Cumhurbaþkaný Erdoðan, ABD ziyareti sýrasýnda Türkevi'nde aralarýnda gazeteci Murat Çiçek ve Star Gazetesi Yazarý Halime Kökce'nin de olduðu gazetecilerin sorularýný cevapladý, deðerlendirmelerde bulundu.
Deðerli basýn mensuplarý, kýymetli arkadaþlar, sizleri en kalbi duygularýmla, saygýyla selamlýyorum. Birleþmiþ Milletler 79. Genel Kurulu'na katýlmak üzere bulunduðumuz New York ziyaretimizi tamamlamak üzereyiz. Ýnþallah öðleden sonra gerçekleþtireceðimiz ikili kabullerle ziyaretimizi baþarýyla hitama erdirmiþ olacaðýz. Cumartesi gününden bu yana oldukça yoðun bir programýmýz oldu. Ziyaretim vesilesiyle Birleþmiþ Milletler Genel Kuruluna hitabýmýzýn yanýnda birçok temas gerçekleþtirdik, muhtelif etkinliklere iþtirak ettik. Genel Kurul görüþmeleri öncesinde 22 Eylül günü düþünce kuruluþu temsilcileriyle bir araya geldik. Ayný günün akþamýnda Türk Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi TASK'ýn geleneksel akþam yemeðine iþtirak ettik. Türk-Amerikan toplumunun ülkemizin çýkarlarýný savunma noktasýnda yürüttüðü faaliyetleri takdirle takip ediyoruz. TAÝK'in düzenlediði 15. Türkiye Yatýrým Konferansý'nda Amerikan iþ çevreleriyle istiþarelerde bulunduk. Amerikalý giriþimcilere ülkemizin sunduðu yatýrým fýrsatlarýný anlattým. Türkiye ekonomisinin önümüzdeki dönemine dair yol haritasýný kendileriyle paylaþtýk. Amerika son iki senedir en fazla ihracat yaptýðýmýz ikinci, en fazla ithalat yaptýðýmýz beþinci ülke oldu. Ýkili ticaret hacmimiz geçtiðimiz yýl 30 milyar dolarý aþtý. Toplam 100 milyar dolarlýk ticaret hedefimize iyi bir planlamayla ulaþabileceðimize inanýyoruz.
Deðerli arkadaþlar, biliyorsunuz bu yýlki Genel Kurul genel görüþmeleri 'hiç kimseyi geride býrakmamak' temasýyla yapýldý. Dün gerçekleþtirilen açýlýþ oturumunda Birleþmiþ Milletler Genel Kuruluna hitap ederek, insanlýðý güvenli ve müreffeh bir geleceðe kavuþturmak için atýlmasý gereken adýmlara deðindim. Küresel barýþ ve güvenliðin korunmasý açýsýndan önem taþýyan temel meselelere dair görüþlerimizi paylaþtým. Gazze özelinde mevcut uluslararasý sistemin ve kurumlarýn asli görevlerini yerine getirme noktasýnda sýnýfta kaldýklarýný bir kez daha açýkça ifade ettim. Ýnsanlýðýn, mazlumlarýn sesine kulak veren çok daha adil bir dünyada yaþamasýnýn mümkün olduðuna iþaret ettim. New York'ta bulunduðumuz sürede ayrýca çok sayýda ikili görüþme de gerçekleþtirdik. Bu çerçevede Ýran, Sýrbistan ve Ukrayna, Maldivler Cumhurbaþkanlarý, Sudan Egemenlik Konseyi Baþkaný, Kuveyt Veliaht Prensi, Arnavutluk, Pakistan, Irak, Lübnan, Almanya, Hollanda, Yunanistan ve Ermenistan Baþbakanlarý, Birleþmiþ Milletler Genel Sekreteri ile bir araya geldik. Görüþmelerimizde ikili iþ birliði konularýmýz ile bölgemizdeki krizleri detaylýca ele aldýk. Gazze'de kötüleþen insani krizin üzerinde özellikle durdum. Yaklaþan kýþ mevsimi öncesinde Filistin'e yönelik yardýmlarý mutlaka artýrmamýz gerektiðini, bunun için iþ birliði içinde çalýþmamýz, Ýsrail üzerindeki baskýyý yoðunlaþtýrmamýz gerektiðini tüm görüþmelerimde muhataplarýma ifade ettim. Sizler de zaten an be an takip ediyorsunuz. Ýsrail tam da bizim aylardýr uyardýðýmýz þekilde Gazze'deki ateþi tüm bölgeye yaymak için her yola baþvuruyor. Lübnan'a yönelik saldýrýlar bunun en son örneði oldu. Son bir haftada 600'ün üzerinde Lübnanlý katledildi. Dünya sessiz kaldýkça ve Batýlý ülkeler Ýsrail yönetimine silah desteði verdikçe, bu katliamlar maalesef devam edecek. Görüþmelerimizde bu tehlikeye dikkat çektik. Son derece yoðun ve verimli bir diplomasi trafiðiyle 79. Birleþmiþ Milletler Genel Kurulu'nu deðerlendirmeye çalýþtýk. Yaptýðýmýz görüþme ve temaslarýn baþta ülkemiz ve milletimiz olmak üzere, tüm insanlýk için hayýrlara vesile olmasýný diliyorum. Teþekkür ediyor, þimdi sizi dinlemek istiyorum.
