Adalet Bakaný Yýlmaz Tunç, Türkiye Arabulucular ve Arabuluculuk Merkezleri Platformunca Arabuluculuk Haftasý kapsamýnda düzenlenen sempozyumun ardýndan basýn mensuplarýnýn gündeme iliþkin sorularýný yanýtladý.
Yargý Reformu Strateji Belgesi'yle ilgili çalýþmalarýn son aþamaya geldiðini duyuran Tunç, Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan tarafýndan kamuoyuyla paylaþýlmasýnýn ardýndan belgedeki hedefleri hayata geçirmenin gayreti içerisinde olacaklarýný söyledi.
Strateji belgesindeki hedeflerden ilkinin ceza adalet sistemiyle ilgili olacaðýný aktaran Tunç, þöyle devam etti:
"Ceza adaletinin genel amacý toplumu suçtan korumaktýr, suçu önlemektir, suçluyu ýslah etmektir. Dolayýsýyla buna yönelik bir paketimiz olacak. Burada özellikle hem denetimli serbestlikten kaynaklanan problemleri giderecek hem tutuklama tedbiriyle ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanunu'muzda yapýlacak deðiþiklikleri ihtiva edecek hem de özellikle toplumun huzur ve sükununu bozmaya yönelik suçlar, trafik güvenliðini ihlale yönelik, ruhsatsýz silahlara yönelik ve bunlarýn, özellikle silahlarýn, meskun mahallerde kullanýlmasý, düðünlerde, niþanlarda kullanýlan bu silahlar nedeniyle birtakým maðduriyetlere neden olunmasýna yol açan hususlarý ortadan kaldýracak. Cezalarla ilgili olarak, kurusýký da buna dahil, tüm bunlarý içine alan kapsamlý bir çalýþma."
Ýstanbul Cumhuriyet Baþsavcýsý Akýn Gürlek'in eþinin, Sermaye Piyasasý Kurulu (SPK) üyeliðine atanmasýyla ilgili soru üzerine Tunç, "SPK üyeliklerine nasýl atanýlacaðý belli. Mevzuatýmýza uygun yapýlmýþ bir atamayý farklý þekilde yorumlamak doðru olmaz. Burada tamamen kanuna uygun ve Sayýn Cumhurbaþkanýmýzýn yetkisinden kaynaklanan bir atama söz konusu." dedi.
- "NARÝN EVLADIMIZIN KATÝLLERÝNÝ YARGI BULACAK VE HAK ETTÝKLERÝ CEZAYI VERECEKTÝR"
Bakan Tunç, Narin Güran cinayeti davasýyla ilgili soru üzerine, þunlarý söyledi:
"Daraltýlmýþ baz çakýþmasý gerçekten çok önemli bir delil. Bu konuda tabii deðerlendirmeyi yapacak olan mahkeme. Mahkeme bütün delilleri deðerlendirecek. Son duruþmada bir ek karar alýnarak daraltýlmýþ bazý çakýþmalarýyla ilgili teknik raporla alakalý hakimin, mahkeme heyetinin tereddüt ettiði hususlarla alakalý da yine bilirkiþiden ek raporlar istendi. Gerek tanýk beyanlarý, gerek sanýklarýn beyanlarý hepsi mahkeme tarafýndan deðerlendirilecek hususlar." diye konuþtu.
Mahkeme heyetinin titiz çalýþma sergilediðine dikkati çeken Tunç, heyetin, tereddüt edilen hususlarý sanýk ve tanýklara sorarak çeliþkili durumlarý yakalamanýn, maddi gerçeði ortaya çýkararak suçlu ve suçsuzlarý ortaya çýkarmanýn gayretinde olduðunu kaydetti.
Tunç, "Buradan mahkeme heyetine de teþekkür ediyoruz. Tüm milletimizden de duruþmalardaki gayretli tutumlarý takdir topladý. Bundan sonraki süreçte de inþallah oradaki maddi gerçeði ortaya çýkararak Narin evladýmýzýn katillerini yargý bulacak ve onlara Türk Ceza Kanunu'ndaki hak ettikleri cezayý da verecektir." ifadelerini kullandý.
