Cumhurbaþkanlýðý Ýletiþim Baþkaný Altun, Ýletiþim Baþkanlýðý Konferans Salonu'nda düzenlenen "The Lies of Israel (Ýsrail'in Yalanlarý) Lansmaný ve Paneli"ne katýldý.
Konuþmasýnýn baþýnda 29 Ekim Cumhuriyet Bayramý'ný bir kez daha tebrik eden Altun, "Cumhuriyet'imizin 101'inci yýlýný kutluyorum. Ülkemizin devletiyle, milletiyle daha nice 100 yýllara eriþmesini, ilelebet payidar olmasýný Yüce Allah'tan niyaz ediyorum. Bu bayrama malumunuz, buruk bir þekilde girdik. Geçtiðimiz hafta TUSAÞ'a, TUSAÞ'ýn fedakar çalýþanlarýna gerçekleþtirilen menfur terör saldýrýsýnda 5 vatandaþýmýz þehit oldu, 22 vatandaþýmýz da yaralandý. Þehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralýlarýmýza acil þifalar diliyorum. Milletimizin de bir kez daha baþý sað olsun." ifadelerini kullandý.
Ýsrail'in, Gazze baþta olmak üzere Türkiye'nin yakýn coðrafyasýnda yaymaya çalýþtýðý terör dalgasýný masaya yatýrmak için bir araya gelindiðini söyleyen Altun, þöyle devam etti:
"Ýsrail, Ýkinci Dünya Savaþý'nýn hemen ardýndan Filistin çevresindeki iþgal faaliyetlerinde korku ve þiddet metotlarýný uyguladý, uygulamaya devam ediyor. Tarih bize bu hakikati açýk ve net bir þekilde gösteriyor. Dünyaca ünlü Yahudi tarihçi Ýlan Pappe süreci þöyle tasvir etmektedir, 'Þiddetin kaynaðý ne Ýran politikasý, ne Hamas'ýn eylemleridir. Þiddetin kaynaðý Ýsrail'dir, bunlarýn hepsi tepkidir. Þiddetin kaynaðý, Filistin ülkesinin siyonizm tarafýndan zorla ele geçirilmesidir. Filistin'in mülksüzleþtirilmesidir, mülksüzleþtirilmenin devam etmesidir.' Gerçekten Ýsrail'in Filistin'i iþgali tarihin en uzun süren terör süreçlerinden biridir.
9 Nisan 1948'e bakalým. Bu tarihte, Ýsrail'in kuruluþ sürecinde de birçok kanlý eylemin faili olan Stern ve Irgun terör-çeteleri Deir Yasin köyünde 254 kiþiyi hunharca katletti. Deir Yasin Katliamý, Ýsrail'in gerçekleþtirdiði en bilinen katliamlardan birisiydi. Maalesef o günlerden bugüne deðiþen tek þey, Ýsrail saldýrganlýðýnýn boyutundaki artýþtýr. Ýsrail'in bu saldýrganlýðý özellikle son dönemde öyle boyutlara ulaþtý ki maalesef, bu tehlikeli boyut sadece sýnýrlý bir bölgeyi deðil Orta Doðu barýþýný ve dolayýsýyla dünya barýþýný tehdit eder hale geldi. Türkiye olarak baþýndan beri dikkat çekiyoruz. Her þeyden önce Ýsrail Gazze'deki soykýrýmý, zulüm ve vahþeti, bütün bir Orta Doðu bölgesine yaymaya çalýþýyor."
ABD'de siyonizm karþýtý bir Yahudi olan ve Ýsrail eleþtirileri sebebiyle üniversitedeki görevine son verilen Profesör Maura Finkelstein'in "Ýsrail'in sadece tüm Filistin'i sömürgeleþtirmek istemediðini ayný zamanda Lübnan'a, Suriye'ye ve Sina'ya girmek istediðini ve bu niyetini her zaman açýkça belirten soykýrýmcý, yerleþimci bir sömürge devleti" olduðu sözlerini aktaran Altun, "Bu konuda baþta bölge ülkeleri olmak üzere tüm dünyanýn dikkatini daha çok çekmek ve Ýsrail'in saldýrganlýðýný küresel barýþ iradesi karþýsýnda mahkum ederek engellemek artýk son derece acil bir gereklilik halini aldý." ifadelerini kullandý.
