MHP Genel Baþkaný Bahçeli, Türk Akademisi Siyasi Sosyal Stratejik Araþtýrmalar Vakfý (TASAV) tarafýndan parti genel merkezinde düzenlenen "Vefatýnýn Yüzüncü Yýlýnda Ziya Gökalp Sempozyumu"nda yaptýðý konuþmada, merhum Ziya Gökalp'i doðru tanýmanýn, hayatýný, eserlerini, ilmini ve fikri mirasýný detaylarýyla bilmenin, özellikle Türk milliyetçilerinin temel önceliði olmasý gerektiðini söyledi.
Gökalp'in "hakikatli bir münevver, hokkayla mürekkebi beyaz sayfalarda buluþturup fikir kalýbýna döken mütehassýs bir mürþit ve mütefekkir" olduðunu ifade eden Bahçeli, Gökalp'in layýkýyla anlaþýlmadýðýný ve anlatýlmadýðýný belirtti.
Gökalp'in, "Türkçülüðün, Türk milletini yükseltmek ideali olduðunu" açýkladýðýna iþaret eden Bahçeli, kendisinin, milli kültür tarifi ve medeniyet tasviriyle Türk düþünce hayatýna damga vurduðunu kaydetti.
Bahçeli, þöyle devam etti:
"Þu sözler merhum düþünürümüze aittir, 'Türklerle Kürtler bin yýllýk bir ortak din, ortak tarih ve ortak coðrafya sonucunda maddi ve manevi bakýmlardan birleþmiþlerdir. Bugün ise ortak düþmanlar ve ortak tehlikeler karþýsýnda bulunuyorlar. Bu tehlikelerden ancak ortak bir kararlýlýkla kurtulabilirler. O halde büyük bir inançla diyebiliriz ki, Türkler ile Kürtlerin birbirini sevmesi her iki taraf için hem dini hem de siyasi bir farzdýr. Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa Türk deðildir. Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa Kürt deðildir.'
Merhum Gökalp, 25 Aralýk 1922 tarihinde Küçük Mecmua'da yayýmlanan bir makalesinde, milletin ne olduðunu anlamak için, öncelikle ne olmadýðýnýn tetkik edilmesi gerektiðini ileri sürmüþtür. Ona göre, ilk olarak millet coðrafi bir zümre deðildir. Ýkinci olarak, ýrk ve kavmiyet deðildir. Üçüncü olarak, bir imparatorluk dahilinde müþterek bir siyasi hayat yaþayanlarýn mecmuu deðildir. Dördüncü olarak, bir þahsýn kendisini, keyfine ve çýkarýna uyarak mensup gördüðü bir cemiyet de deðildir."
Mustafa Kemal Atatürk'ün, Ziya Gökalp için "Fikirlerimin babasý" dediðini hatýrlatan Bahçeli, hapishane köþelerinin, sürgün yýllarýn, haksýz eleþtirilerin, maksatlý saldýrýlarýn, asýlsýz suçlamalarýn, hatta iftira boyutundaki sataþmalarýn, Gökalp'i davasýndan ve millete sevdasýndan vazgeçiremediðini ifade etti.
Bahçeli, Gökalp'in Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluþ ilham ve iradesinin arka planýndaki Türk aklý ve Türk düþünce kahramaný olduðunu belirterek Gökalp'in, Osmanlý Ýmparatorluðu'nun yýkýlýþýný müteessir bir vicdan refakatinde görüp yaþadýðýný söyledi.
Osmanlý Devleti'nin 1914-1918 yýllarýnda meydana gelen Birinci Dünya Savaþý'nda yaþadýðý toprak kaybýný anýmsatan Bahçeli, þu ifadeleri kullandý:
"Asýrlar geçse bile yaralarýmýz kapanmayacaktýr. Üstelik Birinci Dünya Savaþý'nýn sayfalarý hala açýktýr. Hesaplaþma bitmemiþ, zalim hücumlar kesilmemiþtir. Sömürü çarký hýzla dönerken, paylaþým kavgalarý, emperyalist yayýlmacýlýk, coðrafyalara indirilen zehirli hançerler, devam edegelen ekonomik soygunlar, mazlumlarýn caný ve kaný üzerinde kurulan cinayet ve soykýrým deðirmenleri özellikle bölgemizi hedef almýþ, sert ve þiddetli kuþatmayla etrafýmýz sarýlmýþtýr. Osmanlý Ýmparatorluðu'nun mahkum olduðu bir trajediye, acýlý ve aðrýlý daðýlmaya, dört bir tarafýmýzý periþanlýða sürükleyen içten içe çürümeye asla maruz kalmayacaðýz, asla müstahak olmayacaðýz. Türkiye Cumhuriyeti'nin 101'inci yýl dönümünde her türlü tehdidi, her neviden tehlikeyi, dalga boyu yükselen melanet ve cinayet planlarýný milli dayanýþma ruhuyla ve manevi direnç atýlýmýyla berhava etmekten baþka ikinci bir seçenek tanýmayacaðýz, hiçbir zaman takmayacaðýz."
