'Ermeniler, öldürdükleri  Türklerden bahsetmiyor'
ABONE OL
Demografi tarihçisi McCarthy, Balkanlar'daki Müslüman nüfusun durumunu, Ermeni meselesini ve Ortadoğu'daki gelişmeleri AA muhabirine değerlendirdi.

Prof. Dr. McCarthy, Balkanlar'da Müslümanlara yapılanların tarihte insanlığa karşı işlenmiş en büyük suçlardan biri olduğunu belirtti. Balkanlar'da Müslüman nüfusa karşı uygulanan baskının ve insanların göçe zorlanmasının 1980'lerden önce başladığını söyleyen McCarthy, 'Osmanlı-Balkan halkına karşı baskı ve şiddet, 18. yüzyılın başında daha çok Rusların yardımıyla Sırplar tarafından uygulanmaya başladı. Balkan Savaşları ile Müslüman nüfusun yüzde 27'si öldü, geri kalanın 4'te 3'ü ise mülteci kamplarında yaşamak zorunda kaldı' ifadelerini kullandı.

Balkanlar'ın batısında Arnavutlar, doğusunda Türkler olmak üzere Müslümanların yoğunlukta olduğunu vurgulayan McCarty şunları söyledi:

'Şimdi buralarda Sırplar, Bulgarlar ve Yunanlar yaşıyor. Bu insanlar artık burada yaşayamıyor; bu, insanlığın başına gelen en acı olaylardan biri. Bunu kimse bilmiyor ya da konuşmuyor, halbuki bizim bundan dersler çıkarmamız lazım. Çıkaracağımız ders de şu; Hristiyan ölümleri kadar Müslüman ölümleri de önemli. Herkese aynı şekilde yaklaşılıp değerlendirme yapılmalı ve tarihe önyargıyla yaklaşılmamalı. Balkanlar'daki sorunların temelinde, belli milletlere uygulanmış baskı, göçe zorlama ve bunun doğurduğu 'etnik nefret' yatıyor. Bunu bilmezsek düşmanımızla savaşamayız.'

-'Ermeniler, öldürdükleri Türklerden bahsetmiyor'

Ermeni soykırımı iddialarına objektif yaklaşımları ile bilinen McCarthy, Ermeni meselesini şöyle değerlendirdi:

'Tarihte doğrular olduğu gibi, insanların doğru olarak inandığı şeyler de var ve çoğu zaman insanların tarihte oldu dediği şeyler aslında gerçekleşmedi. Ermeniler Türkleri 'katil' olarak tanımlıyor ancak kendi öldürdükleri Türklerden hiç bahsetmiyor. Bu yüzden tarihte gerçekten olanlarla insanların inandıklarını birbirinden ayırmamız lazım.'

-'Emparyalizm terör üretir'-

Suriye'deki olayları demografik açıdan değerlendiren Prof. Dr. McCarthy, ülkedeki sorunu Fransız işgali sonrasında iktidarın azınlıktaki Alevilere bırakılması ve Sünni çoğunluğun baskı altına alınmasının doğal bir sonucu olarak değerlendirdi. McCarthy konuyla ilgili şunları söyledi:

'Suriye'deki sorun emparyalizmin bir sonucu. Emparyalizm; terörizm, yıkım ve ölümlerle sonuçlanır. İktidarda bulunan Nusayri azınlık, Sünni çoğunluğa neredeyse hiçbir hak vermedi. Sünniler kendilerini kalkındırma ve dini fikirlerini açıklama gibi temel haklardan mahrumdu ve bu durum zamanla patlak verdi. Suriye'de ve Ortadoğu'da olanlar emparyalizmin sonuçlarıdır.'

Prof. Dr. McCarthy, Ortadoğu'daki değişim rüzgarının demografiye etkisinin sorusuna, 'Ortadoğu'da iki sorun var: Biri su, ikincisi çocuk sayısı. Özellikle çatışmanın sürdüğü Suriye'de ve insanların yaşam alanı olmadığı Filistin'de 15 yaş altı çocuk sayısı çok yüksek. İnsanlar ya çatışma altında ya da işgal altında. Üstelik başka bölgelere göç etme şansları da yok ve topraklarında savaş devam ediyor. Bu çocuklar büyüyecek ve çocuk sahibi olacak, sayı daha çok artacak ve durum daha karmaşık bir hal alacak' şeklinde cevap verdi.

-'Arap ülkeleri Türkiye'yi örnek almalı'

Türkiye'nin nüfus politikasını da değerlendiren Prof. McCarty, 'Türkiye'nin daha önce yüz milyon nufusa sahip olma hedefi vardı fakat devlet uyguladığı nüfus politikasıyla bu sayıyı düşürdü. Çünkü 100 milyon nüfusa sahip olmak istiyorsanız bunun tamamı zengin ve eğitimli olmalı, aksi takdirde bu nüfus ülke için olumsuz sonuçlar da doğurabilir. Ben Türkiye'nin nüfus politikasını değiştirerek doğru bir karar verdiğini ve ekonomik anlamda başarılı olduğunu düşüyorum. Ancak Arap dünyası için durum aynı değil, Arap ülkeleri bu konuda Türkiye'yi örnek almalı' diye konuştu.