Altınöz, Erbakan'ın vefatının 11'inci yılı dolayısıyla AA muhabirine, babasının çok özel bir insan olduğunu, her zaman örnek gösterilecek hareket ve davranışlar sergilediğini söyledi.
Erbakan'ın ibadetler ve çeşitli davranışlar konusunda kendilerine hiçbir zaman baskı yapmadığını belirten Altınöz, "Evde hep güler yüzlüydü, bağırmaz, sesini yükseltmezdi. Hiçbir zaman evde özel işlerle ilgili bizi sıkıntıya düşürecek davranışlarda bulunmazdı. Annemiz için de bu geçerliydi. Erbakan Hoca'nın evde 'Bu yemeğin tuzu az olmuş, bu iyi pişmemiş, keşke bundan yemeseydik' veya 'Gömleğimin düğmesi neden yok' gibi hiçbir davranışıyla karşılaşmadık. Sadece bir şey yapılmasını isterse 'Bugün şunu yaparsanız iyi olur' derdi." diye konuştu.
- "AKRABALARINI MUTLAKA ARAR, HATIRLARINI SORARDI"
Babasının yoğunluk nedeniyle ailesine ve akrabalarına zaman ayırma şansının pek olmadığını ifade eden Altınöz, "Çünkü sürekli buluşmalarda, gezilerde ve şehir dışındaydı. Ama bizlerle birlikte olduğu zamanları mutlaka en güzel şekilde değerlendirirdi. Akraba ilişkilerine de çok önem verirdi. Yaşları küçük dahi olsa bütün akrabalarını mutlaka arar, hal ve hatırlarını sorardı. Onların bir sıkıntısı varsa bunlarla ilgilenirdi." ifadesini kullandı.
12 Eylül ve 28 Şubat süreçlerini birlikte yaşadıklarını aktaran Altınöz, bu süreçte de babasının kendilerine yönelik herhangi bir olumsuzluk yansıtmadığını söyledi. Altınöz şöyle devam etti:
"Tabii ki biz basını takip ediyoruz, ülkenin gündemini takip ediyoruz, ortada olağanüstü bir durum var. Bunlar bizi etkiledi ama şahsi olarak babamızın ailemize yansıttığı hiçbir durumla karşılaşmadık. O zaman derdi ki 'Olanda hayır vardır, mutlaka hayırlı bir yere varacaktır' derdi. 28 Şubat'taki olaylı MGK toplantısı sonrasında eve geldiğinde babamızı yüzündeki her zamanki tebessümüyle gördük. 'Ne oluyor, ortalık birbirine girdi' dedik. Erbakan Hoca'mız 'Bir şey olduğu yok canım' deyip geçmişti. Yani bu kadar olayları büyütmeyen ve yansıtma noktasında da bunu en güzel şekilde tolere eden bir insandı."
Erbakan'ın 28 Şubat darbesi sonrası siyasi yasaklı olması nedeniyle çalışmalarının sekteye uğradığının anımsatan Altınöz, "Bu süreçte babamızla daha fazla bir arada olma imkanı bulduk. Ama hiçbir zaman durmadı, 'Ben siyasi yasaklıyım, tamam, ben artık şu kadar süre evimde oturacağım' gibi bir şey olmadı. O her zaman faaliyetlerine imkanlar ölçüsünde devam etti." ifadelerini kullandı.
Erbakan'ın her anının anlatılmaya değer olduğunu aktaran Altınöz, "Erbakan Hoca'mız her zaman şunu söylerdi, 'Cenab-ı Allah'ın rızasından sakın ayrılmayın, Cenab-ı Allah'ın rızası neredeyse mutlaka hayır oradadır, bunun dışına çıkmayın'. Yani Erbakan Hoca'mız tam bir teslimiyet örneğiydi. Her zaman şahsi menfaatlerin önünde hep milletin, ümmetin ve insanlığın menfaatini tutmasını son nefesine kadar hep bize öğütledi." diye konuştu.
- "OĞLUNDAN AYIRMAZDI"
Necmettin Erbakan'ın damadı Mehmet Altınöz ise kayınpederinin kendisini oğlundan ayırmadığını dile getirdi.
Birçok seyahate beraber çıktığı Erbakan'ın bundan çok memnun olduğunu söyleyen Altınöz, "Erbakan Hoca'mız çok asil bir insandı. Erbakan Hoca sadece bana ve evladına değil, etrafındaki insanlara karşı da gerçekten çok müşfik, babacan bir insandı." dedi.
Erbakan'ın damadı olmanın kendisi için şeref olduğunu vurgulayan Altınöz, "Erbakan Hoca'nın damadı denildiği zaman adeta Erbakan'ın yerine koymak suretiyle bize saygı gösteriliyor. İnsanlar boynumuza sarılıyor, Erbakan Hoca gelmiş gibi bir muamele yapıyorlar." şeklinde konuştu.
Elif Erbakan'la evlendikten sonra Necmettin Erbakan ve Fatih Erbakan'ın da dairesinin olduğu apartmanda yaşamaya başladığını bildiren Altınöz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bir aile konutudur burası. Genel Başkanımız Sayın Fatih Erbakan ve Elif hanımla birlikte yaklaşık 20 yıldır burada yaşıyoruz. Erbakan Hoca'mız vefat edene kadar burada, bu apartmanda birlikteydik. Alt katta oturuyordu Erbakan Hoca'mız. Evimize geleceği zaman yarım saat önce büyük bir kutu içerisinde çikolata ve çiçek gönderirdi. Aynı apartmanda oturmamıza rağmen her ziyaretinde muhakkak bu jesti yapardı. Çok güzel bir incelik, bunu hiçbir zaman unutmuyorum."
Erbakan'ın insanlara büyük saygı duyduğuna işaret eden Altınöz, "Bir gün Erbakan Hoca'nın evine ziyarete gitmiştim. Oturma odasında gazete okurken Erbakan Hoca'mız yatak odasından mutfağa doğru geçerken beni gördü. Sonra döndü, pijamasını değiştirdi tekrar geldi. Yani böylesine ince noktalarda çok hassasiyet gösteren bir insandı." dedi.