Konuþmasýnda, "Biz dersimizi tarihten satýr satýr aldýk. Fikrimizin gücünü ve görkemini Ziya Gökalp'ten aldýk. Azmimizi ve cesaretimizi ecdadýmýzda, Milli Mücadele kahramanlarýndan edindik. Aziz þehitlerimizin kemiklerini sýzlatacak hiçbir yanlýþýn içine girmedik, girmeyi aklýmýzýn ucuna dahi getirmedik." ifadelerini kullanan Bahçeli, Türk, Türkçü kaynaðýný Türk-Ýslam ülküsünde bulmuþ Türk milliyetçileri olduklarýný söyledi.
Hiç kimsenin kendileriyle Türklüðe hizmet kulvarýnda, milletseverlik ve vatanseverlik yarýþýna girmemesi gerektiðini vurgulayan Bahçeli, þöyle devam etti:
"Bunlar, altýndan kalkamayacaklarý, hayat ve siyaset mazisiyle ispat edemeyecekleri söz düellolarýna, siyasi þovlara, iplikçi kavgalarýna, yaðlý urgan ölçüþtürmeye heves etmesinler. O bayaðý heveslerini kursaklarýnda teker teker býrakýr, burunlarýndan fitil fitil getiririz. Makam ve mevki için vicdanýný satanlarý adam yerine bile koymayýz. Yeri gelir nesilden nesile geçerek bize emanet edilen Yesevi elini uzatýr, Yunus tebliðini yapar, Mevlana hoþgörüsünü gösteririz, yeri gelir yumruðumuzu tuð diye havaya kaldýrýr, çetin hesabý en aðýr düzeyde göresiye kadar bir daha da indirmeyiz. Ýndirdiðimiz zaman da sadece ve sadece hainlerin kafasýnýn kýrýlacaðý andýr. Bu kategoriye girenler saðduyulu tavrýmýzý yanlýþa yormasýnlar. Sýnýr ihlali, sinir ihlali, sabýr ihlali yapmaktan kötürüm emel sahiplerinin derhal ve ciddiyetle sakýnmasý iç barýþ ve siyasi huzur adýna temennim, hatta uyarýmdýr."
Bahçeli, dün müstevlilerin yapamadýðýný, bugün terör örgütlerini sahaya süren siyonist azgýnlýk ve küresel emperyalist alçaklýðýn asla baþaramayacaðýnýn altýný çizerek, "Milli sanayimize, tetikçi katilleriyle saldýranlarýn çabasý boþunadýr, bu hususta gece gündüz çalýþýp düþman odaklarý deliye çevirmek, kanlý eylemleri püskürtüp yükseldikçe yükselmek milli vazifemizdir. Soykýrýmcýlarýn demir kubbeleri varsa bizim de iman dolu göðsümüz gibi serhaddimiz vardýr." dedi.
Gece saatlerinde Ýsrail'in misilleme bahanesiyle, Ýran'ýn Tahran, Huzistan ve Ýlam eyaletlerine düzenlediði hava saldýrýsýnýn yalnýzca taktik, stratejik ve nokta hedefli bir operasyon olduðuna dikkati çeken Bahçeli, þunlarý söyledi:
"Bunun yaný sýra Orta Doðu'daki muhtemel kanlý ve kesif boðuþmanýn test safhasý, deneme tahtasýdýr. Ýran'ýn vurulmasý, bölgesel refleksleri, doðacak irili ufaklý tepkileri, týrmanan gerilim hatlarýný kontrol edecek eylemsel simülasyondur. Adým adým vatanýmýza ulaþacak ve musallat olacak Davut Koridoru'nu aktife etmek için fýrsat kollayanlarýn ABD destekli Ýran saldýrýsý ara bir istasyondur. Ýran'a yapýlan saldýrýyý kýnýyorum. Milli güvenliðimizin pamuk ipliðine baðlý olmamasý için birliðimizi ve dirliðimizi güçlendirip ayrýk otlarýný temizlememizi acilen zorunlu görüyorum. Yedi düvel karþýsýnda çözülmeyen, baþýný eðmeyen, teslim olmayan Türk milleti ayný iradeyi, ayný inancý, ayný ihtiþamý, ayný iflahý, ayný ifhamý topluca yine ve yeni baþtan gösterecektir. Daðýlmayacaðýz, þer odaklarýný daðýtacaðýz. Parçalanmayacaðýz, þirret terör yuvalarýný paramparça edeceðiz. Bölünmeyeceðiz, aksine hizmet edenleri ise affetmeyeceðiz. Cihanþümul bir imparatorluk kaybettik, milli ve üniter Türkiye Cumhuriyeti'ni kaybetmeyeceðiz. Bunun için birbirimize caný gönülden sarýlacaðýz. Ayrýþmayý dileyenleri sukutu hayale uðratacaðýz. Düþmaný vatandan temizleyip, Cumhuriyeti ilan etmiþtik. Þimdi terörün kökünü kazýyýp Türk ve Türkiye Yüzyýlýný barýþ, huzur, güvenlik, kalkýnma, zenginleþme ve refah yüzyýlý yapacaðýz."
