PISA raporuna vurgu! Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Türkiye 4 ülkeden biri olmuştur
ABONE OL

Haydarpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Konferans Salonu'nda düzenlenen programda konuşan Yılmaz, mesleki eğitimi teknolojiyle buluşturan Dijital İkiz Atölyeleri Projesi'nin tanıtım toplantısı vesilesiyle burada olmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.

Yılmaz, projenin tanıtımının, Osmanlı padişahı Abdülhamit Han döneminde inşa edilen tarihi binada yapılmasının, geçmişin köklü mirasından aldıkları gücün, gelecek vizyonuyla buluşması yönüyle de anlamlı olduğunu ifade etti.

Bugün hem geçmişi güçlü bir şekilde sahiplendiklerini hem de son derece zengin medeniyet mirasından aldıkları özgüvenle geleceğe ve yeniliklere açık bir tavır sergilediklerini belirten Yılmaz, "Bazen geçmişle geleceği çatıştırmaya çalışanlar olduğunu görüyoruz. Buna hiçbir şekilde katılmıyoruz. Aslında güçlü bir geçmiş şuuru, geçmiş mirası geleceğe de çok daha sağlam, sağlıklı bir şekilde yürümenin koşuludur diye inanıyoruz." dedi.

Yılmaz, içinde bulunulan çağın, hızıyla geleneksel süreçleri aşan, dinamizmiyle öngörüleri zorlayan ve etkileriyle toplumsal yapıyı derinden dönüştüren bir nitelik taşıdığını kaydederek, şöyle devam etti:

"Bu büyük dönüşümün merkezinde eğitim sistemi yer almaktadır. Öğrenme, artık dört duvar arasında sınıflarda gerçekleşen bir faaliyet olmanın çok ötesine geçerek, zaman ve mekan sınırlarını kaldıran bir yapıya evrilmiş durumda. Diğer taraftan, eğitimde dönüşümü tasarlarken ülkemizin demografik yapısını da dikkate almak zorundayız. Genç nüfusumuzun giderek azalması, eğitim politikalarında niceliğin korunması kadar niteliğin artırılmasını da zorunlu kılmaktadır. Dijital İkiz Atölyeleri, tam da bu noktada, mesleki ve teknik eğitimin standartlaştırılması, beceri kazanımlarının veri temelli olarak izlenmesi ve nitelikli iş gücünün yetiştirilmesi noktasında önemli imkanlar sunmaktadır."

"AMACIMIZ GENÇLERİMİZİ HAYATA VE İSTİHDAMA DAHA GÜÇLÜ HAZIRLAMAK"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, eğitimin, iktidara geldikleri ilk günden bu yana her zaman en büyük öncelikleri olduğunu, bütçeden en büyük payı hep eğitime ayırdıklarını, görüşmeleri süren 2026 yılı bütçesinde eğitime 1 trilyon 944 milyar lira kaynak ayırdıklarını ve iktidara ilk geldiklerinde 515 bin 253 olan öğretmen sayısını, eylül itibarıyla 1 milyon 34 bin 564'e yükselttiklerini anlattı.

Öğretmen atamalarındaki artışın, eğitimde niteliği doğrudan etkileyen öğrenci-öğretmen oranlarını belirgin şekilde iyileştirdiğini dile getiren Yılmaz, "Bizden önceki dönemle kıyaslarsanız, 385 bin 375 yeni derslik inşa edilerek, derslik başına düşen öğrenci sayısı ilköğretimde 36'dan 23'e, ortaöğretimde 30'dan 20'ye indi ve öğrenme koşullarını iyileştirdik. Çocukların nitelikli eğitime erişimi için özellikle ihtiyaç duyulan bölgelerde okulların fiziki altyapısını güçlendiriyoruz." diye konuştu.