Filistin'de soykýrým yapmýþ bir suçlunun Birleþmiþ Milletler çatýsý altýnda yer alabilmesi gerçekten bir utanç vesilesidir. Bu, vahþice katledilen bebeklerin, çocuklarýn, annelerin, babalarýn Birleþmiþ Milletler görevlilerinin, gazetecilerin ve daha nicelerinin hatýralarýna ihanettir. Dün, bizim Birleþmiþ Milletler Genel Kurulu konuþmamýzýn akabinde Ýsrail delegasyonunun tavýrlarýna dikkat ettiyseniz, çok garip bir tavýr içindeydiler. Çünkü kendilerini savunacak halleri yok. Duruþlarý zaten bunu gösteriyor. Bu nedenle biz herkesi tarihin doðru tarafýnda durmaya çaðýrdýk ve çaðýrýyoruz. Mazlumla zalimi, katille maktulü ayýramayan ve her birine hak ettiði muameleyi yapamayan bir düzen, çürümeye yüz tutmuþ demektir. Birleþmiþ Milletler Genel Kurulu ya o katile hak ettiði gibi davranýr ya da bu utanç verici durum Birleþmiþ Milletler tarihine bir kara leke olarak geçer. Maalesef olacak olan da budur. Ýsrail, Birleþmiþ Milletler kararlarýna zerre saygýsý olmayan, Birleþmiþ Milletler'in ilkelerini defalarca çiðnemiþ bir devlettir. Böyle bir devlete gereken dersi yazýlý ve görsel materyallerle vermek, inanýyorum ki en önemli görevdir.
SORU - Birleþmiþ Milletler 79 yýllýk tarihinde ilk defa kendi geleceðini masaya yatýrýyor. Bu, bir anlamda Birleþmiþ Milletlerin dünya düzeninde bir karþýlýðýnýn olmadýðýnýn artýk resmen kabul edildiði anlamýna geliyor. Siz ise 2005 yýlýndaki ilk hitabýnýzda, Birleþmiþ Milletlerin reform yapmasý, yapýsýný deðiþtirmesi gerektiðini vurgulamýþtýnýz. Aradan geçen 20 yýlda Birleþmiþ Milletlerin dünyanýn adaletini ve barýþýný tesis edemediði bir kez daha ortaya çýkmýþ oldu. Gelinen bu noktayý nasýl deðerlendiriyorsunuz? Fransa Cumhurbaþkaný Emmanuel Macron da benzer bir eleþtiride buluþmuþtu geçtiðimiz günlerde. Gelecek tartýþýlýyor. Gelecek çoktan geçmiþ olabilir mi?
