MHP Lideri Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantýsýnda konuþtu. Bahçeli, bugün kitabýn ortasýndan ve hiçbir yoruma ihtiyaç býrakmayacak netlikte konuþacaðýný belirterek, "Bugün milli birlik ve kardeþlik duygumuzun üzerine gerilmek istenen yabancý menþeli örtüyü kaldýracaðým. Alýþýldýk söylem kalýplarýndan az da olsa taþmanýn vakti geldiyse, o vakit bu vakittir. Mevcut ve muayyen gerçeklere dayanarak muazzez milletimizin ayak baðlarýný kalýcý olarak çözmenin kim bilir belki de ilk adýmýný atmýþ olacaðým" dedi.
Bu sýcak gündem konusuna geçmeden önce diðer bazý düþüncelerini paylaþmak istediðini söyleyen Bahçeli, "Türkiye'nin çözemeyeceði, altýndan kalkamayacaðý, üstesinden gelemeyeceði hiçbir sorunu yoktur. Yeter ki isteyelim, yeter ki dileyelim, yeter ki irade gösterip sýrt sýrta verelim, bu suretle hiçbir engelin karþýmýzda duramayacaðýný görürüz. Özellikle deðinmeyi yararlý görüyorum ki, Türk milliyetçiliðinin ve Türk milliyetçilerinin var olan her meseleye karþý söyleyecek sözü, verecek cevabý vardýr ve bundan kuþku duymak ise beyhude çýrpýnýþtýr. Bunlardan birisi olan Türkiye ekonomisi çok þükür þiddetli fýrtýnayý atlatmýþ; 'battýk, bittik, tükendik, mahvolduk' diyen felaket tellallarýnýn yüzünü kýzartmýþ, hepsine mahcubiyet yaþatmýþtýr. Milli gelirimiz 1,1 trilyon dolar sýnýrýný aþmýþtýr. Cari açýkla dýþ ticaret açýðý iniþe geçmiþtir. Ekonomik büyüme her yýl ortalama yüzde 5'in üzerinde gerçekleþerek Türkiye'nin dinamik ve üretken yönünü teyit etmiþtir. Ýhracatýmýz 260 milyar dolarýn üzerine çýkmýþtýr. Küresel ve bölgesel gerilimlere raðmen Türkiye ekonomisi eski teorik þemalara sýðmayan, ezbere dayanan þablonlara hapsolmayan bir özellikle sürekli ilerleme, sürekli geliþme halindedir" dedi.
Küresel ve bölgesel geliþmelere raðmen Türkiye'nin ekonomi alanýnda gösterdiði performansýn anlamlý ve deðerli olduðunu söyleyen Bahçeli, "Bu yýlýn ilk sekiz ayýnda iþsizlik oranýnýn yüzde 8,5'e gerilemesi umutlarý tazelemiþ, ekonomiye duyulan güveni tetiklemiþ, stagflasyon uyarýsý yapanlarý ters köþeye yatýrmýþtýr. Ýstihdam sayýsý 33 milyona, istihdam oraný da yüzde 50'ye yaklaþmýþtýr. Dünyada sular durulmazken, Türkiye'nin akýlcý, atýlgan ve azimli politikalarýyla öne çýkmasý ve pozitif ayrýþmasý siyasal istikrarý perçinleyecek ekonomik istikrarýn bize göre müjdesi olmuþtur. Bilinmelidir ki, Cumhurbaþkanlýðý Kabinemizin yanýndayýz. Ekonomi yönetimine güveniyoruz, doðru yolda olduklarýný ve doðru politikalarla Türkiye ekonomisinin önüne koyulan takozlarý teker teker kaldýrdýklarýný müsterih bir vicdan eþliðinde görüyoruz. Döviz kuru, faiz ve enflasyon kuþatmasýný güç birliði yaparak kýracaðýz. Ekmeði büyüteceðiz, sofralarýmýzý dolduracaðýz, dar ve orta gelirli insanlarýmýzý asla yalnýz býrakmayacaðýz. Türkiye'nin güçlü altyapýsý, Allah'ýn lütfu olan insan varlýðý ve muazzam coðrafi imkanlarý, üretim kabiliyeti ve sivrilen ülke markasý ekonomide yeni çýðýrlarýn açýlacaðýnýn habercisi ve güvencesidir. Türk ve Türkiye Yüzyýlý, ayný zamanda sosyal, ekonomik, hukuki ve siyasal reformlarla pekiþecektir. Her vatandaþýmýzdan bir bahaneyle 750 lira almak yerine, tüm vatandaþlarýmýza artan zenginlikten hakkaniyetli pay veren bir Türkiye'ye ulaþmak hayal deðil, ulaþýlacak bir hedeftir" diye konuþtu.
