Öðrencilik döneminde tanýþtýðý örgüte 12 yýl hizmet eden mahrem imam, 15 Temmuz darbe giriþiminden sonra gözaltýna alýndý. Etkin piþmanlýktan yararlanarak itirafçý olan mahrem imam, örgütün suç teþkil eden faaliyetlerini, 15 Temmuz'a giden süreçte yaþadýklarýný ve etkin piþmanlýktan yararlanma sürecini AA'ya anlattý.
SORU: Mahrem yapýnýn konusu suç teþkil eden faaliyetleri nelerdir?
CEVAP: "Mahrem yapýnýn Bilgi Ýþlem Malumat (BÝM) faaliyetleri çok önemli. Bu kapsamda yaptýðý iþlerin tamamý suç. Casusluk ile alakalý herhangi bir þahitliðim olmadý fakat menfi olarak adlandýrdýðýmýz personel ile alakalý fiþleme faaliyetleri hep vardý. Buradaki kriter cemaat düþmaný olup olmamanýz. 5 vakit namaz kýlýyor olsanýz bile eðer cemaate karþý bir düþmanlýðýnýz varsa siz menfisinizdir. Ana kriter bu. Özellikle 17-25 Aralýk sürecinden sonra bir konsept geliþtirdi örgüt. Dedi ki 'Bir kiþi 5 vakit namaz kýlýyor olsa bile, eðer bizi sevmiyorsa bize düþmansa o kiþi menfidir.' O tarihten sonra bu konsepte göre faaliyetler yapýldý ve menfi, hedef menfi, süper menfi gibi birtakým kategoriler üretilerek insanlar hakkýnda faaliyetler yapýldý.
Sahte ihbar mektuplarý özellikle Ergenekon ve Balyoz sürecinde çok yoðun kullanýlan bir faaliyet. Onun dýþýnda biz bu faaliyeti nerede kullandýk? Hedef menfi, menfi olarak kodladýðýmýz personel ile alakalý, onu teþkilattan, çalýþtýðý kurumdan bir þekilde uzaklaþtýrmak, komutanlarý ve kamuoyu nezdindeki itibarýný zedelemek amacýyla veya terfi almasýný engellemek maksadýyla kendisiyle ilgili kurumlara içerikler üretip, birtakým mektuplarýn gönderilmesi... Bu mektuplarýn içeriklerinde bahsedilen konular doðru bile olsa, bunlarýn ifþa edilmesi veya kamuoyuna yansýtýlmasý yasalara göre de suç. Özel hayatýn gizliliði ilkesini ihlal anlamýna geliyor. Bunlarýn yapýlmasý mevcut yasalarýmýza göre suç. Bana daha önce de soruldu; 'Bu ihbar mektuplarýnda yalan yanlýþ veya iftiraya varan ifadeler oluyor muydu?' diye. Bu ihbar mektuplarýnda iftira veya yalan ibareler olmuyordu diyemem. Buradaki sakýncalý olan durum, insanlarýn özel hayatlarý ile veya iþlediði suç ile alakalý bu þekilde ifþa edilip, itibarsýzlaþtýrýlmalarý. Onlara bir þekilde zarar verilmeye çalýþýlmasý bence tartýþýlmalý ve bence sakýncalý taraf bu."
SORU: 17-25 Aralýk'tan sonra gizlilik faaliyetleri kapsamýnda nasýl deðiþiklikler oldu?
CEVAP: "17-25 Aralýk'tan sonra jandarma yapýsýnda irtibat süreleri uzadý. Görüþtüðümüz personel ile önceden haftada bir görüþüyorsak 15 günde bir veya ayda bir þeklinde uzadý. Daha dikkatli olunmasý þeklinde telkinde bulunuyordu baþýmýzdaki aðabeylerimiz. Özellikle iletiþim ile alakalý 'Aman dikkat edin, burasý bizim yumuþak karnýmýz, bir darbe yiyeceksek buradan yiyeceðiz' deniliyordu. O da öyle oldu zaten. Gerek ByLock'un bu þekilde binlerce insana yükletilir tabana yayýlmasý, gerek bu ankesör meselesi cemaatin en çok baþýný aðrýtan konu oldu.
17-25 Aralýk'tan sonra hükümet ile yapý arasýndaki kavga baþladýktan sonra sulandýrma faaliyetleri dediðimiz birtakým faaliyetler yapýldý. Bunlarýn bir kýsmýna þahit oldum. Örgüt ile hiçbir alakasý olmayan askeri personel ile alakalý, CÝMER veya BÝMER'e ihbar mektuplarý yöntemiyle paralel yapýya mensup diye diðer dini cemaatlere yakýn olduðu bilinen insanlarla alakalý ihbar faaliyetleri yapýldý. Ýnsanlar sanki paralel yapý üyesiymiþ gibi ihbar edildi. Sulandýrma yapýlarak hedef þaþýrtma yönünde bir yöntem. Algýyý baþka yöne çekme veya paralel yapý safsatasýný boþa çýkarma faaliyeti gibi çalýþmalar yapýldý. Diyelim ki þahýs, ülkücü birisi veya AK Partili veya herhangi bir partiye yakýnlýðý var, bu þahsý siz paralel yapý mensubu diye birtakým yerlere ihbar ediyorsunuz. Bu kiþi ile alakalý bir iþlem yapýldýðýnda aslýnda o þahsa zarar vermiþ oluyorsunuz, kolluk kuvvetlerini veya devleti de gereksiz yere meþgul ederek zaman kazanýyorsunuz. Bu sulandýrma faaliyetlerinden birçok insanýn caný da yandý. Kendilerini ifade etmekte zorlandýlar. Birçok insanýn maðdur olduðunu düþünüyorum."
