ABONE OL

Numan Kurtulmuş'un açıklamalarından satırbaşları...

Birinci konu, Terörden zarar gören illerimizin imar faaliyetler gözden geçirilmiş yapılan ve yapılacak işler değerlendirilmiştir. Toplam imar faaliyetlerinin 2,1 milyarlık kısmı tamamlanmış ve 25 bin konut vatandaşlarımızın kullanımına hazır hale getirilmiştir.

HOLLANDA'NIN KÜSTAH TAVRI

İkinci konu, Hollanda'daki son gelişmeler karşında Türkiye'nin alacağı kararlardır. Masaya yatırılmış ve uzun uzun müzakere edilmiştir. Hollanda'da yapılanlar hiç bir ölçüye uymayan hadsizlik ve terbiyesizlik içeren davranışlardır. Bunların kabul edilmesi mümkün değildir. Ne insan haklarına uygundur, ne demokrasiye uygundur ne de Avrupa'nın ortak değerlerine uygundur. Bakanımıza yapılan hadsiz ve terbiyesiz tavır, sivil vatandaşlarımızın üzerine karşı yapılan barbarca tavır asla kabul edilemez. Bu davranışı hiç bir platformda kabul etmediğimizi dile getirmek istiyoruz.

O akşam yaşananlar çerçevesinde oraya gelen vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Bu olaylar bizi rahatsız eder üzülürüz gerekli tedbirlerimizi alırız ama daha çok üzülmesi gerekenin de maalesef Avrupa'daki siyasilerin olması gerektiğini belirtmek isteriz.

Özellikle Türkiye düşmanı bir takım zihin yapısının o gün dışa vurmuş şeklidir ve bunun tesadüfi olmadığı görülmektedir. Bilinçli olduğu aşikar ve ortadadır. Faşizmin ayak seslerinin yükselseldiği bu dönemde Avrupa'nın mutedil siyasileri bu gidişata dur demezse korkarım ki bir kaç yıl sonra kendi seçim kampanyalarını yapamaz duruma gelebilirler. Bu açıdan bu mesele Türkiye için kabul edilemez bir mesele olduğu gibi Avrupa açısından da üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken tedbirler alınmasını gerektiren alarm alınması gereken bir durumdur.

Avrupa'yı uyarıyoruz. Şimdiden tedbir alınmazsa bu girdap hepinizi içine çekebilir. Evet kızgınız üzgünüz hatta bunların ortaya konulmasından dolayı da anlam veremediğimizi de belirtmek istiyoruz. Türkiye'nin hakkını hukukunu ve itibarını koruyacak kararlılığa sahibiz hem de atacağımız her adımı Türkiye Cumhuriyeti'ne yakışan bir vakar ile ortaya koyuyoruz. Bizim çıkardığımız bir kriz değildir bunun sorumlusu Türkiye değildir. Ancak Türkiye bu krizin sorumlusu olmamasına rağmen bundan sonraki süreçte sorumlu ama kararlı bir şekilde hareket edecektir.

Türkiye ile Hollanda arasında karşılıklı ilişkiler var insanlarımızın her birinin hakkını hukukunu koruyacağız. Türkiye Hollanda'ya gerekli cevabı verecek kararları da ortaya koyacaktır. Bunu siyasi tedbirler oluşturmaktadır. Türkiye tarafından nota verildi. 

 

 

 

HOLLANDA BÜYÜKELÇİSİ'NİN TÜRKİYE'YE DÖNÜŞÜ YASAKLANDI

Hollanda'nın özür dilemesi gerektiğini ifade ettik. Bu olayların ortaya çıkarılmasına neden olan yetkililer hakkında idari ve hukuki soruşturma başlatılmasını da belirttik. Israrla altını çizdiğimiz husus Türk diplomatlarının ve vatandaşlarımızın güvenliğinin garanti altına alınmasıdır. Bugünkü toplantımızda siyasi çerçevede (şimdilik) alınacak tedbirler şöyle; Şu anda yurt dışında izinli olarak bulunan Hollanda Büyükelçisi'nin bizim söylediğimiz hususlar yerine getirilinceye kadar Türkiye'ye dönüşüne izin verilmemesi kararlaştırılmıştır.

Hollanda bu yaptıklarını telafi edene kadar üst düzey ilişkilerin üst düzey resmi görüşmelerin askıya alınması kararlaştırılmıştır.

Geçen yıl 27 Aralık 2016 yılında diplomatik uçuşlara verilmiş olan izinler bugün itibari ile iptal edilmiştir.

Hollanda bu yaptıklarından vazgeçip yaptıklarını tamir edene kadar Türkiye diplomatik uçuşlara izin vermeyecektir.

Diğer önemli adım ise TBMM ile Hollanda Parlamentosu arasındaki dostluk grubunun Türkiye kısmının iptal edilmesi konusunda TBMM'ye tavsiye edilmesi yolunda bir karar alınmıştır. Bu siyasi kararlar bu tavırlarımız ciddiye alınmaz, Hollanda çıkardığı krizlerin ortadan kaldırılması için gereken adımları atmazsa Türkiye diğer alanlarda üzerinde düşündüğü ve konuştuğu adımları atmaya devam edecektir.

HOLLANDA ULUSLARARASI HUKUKU AYAKLAR ALTINA ALMIŞTIR

Hiç bir şekilde kabul edilemez. Diplomatik bir pasaportu ve dokunulmazlığı olan bir bakana karşı yapılan bu tutum her türlü hukuka aykırıdır. Hollanda hükümetinin yaptığı bu yanlışı bütün uluslararası mekanizmayı da tartışmaya açacağımızı belirtmek isteriz. Bütün bunlarla birlikte uluslararası hukuka aykırıdır, Viyana Sözleşmesi'ne aykırıdır ve Hollanda Uluslararası hukuku ayaklar altına almıştır.

