Ýslam Dünyasý Sivil Toplum Kuruluþlarý Birliði (ÝDSB) ile Türkiye Gönüllü Teþekküller Vakfý (TGTV) tarafýndan Atatürk Havalimaný'nda düzenlenen 4. Uluslararasý STK Fuarý'nda konuþan Cumhurbaþkaný Erdoðan, kýtalarýn yanýnda gönülleri, kültürleri, medeniyetleri birleþtiren dünyanýn incisi Ýstanbul'da katýlýmcýlarla bir arada olmaktan memnuniyet duyduðunu dile getirdi.
Erdoðan, fuarda olmayan kalpleri kendileriyle çarpan kiþilere de selamlarýný gönderdiðini ifade ederek, iki kuruluþ tarafýndan düzenlenen fuarýn baþarýlý geçmesini temenni etti.
Afrika'dan, Asya'dan, Orta Doðu'dan Batý ülkelerinden ve Türkiye'nin farklý þehirlerinden fuara katýlan 150 STK'yi katkýlarý için tebrik eden Erdoðan, "Bu güzel etkinliðin aramýzdaki kardeþliði, beraberliði, dayanýþmayý, ittifak ve ittihadý güçlendirmesini temenni ediyorum. Vahdet ve uhuvvet ruhunun zirve yaptýðý sivil toplum camiasýnda atan vicdanlý yüreklerin birbirine daha da ýsýndýðý bu organizasyonu tertipleyen kuruluþlarýmýza teþekkürlerimi sunuyorum. Fuara iþtirak eden ve yeryüzünün farklý köþelerinde birçok alanda kritik faaliyetler yürüten sivil toplum kuruluþlarýmýza, Mevla'dan üstün baþarýlar diliyorum." diye konuþtu.
Erdoðan, burada icra edilen paneller, atölyeler, sergiler ve birçok faaliyetin aralarýnda dostluk ve iþ birliðini tahkim etmesini, dayanýþma ruhunu perçinlemesini ümit ettiðini, bu niyazýnýn adým adým gerçekleþtiðini görmekten memnuniyet duyduðunu ifade etti.
Ýslam Dünyasý Sivil Toplum Kuruluþlarý Birliðinin eðitim, gençlik, insani yardým, aile ve insan haklarý gibi alanlarda yürüttüðü çalýþmalarýný takdirle takip ettiðini ve gönülden desteklediðini belirten Erdoðan, birliðin, Ýslam coðrafyasýnýn dört bir yanýndaki 354 üye kuruluþuyla beraber 20 yýldýr sürdürdüðü faaliyetlerin çýtasýný her geçen yýl daha yükseðe çýkardýðýný gördüðünü söyledi.
Erdoðan, bünyesindeki 160'tan fazla kuruluþla ülkenin sivil toplum kapasitesine önemli katkýlar yapan Türkiye Gönüllü Teþekküller Vakfýnýn da baþarýlarýna her gün yenisini eklediðini belirtti.
Samimi, gayretli ve bereketli hizmetleriyle tüm dünyaya örnek olma yolunda emin adýmlarla ilerleyen her iki kuruluþu da tebrik eden Erdoðan, þunlarý kaydetti:
"Ýnsanlýðýn neredeyse tüm kurumlarýyla, tüm organlarýyla, tüm hücreleriyle kan kaybettiði bir dönemden geçiyoruz. Uluslararasý sistemin, imtiyazlý aktörleri, kendi çýkarlarý uðruna Ýslam coðrafyasý baþta olmak üzere dünyanýn farklý bölgelerini, savaþ, çatýþma ve istikrarsýzlýk girdabýna sürüklüyor. Dünya bilhassa Ýslam alemi, zorlu bir sýnamadan, kapsamlý bir kuþatmadan, sinsice hazýrlanmýþ planlarýn ateþ çemberinden geçiyor. Bakýnýz, hemen yaný baþýmýzdaki Filistin'de 14 aydýr mazlumlar, masumlar, çocuklar, kadýnlar, yaþlýlar ve siviller acýmasýzca katlediliyor. Küresel yönetiþim mekanizmalarý, uluslararasý örgütler ve uluslararasý medya, Filistin'de, Lübnan'da ve daha pek çok bölgede iþlenen insanlýk suçlarýný görmezden geliyor. Vahþetin gündeme gelmemesi için Ýsrail lehine tam anlamýyla bir karartma uygulanýyor."