SORU: 15 Temmuz darbe giriþimini nasýl öðrendiniz? Darbe giriþimi baþlamadan önce size gelen bir mesaj oldu mu? O gece ne yaptýnýz?
CEVAP: "15 Temmuz'dan bir hafta önce baþýmdaki sivil mahrem aðabeyim, kullandýðýmýz iletiþim programýndan 'Hocam görüþebilir miyiz? Önemli.' diye mesaj attý. Görüþme yerine gittim, buluþtuk. Kendisi bana askeri personeli kast ederek 'Görüþtüðümüz arkadaþlara bir mesajýmýz var, iletmemiz gerekiyor, acil.' dedi. Bir problem mi var diye sordum. 'Ýþ ile alakalý. Bir askeri personel onu arayacak. Arayan þahsa karþý olumlu olsunlar. Yokuþ yapmasýnlar.' dedi. Ben de çok sorgulamadým.
13 Temmuz Çarþamba günü memlekete gitmeyi planlýyordum. Kendisine bunu söylediðimde bana 16'sýnda gibi gidelim, önemli bir görüþmemiz olabilir dedi. Gidiþ tarihimi ayýn 16'sýna ertelemiþ oldum. Akþam herkesin öðrendiði gibi medya üzerinde Boðaziçi Köprüsü'nün tutulduðunu, birtakým faaliyetler olduðunu televizyondan takip ettim. Baþbakan Binali Yýldýrým bir açýklama yaptý 'Kalkýþma var' þeklinde. O dönemki adýyla cemaati, bizi iþaret etti ve suçladý. Saat 00.00 veya 01.00 gibi Cumhurbaþkaný'nýn bir açýklamasý oldu. Ben bu açýklamadan sonra endiþelendim ve baþýmdaki aðabeye kullandýðýmýz iletiþim programýndan mesaj attým. Kendisine aðabey nedir bu durum, bizi suçluyorlar þeklinde sorgulayýcý þeyler yazdým. Kendisi saat 02.00'da dönüþ yaptý. 'Fetih Suresi'ni okuyalým, dua edelim' dedi. 'Tamam okuyalým da ne oluyor' diye sordum. 'Ya tamamen yok olacaðýz ya da ...' diye bir mesaj gönderdi. Ben bu mesajý görünce bayaðý bir korktum ve endiþelendim. Ondan sonra da zaten bana bir þey yazmadý. Sabaha kadar süreci takip ettim."
SORU: Darbe giriþiminden sonraki günler neler yaþadýnýz?
CEVAP: "Akrabalarýmý ve ailemi memlekete gönderdim. Bir gün sonra da ben memlekete gittim. 22 Temmuz'a kadar memlekette kaldým, sivil mahrem aðabeyle iletiþim kurmaya çalýþtým ama kuramadým. 22 Temmuz'da çalýþtýðým kurumdan telefon geldi, açýða alýndýðým teblið edildi. Teblið tebellüð belgesini imzalamak için tekrar Ýstanbul'a geldim. Ýstanbul'a geldiðim 23 Temmuz'da kendisine yine mesaj attým kullandýðýmýz iletiþim programýndan ve bana döndü. 15.00 sýralarýnda Kartal Köprüsü'nde görüþtük. Yazdýðý mesajýn ne anlama geldiðini, görüþtüðüm askeri personelin aranmasý meselesiyle alakasýnýn olup olmadýðýný, bu çocuklarýn niçin arandýðýný, 15 Temmuz ile baðlantýsý olup olmadýðý gibi onlarca soru sordum ama aydýnlatýcý bilgiler vermedi. 'Hayýr, bizim böyle bir iþle alakamýz yok, olamaz zaten. Bunu düþünmeniz bile akla ve mantýða aykýrý.' gibi bir ifade kullanmadýðý gibi verdiði cevaplar beni tatmin etmedi.