Birleþmiþ Milletler, savaþlarý önleme misyonunu yerine getiremeyen, kimseye söz dinletemeyen, kendi görevlilerini dahi koruyamayan ve onlarý öldüren Ýsrail'den hesap soramayan bir pozisyondadýr. Nitekim dün Birleþmiþ Milletler Genel Sekreteri Antonio Gueterres ile yaptýðýmýz görüþmede bana kayýp rakamýný verince gerçekten çok þaþýrdým. Ciddi sayýda Birleþmiþ Milletler görevlisi þu anda Ýsrail'in katliamlarýna kurban gitti. Birleþmiþ Milletler, güçlünün haklý olduðu bir düzene bekçilik yapan bir yapýya dönüþmüþ ve iþlevselliðini yitirmiþ durumdadýr. Mevcut düzende Birleþmiþ Milletler Güvenlik Konseyinin dokunulmaz beþ üyesi, istediðini acýmasýzca yapabiliyor. Zaten geçici üyelerin herhangi bir fonksiyonu yok. Konseye geçici üye olarak alýnan devletler orada idare ediliyorlar. Peki bu daimi üyeler nerelerden? Asya, Avrupa, Amerika... Dini noktada da dünyada Müslüman ülkelerin sayýsý belli, ama Müslüman ülkelerden hiçbiri daimi üyeler arasýnda yer almýyor. Þimdi Afrika daimi üyelik istiyor. Peki Birleþmiþ Milletler Güvenlik Konseyinde Afrikalýya yer var mý, yok. Japonya üyelik istiyor mu, istiyor. Peki yer var mý, yok. Avrupa'dan Almanya istiyor. Almanya'ya da yer yok. Türkiye olarak biz de istiyoruz. Bize de yer yok. Niye? Türkiye olarak biz, Almanya, Japonya burada istediðini alamayan ülkeler konumunda. Biz haklý talebimize devam edeceðiz. Sayýn Guterres de yaptýðýmýz görüþmede bize hak verdi ama bu hakký teslim etmek gibi bir güçleri, bir imkanlarý da yok.
SORU- Birleþmiþ Milletler hitabýnýzda da ifade ettiniz, Ýsrail, Gazze'den sonra Lübnan'a da saldýrmaya baþladý. Bunu, Ýsrail'in aslýnda savaþý bölgeye yaymaya çalýþtýðýna bir delalet olarak deðerlendirdiniz. Bir de Ýran'ýn Ýsrail'e vermek istediði cevap hakkýnýn mahfuz olduðuna dair yaklaþýmý var. Bunu da katarak olasý bölgesel bir savaþ durumunda Türkiye'nin pozisyonu, durduðu yer nasýl olur? Nasýl bir aksiyon alýr ya da almaz?
Her þeyden önce burada çok ciddi bir travma yaþanýyor. Bu travmada acýyý çeken maalesef Lübnan halký. Bugün Lübnan'ýn güneyinin tahliyesini izledim. Çok acýmasýz bir tablo var. Herkes at arabalarýnda ve çoluk çocuk bölgeyi boþaltýyorlar. Hakikaten canýmýz yanýyor. Bu kadar acýmasýz, bu kadar korkunç bir tabloyla bölgemiz karþý karþýya. 6 milyon nüfusu olan Lübnan'dan söz ediyoruz. Bu insanlar nereye, nasýl kaçacaklar? Oralarda nasýl yaþam sürdürecekler? Bunlar aç, açýkta, giyim kuþam yok araçlarýnda. Battaniyeleri, neleri buldularsa onlarý, yanlarýna alýp bölgeyi terk ediyorlar. Bu Lübnan, rahmetli Refik Hariri'nin döneminde bir baþka Lübnan'dý. Çok daha zengindi, güçlüydü. Ama þu anda artýk o Lübnan kalmadý. Þimdi Lübnan'ýn yeniden kendine gelmesi için onlara imkanlar saðlayacaðýz, bu durumu yeniden nasýl aslýna dönüþtüreceðiz onu düþüneceðiz? Temennimiz odur ki Lübnan bir an önce bu travmayý atlatsýn. Bugünkü televizyon yayýnlarýnda izlediðim kadarýyla Lübnan'ýn durumu çok kötü. Rabbim yar ve yardýmcýlarý olsun. Diðer taraftan Ýsrail bir rüya görüyor, o rüyasýný gerçekleþtirmek için bölgemizdeki halklarýn yaþamlarýný kabusa çevirmeyi de göze almýþ gibi görünüyor. Zamanýnda Hitler de bir rüya görmüþtü ve o da çeþitli milletlere mensup halklara kabus yaþatmýþtý. Neticede gördüklerinin bir rüya olduðunu net bir þekilde anladý. Er ya da geç günümüzün Hitleri Netanyahu da bu gerçekle yüz yüze gelecek. Herkesin bir planý var ama biz inanýyoruz ki Allah'ýn da bir hesabý var.
