Diyanet, FETÖ elebaþý Fetullah Gülen’in Ýslam dinine verdiði zararlarý 40 yýl boyunca yaptýðý 670 saatlik konuþmalarýný, 80 kitabýný, dergilerde yayýnlanan bütün baþyazýlarýný inceleyerek gözler önüne serdi.
DÝYANET Ýþleri Baþkanlýðý Din Ýþleri Yüksek Kurulu Baþkanlýðý, hain þebekenin paralel devlet yapýlanmasýnýn yaný sýra da paralel bir din oluþturmaya çalýþtýðý, Feto’nun kendisini sahte peygamber gibi gösterdiðini, Allah’ýn kendisiyle nida ile irtibata geçtiði hezeyanýný 140 sayfalýk raporunda tüm detaylarýyla ifþa etti. Diyanet Ýþleri Baþkaný Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Kendi Dilinden FETÖ Örgütlü Bir Din Ýstismarý” raporunu açýklarken, Feto’nun ayetleri de suistimal etmekten hatta kendine yormaktan geri durmadýðýný dile getirdi. Görmez, teröristbaþý Fetullah Gülen’in bir ayeti baðlamýndan, siyak ve sibakýndan tamamen koparýp herhangi bir ilke gözetmeden kendi menfaatinin aracý kýldýðýný vurguladý. FETÖ’nün dine verdiði zarara dikkati çeken Görmez, “FETÖ sadece devletlere deðil, düþüncelere, inançlara ve kalplere sýzma hareketidir” dedi.
Raporda þu saptamalara yer verildi:
Fetullah Gülen sýradan bir kimse deðildir. O, ahir zamanda Ýslam’ý ihya etmek için Allah tarafýndan seçilmiþ özel bir kiþidir.
Onun baþlattýðý hareket herhangi bir hareket deðildir; tüm diðer Müslümanlar bir yana, onun hareketi bir yanadýr. Gülen “seçilmiþ” olduðundan, baðlýlarý da týpký Hz. Muhammed’e (s.a.s.) inanan sahabe topluluðu gibi güzîde bir topluluk, hatta ikinci sahabe neslidir.
Gülen, mensuplarýný sapkýn fikirlerine ikna etmek için kendisini Ýslam dinini çok iyi bilen bir allame olarak sunmaktadýr. Ancak burada özellikle kelam-fýkýh usulü çerçevesinde ortaya konulan Ýslamî bilgi yöntemine sözde deðer vermekte; fakat aslýnda bunlarý gözardý etmektedir. Ayrýca sûfî gelenekte kullanýlan bazý kavram ve söylemleri baðlamlarýndan kopararak mensuplarýný ikna etmek için malzeme yapmaktadýr.
Bu çalýþmada incelenen kitaplar ve ses kayýtlarý iyi irdelendiðinde vahyin bitmediði anlaþýlmaktadýr. O, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) yaþadýðý miracý neredeyse her gün yaþamaktadýr. Hz. Muhammed (s.a.s.) ile birlikte nübüvvet sona erdiði için açýk veya zýmnî bu türden iddialarý Müslümanlar tarih boyunca zýndýklýk, dalâlet, yalancý peygamberlik ve hak yoldan sapma olarak görmüþlerdir.
Gülen uykuda veya uyanýkken, insanlar içinde; kýsaca her durumda Hz. Peygamber’le görüþtüðünü ima etmekte, ondan talimatlar alýp baðlýlarýna bunlarý Hz. Muhammed’in (s.a.s.) emirleriymiþ gibi yansýtmaktadýr. Bu tutumuyla o, bir Müslümanýn asla tevessül etmeyeceði biçimde dinin usul ve esaslarýný çiðnemektedir.
Sûfilerin, yalnýzca kiþisel tecrübelerini aktarýrken kullandýklarý tasavvufî kavramlar, Gülen tarafýndan istismar edilerek toplumsal bir hareketi yönlendiren ilahî mesajlar gibi sunulmaktadýr.
Allah adýna konuþuyorum’
Gülen: “Ben þimdi tepeden týrnaða his kesilmiþ doðrudan doðruya O’nun rahmeti adýna konuþuyorum. Þu anda adeta gazabýný unuttum gibi …” (1979-07-09_Gonul Dünyamýzdan-02 - Muhabbet fedailerinin özellikleri - Beraat Gecesi (Ýzmir-Hisar Camii), dk. 38 vd.)
DÝYANET: Bir kimse Yüce Allah’ýn rahmetinin geniþlediðini ve herkesi kapsadýðýný elbette anlatabilir. Ancak kimsenin Allah’ýn rahmeti adýna konuþma hakký yoktur. Bir kiþi Allah’ýn rahmeti adýna konuþmaya cüret ettiðinde sanki söylediði her þey Allah’ýn sözü gibi algýlanmaya baþlar.