Yılmaz, eğitim politikalarının somut çıktılarını açıkça gördüklerini belirterek, "2023 yılı Aralık ayında yayımlanan PISA 2022 raporuna göre, Türkiye son 20 yılda matematik ve fen bilimleri alanlarında performansını istikrarlı bir şekilde artıran 4 ülkeden biri olmuştur. Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması 2023 sonuçlarında da Türkiye'nin performansını artıran ülkelerden olması memnuniyet vericidir. Bunlar sorunlarımız olmadığı anlamına gelmiyor. Ama sağladığımız ilerlemeyi de görmemiz lazım. Sorunlar her zaman olacak. Bu sorunlarla da uğraşmaya, bunları çözüp daha iyiye doğru gitmeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Geçmişte ideolojik nedenlerle geri planda kalan mesleki eğitimin, yeniden güç kazanarak iş gücü piyasasının ihtiyaçlarıyla uyumlu hale gelmesinin, politikalarının öncelikli hedeflerinden olduğunu kaydeden Yılmaz, şunları söyledi:

"Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde şekillenen vizyonumuz, mesleki eğitimi Türkiye'nin kalkınma sürecinde yeniden stratejik bir konuma taşımaktır. Bu doğrultuda, geçen sene uygulamaya geçirilen Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi'ni çok önemli bulduğumu ifade etmek isterim. İçeriğine baktığımız zaman, Türkiye'de mesleki eğitimin kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesi, müfredatın güncellenmesi ve istihdama geçiş başta olmak üzere sektörle işbirliklerinin kurumsal yapıya kavuşturulması bu dönüşümün temel taşları olarak belirlenmiştir. Amacımız, 'Herkesin bir mesleği olmalı' ilkesini esas alarak, gençlerimizi hayata ve istihdama daha güçlü hazırlamak, ülkenin kalkınmasına doğrudan katkı sunan bir mesleki eğitim yapısı kurmaktır. Bu doğrultuda bölge, ihtisas, sektör içi ve sektöre entegre okullar gibi yeni okul modellerini hayata geçirdik. Diğer taraftan, ülkemizin rekabet kapasitesini belirleyecek alanlarda dijital ve yeşil dönüşümü merkeze alan bir reform süreci sürdürüyoruz."

"PROJEYLE, GENÇLERİMİZ DAHA OKUL SIRALARINDAYKEN GELECEĞİN FABRİKALARINA ADIM ATMIŞ OLUYORLAR"

Yılmaz, atölye ve laboratuvarların sanal ve artırılmış gerçeklik imkanlarıyla güncellenerek öğrencilerin yapay zeka, robotik, otomasyon ve endüstriyel kalite kontrol gibi alanlarda yetiştirildiğini, bu kapsamda Havacılık ve Uzay Teknolojisi, Yapay Zeka Uygulamaları ve Endüstriyel Kalite Kontrol Programlarını hayata geçirdiklerini, İŞKUR eliyle meslek lisesi mezunlarının istihdama daha hızlı katılması için destek mekanizmaları oluşturduklarını bildirdi.

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu ve Türkiye Odalar Borsalar Birliğinin katkısıyla İŞKUR koordinasyonunda Nitelikli İş Gücü Yetiştirme Programı uyguladıklarını ve bu programda gençlere günlük 850 liraya kadar ödeme yapıldığını belirten Yılmaz, meslek lisesi mezunu gençlere bu ödemenin yüzde 30 fazla yapıldığını, yeşil ve dijital dönüşüm alanlarında görev yapan eğiticilere de Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK mevzuatındaki ek ders ücretlerinin 15 katına kadar ücret ödenebilmesi yoluyla eğitimin niteliğini artırmayı hedeflediklerini söyledi.

