Kılıçdaroğlu'ndan Gezi'nin baş provokatörlerine ziyaret: Yargıyı hedef aldı
ABONE OL
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve beraberindeki heyet, Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndaki Can Atalay, Osman Kavala ve Tayfun Kahraman'ı ziyaret etti.

Yaklaşık 2 saat süren ziyaret sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, hapis cezaları Yargıtay 3. Ceza Dairesince onanan Can Atalay, Osman Kavala ve Tayfun Kahraman'ı ziyaret ettiklerini belirtti. Kılıçdaroğlu, "Halkın seçtiği bir milletvekili anayasaya, hukuka, demokrasiye aykırı olarak hapiste tutuluyorsa bir sorun var demektir. Benim görevim de bu adaletsizliği daha görünür hale getirmektir" dedi.

"BEN ADALETİ SAVUNUYORUM"

Konuşmasına devam eden Kılıçdaroğlu, "Ben adaleti savunuyorum, hakkı savunuyorum, hukuku savunuyorum, insan haklarını savunuyorum, demokrasiyi savunuyorum. Bu arkadaşların hiçbirisi CHP'ye oy vermemiş olabilir ama bir kişi haksızlığa uğrar ve siz sessizliğinizi korursanız o zaman topluma da insanlığa da hizmet etmiyorsunuz demektir. Ben insana da topluma da herkese de hizmet etmek isterim. Adaletsizlik nerede. Ben o adaletsizliği gidermek için mücadele ederim. Bu hapishanede gerçekten hasta, doktora gidecek, tedavi olması gereken insanlar yatıyor. Biz bütün bu haksızlıklara karşı toplumun sesi olmak istiyoruz. Dürüst insanların, namuslu insanların sesi olmak istiyoruz. Haksız yere bir kişinin hapse atılması doğru değildir" dedi.

Yapılan açıklamaların ardından Kılıçdaroğlu ve beraberindekiler cezaevinden ayrıldı.

MERDAN YANARDAĞ'I DA ZİYARET ETTİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'a methiyeler düzen ve "basın yayın yoluyla terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Tele 1 Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ'ı ziyaret etti.

Yanardağ'ın ifadelerini 'düşünce özgürlüğü' olarak nitelendiren CHP lideri, "İnsanların kendi düşüncelerini özgürce ifade ettikleri bir toplumda demokrasi ancak büyük, yeşerir." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, ziyareti sırasında şu açıklamayı yaptı:

"Düşünce özgürlüğü kadar değerli bir şey yoktur. İnsanların kendi düşüncelerini özgürce ifade ettikleri bir toplumda demokrasi ancak büyük, yeşerir. Dolayısıyla o ülkeye huzur gelmiş olur. Farklı düşüncelere tahammül etmek ise siyaset kurumunun temel görevlerinden birisidir. Ama maalesef otoriter bir yönetim ve rejimde yaşadığımız için demokratik söylemler bazılarını rahatsız ediyor. Zaten bizler veya sizler de, ülkesini düşünen sağduyulu aydınlar onlar rahatsız olsunlar diye konuşuyorlar. Bunun doğal olarak bir bedeli oluyor. Doğal olarak diyorum aslında olmaması gerekiyor. Ama bu rejimlerde karşımıza çıkıyor. Bu ülkenin aydınları, bu ülkenin yazarları, çizerleri, sanatçıları, bir şekliyle cezalandırılıyor. Kendi düşündükleri dünyaya hizmet etmedikleri için. Oysa aydınlar toplumu aydınlatan, toplumun öncüleridir. Dolayısıyla onların düşüncelerine her zaman her ortamda saygı duymak gerekiyor."