmat deposunu, yüzlerce silahlý ve silahsýz aracýný kaybettiði bilgisini de paylaþtý.

Türk Silahlý Kuvvetlerinin baþlattýðý Bahar Kalkaný Harekatý'ndaki görüntüleri içeren videoyu izleten Erdoðan, þunlarý kaydetti:

"Rejiminkiyle mukayese edilemeyecek kadar az da olsa elbette bizim kayýplarýmýz var. Uçaklarýmýzla, SÝHA'larýmýzla, topçularýmýz, tankçýlarýmýz komandolarýmýz ve zýrhlý birliklerimizle yürüttüðümüz destansý mücadele ile rejimi her gün biraz daha eritiyoruz. Kahraman ordumuz Suriye'de gösterdiði baþarýyla tüm dünyayý kendisine hayran býrakmýþtýr. Savaþmayý bilmeyen deðil, savaþmak istemeyen bir ülke olduðumuzu son operasyonlarýmýzla bir kez daha ispatladýðýmýza inanýyorum.

Rejim ve onu destekleyenler sürekli olarak kendilerini savunma imkaný olmayan çocuklarý, kadýnlarý masumlarý vahþice katlederek gerçek yüzlerini sergilemeyi sürdürüyor. Bir süre sonra rejim sadece Ýdlib'de deðil, Suriye'nin diðer bölgelerinde de kendi halkýný karþýsýnda bulmaya baþlayacaktýr. Ýþte o zaman rejimi kurtarmaya bugün arkasýna sýðýndýðý hava ve kara güçlerinin imkanlarý da yetmeyecektir. Biliyoruz ki rejim Dara, Hama, Humus, Halep'te yaptýðýný þimdi de Ýdlib'de tekrarlamaya çalýþýyor. Ama bu defa baþaramayacaktýr. Türkiye, hem kendi güvenliði ve huzuru hem de Suriyeli masumlarýn hayatlarýný kurtarmak için bilfiil sahaya çýkmýþtýr. Ýdlib'deki çatýþmalar sürerken bölücü terör örgütünün Suriye'nin diðer alanlarýndaki güvenli bölgelerimize saldýrmaya baþlamasý arka plandaki büyük oyunun iþaretidir. Bu durum, Ýdlib'den ve diðer güvenli hale getirdiðimiz bölgelerden çekilirsek teröristlerin doðrudan ülkemiz topraklarýný hedef alacaðýnýn en somut ifadesidir. Suriye'de vermediðimiz mücadeleyi kendi topraklarýmýzda çok daha aðýr ve büyük bedeller ödeyerek vereceðimizi görmek için daha neyi yaþamamýz gerekir?"

Türkiye'yi ne terör örgütlerinin, eli kanlý rejimin ve onlarý destekleyenlerin insafýna terk edeceklerini ne de mazlum Suriye halkýný kendi baþýna býrakacaklarýný söyleyen Erdoðan, "Sahada da diplomasi masasýnda da mücadelemizi sonuna kadar sürdürerek, Türkiye'yi içine sokulmaya çalýþýldýðý bu cendereden muhakkak kurtaracaðýz. Ýþte o zaman önümüzde yepyeni bir dönemin açýldýðýný göreceðiz. Türkiye'yi hedeflerine ulaþtýrana kadar bize durmak, dinlenmek haramdýr. Mücadele zamanlarýnda 83 milyon biz biriz, beraberiz; birlikte Türkiye'yiz, biz birlikte güçlüyüz." diye konuþtu.

Futbol sahalarýnda bile Türk milletinin ülkesine, ordusuna, askerine verdiði desteðin, bunun en güzel örneklerinden biri olduðuna dikkati çeken Erdoðan, "Bay Kemal farklý þeyler bekliyordu ama futbol sahalarýnýn tribününden ona farklý cevaplar geldi." dedi.

Cumhurbaþkaný Erdoðan, futbol camiasýnýn Bahar Kalkaný Harekatý'na destek mesajlarýný içeren videoyu izletti.