SORU- Ukrayna Devlet Baþkaný Zelenskiy'i kabul etmiþtiniz. Ukrayna Cumhurbaþkaný'nýn daha önce olasý bir barýþ konferansýnda aralarýnda Türkiye'nin de olduðu ülkelerle istiþareler yapýldýðýný söylediðini biliyoruz. Ukrayna barýþ konferansý ile ilgili konu gündeme geldi mi? Eðer böyle bir durum olursa, olasý bir barýþ konferansý Türkiye'de mi yapýlacak?
Biz bu konferansýn içinde yer almaya hazýr olduðumuzu söyledik. Bu konuda yine ayný þekilde gerek Dýþiþleri Bakaný Hakan Fidan gerek istihbarat teþkilatýmýz onlarla irtibat halinde olacaklar. Temennimiz odur ki bölgeye bu barýþý getirebilme noktasýnda Türkiye olarak biz bu iþin bir yerinde yer alýrýz. Biz Ukrayna-Rusya savaþýnda adil bir barýþý belki de en çok arzulayan ülkeyiz. Elimizi taþýn altýna koymaktan çekinmedik ve barýþ için çabalýyoruz. Bu savaþýn diplomasi ve diyalog yoluyla sona ermesi mümkündür. Yeter ki sorunlarý bu yolla çözebileceðimize hem savaþan taraflar hem diðer aktörler inansýn. Þu anda maalesef buna yakýn deðiliz. Biz hem Ukrayna hem Rusya tarafýyla görüþebiliyor olmamýzý barýþa giden yolda bir avantaj olarak görüyoruz. Bu zorlu yolu yürüyebilir ve hedefe ulaþabilirsek, insanlýða büyük hizmet etmiþ olacaðýz. Taraflar kýþkýrtmalarý, silahlanma yarýþýný, insanlarýn deðil silahlarýn konuþtuðu bir düzeni terk etmeden, barýþ umudu somut bir biçimde doðmayacak. Fakat biz yýlmadan o umudu aramayý sürdüreceðiz. Gayretleri artýracak ve daha çok çalýþacaðýz.
SORU- Görevden ayrýlan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg veda konuþmasýnda "Güneyde Türkiye olmadan Avrupa Kýtasý'nýn güvenliði öngörülemez, imkansýz" diye bir açýklama yaptý. Bu açýklamayý nasýl deðerlendirdiniz? Avrupa Türkiye'nin yeterince kýymetini biliyor mu? Oranýn bakýþýný nasýl deðerlendiriyorsunuz?
Ben Sayýn Stoltenberg'e hakikaten görevi boyunca Türkiye'yle olan münasebetlerini en ideal þekilde sürdüren bir Genel Sekreter olarak bakýyorum. NATO Genel Sekreterliði boyunca bunu baþarýyla sürdürdü. Türkiye'yle münasebetlerinde de hiçbir zaman olumsuz bir çizgi çizmedi. Sayýn Rutte ile bakalým bu durum nasýl devam edecek? Yeni Genel Sekreter Mark Rutte ile de Hollanda Baþbakanlýðý süresi içerisindeki dostluðumuz iyiydi. Ýnþallah NATO Genel Sekreterliði'nde de bu dayanýþmayý, bu birlikteliði yine devam ettiririz. Kurucu deðerlerinden uzaklaþan ve onlara sahip çýkamayan uluslararasý kuruluþlar ve ittifaklar yozlaþýr. Bu temel arýzayý gideremezlerse artýk ana görevlerini dahi yapamaz hale gelirler. NATO eðer "hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için" ilkesini "hepimiz bazýlarýmýz için, bazýlarýmýz hepimiz için" gibi bir forma dönüþtürme tehlikesi ile yüz yüze gelirse o yozlaþma baþlar. Bunun için tedbirler almak ve vakit geçirmeden uygulamak gerekir. Hele konu güvenlik gibi hayati bir husus ise ilkelerden milim sapma olmamalýdýr. Türkiye, NATO içerisinde yükümlülüklerinin de sorumluluklarýnýn da farkýnda olan ve bunlarý eksiksiz yerine getiren güvenilir bir müttefiktir. Türkiye'nin NATO için ne kadar kýymetli olduðunu Avrupa'nýn bildiði ancak zaman zaman bunu göz ardý ettiðini görüyoruz.