Altun, Ýsrail'in bölgede hiçbir insani ve vicdani sýnýr tanýmayan vahþetinin, halihazýrdaki uluslararasý gerginlikleri ve politik çatlaklarý daha da büyütme riski taþýdýðýný vurgulayarak, "Bu noktada gerek bölgesel seviyede gerekse küresel seviyede Ýsrail'i durdurmak için çok daha yoðun bir mesai harcamak, Ýsrail'in saldýrganlýðýný sebep ve sonuçlarý itibarýyla uluslararasý toplumun gündemine daha fazla taþýmak son derece önemli hale gelmiþ durumda." dedi.
Türkiye olarak Ýsrail'le ilgili bazý gerçekleri uluslararasý toplum nezdinde açýkça dile getirmekten asla çekinmediklerini anýmsatan Altun, þunlarý kaydetti:
"Týpký Sayýn Cumhurbaþkaný'mýzýn söylediði gibi 'Türkiye, bir insanlýk cephesi kurmak için' bugüne kadar yoðun gayret sarf etti ve etmeye de devam ediyor. Fakat küresel sistemin de bu konuda ivedilikle bir zihniyet ve paradigma deðiþikliðine gitmesi gerektiðini hepimiz görüyoruz. Ýsrail, çok açýk ve net bunu vurgulamak durumundayýz, her þeyden önce istilacý ve iþgalci bir yapý. Ýþgal ettiði Filistin topraklarýna çöreklenmiþ suni bir yapý. Güvensizliðinin kaynaðý da komþu ülkelere yönelik saldýrýlarýnýn nedeni de bu yapaylýk, sunilik ve korku. Ýsrail son bir yýldýr, geleceði hesaba katmadan, gelecekte kendini daha zor duruma sokacak bir nefretle Filistin'e insanlýk tarihinin en acýmasýz saldýrýlarýný düzenliyor, açýk ve net bir soykýrým uyguluyor.
Gazze'deki Þifa Hastanesi doktoru sayýn Fadia Malhis de konuþmalarýnda bu acýmasýzlýðý detaylarýyla dile getirdi. Üzerine söylenecek söz yok fakat size Ýsrail vahþetinin boyutlarýnýn sayýlara nasýl yansýdýðýný anlatmak istiyorum. Ýsrail Gazze'de 7 Ekim 2023'ten bu yana 85 bin 500 ton bomba kullandý, 786'sý bebek, 17 bin 240'ý çocuk, 11 bin 742'si kadýn, 43 bini aþkýn Filistinliyi katletti. Ýsrail'in katlettikleri arasýnda 1047 saðlýk çalýþaný, 85 sivil savunma görevlisi ve hakikatin sesini duyurmaya çalýþan, dünyaya ne olup bittiðini açýk ve net bir þekilde, korkusuzca haykýrmaya çalýþan 177 gazeteci de var."
Gazze'de enkaz altýnda en az 10 bin cenazenin olduðunun tahmin edildiðini söyleyen Altun, Ýsrail'in, 150 bin konutu tamamen yýktýðýný, 126 okul ve üniversite, 814 cami, 3 kilise ve 36 spor tesisin de bu yýkýlan yapýlar arasýnda olduðunu belirtti.
Altun, Ýsrail'in gýda ve saðlýk ihtiyacýný bir silaha dönüþtürdüðünü anlatarak, Ýsrail'in saldýrýlarý yüzünden Gazze'de 3 bin 500 çocuðun açlýk nedeniyle ölüm riskiyle karþý karþýya olduðunu söyledi.