Merhum Ziya Gökalp'in asýl gaye ve isteðinin bu olduðunu vurgulayan Bahçeli, "Birbirimize girerek düþman sevindirmeyeceðiz." diye konuþtu.
Bahçeli, 1922'de Tunceli Mebusu Diyap Aða'nýn TBMM'deki, "Hepimiz biriz, kardeþiz. Ama düþmanlar bizi birbirimize düþürmek için tuzaklar kuruyorlar. Sen þöylesin, ben böyleyim, diye hile yapýyorlar. Ne yapsalar nafile. Aslýmýz, neslimiz hep birdir. Biz hep kardeþiz." ve Bitlis Mebusu Yusuf Ziya Bey'in, "Efendiler, bendeniz Kürt oðlu Kürt'üm. Biz Kürtler, Avrupa'nýn Sevr paçavrasýyla verdiði haklarý, hukuklarý ayaklarýmýzýn altýnda çiðnedik. Türklerle beraber kanýmýzý döktük ve onlardan ayrýlmadýk. Ayrýlmak istemedik. Hiçbir zaman da istemeyeceðiz." sözlerini anýmsatarak, þunlarý kaydetti:
"Siyonist terör çetesi Anadolu'yu çevrelemek maksadýyla küresel cinayet ve rezalet mekanizmasýnda toplaþan diðer Türkiye düþmanlarýný yedeðine alarak üzerimize gelmeyi planlýyor. Gazze'yi yurdumuza taþýmak istiyorlar. Bunun için istihbarat tezgahlarýna, kapalý devre oyunlara ve iþbirlikçi tahriklerine müracaat ediyorlar. Lütfen uyanýk olalým, birbirimizden kopmamýz projelendiriliyor. Birbirimize yüz çevirmemiz, surat asmamýz, el uzatmak yerine yumruk sýkmamýz dayatýlýyor."
TUSAÞ'a yönelik terör saldýrýsýna deðinen Bahçeli, konuþmasýný þöyle sürdürdü:
"23 Ekim 2024 Çarþamba günü, Kahramankazan'daki TUSAÞ tesislerine yapýlan terör saldýrýsý PKK/YPG/PYD'nin kimlerin maþasý olduðunu açýklýkla gözler önüne sermiþtir. PKK, Türk'ün de, Kürt'ün de, hatta yaþayan her canlýnýn da düþmanýdýr. Bölücü terör örgütü PKK'nýn efendileri, Sayýn Cumhurbaþkanýmýzýn BRICS toplantýsýna katýldýðý gün, bizim de salý günkü tarihi çýkýþýmýzýn hemen ardýndan Türkiye'ye terör baronlarýnýn talimatýyla kanlý mesaj vermiþlerdir. Bu kanlý mesaj ayaklarýmýzýn altýnda çiðnenmiþtir. Suriye'den sýzan hainler imha edilmiþler, þehitlerimizin acýsýyla sýzlayan gönüller teröre karþý tek ses olmuþlardýr. Teröristler ile onlarý üzerimize salan muhasým unsurlar sonuç alamayacaklar, Türkiye'yi geçemeyecekler, yolumuzdan ve mücadele kararlýlýðýmýzdan geri çeviremeyeceklerdir. Kaderimiz, bin yýllýk kardeþliðimizdir. Kavlimiz milli varlýðýmýzýn mukavemeti, Türkiye ve Türk milleti ortak paydasýnda inanç ve iman birliðiyle kenetlenme muktedirliðidir."
Ziya Gökalp'in Türkleþmek, Ýslamlaþmak ve muasýrlaþmak sacayaðýnda Türkiye Cumhuriyeti'nin fikri ve müþterek deðeri olduðunu ifade eden Bahçeli, Gökalp'i, "bin yýllýk kardeþliðin köprüsünü takviye ve tahkim eden usta kalem, büyük düþünür, geçmiþi gelecekle buluþturan þuurlu bir vicdan" olarak niteledi.
