'İsrail askerleri: Erdoğan gelsin sizi kurtarsın, one minute' diyordu'
ABONE OL
İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, söz alan sanık avukatlarından Uğur Kasapoğlu, kendilerinin müdafi olarak atandığını belirterek, 'Bununla ilgili usule dair bazı gereklilikler var. Tebligatın yapılıp yapılamadığını öğrenmek istiyoruz' dedi. Avukat Kasapoğlu, müvekkilleriyle henüz görüşemediklerini anlatarak, 'Sanıklara yapılan tebligatın akıbetinin öğrenilmesi gerekiyor. Bu şekilde bir karara varacak olsanız dahi AİHM'de Türkiye ceza alabilir. Bu nedenle sanıklara yapılan tebligatın akıbetinin sorulmasını istiyoruz. Bundan sonra yargılamanın devam etmesi gerekir' diye konuştu.

Mağdur avukatlarından Buhari Çetinkaya ise CMK'nın 153. maddesine göre zorunlu müdafiliğin olduğunu belirterek, 'Sanıklara tebligat yapılsın veya yapılmasın usul olarak avukat şartı konulmaktadır. Bu nedenle sanık avukatının talebinin reddini istiyoruz' dedi.

Duruşmada söz alan müşteki avukatlarından Müşir Deliduman da sanıklar hakkında delillerin yok edilmesi hususunda ek iddianame hazırlanmasını, sanıklar hakkında kırmızı bülten çıkarılmasını, dava konusu suç aletlerinin araştırılıp bulunarak muhafaza altına alınmasını ve davanın Cumhurbaşkanına ihbar edilerek iddianamenin bir örneğinin de gönderilmesini talep etti.

Avukatların talepleri üzerine Mahkeme Başkanı Ümit Kaptan, taleplerin Cuma günü alınıp değerlendirileceğini söyledi.

Duruşmada daha sonra dinlenilen mağdurlardan Paeven Yakup, saldırı sırasında Mavi Marmara gemisinde bulunduğu ifade ederek, 'Saldırıda yaralanan Süleyman Söylemez ağabeyin elini tuttum, elimi sıkıyordu. İsrail askerleri onu götürecekleri zaman beni de götürmelerini istedim. Çünkü Süleyman ağabey ağır yaralıydı' diye konuştu.

Yakup, askerlerin tuvalete gitmek için gemidekilere izin vermediğini aktararak, askerlerin tuvalette ceset olduğunu söylediklerini ancak daha önce kendisinin lavaboya gittiğinde ceset görmediğini ifade etti.

Mağdurlardan Mustafa Tuna da olay anında Mavi Marmara gemisinde bulunduğunu ve emekli asker olduğunu, bilgi amaçlı bazı şeyler söylemek istediğini kaydederek, 'Askerlerin elinde 5 çeşit silah vardı. Bunlardan sadece bir tanesi plastik mermi atar, diğerleri gerçek mermi ile kullanılan silahlardı' ifadelerini kullandı.

Gemide, olayda hayatını kaybedenler ile ilgilendiğini söyleyen Tuna, 'Bizi esir alacakları için bizlere saygısı olmayanın şehitlerimize de saygısı olmazdı. Bu nedenle ceset torbası bulmaya çalıştım. Ayrıca aldığım bilgiye göre, şehitlerimizi alkolle yıkamışlar. Yaralılarımızı bile kötü bir şekilde sanki leş taşırlarmış gibi taşıdılar. Hatta birini gördüm kafası aşağıya gelecek şekilde götürdüler' dedi.

Mağdurlardan Ramazan Kaya da 'İsrail'in dokunulamaz olgusunun bu davayla kırıldığını görmekten memnuniyet duyuyoruz' diyerek sözlerine başladı. Saldırı sırasında Mavi Marmara gemisinde bulunduğunu dile getiren Kaya, '9 kardeşimiz vahşice katledildi. Her türlü psikolojik baskı, tehdit ve hakareti gördük' diye konuştu.

Mağdurlardan Fahrettin Seyyar da saldırı sırasında Mavi Marmara gemisinde bulunduğu belirterek, gemide ve daha sonra götürüldükleri liman ile havalimanında sürekli olarak psikolojik baskı gördüklerini söyledi.

Yanında yüklü miktarda para olduğunu ifade eden Seyyar, İsrail askerlerinin kendisindeki parayı istediklerini üzerini ve eşyalarını sürekli olarak kontrol ettiklerini anlatarak, şunları belirtti:

'Hatta en son havalimanına gitmeden önce en az 10 kez üzerimde arama yaptılar. Ben de sürekli olarak parayı elimde tuttum. Birçok arkadaşımızı da darp ettiler ve sözlü tacizde bulundular. Ayrıca bize askerler (İsrail askerleri) sürekli olarak, 'Tayyip (Başbakan Recep Tayyip Erdoğan) gelsin sizi kurtarsın, one minute' diyorlardı, herhalde bu deyim ağırlarına gitmiş.'

Seyyar, sanıklardan şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini bildirdi.

Mahkeme Başkanı Ümit Kaptan, mağdur ve müşteki 33 kişinin dinlenildiği duruşmayı, 9 Kasım Cuma gününe erteledi. Başkan Kaptan, Cuma günü bazı mağdur ve müştekilerin ifadesinin alınacağını, akabinde ise sanık ve mağdur avukatlarının taleplerinin alınacağını söyledi.