Ardýndan Ýstanbul'daki 'Yenidoðan çetesi' soruþturmasýna deðinen Bahçeli, "Yeni doðan bebekleri, SGK'dan günlük 8 bin lira alabilmek için yoðun bakýmda tutup ölümlerine neden olan, pasif ötenaziye baþvuran, insanýn aklýna getiremeyeceði, havsalasýnýn alamayacaðý, kalbinin kaldýramayacaðý yöntemleri kullanarak cinayet iþleyen yaratýklar emin olunuz sadece saðlýk çalýþanlarýmýzýn deðil, insanlýðýn yüz karalarýdýr. 'Yenidoðan çetesi' denilerek dünyaya gelen her bebeðe aslýnda haksýzlýk yapýlýyor, bunlar olsa olsa týbbi artýk, ölüm ve soygun çetesi, kana susamýþ katiller güruhudur. Saðlýk Bakanlýðý vaziyete zamanýnda müdahil olmuþtur. Görevi suiistimal, savsaklama, kötüye kullanma diye bir þey de söz konusu deðildir. Teftiþ mekanizmasý gecikmeksizin çalýþtýrýlmýþtýr. Adli süreç zamanýnda iþletilmiþ, polis ve jandarmamýz eþgüdüm halinde suçlularýn peþine düþmüþtür. Peki Saðlýk Bakanýmýzýn istifasýný istemek hangi akla hizmettir? Saðlýk alanýndaki parlak geliþmeleri karalamak nasýl bir politik angajmanýn ürünü, neyin hazýrlýðý, kimlerin talimat veya tembihidir? Yargýya taþýnmýþ aðýr ve vahim bir olayý anýnda istismar etmek, siyasete pervasýzca malzeme yapmak, önüne gelene çamur sýçratmak art niyetlilik, hatta ahlaksýzlýk deðil midir? Saðlýk Bakanýmýzýn istifasýný isteyenlerin, orada burada þov yapanlarýn bebeklerin hakkýný savunmak veya insan hayatýna sahip çýkmak gibi bir dertleri yoktur. Bunlarýn iþleri güçleri yalandýr, nifaktýr, kaldý ki baþka bildikleri hiçbir þeyin bulunmadýðý da ortadadýr" ifadelerini kullandý.
Bahçeli, erken seçim çaðrýlarýna iliþkin de "Objektif ve ahlaki yorumlarý kendisinden duymak istediðimiz, ne var ki, hep aksi istikamete kürek çeken ve þuuru kapanmýþ halde bulunan bir siyaset bilimci, güven bunalýmýnýn yavaþ yavaþ kök saldýðýný, bunun tek çözümünün hýzlý bir erken seçim olduðunu, güvenilecek bir iktidarýn kurulmasý gerektiðini zýrvalayarak bunca sorunun ortasýnda iç iþgal cephesine hizmetkarlýk yapmaktan kaçýnmamýþ ve utanmamýþtýr. Türkiye'de güven bunalýmý yoktur, buna karþýlýk bunayan ve Türkiye'ye cephe alan bulaþýk tipler vardýr, alayýnýn hüviyetleri ise bellidir, bilinmektedir. Seçimler zamanýnda yapýlacaktýr ve herkes siyasi hesabýný buna muvafýk yapmak durumundadýr" deðerlendirmesinde bulundu.