‘Hak’tan nida geldi’
Gülen: “Gözüm açýk bir bir gördüm. Size tarif edem bir bir; Felekler burcuna çýktým, melekten merhaba gördüm, bana Hakk’tan nida geldi: zarfýnýn üzerine bantlanmýþ gibi zarflar içinde size gelen ihsanlara þahit oldum…” (Hisar-3 (Ýrade Kahramanlarý), dk. 15.50 vd.).
DÝYANET: Gülen görünürde baðlýlarýna kendini adeta miraca çýkan kiþiler gibi sunarak yüceltmektedir.
‘Allah’ýn özel sýrlarýný biliyorum’
Gülen: “Allah beni terk etmedi, Allah ile aramdaki sýrrý bana söyletmeyin, göz açýp kapayýncaya kadar ben çok yaramazlýk yaptým. Çok serserilik yaptým. Arkamý döndüm giderken dahi bana seslendi nereye gidiyorsunuz.” (Ümitle Þahlanýþ, dk. 12:12-14:48).
DÝYANET: Gülen yukarýdaki satýrlarda Allah onu ve müntesiplerini hiç terk etmediðini ona seslendiðini ve Allah ile arasýnda sýrlar olduðunu söylüyor.
Gülen: “Arþ ve Kürsî hakkýnda istifhama müstenid herhangi bir soru sorulmadýkça konuþmamayý tercih ederim. Zira bunlarý Rabbimin namusu gibi telakki ediyorum. Çok mahrem bir yakýnýmýn iç çamaþýrlarýndan nasýl bahsetmiyorsam, Arþ ve Kürsî’den de bahsetmek istemem…” (Gülen, Fasýldan Fasýla 1, Nil Yayýnlarý, Ýzmir 1995, s. 45).
DÝYANET: Burada Gülen iki hususu vurgulamaktadýr: Gülen, Arþ ve Kürsî hakkýnda özel bilgilere sahip olduðunu ve bu bilgileri –hâþâ– Rabbin namusu bildiði için açýklamadýðýný söylüyor.
Gülen’den ‘Allah ile görüþüyorum’ iddiasý
Fetullah Gülen: “Þayet Allah, kendi katýndan göndermiþ olduðu bir kýsým ýþýnlarý, onun üzerinde kýrýp, baþkalarýna yansýtýyorsa, bu yüce ve kutsî iþ için o insanýn, kendisini seçen Rabbi’ne karþý þükran duygularý ile iki büklüm olmasý gerekmez mi?” (Gülen, Fasýldan Fasýla 4, Nil Yayýnlarý, Ýzmir 2009, s. 108).
DÝYANET: Gülen Allah’tan gelen ýþýnla Yüce Allah’ýn gönderdiði vahiy, ilham veya keþif gibi bilgileri kastetmekte, bu bilgilerin kendisine geldiðini, bu bilgileri almak ve daðýtmak gibi yüce ve kutsal iþ için seçilmiþ kiþi olduðunu söylemektedir.
‘Caminin kürsüsünde Allah vardýr’
Fetullah Gülen: “O meclis öyle bir meclistir ki o meclisin kürsüsünde artýk bakan, gören, duyan, her þeyimize nigehban olan (haberdar olan) Allah vardýr. Ve eðer saflarýnýzýn arasýnda dolaþan birisi varsa, yukarýlardan ona müsaade edilmiþse o da kendisi ile alakalý her toplantýda bulunup toplantýyý þereflendirmek için bulunan, gönüllerimizin sultaný, gönüllerinizin sultaný, insanlýðýn efendisi Hz. Muhammed Mustafa vardýr.” (Görüntülü Vaazlar 1-Hisar 1, Kutsilerin Takvasý, dk.10:40-12:00).
DÝYANET: Gülen’in konuþtuðu kürsüde Allah’ýn bulunduðu iddiasý yüce Allah’a mekan isnat etmek anlamýna gelir. Yüce Allah, “mekandan münezzeh” olduðu için O’na mekan isnat eden sözler kullanmak Ýslam inancýna kesinlikle aykýrýdýr.
Fetullah Gülen: “O kiþinin haram karþýsýndaki bu tutumu, daha sonra Cenab-ý Hakký müþahede gibi mühim bir neticeyi de semere verecektir. Bu müþahede ötede olabileceði gibi bu dünyada da olabilir.” (Gülen, Yol Mülahazalarý, Nil Yayýnlarý, Ýzmir 2008, s. 80).
DÝYANET: Kur’an-ý Kerim’e göre dünyada Allah”ý müþahede talebi Allah’ý layýkýyla takdir edemeyen inkârcýlar tarafýndan gündeme getirilmiþtir. Kitleleri bu þekilde yönlendirmek ise Kur’an ayetlerine açýkça aykýrý olan bâtýnî bir tavrý, dini bir hakikat gibi sunmaktýr.