Erdoðan, demokrasi ve insan haklarý nutuklarý çeken kimi ülkeler bu alçak katliamlarý ve soykýrýmý durdurmaya çalýþmak yerine Ýsrail'e verdikleri destekle adeta zulmü körüklediklerini söyledi.
Erdoðan, bu durumdan cesaret alan siyonist katillerin, vahþet ve barbarlýklarýna her geçen gün bir yenisini ekleyip, pervasýzlýkta çýtayý sürekli yükselttiklerini dile getirerek þöyle devam etti:
"Burada kalbim parçalanarak bazý rakamlarý sizlerle paylaþmak istiyorum. Ýsrail'in Gazze'ye saldýrýlarý baþlayalý 400 günden fazla zaman geçti. Yüzde 70'i kadýn ve çocuk olmak üzere 50 bine yakýn Filistinli kardeþimiz þehit düþtü. 700 binden fazla kardeþimiz yaralandý. 1,9 milyon insan evini, doðup büyüdüðü topraklarý terk etmek zorunda kaldý. Filistin'de þehit olanlarýn ve yaralananlarýn kaný sadece katillerinin deðil onlara engel olmayanlarýnda üzerlerine sýçramýþtýr. Gazze'de 160 bin binayý yýkýp 436 bin yapýya aðýr hasar veren saldýrýlarýn gerisindeki sinsi amaç her geçen gün daha iyi anlaþýlýyor. Daracýk bir alana hapsedilen 2 milyondan fazla Filistinli bir yandan zor þartlar altýnda hayata tutunmaya çalýþýrken diðer yandan açlýða, susuzluða ve ilaçsýzlýða karþý verdiði çetin mücadeleyi sebatla sürdürüyor. Filistin'de, Lübnan'da dünyanýn dört bir yanýnda zulme ve zalime göðüs geren tüm kardeþlerimizin Allah yardýmcýsý olsun. Rabb'imden, baþta kardeþim Ýsmail Heniyye olmak üzere tüm þehitlere bir kez daha rahmet, yaralý kardeþlerimize acil þifalar diliyorum."
Filistin'in cesur evlatlarýný, vatan sevdalýsý kahraman çocuklarýný saygýyla selamladýðýný ifade eden Erdoðan, "Rabb'im cümlesini muzaffer eylesin diyorum. 1967 sýnýrlarý temelinde baðýmsýz, egemen ve baþkenti Doðu Kudüs olan bir Filistin Devleti'nin kuruluþunu görmeyi, Filistin'i yeniden inþa ve ihya etmeyi, Filistin'i yeniden özgürleþtirmeyi Rabb'im bizlere nasip eylesin diyorum. Diðer yandan Kudüs'ün mahremiyetine uygun þekilde uluslararasý bir güvenlik þemsiyesi altýna alýnmasý yolundaki çabalarýmýzý sürdüreceðimizi de bir kez daha belirtmek istiyorum." diye konuþtu.
Erdoðan, Allah'ýn Al-i Ýmran suresinde "Hep birlikte Allah'ýn ipine sýmsýký sarýlýn, parçalanýp bölünmeyin" diye buyurduðunu aktararak þöyle konuþtu:
"Bizler Müslümanlar olarak yaptýklarýmýz kadar, yapmadýklarýmýzdan da mesulüz. Böylesine zorlu bir ortamda Ýslam alemi olarak fikir ayrýlýklarýný bir kenara býrakýp ortak bir tavýr almamýz yekvücut hareket etmemiz gerekiyor. Þurasý bir gerçek. Vahdet olmadan rahmet olmaz. Yürekler toplu vurmadýkça müstevliler ve müstekbirler karþýsýnda baþarýlý olunmaz, olunamaz. Filistinli ve Lübnanlý kardeþlerimize Sudan'da, Yemen'de ve daha pek çok ülkede masumlara ve mazlumlara ancak bu þekilde yardýmcý olabiliriz. Resul-i Kibriya efendimiz bakýnýz bize neyi emrediyor; 'Bir kötülük gördüðünüz zaman onu elinizle düzeltin. Elinizle düzeltemezseniz dilinizle düzeltin. Dilinizle de düzeltemezseniz kalbiniz de buðzedin ki bu, imanýn en zayýf derecesidir.' Bu hadisi þerife uygun þekilde imkanlarýmýz, araçlarýmýz ve kabiliyetlerimiz ölçüsünde zulmün, zalimin, kötünün ve kötülüðün karþýsýnda durmamýz icap ediyor. Ýslam coðrafyasýnda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluþlarýmýza da bu çerçevede çok önemli iþler düþüyor. Farklý alanlarda farklý araçlarla çalýþmalar yürüten STK'lerimizin her þeyden evvel kapasitelerini artýrmalarý, icra mekanizmalarýný güçlendirmeleri birbirleri arasýndaki uyumu arttýrmalarý þarttýr."