20 Ekim'de yapýlan Ýstanbul 1 Nolu Baro Baþkanlýðý seçimlerinde Ýstiklal Marþý'ný hazmedemeyenlerin ortalýkta cirit attýðýný söyleyen Bahçeli, konuþmasýnýn devamýnda þöyle konuþtu:
"KHK ile ihraç edilmiþ, ne idüðü belirsiz eski bir CHP milletvekilinin baþkan seçilmesi, yaptýðý konuþmasýnda Anayasanýn ilk dört maddesine olumlu manada dokunmayý telaffuz etmesi skandal olmasýnýn ötesinde, yeni bir tuzaðýn kurulduðunu göstermektedir. Ýçi dýþý fitne-fesat kumkumasýna dönen bu zatýn, Anayasanýn ilk dört maddesine olumlu veya olumsuz nasýl dokunulacaðýný açýklamasý, böyle bir teþebbüs halinde nelerin yaþanýp yaþanmayacaðýný akýl, izan ve kokuþmuþ ideolojik süzgecinden geçirmesi hassaten ikaz ve tavsiyemizdir. Uyarýyorum; baþ olan ayaklar tek dursun, akýllý olsun, ayranýmýzý kabartmasýn, ashabýmýzý bozmasýn, milletin sabrýný yanlýþa yormasýn, bayramlýk aðzýmýzý da daha fazla açtýrmasýn. Yapýlan hiçbir ihanet, hiçbir kötülük kimsenin yanýna kalmaz, yarýna da býrakýlmaz. FETÖ elebaþýna bile dünya kalmadý, kendi topraklarýnda, casusluk eðitim aldýðý ülkesinde Allah'a hesap vermek üzere öldü gitti. Dileðim Allah'ýn azabýyla kahrolmasý, hýyanetini, müþrik ve münafýk emellere hizmetinin bedellerini tek tek ödemesi, cehennemde ebediyen yanmasýdýr. Bu teröristin Türkiye'de gömüleceði bir toprak yoktur. Nerede Türkiye düþmanlýðý yapmýþsa orada çürüyüp gitmelidir."
DEM Parti milletvekillerine uzattýðý elin günlerce konuþulduðunu ve tartýþýldýðýný hatýrlatan Bahçeli, þunlarý söyledi:
"Dedikodu borsasý rekorlar kýrýyor. Önüne gelen kendi mizaç ve meþrebine göre deðerlendirme yapýyor. Son iki haftadýr görüþ ve düþüncelerimi berrak ölçüde açýklayýp samimi niyetimi paylaþmýþ olsam da birileri yine rahat durmuyor, ýsrarla samanlýkta iðne arayýþýna, karanlýktan aydýnlýða taþ fýrlatmaya kalkýþýyor. Yeni bir çözüm sürecinin piþirildiðini iddia eden pek çok iddia ve ifade malumlarýnýz olacaðý üzere gündeme gelmiþtir. Türkiye'nin yeni bir çözüm sürecine deðil, ortak aklý çalýþtýrmaya, dürüst ve samimi adýmlara, dýþ dayatmalara kapalý durmaya, bin yýllýk kardeþliði daha da kuvvetlendirmeye ihtiyacý vardýr ve olmalýdýr. Türkiye'nin sorunu Kürtler deðil, bölücü terör örgütüdür. Tek tek Kürt kardeþlerimin sorununu çözmek elbette mecburidir, ama kolektif kimlik ve etnik temelde bir çözüme atýf yapmak vahim bir tehlikedir. Bu ülkede yaþayan hiçbir Kürt kardeþim sorun olarak gösterilemez. 'Kürt sorunu var' demek, Kürtleri sorun gören sahte yüzlerin, yalan sözlerin, yýkým bekleyenlerin, küresel emperyalizme piyonluk yapanlarýn ortak propagandasýdýr. Türkiye Cumhuriyeti Devleti asimilasyon politikasýna hiçbir zaman teþne olmamýþ, tenezzül etmemiþ, prim vermemiþtir."
