ABONE OL

Prof.Dr. Mustafa Öztürk'ün açýklamalarýndan satýr baþlarý:

 

CEMAATE DAÝR GÖZLEMLERÝM VAR

 

Cemaatle bir yaþanmýþlýðým, bir alýþveriþim yok. Dýþarýdan gözlemlerim var ama bizim semtin çocuklarý olduklarý için yolda karþýlaþmýþlýðým da var. Tavýr ve tutumlarýný takip etmelerim, analiz etmelerim var. Bu yýllarýn birikimi. Tavýr alýþlarýný takip etmiþliðim var. Mesela diyelim ki bir yerde görev yapýyorum. Bu yapýdan bir arkadaþla ben Ýsrail'e vakti zamanýnda bir füze fýrlatýlmýþ, buna dair Fethullah Gülen bir söz söylemiþ. Orada bizim bir duruþumuz vardý. Vakti zamanýnda 12 Eylül'den sonra askere selam durmalar, teferruatlardan, Papa ile görüþmelere kadar yýllarca bunlarý sadece uzaktan takip ettim.

 

'YEDEK BARUTUM OLSUN' DEYÝP NOT ETMEDÝM

 

Ben bunlarý not etmedim. '17 Aralýk gibi bir operasyon olursa yedekte barutum olsun' diye de yazmadým. Fakat bir huyum vardýr ki belki de 'bir baltaya sahip olamama' özelliðimde bundandýr. Fazla hesaplý yaþamam.. Ýçime ne düþtüyse, o an neye inandýmsa o gün orada gayet açýk tavrýmý koyarým.

 

CEMAATLE ÝLGÝLÝ SÖYLENTÝLER BÝLE ÜRKÜTÜYORDU

 

25 Aralýk'ta ilk yazým Açýk Görüþ'te yayýnlandýðýnda, bu çok büyük bir riskti çünkü cemaatin bu ülkede yaptýðý iþlere dair söylentiler bile insaný ürkütmeye fazlasýyla yetiyordu. 

 

Ben buna hak vermiyor deðilim. Çünkü baþýma iþ gelmesin. Bu ilkenin devlet tecrübesinde bir akþamüstü dar bir sokakta size bir araba çarpsa sokaðýn kenarýnda ölünüzü bulmak gibi þeyler biz bunlara alýþýyýz.

Ben birazda böyle Donkiþot gibi çýktým. 25 Aralýk'ý söyledim ve ondan sonra da söylüyorum. Her zamanda söylerim.

 

Elif Çakýr: Cemaat yapýlanmasýný hem Ýslam tarihçisi olmanýz sebebiyle de Gülen Cemaati'nin ilk bu þekilde nasýl yapýlanmaya baþladý ve Türkiye’de Gülen Cemaatindeki gerçekten, sahiden diðer dini cemaatlerden ayýran özellikler unsurlar neler? Nasýl tanýmlýyorsunuz?

 

Gülen Cemaatinin geçmiþteki her hangi bir cemaate týpatýp uyan bir yapýtaþý yok.

 

Elif Çakýr: Masum bir þekilde ortaya çýkmýþken, sonradan bir bozulma olduðunu mu düþünüyorsunuz? Yoksa baþýndan itibaren bir proje miydi?

 

BU CEMAAT HEM SENKRETÝK HEM EKLEKTÝK 

 

Cemaatin bir kere yapýsal olarak kimyevi unsurlarý mono blok, tektip, homojen bir yapýya sahip deðil, Senkretik diye bir tabir vardýr, bir de eklektik diye bir þey, bu yamalý bohçaya benzer. Senkretizm dediðimiz þey; farklý kültür unsurlarýndan parçalar alýrsýnýz, bunu iyi bir harmanlarsýnýz ve bir birine uyumlu hale gelir. Ama eklektik birisi laciverttir, biri kýrmýzýdýr, birbirine renk uyumlarý olmaz. Bu cemaatte bence ikisi de var.

Bu cemaatin en temel hususiyeti kendisinden hatta kendisinin o þahsý manevisi deðil, tepesindeki þahsýn emellerinden hislerinden beklentilerinden baþka her þeyi araçsallaþtýrarak kullanmasýdýr.

Din?

 

Din de dahil buna, Hz. Peygamber de dahil.

 

Elif Çalkýr: Bunun fýkhi bir karþýlýðý hükmü yok mudur? Bu kadar kolay mýdýr? Mesela çarpýlýrsýn denilirdi ya çocukluðumuzda böyle midir?

 

GÜLEN CEMAATÝ ÇARPILIYOR

 

Bunlar öyle bir tevil ustasý ki. Ýþte çarpýlýyor, çarpýlma baþladý sanýrým, daha da çarpýlacak! Çarpýlmanýn sonucu akþam yapýlan operasyonlar falan deðil. Müslüman insanlarýn vicdanýnda, kalbinde, gönlünde tiksintiyle karþýlanmalarý en büyük çarpýlmadýr.

 

DÜNYADA REZÝLLÝK RÜSVALIK BÖYLE OLUR

 

Dünyada rezillik rüsvalýk her halde olsa olsa böyle olur. Düþünebiliyor musunuz? 30 sene boyunca kendinizi iffet üzerinden, ahlak üzerinden, din üzerinden, vicdan üzerinden, Resulü Ekrem üzerinden, sahabe ahlaký üzerinden anlattýnýz. Fakat bizzat kendi Müslüman kardeþlerinin en mahrem hayatýný gizli kameralarýný, þantajlarýý yaptýlar. Böyle bir þey var mý? Bunun kitapta, dinde, ümmette, tarihte, insanlýk tecrübesinde hiçbir karþýlýðý var mý?