Onun bir üstündeki, bizim hiyerarþik yapý içinde Marmara temsilcisi diye bildiðimiz aðabey ile görüþme talebim oldu benim pozisyonumda olan bir baþka arkadaþla birlikte. Biz dedik ki 'Rahatsýzýz bu durumlardan. 26-27 Temmuz gibi tekrar bir araya geldik. 4 kiþi toplandýk. Ayný sorularý ona da ilettim. O da ayný þekilde sorularýma tatminkar cevaplar vermedi. Vermediði gibi garip ifadeler kullandý Uhud Savaþý örneðini vererek garip açýklamalar yaptý. Bu þu demekti, 'Evet bir olay var ve bu olay bir istiþare kararý' gibi bir açýklama yaptý. Bu bende çok ciddi bir þok etkisi yarattý. Böyle bir þey nasýl olur? Bu çocuklar arandýysa kim aradý? Nereye yönlendirildi? Yaþýyorlar mý? Toplum infiale gelmiþ, ülke alt üst olmuþ her þey. Bunlarý sordum kendisine. 'Kesinlikle bizim ne baðlantýmýz olabilir' veya þu an örgütün geliþtirdiði bir þey var ya 'Bize kumpas kuruldu' deniliyor. Onu bile söylemedi bize. Hatta evimi deðiþtirmemi, korkmamam gerektiðini, gerekirse maddi yardým yapýlabileceðini söyledi. 'Bu hizmet hiç kimseye borçlu kalmaz' gibi bir ifade kullandý. Ben de evimi taþýmayacaðýmý ve býraktýðýmý söyledim. O mahrem yapý içinde bulunduðum 12 yýllýk süre içinde ilk defa baþýmdaki kiþi ile bu þekilde diyaloða girmiþ oldum. Kendisi beni ikna etmeye çalýþtý ama oradan ayrýldým. Daha önce ulaþamadýðým aðabeyler, o iletiþim programý üzerinden beni aramaya baþladýlar. Hatta gözaltý durumu olursa nasýl davranmam gerektiði hakkýnda kýlavuz gönderiliyordu. Ýnkar ile alakalý talimatlar ve talepler vardý o kýlavuzlarda."
SORU: Gözaltýna alýnma süreciniz nasýl gerçekleþti?
CEVAP: "17 Aðustos günü gözaltýna alýndým. Vatan Emniyete götürüldüm. Gelen gözaltý evrakýnda bana baðlý olarak faaliyette bulunan iki sivil öðretmen arkadaþýn ve iki askeri personelin ifadeleri olduðu yazýlýydý. Emniyete gittiðimde ilk baþta bu þahýslarý tanýmadýðýmý ifade ettim. Gözaltýna alýndýktan iki gün sonra görüþtüðümüz askerlerden biri ile muayeneye giderken otobüste karþýlaþtýk. Bu askeri personelin, o ana kadar neler yaþadýðýný bilmiyordum. 15 Temmuz günü arandýðýný, arayan kiþinin Sabiha Gökçen Havalimaný Jandarma Karakol Komutaný Dursun Þimþek olduðunu ve çaðýrdýðýný ifade etti. Gittiði karakola, baþka yerlerden de askeri personel geldiðini, akþam 21.00 gibi Dursun Þimþek isimli karakol komutanýnýn tüm personeli bir yerde toplayýp 'TSK yönetime el koydu, emir bekliyoruz, bize deðer görev tevdi edilirse ona göre hareket edeceðiz. Silahý olmayan silah ve mühimmat alsýn' þeklinde emir verdiðini anlattý. Bu askeri personel ve birkaç kiþi bu emre önce itaat etmiyorlar ama daha sonra bu karakol komutaný bunlarý tehdit ediyor. Bunlarý mahkeme safahatýnda da þahitlerle de öðrenmiþ oldum.
Sabaha kadar orada herhangi bir çatýþma olmuyor. Sabiha Gökçen nizamiyesinde karacýlar ile polis çatýþýyor fakat jandarma karakolunda herhangi bir çatýþma olmuyor. Görüþtüðümüz askeri personeller sabaha doðru karakoldan ayrýlýyorlar. Ayrýlýrken karakol komutaný bunlarý görüyor, 'Burada yaþadýklarýnýzý unutun' þeklinde tehditte bulunuyor. Personeller kendi imkanlarýyla evlerine dönüyor. Evlerine döndükten sonra mesaisi olanlar mesaiye baþlýyor. Bu iki askeri personel endiþe edip 13-14 Aðustos tarihlerinde kendileri gidip baþlarýndaki komutanlarýna yaþadýklarýný anlatýyorlar. Komutanlar Ýstanbul Emniyet Müdürlüðünü arayarak, bu iki personeli teslim ediyor. Bu askeri personellerin verdiði ifadelere istinaden altýmdaki iki sivil öðretmene ulaþýlýyor. Sivil öðretmenler de etkin piþmanlýktan faydalanýp benim ismimi veriyorlar. Toplamda 4 þahsýn teþhisi ile bana ulaþýlýyor. 17 Aðustos'ta da gözaltý iþlemim gerçekleþtirilmiþ oluyor. Ben bu olaylarý, bu arkadaþ bana anlatmadan önce bilmiyordum. Daha sonraki süreçte etkin piþmanlýktan yararlanmaya karar verdim ve bildiklerimi kollukla paylaþtým."
SORU: Darbe giriþimi sýrasýnda örgüt üyelerini motive edici yönlendirmeler yapýlýyor muydu?
CEVAP: "O gece askeri personel ile irtibatým yoktu. Öncesinde bu mesajý iletmem istendi. Bu mesajý 2 personele ilettim. Ondan sonraki süreçte bu personel ile görüþmedik."