Bölücü terör sorununun Türkiye'ye pek çok zaman, kaynak, insan ve enerji kaybettirdiðini belirten Bahçeli, þöyle konuþtu:
"Terörle mücadeleye harcanan devasa kaynaklar, doðu ve güneydoðunun sosyal ve ekonomik kalkýnmasýna ayrýlmýþ olsaydý, bölgenin nasýl yýldýz gibi parlayacaðýný; iþsizlik, yoksulluk ve gelir daðýlýmý adaletsizliðinin nasýl ortadan kalkacaðýný vatansever her insanýmýz tasdik edecektir. Terörün bitmesi halinde Diyarbakýr'ýn, Þýrnak'ýn, Hakkari'nin, Mardin'in, Batman'ýn, Aðrý'nýn, Van'ýn ve diðer vilayetlerimizin baþýna talih kuþunun konmasý, bölge insanýmýzýn derin bir nefes almasý mutlak bir akýbettir. Terör baþka, siyaset baþkadýr. Ýkisi arasýna kalýn bir çizgi çekilmeden, duvar örülmeden, silah dýþlanmadan, en baþta Kürt kardeþlerimiz olmak üzere, Türk vatandaþlarý layýk olduðu insani geliþmiþlik düzeyine, refah, huzur ve güvenlik mertebesine çok zor ulaþacaktýr. Terörizm hesaplý ve sistemli þiddet demektir. Terör saldýrýlarýnda psikolojik sonuçlar fiziksel hedeflerden daha önemlidir. Terörist için þiddet bir amaç deðil, araçtýr; toplumu ve mücadele ruhunu yýldýrmak, korkutmak, dehþete düþürmek yegane önceliktir. Bugüne kadar terör ve terörizmle mücadelede elde edilen ortak tecrübeleri þu þekilde sýralamamýz mümkündür: Tek baþýna silahlý mücadelenin hemen hiçbir zaman terörü sona erdiremeyeceði gibi, terörün silahsýz çözümü de asla yoktur. Esasen hiçbir taviz, hiçbir geri adým teröristi doyurmayacak, tatmin etmeyecektir. Gerçek dünya ile teröristin kanlý hayatý arasýnda çok ciddi farklar vardýr. Teröristin yaþadýklarý ve kabulleriyle gerçek olaylar ve olgular arasýndaki çeliþkiler somutlaþtýkça teröristin direnci kýrýlacak ve silahtan uzaklaþacaktýr. Terör örgütünün inancýný deðiþtirme çabasý boþunadýr. Ancak tek tek teröristler üzerinde tesirli olmak, ihanetin sonunun olmadýðýný meþru vasýtalarla anlatmak ve açýklamak örgütteki çözülmeyi hýzlandýracaktýr."
Terör örgütünün taleplerini kabul etmenin de tehdide boyun eðmek olduðuna dikkat çeken Bahçeli, þunlarý kaydetti:
"Üstelik bu yeni saldýrýlarý kýþkýrtmaktan baþka bir netice de vermeyecektir. Ancak silah ve þiddet karþýsýnda toplumun boyun eðdiðini göstermek ne kadar yanlýþ ise, terörü yaratan ortamýn iyileþtirilmesi amacýyla demokratik adýmlarý atmaktan imtina edilmesi o ölçüde hatalýdýr. Medyanýn tavrý ve tutumu da çok önemlidir. Terör eylemlerinin teröristlerin bir baþarýsý ya da toplum açýsýndan bir panik havasý þeklinde sunulmasý bölücü örgütün deðirmenine su taþýmakla eþ anlamlýdýr. Teröristin moralini bozan ve direncini azaltan iki faktörden birisi, temel iddialarýna yönelik kuþkular duymaya baþlamasý, diðeri de silahlý eylemlerin baþarýsýzlýða mahkum olduðuna ikna edilmesidir. Bölücü terör örgütü PKK'nýn silahlý eylemleri baþarýsýzlýða mahkumdur. Terörle hiçbir yere varýlmaz, varýlamaz, varýlamayacaktýr. Türkiye bölücü teröre asla rýza göstermeyecek, müzakere ve mütareke dayatmalarý iþe yaramayacaktýr. Bütün teröristlerin silahlarýyla daðdan inip Türkiye Cumhuriyeti devletine teslim olmasý Türk adaletinin vereceði hükme razý olarak cezalarýný çekmeleri terör örgütü için tek çýkýþtýr. Ne ABD, ne AB, ne Irak, ne Suriye, ne de bir baþka ülkeyle birlikte içimizdeki bazý mihraklarýn Kürt kardeþlerimizin sözcüsü ve vasisi olmasý asla, kata imkansýzdýr. Birinci hüküm cümlem þudur: TBMM'de her meselenin ele alýnýp milli ve müþterek akýlla çözümü mümkün ve hatta mecburidir. Eðer terörsüz bir siyaset, terörsüz bir ülke, terörsüz bir gelecek hususunda herkes ittifak halindeyse o halde deðil elimizi taþýn altýna koymaya, gövdemizi koymaya varýz ve buradayýz."