 

Bunu bir Müslüman yapmak þöyle dursun, her hangi bir insana gayri Müslime yapmak bile Müslümanlýðýn ahlakýnýn kenarýndan, köþesinden, ucundan geçen bir durum deðil. Bunun hiçbir þekilde tevil edilecek yanlarý da yok.

 

GÜLEN CEMAATÝNDE DELÝKANLILIK DA, OMURGA DA YOK

 

Ýnsaný üzen þu; ben cemaat gördüm, insan gördüm, grup gördüm. Yaptýlar, yanlýþ yaptýlar.. Doðru sanarak yaptýlar ama delikanlýca karþýsýnda durdular. "Yaptýk" dediler, "gücümüz olursa daha da yapacaðýz" dediler. Bunlarda delikanlýlýk dediðimiz þey yok, bir omurga da yok! Bir þey oluyor Allah Allah onu kim yapmýþ diye tuhaf bir duruþ. Bende bu vicdanen tiksinti veriyor.

 

 'ALLAH BÝZÝMLE' DÝYEREK TUTUYORLAR

 

17 Aralýk'tan sonra bir hengame baþladý. Ya inanmýþlar, ya da inandýrýlmýþlar. "Biz bu bileði kýracaðýz" diye. Birkaç kez koçbaþýyla vurdular, tedirginlik ve panik baþladý derken tabandaki muhtemel daðýlmayý nasýl önleyeceklerdi? Tevbe Suresi 40. ayetteki gibi, "Korkmayýn çocuklar Allah bizimledir" deyip, dine sarýlýp Peygamberi aþaðý indirdiler. Peygamberin her seferinde gelmesi, dizide oynatýlmasýnýn amacý þu; Peygamber üzerinden tabana diyor ki "Allah bizimledir. Resulullah bizimledir. Zafer bizim olacaktýr" Herþey bir araç halinde ve birer atýmlýk barut gibi kullanýlýyor. 

 

GÜLEN’ÝN YAZDIKLARINI YÜKSEK LÝSANS TEZÝ OLARAK KABUL ETMEM
 
Mustafa Öztürk Fethullah Gülen’in yazdýklarýný yüksek lisans tezi olarak kabul etmediðini söyledi. Öztürk þunlarý söyledi:
 
 “Bu kadar ayet, hadis bilen, bu kadar din öðreten adamýn bu hallere düþmesi insanlarý üzüyor. Vaizler epeyce ezber ayet bilir, epeyce de hadis bilir. Vaizliðin gerektirdiði þeyleri epeyce tedarik etmiþ, epeyce biliyor. Ama kendi mi yazýyor, baþkasý mý yazýyor onu bilemiyorum. Ýnternet sitesindeki veya kitaplarýndaki bilgi seviyesi, düþünce fikir seviyesi, dini açýdan, ilmi açýdan hiçbirini ben yüksek lisans tezi olarak kabul etmem.”
 
BAÞBAKAN DA ÇIKIP EKRANDA AYNISINI YAPSAYDI MÜLAANE OLURDU
 
Mustafa Öztürk, Fethullah Gülen’in bedduasýnýn mülaane olamayacaðýný, mülaanenin karþýlýklý lanet okuma olduðunu belirtti. Öztürk sözlerine þöyle devam etti:
 
“Mülaane dediðmiz þey; karý kocasýný aldattý. Kocasý karýsýný aldattý. Böyle bir sýkýntý var ailede. Çözemiyoruz. Biliyorsunuz, bir baþkasýyla yaþansa bu hadise bu zina kategorisine girer. Onun da tespiti için, þahitti þudu buydu. Ama bu baþka bir þey. Aile arasýnda yaþanmýþ bir iþ. Ama bu böyle de gitmiyor. Ýçiniz içinizi yiyor. Mahkemeye intikal ediliyor. Diyor ki mahkemedeki hakim; evet, hocam bana böyle söylüyor. Ama ben böyle bir þey yapmadým. Yaptýysam Allah’ýn laneti benim üzerime olsun. Yok öyle deðilse onun üzerine olsun. Böyle dörder, beþer kere yapýlan bir prosedür. Bu prosedür boþanma prosedörüdür. Koca karý arasýnda anlaþmazlýðý bu þekilde sonlandýrmadýr. Mülaane adý üstünde; karþýlýklý lanetleþmedir. Biz burada solo bedduadan bahsediyoruz. Baþbakan da çýkýp ekranda karþý karþýya yapsalardý buna mülaane deniyordu.”
 
BÝLEÐÝ BÜKTÜÐÜNÜ ANLADIÐI ANDA DÝZ ÇÖKTÜRÜRLER
 
Fethullah Gülen’in Çevik Bir’e yazdýðý mektubun masaya yatýrýldýðý programda Elif Çakýr, metupta yer alan ifadeleri okudu: “yanlýþlýkla ismimle birlikte anýlan okullarla ilgili olarak, þu birkaç satýrla huzurlarýnýzý iþgal edeceðim için yüksek af ve hoþgörünüze sýðýnýyorum” sözlerine iliþkin Mustafa Öztürk þunlarý söyledi: Þu alçak gönüllülüðe ve alttan almaya bakar mýsýnýz? Bu da en tipik karakteristik özelliklerindendir. Bükemedi bileðe karþý son derece müdaracý, müdanaacý bir üslupla takýlýrlar. Fakat bileði büktüðünü anladýðý anda diz çöktürürler ve kan kustururlar.