Tekrarlamak istiyorum, Türkiye bundan zarar görmez. Ama bundan en büyük zararı Hollanda başta olmak üzere pek çok ülkenin zarar göreceğini belirtmek isterim. Bu olayı göz önünde bulundurarak Hollanda'nın değil Avrupalıların tedbir almalarını dostça tavsiye ederiz.

SORU-CEVAP KISMI

Bu söylediğim durum son 5-6 yıldır sadece Hollanda'yı değil pek çok Avrupa ülkesini etkileyen bir durumdur. Bir yabancı düşmanlığıdır.  İslamofobi'nin de Türkiye karşıtlığı üzerinden örgütlenmesi tesadüfi değildir. Hele hele Avrupa gibi faşizmden çok çekmiş bir kıta için konuşuyorsak yeniden yakın tarihlerini gözden geçirsinler, düşmanlıkların ırkçılıklar karşısında nasıl bedeller ödendiğini yeniden gözlemlesinler. Bir çok Avrupa ülkesinde makul mutedil liberal Avrupalıları da utandıran bu ırkçı bütün siyaseti etkisi altında tutuyor.

Bir müddet sonra yabancılara karşı konuşacak fırsat bulamayabilirler ama bu düşmanlık birbirlerine düşman olma sonucunu doğurur. Geçmiş bunun pek çok örnekleri ile doludur.

GEREKİRSE MÜLTECİLER KONUSUNDA GEREKLİ ADIMLARI GÖZDEN GEÇİRİRİZ

Biz 3,5 milyon mülteciyi misafir ettik ve masraflarımızı yaparken de kimden ne kadar gelecek diye hesap etmedik. Avrupa bu durumu kendisini ilgilendirmeye başladığı anda ilgilenmeye başladı. Mülteci sorunu bizim için bir insanlık sorunu olurken Avrupa için bu şark sorunu olmaya başladı. Ne zaman ki onları ilgilendirmeye başladıysa o zaman dahil olmaya başladılar. Kusura bakmasınlar biz bu mültecilerin hepsini kardeşimiz olarak görür her bir birisini insan olarak görür kimse görmese dünyada onları biz insan olarak yardım etmeye devam ederiz. Ama bu bütün Avrupa'nın ortak sorunudur. Eğer gerekirse bu konuda adımımızı atar mülteciler konusunda da gerekli adımları gözden geçiririz.

Avrupa siyasetinde ana akım siyasetçiler de bu akımın ardında kalıyorlar. Her konuştuğunda insan haklarından katılımdan ifade özgürlüğünden bahseden Avrupa Birliği Hollanda'nın yaptığı barbarlığı kınasaydı AB'de dostumuz olan ülkeler Türkiye'ye geçmiş olsun ifadelerini kullansaydı ama öyle olmadı. Bu da ırkçı akımın Avrupa'yı nasıl etkisi altına aldığı da görülüyor.

TÜRKİYE VATANDAŞININ YANINDA OLACAKTIR

Viyana sözleşmesine aykırı. Böyle bir şey olamaz. Siz diplomatik koruma altında olan birini sınır dışı ediyorsunuz. Ondan öte saatlerce araç içinde gözaltında tutuyorsunuz bu kabul edilemez. Bunu yanlışlarını görmeleri ve telafi etmeleri gerekmektedir. Oradaki vatandaşlarımız onlar da her halde haklarını hukukunu arayacaktır, Türkiye de bu hususta her türlü desteği verecektir.

MENBİÇ'TE TERÖR ÖRGÜTLERİNİN VARLIĞI KABUL EDİLEMEZ

Türkiye'nin tavrı son derece açıktır. Biz bunu ilgili tarafların hepsi ile konuşuyoruz. Biz Türkiye olarak Suriye'nin kuzeyinde Kürt kardeşlerimizin varlığından rahatsız değiliz. Ancak Suriye'nin kuzeyinin terör devleti haline getirilmesinden rahatsızız. Türkiye Menbiç'te hiç bir şeyi oldu bittiye getirtmeyecektir. DEAŞ'ı oradan çıkartalım derken getirip başka bir silahlı örgütü oraya yerleştirmek barışa katkı sunmaz. Türkiye olarak böyle şeylerin ve sözlerin bizim için hiç bir değerinin olmadığını belirtmek isterim.

GEREKİRSE HOLLANDA İÇİN İLAVE KARARLAR ALINACAKTIR

Yapılanlara misli ile mukabelede bulunuyoruz. Dışişleri Bakanımızın uçağına iniş izni verilmemiştir. Biz de bu yıl içerisinde bütün diplomatik uçakların Türkiye'ye veya sahamıza inmesini yasaklıyoruz. Onlar bizim bakanımızı Hollanda dışına çıkarttılar. Biz de Hollanda Büyükelçisi'ni Hollanda bu durumu düzeltinceye kadar ülkeye dönmesine izin vermiyoruz. Gerekiyorsa Türkiye ilave kararlar alacaktır.

Ortada derin bir kriz var bunu biz çıkarmadık işin bu noktaya gelmesini biz istemedik biz planlamadık. Bunu ortaya çıkartanlar bunun ortadan kalkması için de gerekeni yapmakla yükümlüdür. Ümit ediyoruz ki en kısa sürede bu adımları atarlar.

Sayın Başbakanımız Danimarka ziyaretini zaten Danimarka'nın Ankara Büyükelçisi'ne belirtilen günle tehir edildiği bildirilmişti. Zaten Başbakanımızın daha önceden görüşmeyi tehir ettiği bir görüşmedir.