Geçen haftaki grup konuþmasýnda, 'Türkiye'ye getirilirken, 'her türlü hizmete hazýrým' diyen teröristbaþý, buyursun terörün bittiðini, örgütünün tasfiye edileceðini tek taraflý ilan etsin' dediðini hatýrlatan Bahçeli, þöyle dedi:
"Bu çaðrýmýn içyüzünü henüz anlamayan, anlasa bile iþine gelmediðinden saptýrmaya çalýþanlar çok sayýdadýr. Türk ve Türkiye Yüzyýlýnda terörü sýfýrlamak, milli birlik ve beraberliði çelikleþtirmek amacýna matuf ikinci hüküm cümlem þöyledir: Teröristbaþý iþin içinde olmazsa bir þey çýkmaz diyenlere de sesleniyorum; þayet teröristbaþýnýn tecridi kaldýrýlýrsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantýsýnda konuþsun. Terörün tamamen bittiðini ve örgütün laðvedildiðini haykýrsýn. Bu dirayet ve kararlýlýðý gösterirse, 'Umut Hakký'nýn kullanýmýyla ilgili yasal düzenlemenin yapýlmasý ve bundan yararlanmasýnýn önü de ardýna kadar açýlsýn. Ne Kandil, ne de Edirne; adres Ýmralý'dan DEM'e uzansýn, bu aðýr ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çýkarýlsýn. Hodri meydan, buna varýz; vatan, millet, devlet, bayrak, ortak gelecek ve tam baðýmsýzlýk için bunu dahi sineye çekmeye sonuna kadar hazýrýz. Türkiye ve Türk milleti için her fedakarlýðý yapmaya, her çileye katlanmaya, lazým gelen her adýmý atmaya kararlýyýz, inançlýyýz, tarih huzurunda diyorum ki, yeminliyiz. Yeni yüzyýl, yeni hayat, yeni Türkiye temelinde bagajlarý boþaltalým ve milli ülküleri hep birlikte yakalayalým. Üçüncü hüküm cümlem de þu þekildedir; Diyarbakýr annelerinin sessiz çýðlýðý duyulmalý, evlatlarýyla buluþmalarý saðlanmalý, hepsinin yüzü güldürülmeli, sorunun kaynaðý olanlar harekete geçmelidir. Bilinmelidir ki uzattýðým elin bir mesajý da budur. Terör yöntemleriyle herhangi bir yakýn veya uzak hedefe ulaþýldýðý bugüne kadar görülmüþ, duyulmuþ þey deðildir. Barýþçýl yollar varken teröre müracaat melanettir, ihanettir, cinayettir, canavarlýktýr. Türk milleti bölücü terörle yaþamaya mecbur deðildir. Türkiye Cumhuriyeti devleti, bölücü terör örgütünü emelleriyle birlikte imha etmeye muktedirdir. Kürt kardeþlerim, gelin bir olalým, beraber olalým, aramýza girmek isteyenleri, bozgunculuk yapanlarý tarihin çöplüðüne gönderelim."