SORU- Kasým ayýnda malum Amerika Birleþik Devletleri seçime gidiyor. Türkiye-Amerika arasýndaki iliþkilerde malum sorunlar bulunuyor. Özellikle terör örgütüne verdiði destek aralýksýz sürüyor. Bu noktada baþkanlar deðiþiyor ama bu müttefikliðe yakýþmayacak tavýrlar deðiþmiyor bir þekilde. Seçim sonu beklentiniz nedir? Yani Donald Trump veya Kamala Harris, yeni baþkanla beraber nasýl bir deðiþim yaratabilir böyle bir deðiþim olur bu? Örneðin F-35 programýna yeniden dönüþ olabilir mi?
Temennim odur ki gelen gideni aratmasýn. Çünkü, Amerika'da F-35 konusunu bizler yalnýz Sayýn Donald Trump döneminde yaþamadýk, sonrasýnda da devam etti. Hepsi de bize bu hayal kýrýklýðýný yaþattý. Cumhuriyetçiler de yaþattý, Demokratlar da... Þimdi yeni süreçte bunun sürüp sürmeyeceðini göreceðiz. 1 milyar 450 milyon dolar alacaðýmýz var. Bu öyle böyle bir rakam deðil. Þimdi bu alacaðýmýzý tahsil etme noktasýnda da adýmlarýmýzý atmaya devam edeceðiz. Bütün bunlarla beraber Kasým seçiminin neticesi ne getirecek ne götürecek? Bunu da görmemiz lazým. Bizler bu iþin sonucunda temennim odur ki Türkiye -ABD arasýndaki iliþkileri de buna göre tekrar teraziye koyacaðýz. Adýmlarýmýzý da ona göre atacaðýz. Umarýz netice hayýrlý olur.
SORU- Ermenistan Baþbakaný Nikol Paþinyan'la bir görüþmeniz oldu. Paþinyan bugüne kadar verdiði mesajlarda hem Türkiye ile hem Azerbaycan ile iliþkileri daha ileri bir seviyeye çýkarma noktasýnda arzulu olduðunu ifade ediyor. Dünkü görüþmenizde özellikle Zengezur Koridoru'nu dikkate alarak Türkiye-Ermenistan iliþkileri ve Türkiye-Azerbaycan iliþkileriyle daha ileri bir noktaya geçirebilecek kararlar alýnabilir mi?
Sayýn Paþinyan'ýn yaklaþýmýna baktýðýmýz zaman olumsuz bir havada görünmüyor. Türkiye olarak bizden Ermenistan-Azerbaycan arasýndaki barýþ anlaþmasýný, huzur içinde komþular olarak yaþamalarýný bir an önce saðlamamýzý istiyorlar. Biz de zaten bunun peþindeyiz, bunun gayreti içerisindeyiz. Temennim odur ki, Azerbaycan-Ermenistan arasýndaki bu geliþmeleri inþallah peyderpey halledelim, çözelim ve Azerbaycan-Ermenistan arasýndaki bu sýkýntýlarý aþmak suretiyle artýk yola revan olalým. Çünkü her iki taraf aslýnda barýþtan yana. Þu anda Azerbaycan böyle bir beklentinin, gayretin içerisinde. Ermenistan'da da bunu gördük. Bizler oluþacak huzur ve barýþ ikliminin herkes için en iyisi olacaðýný düþünüyoruz. Ermenistan ile Azerbaycan barýþý iki ülke için de yeni fýrsatlar ve kazançlarýn kapýsýný aralayacaktýr. Türkiye ile Ermenistan arasýndaki normalleþme süreci de bu barýþ sürecinin olumlu neticelenmesi ile müspet istikamette etkilenecektir.