- "HUKUK SÝSTEMÝMÝZ ÝÇERÝSÝNDE GERÇEKLEÞEN BÝR DURUM"
Adalet Bakaný Tunç, Ýçiþleri Bakanlýðýnca bazý belediyelere görevlendirme yapýlmasýna iliþkin, "Kayyum tartýþmasýyla ilgili olarak maalesef bazý siyasilerimiz yanlýþ yorumlar yapýyorlar. Hatta burada özellikle yargý süreçleri devam eden davalar ve soruþturmalarla ilgili yargý mensuplarýmýza, Cumhuriyet savcýlarýmýza yönelik haksýz ve hadsiz eleþtirilerde bulunuyorlar. Bunlarý kabul etmek mümkün deðil." dedi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk devleti olduðunu vurgulayan Tunç, "Hukuk devleti suç iþlenmesine müsamaha göstermez. Dolayýsýyla hukuk devletinde tarafsýz ve baðýmsýz yargý eðer bir kuvvetli suç þüphesi varsa elbette ki soruþturur. Bu adi suçlar bakýmýndan da böyledir, terör suçlarý bakýmýndan da böyledir." ifadelerini kullandý.
Tunç, hakkýnda soruþturma, kovuþturma yapýlan ya da hakkýnda hüküm verilen tüm bu yerel yöneticilerle ilgili uygulamanýn nasýl yapýlacaðýnýn Türk hukuk sisteminde belli olduðunu belirterek, þöyle devam etti:
"Anayasamýzýn 127. maddesi Ýçiþleri Bakanlýðýna bir yetki veriyor. Eðer bir suç soruþturmasý söz konusu olursa, kovuþturma söz konusu olursa, bir suç iþlenmesi söz konusu olursa o yerel yöneticinin, o belediye baþkanýnýn görevden geçici olarak uzaklaþtýrýlabileceðine yönelik Anayasa'mýzda bir hüküm var. Ve bu hüküm doðrultusunda da Belediye Kanunu'nun 45, 46 ve 47. maddelerinde bir düzenleme var. Burada 45. maddede yapýlan düzenlemeyle hakkýnda terörle ilgili bir soruþturma açýlan belediye baþkaný varsa bu konuda 'Ýçiþleri Bakanlýðý soruþturma aþamasýnda geçici olarak görevden alabilir' þeklinde bir yetki var. Kanun bu yetkiyi vermiþ. Tüm bunlarla ilgili dosya kapsamýyla ilgili, iþlenen suçla ilgili deðerlendirmeyi yapacak olan Anayasa'nýn 127. ve Belediye Kanunu'nun 45. maddesinden aldýðý yetkiyle Ýçiþleri Bakanlýðý bu yetkisini kullanabilir."
Adalet Bakaný Tunç, yerel yöneticiler ve belediye baþkanlarýnýn milletten aldýklarý yetkiyi millete hizmet olarak kullanmak zorunda olduklarýný vurgulayarak, þunlarý kaydetti:
"Onlarý millet kendilerine, belediyelerine, hizmet etsin diye seçiyor ama siz bu yetkiyi alýp kötüye kullanýrsanýz, eðer siz bu yetkiyi terör örgütlerine destek ya da onlarýn propagandasýna yönelik bir çaba içerisinde kullanýrsanýz o zaman hukuk çerçevesinde Anayasa'nýn 127. ve Belediye Kanunu'nun 45. maddelerinden kaynaklanan yetkiler kullanýlýr. Kimse de 'Bu yetkileri Ýçiþleri Bakanlýðý niye kullandý' diyemez. Çünkü o yetki kanundan, Anayasa'dan kaynaklanýyor."
Söz konusu görevlendirmelerle ilgili baþlatýlmýþ bir soruþturmanýn bulunduðunu anýmsatan Tunç, "Tamamen hukuk sistemimiz içerisinde gerçekleþen bir durum söz konusu." diye konuþtu.
- "BU BAÞKANLIÐIN DÜÞMESÝ DEÐÝL, GEÇÝCÝ OLARAK GÖREVDEN UZAKLAÞTIRMA"
Tunç, vatandaþlarca "Yüksek Seçim Kurulu bu kiþilerin adaylýðýný kabul etmeseydi" eleþtirilerinin geldiðini belirterek, hakkýnda kesin hüküm olmayanlarla ilgili adaylýk baþvurusunun reddedilmesinin söz konusu olmadýðýný dile getirdi.
