Dışişleri Bakanlığından Ufuk Gezer, Uluslararası Afganistan Toplantısı'nda konuştu
ABONE OL

Gezer, Özbekistan'ın başkenti Taşkent'te düzenlenen Uluslararası Afganistan Toplantısı'nda konuştu.

Afganistan'daki insani ve ekonomik durumun kritik kalmaya devam ettiğini belirten Gezer, "Afgan nüfusunun yaklaşık yarısı açlık riski altında ve yardıma muhtaç. Bu nedenle, Afgan halkına engelsiz insani yardım sağlamaya yönelik uluslararası çabaların sürdürülmesi zorunludur. Bununla birlikte, BM sistemi içinde ve dışında çeşitli insani aktörler arasında entegre ve uyumlu bir yaklaşıma ulaşmak, etkili bir yardım mekanizmasının sürdürülmesinde eşit derecede kritiktir." dedi.

Gezer, Türkiye'nin tüm bağışçılar ve BM uygulama kurumları arasında etkin koordinasyonu sağlamak için UNAMA liderliğinde Afganistan için yeni bir yardım mimarisinin geliştirilmesini kuvvetle destelediğini ifade etti.

İnsani yardımların Afgan halkının acılarını bir nebze olsun hafifletse de sadece geçici bir önlem olduğuna işaret eden Gezer, "Uluslararası toplum, hayat kurtarmaya olduğu kadar, geçim kaynaklarının korunmasına ve desteklenmesine de özen göstermelidir. Tüm zorluklara rağmen, Afgan halkının yeniden ayağa kalkma ve ekonomiyi ilerletme kararlılığı ve direnci her türlü övgüyü hak ediyor." diye konuştu.

- "AFGANİSTAN'DAKİ EKONOMİK ÇÖKÜŞ ÖNLENMEZSE VAHİM SONUÇLAR DAHA DA DERİNLEŞECEK"

Gezer, sermayeye erişim eksikliğiyle karşı karşıya kalan Afgan girişimcilerin işlerini ayakta tutma mücadeleleri her geçen gün daha da zorlaştığına dikkati çekerek, şunları söyledi:

"Bunun için Afganistan'ın her şeyden önce işleyen bir ekonomiye ihtiyacı var. Mevcut yaptırım rejiminin daha da basitleştirilmesi ve likiditenin kolaylaştırılması, normal ekonomik ve finansal faaliyetlerin devam ettirilmesi için kritik öneme sahip. Ekonomiyi istikrara kavuşturmak için dondurulmamış Afgan varlıklarını yönetilmesi amacıyla bir mekanizma oluşturmaya yönelik devam eden çabaları güçlü bir şekilde destekliyoruz. Ekonomik çöküş önlenmediği takdirde, insani kriz sadece Afganistan için değil, aynı zamanda tüm bölge için yeni düzensiz göç dalgaları ve artan terör riski şeklinde vahim sonuçlarla daha da derinleşecektir."

Türkiye'nin Afganistan'dan göç akışının baskısı altında olduğunu söyleyen Gezer, "Afganistan'da göçü tetikleyen faktörlerin azaltılması ve bölgedeki kronik mülteci sorununun ele alınması ortak çıkarımızadır. Benzer şekilde, başta DEAŞ-Horasan olmak üzere artan terör faaliyetleri göz önüne alındığında, kadınlar, çocuklar, yerinden edilmiş kişiler, azınlıklar ve insani yardım çalışanları dahil olmak üzere özellikle siviller için ciddi bir endişe konusudur. Afganistan topraklarının herhangi bir ülkeyi tehdit etmek veya saldırmak için kullanılmamasını sağlamak bir diğer önceliktir." şeklinde konuştu.

Son zamanlarda Özbekistan'a yönelik sınır ötesi saldırılara da değinen Gezer, terörle mücadelenin sınır güvenliği açısından da önemine dikkati çekti.

Bölgede ve ötesinde barış ve istikrar için tehdit oluşturmaya devam eden Afganistan'daki yasa dışı uyuşturucuların ekimi, üretimi, ticareti konusunda Türkiye'nin endişelerini dile getiren Gezer, "Hem transit hem de hedef olması hasebiyle artan uyuşturucu kaçakçılığının yükünü taşıyan ülke olarak bu tehdide karşı uluslararası ve bölgesel iş birliğini güçlendirme çağrımızı yineliyoruz. Afgan geçici hükümetiyle uzun süreli angajmanın Afgan halkına yardımın yanı sıra bölgesel ve uluslararası istikrarı teşvik etmek için zorunlu olduğuna inanıyoruz." ifadelerini kullandı.

Gezer, Türkiye'nin geçen yıl ağustos sonundaki en belirsiz dönemlerde bile Kabil Büyükelçiliğini açık tuttuğunu, şu anda Herat ve Mezar-ı Şerif konsolosluklarının yanı sıra yardım ve kalkınma ajanslarının faaliyetlerine devam ettiğine değindi.

Türkiye Maarif Vakfının Afganistan genelinde 46 okulda eğitim verdiğini ve bu okullardan 14'nde kız çocuklarının eğitim aldığını dile getiren Gezer, "Tüm zorluklara rağmen, Afgan halkıyla dayanışma içinde olmaya ve Afganistan'da istikrar, kapsayıcılık ve kalkınmanın desteklenmesine yardımcı olmak için uluslararası toplum ve bölge ülkeleriyle birlikte çalışmaya devam edeceğiz." dedi.

Türkiye'nin katılım politikalarının insani faaliyetlere yönelik devam eden çabalarını kolaylaştırmasına fayda sağlamanın yanı sıra geçici hükümet ile doğrudan siyasi diyalog için alan açtığına dikkati çeken Gezer, geçici hükümet ile yapılan angajmanlarda Afganistan'daki ilgili taraflar arasında kapsayıcı bir yönetim ve diyaloğu teşvik ettiklerini, kadınların hayatın her alanına katılımı ve kız çocuklarının eğitime erişimi de dahil olmak üzere temel insan haklarının korunmasının önemine vurgu yaptıklarını kaydetti.

Gezer, Türkiye'nin Afganistan'daki insani krizi hafifletme çabalarını hem ikili düzeyde hem de BM ve diğer uluslararası kuruluşlar aracılığıyla desteklediğini, 2005-2021'de altyapı, eğitim ve sağlık sektörlerine odaklanarak Afganistan'ın kalkınmasına yönelik 1,1 milyar dolardan fazla yardım sağladığını dile getirdi.

- TİKA, AFGANİSTAN'DA 12 MİLYON KİŞİYE SAĞLIK HİZMETİ SUNDU

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) bu dönemde desteklediği sağlık kuruluşları aracılığıyla Afganistan'da 12 milyondan fazla kişiye sağlık hizmeti sunduğuna dikkati çeken Gezer, TİKA'nın ayrıca Afganistan'da 100'den fazla okul inşa veya restore ettiğini anlattı.

Gezer Türkiye'nin Afganistan'a yaptığı insani yardımlara işaret ederek, "Son aylarda Afganistan'a 5 bin 700 tondan fazla insani yardım taşıyan 5 yardım treni gönderdik. Paktika ve Host illerinde depremzedelerin acılarını dindirmek için 5. trende yaklaşık 1600 ton insani yardım sevk ediliyor." bilgisini verdi.