Cumhurbaþkaný Erdoðan, STK'lerin, gençler baþta olmak üzere toplumun muhtelif kesimlerini kuþatacak, onlarý sivil toplum faaliyetlerine dahil edecek uygulamalarýna, geçmiþte hiç olmadýðý kadar ihtiyaç duyduklarýný söyledi.
Etki alaný geniþ, birlik ve beraberlik içinde hareket eden, sürdürülebilir kalkýnmaya katký veren sivil toplum kuruluþlarýnýn küresel barýþ ve adaletin tesisine hayati katkýlar yapacaðýný vurgulayan Erdoðan, "Her platformda dile getirdiðimiz altýný ýsrarla çizdiðimiz daha adil bir dünya tasavvurumuzun hayata geçirilmesinde dünyanýn dört bir yanýnda çalýþan STK'lerimizin gayretleri mühim bir yer tutacaktýr." diye konuþtu.
Erdoðan, insanlýðýn büyük bir deðiþim ve dönüþümün sancýlarýyla kývranýrken pek çok konuda yeni risklerle yozlaþma ve yaradýlýþa aykýrý dayatmalarla da baþ etmek zorunda kaldýðýna dikkati çekerek hiç þüphesiz bu çerçevede en büyük çürüme, en tehlikeli erozyon ve geri dönülemez yok oluþ tehdidinin aile kurumunu hedef aldýðýný vurguladý.
Cumhurbaþkaný Erdoðan, sözlerine þöyle devam etti:
"Sizlerin de takip ettiði gibi aile mefhumumuz toplumsal yapýmýz, örfümüz, deðerlerimiz ve kutsallarýmýz küresel düzeyde bilinçli ve çok yönlü bir saldýrý altýndadýr. Sapkýn akýmlar, özendirici yayýnlar, reklamlar moda adý altýnda yürütülen dayatmalar topluma rol model olmasý gereken aktörler aracýlýðýyla zihinlere nakþedilen aþaðýlýk fikirler her tarafýmýzý kuþatmýþ durumdadýr. Cinsel sapkýnlýklarýn bir insan hakký ve tercihi olarak sunulmasýnýn gerisindeki sinsi amacý gayet iyi biliyoruz. Aileyi gereksiz bir yük, taþýnmasý zor bir sorumluluk ve insanýn hayatýný kýsýtlayan bir fotoðraf olarak göstermeye çalýþanlarýn amacý bireyi ifsat ederek tüm toplumu çökertmektir. Tarihen ve itikaden sabittir ki aile yapýsý hýrpalanmýþ örselenmiþ çürütülmüþ bir toplumun ayakta kalmasý mümkün deðildir. STK'lerin de bindikleri dal, kendilerini ayakta tutan sütun toplum olduðuna göre, toplumun temeli olan ailenin korunmasý öncelikli hedefleri olmalýdýr. Ýç cephemizi tahkim ve takviye etmek çocuklarýmýza ve gençlerimize daha güvenli daha vicdanlý, daha adil bir dünyayý miras býrakmak istiyorsak hep birlikte elimizi taþýn altýna koymalýyýz. Bunu da çok geç olmadan hemen yapmalýyýz."
Cumhurbaþkaný Erdoðan, "Günümüz dünyasýnda, bilhassa da bölgemizde iç çatýþmalar, savaþlar, kýtlýk ve terör baþta olmak üzere çeþitli sebeplerle yoðun bir göç dalgasý yaþanýyor." ifadelerini kullandý.
Erdoðan, aileleri ve kendileri için daha güvenli, huzurlu ve müreffeh bir hayat kurma hayalini gerçeðe dönüþtürmek isteyenlerin yollara düþtüðünü kaydederek, konuþmasýný þöyle sürdürdü:
"Bu insani dram karþýsýnda geliþmiþ ülkelerin sergilediði vurdumduymaz tavýr, insanlýk adýna utanç vericidir. Biz tarih boyunca Asya'dan, Afrika'dan hatta Avrupa'dan insanlara kapýsýný da yüreðini de açmýþ bir ülkeyiz. Bugün de Türkiye olarak yýllardýr milyonlarca çaresiz insana ev sahipliði yapýyor, kendileriyle imkanlarýmýzý paylaþýyoruz. Hatta bugünün zalimlerinin geçmiþte canlarýný kurtarma derdine düþtükleri her dönemde onlara yardým eli uzatan ilk ülkenin burasý olduðu gerçeðini de hatýrlatmak isterim. Þimdi rahat ve müreffeh bir ortamda yaþayanlarýn çaresiz mazlumlara karþý sergilediði iðrenç tavýr, maalesef gelecekte kendileri de ayný duruma düþtüklerinde karþýlaþacaklarý akýbetin örneði olacaktýr."