Yüksek Seçim Kurulunun, kesinleþmiþ hüküm varsa adaylýðý kabul etmeyeceðine dikkati çeken Tunç, þu ifadeleri kullandý:
"Devam eden bir soruþturma, devam eden bir dava varsa bu durumda Yüksek Seçim Kurulu sabýka kaydýna bakar. O süreçte Yüksek Seçim Kurulunun adaylýðý reddetme gibi bir yetkisi söz konusu deðil. Bu yetki geçici görevlendirme yetkisi, sonradan görevden alma ve yerine baþka birini görevlendirme yetkisi tamamen baþlayan soruþturmalar ve devam eden davalarla ilgilidir. Kesinleþmiþ bir hüküm olduðunda zaten baþkanlýk düþer, meclis seçer. Kesinleþen bir ceza nedeniyle eðer baþkanlýk düþüyorsa o zaman meclis üyeleri arasýndan seçilir ama burada kesinleþen bir yargý süreci yok. Soruþturma var, kovuþturma var, temyiz süreci var. Dolayýsýyla bu baþkanlýðýn düþmesi deðil, geçici olarak görevden uzaklaþtýrmadýr. Ve yerine de geçici görevlendirmedir. O nedenle bizim hukuk sistemimiz içerisinde söz konusu olan bir uygulama."
- YASA DIÞI BAHSE TEÞVÝK SORUÞTURMASI
Tunç, gözaltýna alýnanlar arasýnda þarkýcý Serdar Ortaç ve sunucu Mehmet Ali Erbil'in de olduðu "yasa dýþý bahse teþvik" soruþturmasýyla ilgili soruya da þu yanýtý verdi:
"Bütün soruþturmalarý, davalarý böyle tek tek deðerlendirmemiz çok uygun deðil. Yargýnýn baþlatmýþ olduðu bir soruþturma var. Bu soruþturma neticesinde gerçekleþen gözaltýlar. Soruþturma neticesinde kiþiler kendilerini savunacaktýr. Eðer bir suç varsa ortada onun da elbette ki gereði yapýlýr."
- "PKK TERÖR ÖRGÜTÜNÜ BU ÜLKEDEN SÝLÝP ATMAK DURUMUNDAYIZ"
Bakan Tunç, eski AK Parti Milletvekili Þamil Tayyar'ýn, bölücü terör örgütü PKK'nýn elebaþý Abdullah Öcalan'ýn "umut hakký"ndan yararlanmasýyla ilgili görüþme süreci yürütüldüðünü ve sürecin olumlu sonuçlandýðýný iddia ettiði hatýrlatýlarak yöneltilen soru üzerine, þunlarý söyledi:
"Terörle mücadeledeki kararlýlýðýmýzdan taviz vermeden devam edeceðiz. Sayýn Cumhurbaþkanýmýz da ve diðer siyasi liderlerimiz de bu anlamda gerçekten Türkiye'nin terörden kurtulmasýyla ilgili olarak önemli açýklamalar yapýyorlar. Terörün her türlüsü bu ülkeden silinceye kadar mücadelemizi sürdüreceðiz. Birtakým deðerlendirmelerin bize sorulup burada açýklama yapmak doðru deðil. Burada özellikle kiþilerin, cezaevlerindeki hükümlülerin yakýnlarýyla nasýl görüþecekleri, mevzuatýmýz zaten bellidir. Bu çerçevede zaten yakýnlarýyla görüþmeler gerçekleþiyor. Milletimizin birlik ve beraberliðini, huzurunu bozmaya yönelik 40 yýldan bu yana ülkemizi huzursuz eden PKK terör örgütünü bu ülkeden silip atmak durumundayýz. Bu ülkenin insanlarý kardeþtir. Türk, Kürt, Laz, Çerkez hiçbir ayrým yapmadan birlik ve beraberliðimizi kuvvetlendirip, iç cephemizi kuvvetlendirerek Türkiye'yi daha güçlü kýlmak durumundayýz. Bu yöndeki çalýþmalara da hýz kesmeden devam edeceðiz."