Bahçeli, Gökalp'in, Diyarbakýr ile Ankara'yý tek yürek gören, tek nefes bilen vatan ve millet meftunu olduðunu söyledi.
Gökalp'in, halkçýlýðý tarihsel süreciyle ele aldýðýný, siyasi halkçýlýk ile sosyal halkçýlýðý isabetle deðerlendirdiðini belirten Bahçeli, "Biz Ziya Gökalp'in saf ve duru halkçýlýðýný benimsiyoruz. CHP'nin halkçýlýðýný da seçkinci, zümreci, halka raðmen halk adýna siyaset yapan dayatmacý bir anlayýþ olarak görüyor, böyle olduðunu nesnel ve tarihsel verilere dayanarak iddia ediyoruz." dedi.
Gökalp'e göre, Türkçülük ve halkçýlýðýn, toplumsal tabakalaþmaya, sýnýf farklýlýðýna kapalý bir düþünce sistemi olduðunu vurgulayan Bahçeli, "Türk siyasetinde gerçek halkçý, Milliyetçi Hareket Partisi'dir. Türk milliyetçisi kesinlikle ve ayný zamanda halkçý, halkýn sesi ve tercümanýdýr. Toplumcu anlayýþýmýzýn yaslandýðý zemin de halktýr." ifadelerini kullandý.
Merhum düþünürün fikir temellerini kazdýðý Türkiye Cumhuriyeti'nin milli egemenliðe dayanan dev bir hamle, uzun savaþlar döneminin taçlanmýþ nihai aþamasý olduðunu ve 100 yýlý geride býraktýðýný belirten Bahçeli, Türk milletinin 29 Ekim 1923'te kutlu mazisinin en önemli stratejik kazanýmlarýndan birini gerçekleþtirdiðini, içteki ve dýþtaki art niyetli odaklara asla fýrsat vermeyeceðini güçlü iradesiyle ortaya koyduðunu söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin, þehit kanlarýyla, savaþ meydanlarýndaki kahramanlýklarla ve fedakarlýklarla vücut bulduðunu, bu haliyle sonsuza kadar yaþamayý da ziyadesiyle hak ettiðini ifade eden Bahçeli, þunlarý söyledi:
"Tarihteki sayýsýz badireyi geçerek, tuzaklarý bozarak yolunda kararlý adýmlarla yürüyen Türk milleti, Cumhuriyetle birlikte ileriye, daha ileriye, çok daha ileriye eriþme azmini göstermiþtir. Milli Mücadele'nin her safhasýnda, sahip olunan manevi kuvvet ve direncin yegane kaynaðý Türk milletinin var oluþuna duyulan baðlýlýk, sadakat ve sarsýlmaz inanç olmuþtur.
Türkiye Cumhuriyeti'nin yeni yüzyýlýnýn ilk yýl dönümünde, tarihimizin derinliklerinden süzülüp bugünlere ulaþan milli emanetler asla zedeletilmeyecek, hiçbir zaman da zaafa uðratýlmayacaktýr.
Bu duygu ve düþüncelerle, büyük Türk milletinin 29 Ekim 2024 Salý günü karþýlayacaðýmýz Cumhuriyet Bayram'ýný gönülden kutluyor, ilk Cumhurbaþkanýmýz Gazi Mustafa Kemal Atatürk baþta olmak üzere, TUSAÞ tesislerinde þehit olan kardeþlerimize ve tarihin her döneminde mücadeleleriyle öne atýlýp þehit düþen kahramanlarýmýza, elbette büyük düþünürümüz Ziya Gökalp'e Cenab-ý Allah'tan rahmetler niyaz ediyorum. TUSAÞ'taki hunhar terör eyleminde yaralanan ve hala tedavi altýnda bulunan kardeþlerimize þifalar diliyorum.
Yeni yüzyýlda terörsüz Türkiye'ye, huzurlu Türkiye'ye, müreffeh ve muasýr Türkiye'ye hep beraber ve el ele ulaþacaðýmýza inanýyorum. Sayýn Cumhurbaþkanýmýzýn, terörü kaynaðýnda yok etme, terör devletinin kurulmasýný engelleme mücadelesinde sonuna kadar yanýnda olacaðýmýzýn bir kez daha ve kararlý þekilde ilanýný yapýyorum."
Bahçeli, konuþmasýnýn ardýndan Ziya Gökalp'in el yazmasý eserleri, fotoðraflarý ve þiirlerinin yer aldýðý sergiyi gezdi.