Her þeyden önce bizim BRICS ve ASEAN'da yer almamýz, buralarda görünmemiz, inanýyorum ki bölgelerin aritmetiðini de deðiþtirecek. Çok daha farklý bir yapýnýn inþasýna vesile olacak. Orta Asya, Rusya, Baltýk bölgesi ya da Uzak Doðu ile iliþkilerimiz kadar Kýta Avrupasý ve Amerika ile de baðlarýmýzýn bulunduðunu bir kenara koyamayýz. Ayný þekilde Arap coðrafyasý ve Körfez ülkeleriyle köklü bir geçmiþimiz bulunurken Afrika ile de yakýn iliþkilerimiz mevcut. Netice itibariyle bulunduðumuz coðrafya ve binlerce yýllýk geçmiþimiz bizi böylesine çeþitli bir ortaklýk mimarisi oluþturmak için teþvik ediyor. Biz bir NATO ülkesiyiz diye Türk dünyasý ve Ýslam dünyasý ile baðlantýmýzý kopartamayýz. BRICS ve ASEAN bizim için özellikle ekonomik iþ birliklerimizi geliþtirmek için fýrsatlar barýndýran yapýlar. Bu yapýlarýn içinde yer almak NATO'dan vazgeçmek anlamýna da gelmiyor. Bu ittifak ve iþ birliklerinin, özellikle birbirinin alternatifi olduðunu düþünmüyoruz. Bugünün dünyasýnda bazý uluslararasý gerilimler olsa da soðuk savaþ dönemi çok geride kaldý. Bize "BRICS'e ya da baþka bir yapýya girmeyin" diyenlere baktýðýnýzda yýllardýr parçasý olmak için çalýþtýðýmýz Avrupa Birliði'nin kapýsýnda bizi yýllarca bekletenlerle ayný kiþiler. Biz bunlara bakarak asla geleceðimizi belirleyemeyiz.
SORU- Yeni Anayasanýn zorunluluk olduðunu her fýrsatta ifade ediyorsunuz. Ýlk 4 maddenin de Cumhur Ýttifaký'nýn kýrmýzý çizgisi olduðunu söylediniz. Ancak muhalefetin çeþitli gerekçelerle sürece katýlmama gibi bir direnci var. Muhalefetin bu ýsrarlý uzlaþma arayýþýnýzda samimi davranacaðýný düþünüyor musunuz?
Muhalefetin bir defa baþta bu ilk 4 madde olmak üzere, bu konularda zaten herhangi bir ciddiyeti söz konusu deðil. Onlar bunu sadece söylerler. Ama bu noktada iktidar ne söyler ne düþünür, böyle bir düþünceleri yok. Biz Cumhur Ýttifaký olarak bu konuda durduðumuz yerdeyiz, kararlýyýz ve ayný kararlýlýkla yolumuza devam ediyoruz. Türkiye'yi geleceðe, çaðýn gereklerine uygun, sivil, kapsayýcý, özgürlükçü yeni bir anayasa ortaya koymadan hazýrlayamayýz. Hiç de çekinmemeliyiz. Bakýn dünya hýzla deðiþiyor. 45-50 yýl öncesinin bakýþ açýsýyla, üstelik darbeciler tarafýndan kaleme alýnmýþ, yamalý bohçaya dönmüþ bir anayasa ile bu deðiþime ayak uydurmak mümkün deðil. Bizim çok diri, yeni bir anayasa ile geleceðe yürümemiz lazým. Konuyu ilk 4 maddeye sýkýþtýrmadan, "Biz nasýl bir anayasa yapmalýyýz?" sorusuna odaklanmalýyýz. Bizim anayasanýn ilk 4 maddesiyle herhangi bir sorunumuz söz konusu deðil. Bütün bunlarla beraber anayasanýn satýrlarý arasýnda dolaþan darbeci zihniyetle bizim problemimiz var. Ülkemizin gençlerinin geleceðini inþa edecek, onlarý dünya ile rekabete hazýrlayacak vizyoner bir anayasaya bizim ihtiyacýmýz var. Biz bunu yapacaðýz. Zaten Cumhur Ýttifaký olarak Milliyetçi Hareket Partisi hazýrlýklarýný yaptý. Biz ayný þekilde hazýrlýklarýmýzý yaptýk. Bu hazýrlýklarý birbiriyle bütünleþtirerek yolumuza inþallah devam edeceðiz. Güçlü bir anayasayý inþallah oluþturacaðýmýza inanýyorum.
