Bakanlýktan yapýlan yazýlý açýklamada, "Rapor'da, makroekonomik politikalarda kaydedilen ilerlemeye atýfta bulunulmasýný ve Türkiye'nin hem iþleyen piyasa ekonomisine ileri düzeyde uyumunun hem de Birlik içindeki rekabet baskýlarý ve piyasa güçleriyle baþ edebilme kapasitesinin vurgulanmasýný kayda deðer buluyoruz." ifadesine yer verildi.
Raporun Türkiye'nin mevzuatýný AB müktesebatýyla uyumlu hale getirerek birçok alanda AB standartlarýna uyum saðladýðýný teyit ettiði belirtilen açýklamada, "Ortaklýk Konseyi ve kritik alanlarda Yüksek Düzeyli Diyalog Toplantýlarý gibi askýya alýnan tüm yapýsal diyalog mekanizmalarýnýn yeniden canlandýrýlmasýyla pek çok alanda ortak adým atmak mümkündür." ifadesi kullanýldý.
DOÐU AKDENÝZAçýklamada, raporda, Türkiye'nin Doðu Akdeniz'de yapýcý bir rol oynadýðý, Yunanistan ile iliþkilerini iyileþtirdiði ve AB ile ticari konulardaki iþbirliðini geliþtirdiðinin vurgulandýðý belirtilerek, þunlar kaydedildi:
"Rapor'da kayda geçirilen yapýcý yaklaþýmýmýz uyarýnca, 15 Temmuz 2019 tarihli Konsey Sonuçlarýyla uygulamaya konmuþ olan Türkiye-AB iliþkilerinin önündeki siyasi engellerin kaldýrýlmasýný bekliyoruz."
KIBRIS MESELESÝ
Açýklamada, bunun yaný sýra raporun, Yunanistan ve Kýbrýs Rum tarafýnýn gerçeklerle baðdaþmayan, hukuk dýþý ve maksimalist görüþlerini yansýttýðý, Türkiye'nin ve Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti'nin meþru kaygýlarýný ve haklý politikalarýný tamamen göz ardý ettiði vurgulandý.
Açýklamada, Kýbrýs meselesinin çözümüne yönelik formatýn "yalnýzca Ada'daki iki tarafý, üç Garantör gücü ve Birleþmiþ Milletleri içerdiðinin" altýný çizilerek, gelecekte varýlacak herhangi bir çözümün Ada'daki iki tarafýn mutabakatýyla gerçekleþmesi gerektiði aktarýldý.
AB'nin Kýbrýs meselesine iliþkin olarak, Kýbrýs Rum tarafýnýn tutumunu kayýtsýz þartsýz yansýtan ve Kýbrýs Türk halkýnýn özden gelen haklarýný dikkate almayan açýklamalarýnýn çözüm çabalarýna katkýda bulunmadýðý belirtilen açýklamada, "AB'nin çözüm sürecinde yer almasýnýn neden uygun bir seçenek olmadýðýný açýkça göstermektedir. AB'nin, üçüncü ülkelerin sýnýrlarýný belirleme görevi veya bu konuda karar verme yetkisi olmadýðýný da hatýrlatýrýz." ifadelerine yer verildi.
Açýklamada, mevcut bölgesel ve küresel sýnamalarýn Türkiye-AB iliþkilerine yeni bir bakýþ açýsý gerektirdiði kaydedilerek, AB'nin son dönemde Türkiye ile iþbirliði yapýlmasý yönündeki çabalarýnýn memnuniyetle karþýlandýðý belirtildi.
TÜRKÝYE'NÝN AB ÜYELÝÐÝÝliþkilerin yeniden canlandýrýlmasýnýn AB'nin siyasi iradesine ve stratejik vizyonuna dayanan somut adýmlar atýlmasýný gerektirdiðine iþaret edilen açýklamada, þunlar aktarýldý:
"Aday ülke olarak, Türkiye'nin AB ile iliþkilerini yapýcý bir þekilde geliþtirme yönündeki siyasi iradesinin açýk ve güçlü olduðunu bir kez daha vurguluyoruz. AB üyelik sürecinde Türkiye'den beklenen ilerleme, AB'nin Türkiye'nin adaylýk statüsüne uygun, yapýcý ve stratejik bir yaklaþýmý somut adýmlarla hayata geçirmesiyle hýzlanacaktýr."
Açýklamada ayrýca, bu baðlamda, Avrupa Komisyonu ve Yüksek Temsilci tarafýndan hazýrlanan Ortak Bildirim'de yer alan tavsiyelerin herhangi bir gecikme veya ilave ön koþul olmaksýzýn uygulanmasýnýn beklendiði belirtildi.
Açýklamada, "2024 yýlý Türkiye Raporu'nda, AB'nin özellikle siyasi kriterler ve iç siyasi dinamikler konusundaki haksýz deðerlendirmelerini reddediyoruz." ifadesi kullanýldý.