Geçen hafta Ýsrail'in, Gazze'de Kemal Udvan Hastanesini iþgal ettiðini ve hastane müdürü Dr. Husam Ebu Safiyye, doktorlar ile hastane çalýþanlarýný esir aldýðýný hatýrlatan Altun, þöyle devam etti:
"Zulüm ile abad olunmayacaðýný biliyoruz ve bunu bildiðimiz için biz Türkiye olarak bu sistematik zulüm düzenine ilk günden itibaren karþý çýktýk. 'Dünya ne der?' demiyoruz. Vicdanýn sesi olarak Cumhurbaþkaný'mýzýn liderliðinde açýk ve net bir þekilde bu zulme, bu haksýzlýðý, bu soykýrýma ses çýkartýyoruz. Bu soykýrým bitsin diye gayret sarf ediyoruz. Cumhurbaþkaný'mýz, geçtiðimiz bir yýllýk süreçte hem bu çatýþmalarýn durmasý hem de iþlenen suçlarýn ifþasý ve yargýya taþýnmasý hem de yaþanan çatýþmalarýn bölgeye sýçramamasý için çok yoðun bir gayret sarf etti ve bu anlamda dünyada öncü bir rol üstlendi.
Sayýn Cumhurbaþkaný'mýz, o günden bu yana katýldýðý tüm toplantýlarda, yaptýðý görüþmelerde Ýsrail'in Filistinlilere yönelik soykýrýmýný gündeme getiriyor, soykýrýmýn durmasý için atýlmasý gereken adýmlarý muhataplarýyla açýk ve net bir þekilde paylaþýyor. Cumhurbaþkaný'mýz diplomatik giriþimlerle de yetinmiyor, ayný zamanda bu baðlamda Türkiye'nin atabileceði diðer bütün somut adýmlarýn atýlmasý yönünde de güçlü bir irade ortaya koyuyorlar. Nitekim, Türkiye olarak bu çerçevede Batýlý ülkelerin desteðiyle Filistin topraklarýnda soykýrýma giriþen Ýsrail ile ticareti tamamen durdurduk. Ýsrail'in yargýlandýðý Uluslararasý Ceza Mahkemesi'ndeki davaya müdahil olduk. Bunun da ötesinde, Türkiye olarak Ýsrail'in cürümlerini ortaya koyan somut delilleri uluslararasý kamuoyunun dikkatine sunduk."
Ýletiþim Baþkanlýðý olarak da Ýsrail'in yalan, dezenformasyon ve kurgu ürünü içeriklerle uluslararasý kamuoyunun desteðini alma çabasýna karþý ilk günden itibaren çalýþmalar yaptýklarýný belirten Altun, "Baþkanlýðýmýz bünyesinde yaptýðýmýz çalýþmalarla 250'yi aþkýn Ýsrail dezenformasyonunu tespit ettik, 6 dilde uluslararasý kamuoyunun dikkatine getirdik. Biz yalanýn deðil hakikatin hükümferma olmasýný en önemli vazifemiz addediyoruz. Bu idrakle hakikatleri Ýsrail'in ve destekçilerinin yüzlerine vurmaya, Filistin hakikatinin sesi olmaya ve bu sesi dünyaya duyurmaya devam edeceðiz." ifadelerini kullandý.
Altun, Türkiye'nin, Ýsrail'in Gazze'de uyguladýðý soykýrýma karþý siyasetten ekonomiye akla gelecek her alanda en sert tepkiyi gösterdiðini ve elindeki tüm enstrümanlarla soykýrýmý durdurmak için yoðun çaba sarf ettiðini vurgulayarak, kendilerinin de Ýletiþim Baþkanlýðý olarak Türkiye'nin bu tavrýnýn her aþamasýnda üzerlerine düþen vazifeyi yerine getirmeye çalýþtýklarýný söyledi.
Ýletiþim alanýnda her gün "Daha fazla ne yapabiliriz?' sorusunu kendilerine sorarak, harekete geçtiklerinin altýný çizen Altun, "Ýsrail lobisinin uluslararasý alanda konvansiyonel ve yeni medya araçlarý üzerinde kurduðu tahakkümü adým adým yýkmak için çaba sarf ediyoruz. Gerek lobiler marifetiyle gerek ekonomik ve siyasi baskýlarla Ýsrail'in yarattýðý iletiþimdeki dijital uçurumu da gayet iyi biliyoruz. Ýletiþim Baþkanlýðý olarak, bu uçurumu kapatmak ve bu uçurum sebebiyle ortaya çýkan adaletsizliklere son vermek için emek sarf ediyoruz." dedi.
Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan'ýn, 7 Ekim'de sosyal medya hesabýndan bir kýsa film yayýnladýðýný hatýrlatan Altun, þunlarý kaydetti:
"Uluslararasý destek ve beðeni alan bu videoda, herkese kendi çocuklarý tarafýndan yýllar sonra, 'Ýsrail soykýrým yaparken siz ne yapýyordunuz?' diye sorgulanacaklarýný hatýrlattýk. Ýþte biz vicdani sorumluluðumuzu yerine getirmek ve tabii ki ülkemizin bu konudaki siyasetini en güçlü þekilde desteklemek için çabalýyoruz. Hem fert hem de toplum olarak yýllar sonra bize, 'Ýsrail soykýrým yaparken siz ne yapýyordunuz?' sorusu sorulduðunda yüzümüz yere eðilmeden, 'Elimizden gelenin en iyisini yaparak ekonomiden siyasete, iletiþimden eðitime her alanda Ýsrail'in soykýrýmýna karþý çýkýyorduk.' diyeceðiz.
Bugün tanýtýmýný yaptýðýmýz, Ýsrail'in Yalanlarý Platformu da Ýletiþim Baþkanlýðýmýzýn nezdinde Türkiye Cumhuriyeti'nin hakikate ve adalete olan sadakatinin bir tezahürüdür. Bu platform, Ýsrail ve onu destekleyen güçlerin oluþturduðu dezenformasyonlara karþý adalet ve hakikatten yana tavýr alan bir iletiþim cephesidir. Ýsrail'in Yalanlarý Platformu, Ýsrail yalanlarýný ve dezenformasyonlarýný tespit etmekte, bunlarý 7 farklý dilde, belgelerle ifþa ediyor. Ýsrail'in Gazze'de iþlediði soykýrýmý meþru göstermek için yürüttüðü kötücül kampanyalarý dijital içerikler ve sosyal medya platformlarý aracýlýðý ile geniþ kitlelere ulaþtýracaðýz. Ýsrail'in Yalanlarý Platformu çok boyutlu bir veri tabaný olmasý sebebiyle önemli bir uluslararasý kaynak mahiyetindedir."
Altun, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nin (DMM) günlük olarak Ýsrail'in yalanlarýný ifþa etmek için ciddi bir performans ortaya koyduðunu ifade ederek, "Fakat biz istedik ki spesifik olarak Ýsrail'in artýk giderek büyüyen ve kendi cürümlerini meþrulaþtýrmak için kullandýðý yalanlarý arþivlensin ve uluslararasý alanda gerek bireyler için gerek haber merkezleri için kolay ulaþýlabilir bir hale gelsin. Biz bu yalanlarý ifþa ettikçe hakikate, insanlýðýn vicdanýna ve adalete hizmet etmiþ olduðumuza inanýyoruz." dedi.
Ýsrail'in Yalanlarý Platformu'nun, uluslararasý medya düzeninde büyük bir boþluðu dolduracaðýný söyleyen Altun, "Ýsrail'in Yalanlarý Platformu, Türkiye Ýletiþim Modelimizin uluslararasý yüzünü temsil eden kýymetli bir projedir. Ýsrail'in bir yalan makinesi gibi çalýþtýðý, tüm bu yalanlarý bilmesine raðmen uluslararasý aktörlerin birçoðunun ne yazýk ki hala Ýsrail'i desteklediði bir vasatta bu platformun öneminin daha da iyi anlaþýlacaðý kanaatindeyim. Bizim Ýsrail'in Yalanlarý gibi platformlarla Ýsrail zulmünü ifþa etmeyi kendimize vazife telakki etmemizin bir diðer sebebi de uluslararasý medyanýn bu iki yüzlü tutumudur." açýklamasýnda bulundu.
Altun, saldýrýlarýn baþladýðý günden bugüne Ýsrail'in aldýðý onca askeri ve siyasi desteðin yaný sýra uluslararasý medya tarafýndan da adeta fütursuzca desteklendiðini dile getirerek, "Geçtiðimiz günlerde bir dijital içerik platformu, Filistin'le ilgili 19 filme ambargo koyduðunu açýkladý. Ýfade özgürlüðünden dem vuranlar, tarihin gördüðü en acýmasýz soykýrýmlardan birine karþý susmakta, dahasý açýkça desteklerini ortaya koymaktadýrlar. Bundan hiçbir mahcubiyet de duymamaktadýrlar. Bu apaçýk bir kötülüktür, iki yüzlülüktür. Bu insanlýk onurunu, siyasi, ticari ve ideolojik menfaatler uðruna siyonist lobilere teslim etmektir." diye konuþtu.
