Duhan Suresi okunuşu ve meali! Duhan Suresinin fazileti ve anlamı nedir?
ABONE OL

Duhan Suresi, Cuma günü okunacak sureler arasında yer almaktadır. Duhan Suresinde başlıca, Kur'an'ın indirilişi, müşriklerin ona karşı tutumu, Firavun ve halkının başlarına gelen azaplar, iyilerin ve kötülerin karşılaşacakları akıbet konu edilmektedir. Duhan Suresinin okunuşu, anlamı ve meali konusunda araştırma yapan müminler bir yandan da fazileti hakkında bilgi almak istiyor. Peki Duhan Suresinin fazileti ve anlamı nedir? İşte Duhan Suresi okunuşu ve meali

DUHAN SURESİNİN FAZİLETİ

Peygamber efendimiz Hz. Muhammed "Cuma akşamı Duhan Suresini okuyanın geçmiş günahları bağışlanır" buyurmuştur.

Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Her kim cuma gecesi Duhan Suresini, ona inanarak ve onun doğru olduğunu kabul ederek okursa, sabaha bağışlanmış olarak ulaşır."

Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Kim cuma gecesi Duhan Suresini okursa, o, sabaha bağışlanmış olarak ulaşır ve (ahirette) iri gözlü hurilerle evlendirilir!"

Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Cuma akşamı Duhan Suresini okuyanın geçmiş günahları bağışlanır."

Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Bir gece içerisinde Duhan suresini okuyanın geçmiş günahları affedilir."

Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Bir gece içerisinde (bir rivayette ise Cuma gecesinde) Duhan Suresini okuyana sabaha kadar 70.000 melek istiğfar eder (okuyan kimsenin günahlarının affedilmesi için Allah'a dua ederler)."

Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Her kim Duhan Suresini Cuma günü yahut gecesi okursa, Allah'u Teala o kimse için cennette bir köşk bina eder."

Bu sureyi her gün okuyan, kıyamet gününün korku ve dehşetinden korunur. Dünya hayatında da herkes tarafından sevilir.

Mahkemede kendisi hakkında yalancı şahitler tutulup, mahkum ettiririlmek istenen kişi, Duhan Suresinin 51-59. ayetlerini beyaz bir bez üzerine yazıp üzerinde taşımalıdır.

DUHAN SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU

Bismillahirahmanirrahim

1. Ha mim

2. Vel kitabil mübiyn

3. İnna enzelnahü fı leyletim mübaraketin inna künna münzirın

4. Fıha yüfraku küllü emrin hakiym

5. Emram min ındina inna künna mürsiliyn

6. Rahmeten mir rabbik innehu hüves semiy'ul aliym

7. Rabbis semavati vel erdı ve ma beynehüma in küntüm mukıniyn

8. La ilahe illa hüve yuhyı ve yümiyt rabbüküm ve rabbü abaikümül evveliyn

9. Bel hüm fı şekkiy yel'abun

10. Fertekıb yevme te'tis semaü bi dühanim mübiyn

11. Yağşen nas haza azabün eliym

12. Rabbenekşif annel azabe inna mü'minun

13. Enna lehümüz zikra ve kad caehüm rasulüm mübiyn

14. Sümme tevellev anhü ve kalu muallemüm mecnun

15. İnna kaşifül azib kaliylen inneküm aidun

16. Yevme nebtışül batşetel kübra inna müntekımun

17. Ve le kad fetenna kablehüm kavme fir'avne ve caehüm rasulün keriym

18. En eddu ileyye ıbadellah inni leküm rasulün emiyn

19. Ve el la ta'lu alellah innı atıküm bi sültanim mübiyn

20. Ve innı uztü bi rabbı ve rabbiküm en tercumun

21. Ve il lem tü'minu lı fa'tezilun

22. Fe dea rabbehu enne haülai kavmüm mücrimun

23. Fe esri bi ıbadı leylen inneküm müttebeun

24. Vetrukil bahra rahva innehüm cündüm muğrakun

25. Kem teraku min cennativ ve uyun

26. Ve züruıv ve mekamin keriym

27. Ve na'metin kanu fiyha fakihiyn

28. Kezalike ve evrasnaha kavmen ahariyn

29. Fema beket aleyhimüs semaü vel erdu vema kanu münzariyn

30. Ve le kad necceyna benı israiyle minel azabil mühiyn

31. Min fir'avn innehu kane aliyem minel müsrifiyn

32. Ve lekadıhternahüm ala ılmin alel alemiyn

33. Ve ateynahüm minel ayati ma fıhi belaüm mübiyn

34. İnne haülai le yekülün

35. İn hiye illa mevtetünel ula ve ma nahnü bi münşeriyn

36. Fe'tu bi abaina in küntüm sadikıyn

37. E hüm hayrun em kamü tübbeıv vellezıne min kablihim ehleknahüm innehüm kanu mücrimiyn

38. Ve ma halaknes semavati vel erda ve ma beynehüma laıbiyn

39. Ma halaknahüma illa bil hakkı ve lakinne ekserahüm la ya'lemun

40. İnne yevmel fasli mıkatühüm ecmeıyn

41. Yevme la yuğni mevlen ammevlen şey'ev ve la hüm yünsarun

42. İlla mer rahımellah innehu hüvel aziyzür rahıym

43. İnne şeceratez zekkum

44. Taamül esiym

45. Kel mühl yağlı fil bütun

46. Ke ğalyil hamiym

47. Huzuhü fa'tiluhü ila sevail cehıym

48. Sümme subbu fevka ra'sihı min azabil hamiym

49. Zuk inneke entel aziyzül keriym

50. İnne haza ma küntüm bihı temterun

51. İnnel müttekıyne fı mekamin emiyn

52. Fi cennativ ve uyun

53. Yelbesune min sündüsiv ve istebrakım mütekabiliyn

54. Kezali ve zevvecnahüm bi hurin ıyn

55. Yed'une fiha bi külli fakihetin aminiyn

56. La yezukune fiyhel mevte illel mevtetel ula ve vekahüm azabel cehıym

57. Fadlem mir rabbik zalike hüvel fevzül azıym

58. Fe innema yessernahü bi lisanike leallehüm yetezekkerun

59. Fertekıb innehüm mirtek

DUHAN SURESİ ANLAMI

Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla

Hâ Mîm.