Bu tablonun daha da kötüleþmesini engellemede STK'lere önemli bir görev düþtüðünü belirten Erdoðan, "Dünyada adalete, merhamete, vicdana yönelik uyanýþýn mimarlarý ve öncüleri sizler olacaksýnýz. Sizlerden dünyaya güçlü bir duruþ, güçlü bir sesleniþ, zalime güçlü bir tepki bekliyorum. Duruþunuz öyle güçlü olmalý ki insanlýðýn tamamý sizi takip etmeli. Sesleniþiniz öylesine güçlü olmalý ki saðýrlar bile duyabilmeli. Tepkiniz öyle güçlü olmalý ki zalimlerin elindeki silahlar yerlere düþmeli. Bu konuda en büyük destekçiniz Türkiye olacaktýr." diye konuþtu.
Cumhurbaþkaný Erdoðan, millet olarak her dönemde masumlarýn, mazlumlarýn ve yaþama mücadelesi verenlerin yanýnda olduklarýný vurgulayarak, þunlarý kaydetti:
"Olmaya da devam edeceðiz. Ülkemizin bu insani siyasetini hazmedemeyenler aleyhimizde kara propaganda yapsa da Türkiye'nin insan odaklý, insaný yaþatma odaklý politikasýný engelleyemeyecekler. Ýsrail'in soykýrýmýna maruz kalan Gazze'de yaþayanlar baþta olmak üzere, Filistin halký için sadece son dönemde yaptýklarýmýz bile bu hakikati açýkça göstermeye yeterlidir. Türkiye olarak Ýsrail saldýrýlarýnýn baþladýðý ilk günden bu yana Gazze'ye 86 bin ton, Lübnan'a ise 1300 ton insani yardým malzemesi ulaþtýrarak bölgedeki kardeþlerimize en fazla destek veren ülkelerden biri olduk. Ýsrail'le olan ticaretimizi hiç düþünmeden milyarlarca dolarlýk bir ticaret hacminden sarfýnazar ederek süratle kestik."
Siyonist yönetimin Gazze'de iþlediði insanlýk suçlarýný protesto etmek için milletle birlikte her fýrsatta meydanlarý, sokaklarý, caddeleri hýncahýnç doldurduklarýný dile getiren Cumhurbaþkaný Erdoðan, þöyle devam etti:
"Uluslararasý Adalet Divaný'nda Ýsrail aleyhine açýlan davaya müdahil olma kararý aldýk. Birleþmiþ Milletler Güvenlik Konseyi baþta olmak üzere uluslararasý düzeyde karar alýcý ve uygulayýcý mekanizmalarý harekete geçirdik. Filistinli Mültecilere Yardým Ajansý UNRWA'ya en güçlü desteði veren ülkelerden biriyiz. Ýslam dünyasýnda da ortak bir tavrýn oluþmasý, Müslümanlarýn Filistin davasýnda yekvücut olarak hareket etmesi için yoðun gayret gösteriyoruz. Filistin Devleti'nin tanýnmasý için uluslararasý arenada tüm imkanlarýmýzý seferber etmiþ durumdayýz. Þahsýmýz aleyhinde yürütülen onca kampanyaya, siyonist lobiden ve Ýsrail destekçilerinden gelen onca baskýya raðmen duruþumuzu asla bozmadýk. Ýsrail'in Filistin'deki soykýrýmýný durdurmak için zorlayýcý tedbirlerin bir an önce alýnmasýný saðlamaya yönelik çalýþmalarýmýzý sürdürüyoruz."
Cumhurbaþkaný Erdoðan, "Uluslararasý Ceza Mahkemesinin Ýsrail Baþbakaný Netanyahu ve eski Savunma Bakaný Gallant hakkýnda çýkardýðý tutuklama kararýný desteklediðimizi de ifade etmek istiyorum. Alýnan bu cesur kararýn sözleþmeye taraf tüm ülkelerce uygulanmasýný, insanlýðýn uluslararasý sisteme güvenini tazeleme adýna önemli buluyoruz. Bilhassa yýllardýr dünyaya hak, hukuk, adalet ve insan haklarý dersi veren Batýlý ülkelerin bu noktada sözlerini yerine getirmeleri mecburidir. Türkiye, Gazze katliamý ve Lübnan'a yönelik Ýsrail saldýrýlarýnda ilk günden beri insani, vicdani ve kardeþlik görevini hakkýyla ifa etmiþtir." ifadelerini kullandý.