‘Meleklerle görüþüyorum’
Gülen: “Desem ki size, ben her gün bir tane cinle görüþüyorum desem yalan söylemiþ olmam. Ýçiniz de vardýr böyle bin tane. Melaike-i kiramla görüþen bir sürü insan vardýr, desem yalan söylemiþ olmam.” (Giriþ, Tebliðde gaye ve metot,dk. 04:50)
DÝYANET: Melek ve cinlerle görüþme beyanlarýný, muhataplarýn zihinlerini ele geçirip iradelerini teslim almak için kullanýldýðý anlaþýlmaktadýr. En baþta Gülen olmak üzere örgütten birçok kiþinin meleklerle görüþtüðü þeklinde bir þayianýn bilinçli bir þekilde yayýlmasý örgüt mensuplarýnýn motivasyonunu artýrma ve yapýya yeni eleman devþirmenin bir aracý olarak kullanýlmaktadýr.
MELEÐE DÝLÝNÝ TUT DEDÝM
Gülen: “Sizin hakkýnýzda hep hüsn-ü zan besledim, sizi kaydederken, sizin hesabýnýza bakarken, sizin durumunuzu deðerlendirirken sol gözümü kapadým. Defterin sol tarafýna elimi koydum, sol meleðe dilini tut dedim ve hep saðý iþletmeye çalýþtým. Saðla baktým, saðla gördüm, saðca görmeye çalýþtým ve her þeyi defterin sað tarafýnda aradým…” (Ümit ve Korku 1, dk. 08:39-09:07)
DÝYANET: Gülen burada baðlýlarýnýn amel defterlerini gördüðünü, hatta kaydedip deðerlendirdiðini ve günahlarý yazmakla görevli meleðe talimat veriyor. Bütün bunlarý yapabilen kiþi olarak cemaat açýsýndan kendisini çok yüce(!) bir konuma yerleþtiriyor. Melekler Cenâb-ý Hakk’ýn buyruðunun dýþýnda hiçbir þey yapmazlar.
‘Peygamber ile görüþüyorum’
Gülen: “Niceleri vardýr ki, kurb-i huzura müþerref olurlar, doðrudan doðruya iltifat görürler, selam verir selam alýrlar, oturur orada sohbet ederler, Resûl-i Ekrem’le konuþup hemdem olup sohbet edenler arasýnda bulunduk ya Rabbi. Selam verip alanlar arasýnda bulunduk!” (1978-11-03 Hac- 3, dk. 01:12:00 vd.)
“Allah bize olan lütuflarýný rüyalar yoluyla lütfediyor veya bazý saf gönüller sayesinde ‘yakazalar’ vasýtasýyla içimize akýtýyor, baþta Efendimiz olmak üzere birçok sahabe, evliyâ ve mukarrabinle görüþtürüp buluþturuyor.” (Gülen, Prizma 1, Zaman Gazetesi Yayýnlarý, Ýstanbul 1997, s. 205)
DÝYANET: Kur’an-ý Kerim’e aykýrý bir þekilde Peygamber Efendimizin ölmediðini, ondan bir takým emirler aldýðýný iddia etmek en baþta Kur’an-ý Kerim’e ters düþer. Yukarýdaki satýrlarda Gülen, bazen rüya bazen de uyanýkken/yakaza halinde baðlýlarýna Allah’tan bir lütuf olarak Hz. Peygamber, sahabe, evliya ve mukarrebînle görüþtüðünü söylüyor.
RAPOR BiR YILDA HAZIRLANDI
Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’ndan edinilen bilgiye göre, Din Ýþleri Yüksek Kurulu, FETÖ’nün elebaþý Fetullah Gülen’in 40 yýllýk dini söylemini “Kendi Dilinden FETÖ -Örgütlü Bir Din Ýstismarý” baþlýðý altýnda inceledi. Çalýþmada, “bazý vaazlarýnda açýkça Allah’ý gördüðünü ve Hz. Peygamber ile görüþtüðünü söyleyen FETÖ elebaþýnýn nasýl çarpýk bir din anlayýþý ürettiði, Ýslam’ýn asli kaynaklarýnda ve sahih uygulamasýnda yeri olmayan bir sapkýn dini söylem geliþtirdiði”, kendi ifadeleriyle gözler önüne serilerek ifþa edildi. Din Ýþleri Yüksek Kurulu’nca yaklaþýk bir yýldýr kapsamlý olarak süren çalýþmada, FETÖ’nün bozuk din anlayýþý, “Allah ile Aldatma”, “Peygamber ile Aldatma”, “Karma Teoloji” ve “Cemaat Adý Altýnda Örgütlenme” baþlýklarý ile FETÖ’nün kendi kaynaklarýndan tespit edildi.