Anadolu topraklarýnýn yalnýzca bugün deðil tarih boyunca her köken, inanç ve kesimden insana kucak açtýðýný, yurt olduðunu hatýrlatan Erdoðan, bugün Anadolu nüfusunun önemli bir bölümünün, 93 Harbi'nden Balkan Savaþlarý'na, oradan Birinci Dünya Savaþý ve Ýstiklal Harbi sonrasýndaki mübadelelere kadar son 1,5 asýrdaki geliþmelerin ardýndan bu topraklara göç edenlerden oluþtuðunu dile getirdi.

- "4 milyona yakýn Suriyeli Türkiye'ye sýðýndý"

Erdoðan, son 30-40 yýlda Bulgaristan'dan Kafkasya'ya kadar bölgede maruz kalýnan zulümlerin ardýndan sayýlarý milyonu bulanlarýn Türkiye geldiðini, yine Irak'taki iþgal dönemlerinde, Kuzey Afrika'daki karýþýklýklar sýrasýnda Türkiye'ye yüz binlerce kiþinin yöneldiðini söyledi.

Terör örgütlerinin ve zalim rejimin önünden kaçan 4 milyona yakýn Suriyelinin de ayný þekilde Türkiye'ye sýðýndýðýný anýmsatan Erdoðan, þöyle konuþtu:

"Bu ülkede hiç kimsenin, evini, yurdunu terk ettiði için topraklarýmýza sýðýnanlara kem gözle bakmaya, yabancý muamelesi yapmaya, hele hele tahkir ve taciz etmeye hakký yoktur. Her kim bu tarz davranýþlar içine girerse, altýný kazýdýðýmýzda, kendi geçmiþinde de bir göçmenlik bulunmasý kuvvetle muhtemeldir. Bize düþen, bu insanlarýn yeniden evlerine dönerek huzur ve güven içinde yaþayabilecekleri iklimi oluþturmanýn mücadelesini vermektir. Sivilleri öldürerek, yerleþim yerlerini yakýp yýkarak, halksýz bir devlet peþinde koþan rejimin katliamlarýndan kaçanlar, baþka bir yere deðil de Türkiye'ye yöneliyorsa, bunun sebebi bizim vicdanýmýz, ahlakýmýz, insanlýðýmýzdýr."

- "Kararýmýz uluslararasý hukuka uygun"

Cumhurbaþkaný Erdoðan, 34 þehidin verildiði 27 Þubat'taki saldýrýnýn ardýndan, Avrupa'ya gitmek isteyen mültecilere sýnýrlarý açma kararý aldýklarýný hatýrlatarak, "Bu kararýmýz tamamen uluslararasý hukuka uygundur." dedi.

Birleþmiþ Milletler tarafýndan kabul edilen Ýnsan Haklarý Evrensel Beyannamesi'nin, "Herkes zulüm karþýsýnda baþka memleketlere iltica etmek ve bu memleketler tarafýndan mülteci muamelesi görmek hakkýný haizdir." hükmünü içeren 14. maddesini anýmsatan Erdoðan, "Bugün mültecilere sýnýrlarýný kapatan, onlarý döverek, bindikleri botlarý batýrarak hatta vurarak geri göndermeye çalýþan her Avrupa ülkesi, Ýnsan Haklarý Evrensel Beyannamesi'ni çiðnemektedir." diye konuþtu.

Bu konuda en insanlýk dýþý görüntüleri sergileyen Yunanistan'ýn, mültecilerin botlarýný þiþleyerek batýrdýðýný ve botlarýn içindeki çocuklarý, anneleriyle beraber ölüme terk ettiðini vurgulayan Erdoðan, þöyle devam etti:

"Halbuki Yunanistan, Ýkinci Dünya Savaþý yýllarýnda, bugün kapýlarýný kapattýðý coðrafyada, sürgünde kurduðu hükümetle varlýðýný devam ettirmeye çalýþýyordu. Yunan yönetimine, 11 Ocak 1942 tarihli Huna El Kudüs isimli gazetede, Nazi saldýrýlarýndan kaçarak Suriye'ye sýðýnan Yunanlýlara yapýlan yardýmlarý gösteren fotoðrafý özellikle hatýrlatmak istiyorum. Bu fotoðrafta (Geçmiþte Nazi saldýrýlarýndan kaçarak Suriye'ye sýðýnan Yunanlýlara yapýlan yardýmý gösteren fotoðraf) yemek ve kýyafet daðýtýlan Yunanlý erkek ve kýz çocuklardan biri de belki Miçotakis'in büyük babasý veya büyük annesidir. Türkiye, Yunanistan'ýn iþgal ve açlýkla boðuþtuðu bu dönemde, kendisi de sýkýntý içinde olmasýna raðmen gemiler dolusu gýda yardýmýyla komþusuna destek vermiþtir. Hatta ayný dönemde pek çok Yunanlý, Arap coðrafyasý yanýnda ülkemize de gelerek savaþ bitene kadar huzur ve güven içinde yaþamýþlardýr. Mültecileri ülkesine sokmamak için denizde boðmaktan kurþunla öldürmeye kadar her türlü yolu deneyen Yunanlý, bir gün bu merhamete kendilerinin de ihtiyacý olabileceðini unutmamalýdýr."