Apaçık olan Kitab'a andolsun ki, biz onu mübârek bir gecede indirdik. Şüphesiz biz insanları uyarmaktayız.

Katımızdan bir emirle her hikmetli iş o gecede ayırt edilir. Eğer kesin olarak inanıyorsanız, Rabbinden; göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbinden bir rahmet olarak biz peygamberler göndermekteyiz. O hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

Ondan başka hiçbir ilâh yoktur. Yaşatır, öldürür. O, sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir.

Fakat onlar, şüphe içinde eğlenip duruyorlar. Göğün açık bir duman getireceği günü bekle.

(O duman) insanları bürür. Bu, elem dolu bir azaptır.

İnsanlar, "Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır, çünkü biz artık inanıyoruz" derler.

Nerede onlarda öğüt almak?! Oysa kendilerine (gerçeği) açıklayan bir peygamber gelmişti.

Sonra ondan yüz çevirdiler ve "Bu bir öğretilmiş, bu bir deli!" dediler. Biz bu azabı kısa bir süre kaldıracağız, siz de yine eski halinize döneceksiniz.

Onları o en şiddetli yakalayışla yakalayacağımız günü hatırla. Şüphesiz biz öcümüzü alırız.

Andolsun, onlardan önce Firavun kavmini sınamıştık. Onlara değerli bir peygamber (Mûsâ) gelmişti.

O şöyle demişti: "Allah'ın kullarını (esaret altındaki İsrailoğullarını) bana teslim edin. Çünkü ben güvenilir bir peygamberim."

"Allah'a karşı ululuk taslamayın. Çünkü ben size apaçık bir delil (mucize) getiriyorum." ?19? "Şüphesiz ki ben, beni taşlamanızdan, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a sığındım."

"Bana inanmadınızsa benden uzak durun."

Sonra Mûsâ Rabbine, "Bunlar günahkâr bir toplumdur" diye seslendi.

Allah da şöyle dedi: "O halde kullarımı geceleyin yola çıkar, çünkü takip edileceksiniz."

"Denizi açık halde bırak." Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.

Onlar geride nice bahçeler, nice pınarlar bıraktılar.

Nice ekinler, nice güzel konaklar!

Zevk ve sefasını sürdükleri nice nimetler!

İşte böyle! Onları başka bir topluma miras bıraktık.

Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi.

Andolsun, İsrailoğullarını o alçaltıcı azaptan; Firavun'dan kurtardık. Çünkü o, haddi aşanlardan bir zorba idi.

Andolsun, onları, bir bilgi üzerine (dönemlerinde) âlemlere üstün kıldık. Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan mûcizeler verdik.

Bunlar (müşrikler) diyorlar ki: "İlk ölümümüzden başka bir ölüm yoktur. Biz diriltilecek değiliz."

"Eğer doğru söyleyenler iseniz atalarımızı getirin."

Bunlar mı daha hayırlı, yoksa Tübba' kavmi ile onlardan öncekiler mi? Onları helâk ettik. Çünkü onlar suçlu kimselerdi.

Biz, gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları, eğlenmek için yaratmadık.

Biz onları ancak hak ve hikmete uygun olarak yarattık. Ama onların çoğu bilmiyorlar.

Şüphesiz, hüküm günü, hepsinin bir arada buluşacağı zamandır.

O gün dostun dosta hiçbir faydası olmaz. Kendilerine yardım da edilmez. Yalnız, Allah'ın yardım ettiği kimseler bunların dışındadır. Şüphesiz O mutlak güç sahibidir, çok merhamet edendir.

Şüphesiz, zakkum ağacı, günahkarların yemeğidir.

O, maden eriyiği gibidir. Kaynar suyun kaynaması gibi karınlarda kaynar.

(Allah görevli meleklere şöyle der:) "Tutun onu, cehennemin ortasına sürükleyin."

"Sonra başının üstüne kaynar su azabından dökün."

(Deyin ki:) "Tat bakalım! Hani sen güçlüydün, şerefliydin!?"

"İşte bu şüphelenip durduğunuz şeydir!"

Allah'a karşı gelmekten sakınanlar ise güvenli bir yerdedirler.

Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar.

İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyinerek karşılıklı otururlar.

İşte böyle. Ayrıca onları iri siyah gözlü hurilerle evlendirmişizdir.

Orada güven içinde her türlü meyveyi isterler.

Orada ilk ölümden başka bir ölüm tatmazlar. Allah onları cehennem azabından korumuştur.

Bunlar Rabbinden bir lütuf olarak verilmiştir. İşte bu büyük başarıdır.

(Ey Muhammed!) Biz Onu (Kur'an'ı) senin dilinle kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar.

Artık sen (onların başına gelecekleri) bekle; onlar da beklemektedirler.

Talak Suresi 7. ayetin fazileti nedir? Talak suresi 7. ayet okunuşu ve anlamı