Zalimlere þirin gözükme adýna eðilip bükülenlerden olmadýklarýný belirten Erdoðan, "Üç kuruþ siyasi rant saðlayacaðým diye ülkesine ve devletine 'Ýsrail'le ticaret yapýyorlar.' iftirasý atanlar gibi de olmadýk." dedi.
Zor zamanlarda Filistinli kardeþlerinin yanýnda dimdik duranlardan olduklarýný kaydeden Erdoðan, "Bundan sonra da sarsýlmadan, yalpalamadan, saða sola eðilmeden, bükülmeden inþallah sapasaðlam durmaya devam edeceðiz. Þairin, 'Bir Filistin vardý, bir Filistin gene var' dizelerinde olduðu gibi Filistin'den umudumuzu kesmeyecek, özgür ve baðýmsýz bir Filistin'in varlýðý için çalýþmayý hýz kesmeden sürdüreceðiz." diye konuþtu.
Türkiye olarak STK'lerin varlýðýný ve buradaki temsilini çok kýymetli bulduklarýný kaydeden Erdoðan, kendilerinin tarihten, medeniyetten, ecdattan aldýklarý ilhamla insaný düþündüklerini, koruduklarýný ve insani deðerleri yaþatmaya çalýþtýklarýný söyledi.
Bu konuda çok saðlam, muhkem ve emin rehberleri olduðunu dile getiren Erdoðan, þunlarý kaydetti:
"Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa aleyhissalatu vesselam, 'Allah sizin ne dýþ görünüþünüze ne de mallarýnýza bakar ama o sizin kalplerinize ve iþlerinize bakar.' buyuruyor. Hoca Ahmed Yesevi de 'Kimsenin kalbini kýrma, çünkü kalp kýrmak, Allah'ý kýrmaktýr. Gönlü kýrýk, zavallý, garip birini görürsen yarasýna merhem koy. Yoldaþý ve yardýmcýsý ol.' tavsiyesinde bulunuyor. Hünkar Hacý Bektaþ-ý Veli, 'Ýncinsen de incitme.' diyor. Hz. Mevlana, 'Kötülük yaptýðýn zaman kork, çünkü o bir tohumdur. Allah yeþertir, karþýna çýkartýr.' diyerek ikazýný yapýyor. Pir Sultan Abdal 'Ne mutlu eðri zamanda doðru durabilene.' sözüyle bize istikamet gösteriyor. Aþýk Veysel, 'Beni hor görme gardaþým, sen altýnsýn da ben tunç muyum?' serzeniþiyle nefislerimize hitap ediyor. Asýrlardýr bize yol gösteren bu gönül ve aþk erbabýnýn izinden gitmeye, öðütlerini tutmaya, onlarýn ahlakýný ve insan sevgisini dünyaya yaymaya, insanlýðýn huzur bulmasý için mücadele etmeye devam edeceðiz. Ýnþallah bunu da sizlerle birlikte omuz omuza, yan yana yapacaðýz."
4. Uluslararasý Sivil Toplum Kuruluþlarý Fuarý'nýn hayýrlara vesile olmasýný dileyen Erdoðan, STK'lerin müþtereken yayýmladýðý "Gazze Ýstanbul Deklarasyonu"nun mazlum Filistin'in sesini dünyaya gür bir þekilde duyurmasýný temenni etti.
Erdoðan, Türkiye'den ve dünyanýn dört bir yanýndan fuara katýlanlara teþekkürlerini ileterek, konuþmasýný tamamladý.
Konuþmalarýn ardýndan Cumhurbaþkaný Erdoðan'a dünya haritasý tablosu takdim edildi.
Programa, Ticaret Bakaný Ömer Bolat, Cumhurbaþkaný Dýþ Politika ve Güvenlik Baþdanýþmaný Akif Çaðatay Kýlýç, Ýstanbul Valisi Davut Gül, AK Parti Ýstanbul Ýl Baþkaný Osman Nuri Kabaktepe ve milletvekilleri ile Türkiye ve dünyanýn farklý ülkelerinden STK'lerin temsilcileri katýldý.