Ýç cephe bizi biz yapan deðerlerdir. Biz ayný þeye sevinme, bunun yanýnda ayný þeye üzülme, ayný þiirde duygulanma, ayný marþta göðsümüzün kabarabilmesi halini hep birlikte yaþamalýyýz. Bütün bunlarla beraber iç cephe hedeflerimiz, bizim Kýzýl Elmamýzdýr. 30 Aðustos konuþmamda aðýrlýklý olarak bunun üzerinde durdum. Bizi o hedeflerden vazgeçirmeye, bizi yýlgýnlýða düþürmeye, bizi usandýrýp umutsuzluk girdabýna sürüklemeye çalýþanlar, iþte o iç cepheyi hedef alýyor. Biz o iç cepheyi çökerttirmeyiz. Orada çok kararlýyýz. Bütün bunlarla beraber þunu bir defa demeliyiz. Zorluk mu var, aþarýz. Sorun mu var, çözeriz. Sýkýntý mý var, birlikte üstesinden geliriz. Düþtük mü, birbirimize tutunur yeniden kalkarýz. Renklerimiz, þeklimiz farklý olabilir ama bir araya gelir en eþsiz motifi oluþtururuz. Ýþte iç cephemizi çökertmeyi amaçlayanlarýn odaklandýðý yer bu ruh. Bu ruhu paramparça etmeye çalýþýyorlar. Bir daha birbirimize tutunmayalým. Kendi kapsüllerimizde herkesten ayrý köþelerde ömür tüketip, yok olalým istiyorlar. Biz bunlara bu fýrsatý da kesinlikle vermeyeceðiz. Kararlýlýkla yolumuza devam edeceðiz.
Ekonomide artýk zor dönemleri geride býrakýyoruz. Uyguladýðýmýz programýn baþarýsýný artýk bizden çok uluslararasý kuruluþlar ortaya koyuyor. Bizim þu an odaklandýðýmýz konu, milletimizi zorlayan enflasyon meselesidir. Enflasyonu dizginlemeyi baþladýk ve kalýcý dezenflasyon sürecini baþlattýk. Enflasyonda anlýk deðil, ayaklarý yere saðlam basan bir gerileme görüyoruz ve bu hýzlanarak devam edecek. Vatandaþýmýz enflasyondaki bu gerilemeyi hissetmeye baþladý ve önümüzdeki dönemde daha hýzlý bir þekilde bunu görecekler. Fýrsatçýlarla mücadelemizi de kararlý bir þekilde sürdüreceðiz. Onlara göz açtýrmayacaðýz. Hedeflerimizi tutturduk ve yolumuza disiplinli bir þekilde devam ediyoruz. Üstelik bunlarý çevremizdeki karýþýklýklara ve istikrarsýzlýk kaynaklarýna raðmen baþardýk. Yola da bu þekilde devam ediyoruz.
Biz Türkiye'ye 23 yýldýr yeniyi anlatýyor ve yeniyi sunuyoruz. O yeninin içinde bizi biz yapan deðerlerimiz en taze biçimde yer alýyor. Hazreti Mevlana'nýn dediði gibi pergelimizin bir bacaðý iþte o deðerlerde sabit, diðer bacaðýmýz alemi dolaþýyor. Biz, milletin mesajýný en doðru biçimde okuduk, o mesajý gereðini yerine getirmek için deðiþim diyoruz. Sözünü ettiðimiz deðiþim bir yeniden doðuþ hamlesidir. Yunus'un dediði gibi "Her dem yeniden doðarýz. Bizden kim usanasý?" Biz þimdi bunun gereðini yerine getiriyoruz.