Uluslararasý medyanýn Ýsrail'e olan koþulsuz desteðini söz konusu basýn-yayýn organlarýnda daha iyi görebildiklerini bildiren Altun, þöyle devam etti:
"Ýsrail'in yaptýðý katliamlar, uluslararasý medya organlarý tarafýndan görmezden gelinirken Filistinlilerin kendini savunma teþebbüsleri dezenformatif içeriklerle uluslararasý kamuoyuna servis edilmektedir. Bu Batýlý haber merkezleri Ýsrailliler için 'öldürüldü', Filistinliler için 'öldü' gibi ifadeleri kullanarak bir haber dili geliþtirmektedirler. Bu da iki yüzlülüðün somut göstergelerinden biridir. Çok detaylý bir medya analizine gerek yok, basit bir okumayla sadece bu iki kelime seçiminden dahi ne denli büyük bir ideolojik yükleme yapmaya çalýþtýklarýný görebiliriz. Çok çarpýcý örnekler var, burada hepsinden bahsedemeyiz ama sözüm ona muteber addedilen uluslararasý bir yayýn organý Ýsrail tarafýndan gerçekleþtirilen saldýrýya dair haberin baþlýðýný, Ýsrail hükümetini memnun etmek için 3 kere deðiþtirdi.
Haberin ilk baþlýðý 'Ýsrail Saldýrýsý Hastanedeki Yüzlerce Kiþiyi Öldürdü' þeklindeydi. Hamileri, Ýsrail lobisi bundan rahatsýz olmuþ olacak ki, bir sonrakinde Ýsrail kelimesini sildiler ve baþlýðý 'Gazze'deki Hastane Bombardýmanýnda En Az 500 Kiþi Öldü' olarak deðiþtirdiler. Fakat bu kez de 'saldýrý' ifadesini kullandýklarýný fark ettiler ve bunu da sildiler. Üçüncü baþlýk, Ýsrail'in tam da istediði gibi oldu: 'Gazze'deki Hastane Patlamasýnda En Az 500 Kiþi Öldü' baþlýðýný okuyanlar, sanki Gazze'de bir hastanede kendiliðinden bir patlama olduðu algýsýna kapýlacaklardý. Ýstenen, hedeflenen bu."
Ýsrail'in Yalanlarý Platformu ile hem Ýsrail'in zulümlerini ortaya koymak hem de uluslararasý medyanýn iki yüzlülüðünü tüm dünyaya duyurmayý amaçladýklarýný söyleyen Altun, "Þuna inanýyoruz, bir 'karþý anlatý' ile hakikati ortaya koymadýðýmýz sürece kimsenin, özellikle Batý toplumlarýnda yaþayan insanlarýn, yalancýnýn söylediklerinden þüphelenmek için iyi bir gerekçesi olmayacaktýr. Bu gerekçeyi biz saðlamalýyýz. Türkiye olarak, diðer birçok meselede olduðu gibi emperyalistlerin, müstevlilerin dünyaya anlattýklarý hikayeyi kabul etmiyoruz. Biz, Sayýn Cumhurbaþkaný'mýzýn liderliðinde kendi özgün hikayemizi, Türkiye Yüzyýlý'nýn hikayesini yazmakta kararlýyýz." ifadelerini kullandý.
Altun, "Türkiye, týpký Ýsrail'e karþý durduðu gibi haksýzlýk ve adaletsizlikler karþýsýnda tüm dünyada hakikatin temsilcisi olmaya devam edecek. Dünyanýn Ýsrail'in söylediði yalanlarla kandýrýlmasýna, yaydýðý dezenformasyonlarla manipüle edilmesine karþý sessiz kalmayacaðýz. Bu sebeple, Ýsrail'in Yalanlarý Platformumuzun tarihe önemli ve onurlu bir kayýt olarak düþüleceðini, sadece bununla da kalmayarak Ýsrail gibi soykýrýmcý bir terör devletinin suçlarýný ifþa edecek önemli bir çalýþma olacaðýný düþünüyorum." dedi.