- "Dürüst davranýn"

Erdoðan, Yunanistan baþta olmak üzere tüm Avrupa Birliði (AB) ülkelerini, Ýnsan Haklarý Evrensel Beyannamesi'ne uygun þekilde, topraklarýna gelen mültecilere saygýlý davranmaya davet etti.

AB'nin, þu anki mülteci akýnýna iliþkin "350, 350 milyon avro olmak üzere para yardýmý, bunun yanýnda bot, silah, asker göndermeye hazýrýz." dediðini aktaran Erdoðan, þunlarý söyledi:

"Peki, 10 yýldýr 4 milyon mülteciyi topraklarýnda barýndýran Türkiye'ye böyle bir destek verdiniz mi de bunun kararýný anýnda alabiliyorsunuz? Bugün geliyorlar, konuþacaðýz. Vermediler, vermiyorlar. Çünkü ikircikli davranýyorlar. Bunlarýn tek yüzü yok. Maalesef birkaç yüzü var. Dürüst davranýn. Verecekseniz verirsiniz, vermeyecekseniz vermezsiniz ama bizi aldatmaya kalkmayýn. 40 milyar dolarý bu iþte harcayan Türkiye, evelallah bir 40 daha harcar. Bu milletin evelallah bereketli olan kesesi vardýr."

Erdoðan, Suriye'nin siyasi birliði ve toprak bütünlüðü temelinde yeni anayasa hazýrlanana, özgür seçimler yapýlana ve bu þekilde göreve gelecek yeni yönetimi oluþana kadar bu göçmen akýnýnýn devam edeceðini belirtti.

- "Umudumuz AB'nin gerçekleri görmesi"

Avrupa ülkelerinin, þayet sorunu çözmek istiyorlarsa, Türkiye'nin Suriye'de gerçekleþtirmeye çalýþtýðý siyasi ve insani çözüme destek vermesi gerektiðini ifade eden Erdoðan, "Bunun dýþýndaki yaklaþýmlarýn tamamý, zaten yabancý düþmanlýðý ve ýrkçýlýk bataðýnda debelenen Avrupa Birliðini kendi deðerlerinden biraz daha uzaklaþtýracaktýr." dedi.

Faþizmin ayak seslerinin her geçen gün daha fazla duyulduðu Avrupa ülkeleri için böyle bir durumun, gerçek bir felaket anlamýný taþýyacaðýna dikkati çeken Erdoðan, "Çünkü tarihi emsalleriyle sabittir ki böyle durumlarda Avrupa toplumlarý, en yakýnlarýndan baþlayarak önce kendi komþularýnýn gýrtlaðýna sarýlmaktadýr. Umudumuz, yaþanan geliþmelerin Avrupa Birliðinin gerçekleri görmesine ve ülkemize gereken desteði saðlamasýna vesile olmasýdýr." ifadelerini kullandý.

Cumhurbaþkaný Erdoðan, 75. Birleþmiþ Milletler Genel Kurul Baþkanlýðýný üstlenen TBMM Dýþiþleri Komisyonu Baþkaný ve AK Parti Ýstanbul Milletvekili Volkan Bozkýr'ý tebrik ederek, "Volkan Bey'den, Genel Kurul Baþkanlýðý döneminde Birleþmiþ Milletler Genel Kurulunda, mülteciler ve Kudüs meselesi baþta olmak üzere, dünya mazlumlarýnýn seslerini en etkin þekilde duyurmasýný bekliyoruz." diye konuþtu.