''İzmir'i bugünkü felaketle karşı karşıya bıraktılar''
ABONE OL

Saygılı, AK Parti İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, kentin en önemli konusunun körfezdeki çevre krizi olduğunu belirtti.

Önceki dönemde İzmir Büyükşehir Belediyesini, Çiğli Atık Su Arıtma Tesisindeki 4. fazın devreye sokulması için defalarca uyardıklarını kaydeden Saygılı, belediyeden uyarılara yanıt gelmediğini söyledi.

Bilal Saygılı, bilim insanlarının körfezi "son 25 yılın en kirli dönemi" olarak nitelendirdiğini anımsatarak, "CHP'li belediyenin başarısız çevre yönetimi, İzmir Körfezi'ni adeta bir zehir çukuruna çevirdi. Ama önceki İzmir Büyükşehir Belediye yönetimi ipe un sere sere, ayağını sürüye sürüye İzmir'i bugünkü felaketle karşı karşıya bıraktı." ifadesini kullandı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının, körfezdeki kirliliğe ilişkin çalışma başlattığını hatırlatan Saygılı, İzmir Körfezi Bilim Kurulunca hazırlanan 15 maddelik "İzmir Körfezi Acil ve Kısa Vadeli Eylem Planı"nı incelediğini, 13 maddenin belediyenin sorumluluğunda olduğunu aktardı.

Saygılı, 2016'da İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının, körfezin temizliğine ilişkin imzaladığı protokol çerçevesinde, Bakanlığın bugüne kadar 600 bin metreküp temizlik yaptığını belirterek, "Navigasyon kanalını hızlandırıyoruz. Şu an kapasiteyi arttırdık, Bakanlık acil bir şekilde ÇED ile birlikte kasım ya da aralık ayında navigasyon kanalı ile ilgili taramaya başlıyor." bilgisini paylaştı.

Bilim Kurulunca, körfezin ana kirliliğinin karasal, evsel atık olduğunun ortaya konduğunu vurgulayan Saygılı, "Çiğli Atık Su Arıtma Tesisinin şu an çevre faaliyet belgesi bile yok. Yılda 102 milyon lira elektrik tasarrufu alması gerekirken, devletten teşvik almasına engel oluyor. Yani enerji teşviği bile alamıyor. Oradaki Sürekli Atıksu İzleme Sistemleri'ni her gün düzenli, standartlara uygun deşarj ettiğini belgelemesi lazım, belgeleyemediği için sistem kapalı. Bundan dolayı da ceza yemiş durumdalar." diye konuştu.

Saygılı, İzmir Körfezi Acil ve Kısa Vadeli Eylem Planı'nın 15. maddesini önemsediklerini aktararak, şöyle devam etti:

"Ne diyor 15. madde, 'Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinesinde kamu kurum ve kuruluşları, üniversite ve sivil toplum kuruluşları, İzmir Körfezi'nin korunması, su verimliliği, deniz çöpleri gibi konularda farkındalığın artırılması amacıyla sürekli eğitim programları yürütecek.' Körfez 25 yıldır o kadar kötü yönetildi ki çöplük haline geldi. Vatandaşlarımız artık buraya çöp atmayı normal görür hale geldi. O yüzden 15. maddeyi önemsiyoruz. Bir taraftan belediye bir taraftan kamu kurumları görevler üstlenirken ben de dahil tüm İzmirliler bu körfezi çöp olarak görmekten çıkarıp koruyalım."

AK Parti'li Saygılı, İsrail'in Orta Doğu başta olmak üzere tüm yerküreyi ateş çemberi içine almak istediğine dikkati çekerek, "Ama unutulmasın ki ateş çemberinin içinde kalan her akrep gibi İsrail de kendi sonunu hazırlamakta, bu eylemleriyle sonun başlangıcına davetiye çıkarmaktadır. İsrail kadın, çocuk, yaşlı demeden masum sivillere ölüm kusan bir zulüm mekanizmasıdır. Bu mekanizma bugün Lübnan'da cinayetlerine devam etmektedir. Bu psikopat eylemleri, lanetle kınıyorum." değerlendirmesinde bulundu.

- "ORTAK BİR İRADEYLE OLUŞTURULDU"

Gazetecilerin, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın, İzmir Körfezi Acil ve Kısa Vadeli Eylem Planı'nı imzalamadığı yönündeki iddiaları sorması üzerine, eylem planıyla ilgili toplantıya katılan İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Hakan Yıldız, şu yanıtı verdi:

"Tüm maddeler üzerinde İzmir Büyükşehir Belediyesinin bürokratları görüş bildirdiler. Hatta 11. madde ortak bir iradeyle oluşturuldu. Cemil Bey toplantıdan bir ziyaret nedeniyle ayrılmak zorunda olduğunu belirterek ayrıldı. Bundan dolayı imza koymama noktasında bir duruşu olduğunu düşünmüyorum çünkü tüm maddelere fikir verdiler, tüm maddeler üzerinde de görüşler alınarak neticeye varıldı ve bu şekilde konu kapatıldı. Bize sadece o gün, Cemil Bey olmadığı için diğer bürokratların imza koymadığı söylendi. Yani üst makamımız yok diye. Yoksa bu 15 maddenin her birinde büyükşehir bürokratlarının net görüşleri var."