Yılmaz, bugün tanıtımı gerçekleştirilen projenin, mesleki eğitimde yakalanan ivmeyi dijital çağın imkanlarıyla birleştiren ve bu alanda yürütülen reform sürecine güçlü bir yön tayin eden öncü bir uygulama niteliğinde olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dijital ikiz teknolojisi, üretim süreçlerinin dijital ortamda bire bir simülasyonunu mümkün kılan, riskleri azaltan, karar mekanizmalarını güçlendiren üst düzey bir teknoloji olarak eğitimde yeni bir kapı aralıyor. Öğrencilerimizin, makineleri işletebilen, süreçleri analiz edebilen, veriyi okuyabilen, problem çözme kabiliyeti yüksek, üretim süreçlerinin arkasındaki mantığı kavrayabilen bireyler olmasını amaçlıyoruz. Bir anlamda bu projeyle, gençlerimiz daha okul sıralarındayken geleceğin fabrikalarına adım atmış oluyorlar. Bu yaklaşım, öğrenmeyi güvenli, tekrarlanabilir ve tüm bölgelere eşit şekilde erişilebilir kıldığı için özellikle dezavantajlı bölgelerdeki öğrenciler açısından kritik bir fırsat sunmaktadır. Yapay zeka, diğer teknolojiler bunlar çok güzel. Ama biz bunları bütün topluma yayamazsak, ülkemizin dört bir yanına yaygınlaştıramazsak bu teknolojiler sosyal eşitsizlikleri artırabilir, sosyal adaleti, dengeyi bozabilir. Eğitim sistemine bu teknolojilerin entegrasyonu bu anlamda çok kıymetli. Böylece aslında bütün topluma bu teknolojileri yaymış hem fırsat eşitliğine katkıda bulunuyoruz hem de sosyal adalete."

"MESLEKİ EĞİTİMDE KALICI ETKİYİ OLUŞTURAN ASIL UNSUR ÖĞRETMEN"

Yılmaz, Haydarpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile Ankara, Antalya, Bursa, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kocaeli, Sakarya ve Samsun'daki okulların bu proje için pilot iller olarak seçildiğini, projenin önce bu illerde uygulanacağını ve sonuçlarını göreceklerini, ardından 81 ile bu projeyi yaygınlaştıracaklarını belirtti.

Bu sürecin yalnızca bir teknoloji kurulumdan ibaret olmadığına dikkati çeken Yılmaz, "Çünkü mesleki eğitimde kalıcı etkiyi oluşturan asıl unsur öğretmen. Dolayısıyla öğretmenlerimizin eğitimi de bu projede merkezi bir konuma sahip. Öğretmenin nasıl seçildiği, nasıl motive edildiği, diğer öğretmenlerle olan ilişkileri, okul yönetimleri, dolayısıyla öğretmen iyi konumlandığı zaman diğer tüm faktörleri aşan bir etkide bulunuyor. Tabiri caizse iyi bir öğretmen çadırda da olsa, en zorlu koşullarda da olsa iyi insan yetiştirebiliyor." ifadelerini kullandı.

Yılmaz, bu bakımdan projede öğretmenlerin merkeze alınmasını takdirle karşıladığını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Mesleki eğitim mutlaka daha fazla desteklememiz gereken bir alan. Yeterince prestijli hale getiremiyoruz mesleki eğitimi. Burada, bütün topluma bir görev düştüğüne inanıyorum. Özellikle ailelere çağrı yapmak istiyorum. Lütfen mesleki eğitimin değerini bilerek yönlendirin çocuklarınızı. Aileden başlıyor bu iş. Aslında aileler çocuklarının geleceği için mesleki eğitimi daha ön plana alsalar birçok mesele kendiliğinden çözülecek. Hiçbir beceri kazanmamış, sadece teorik eğitim görmüş çocuklarımızın iş de bulamazlarsa yaşayacakları sıkıntıları hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla beceri kazanma meselesi çok daha önemli hale gelecek önümüzdeki dönemlerde. Yapay zekanın, yeni teknolojilerin geliştiği ortamlarda becerisi olan insanlar çok daha avantajlı bir konuma yükselmiş olacaklar."

Gençlerin kendileri için en değerli varlıklar olduğunu ifade eden Yılmaz, gençler ne kadar iyi yetişirse Türkiye Yüzyılı dedikleri ideali o kadar güçlü bir şekilde hayata geçireceklerini, Cumhuriyet'in ikinci yüz yılında geçmişe yakışır bir şekilde çok daha yüksek bir noktaya ülkeyi taşıma idealleri olduğunu ve bunu da gençlerle yapacaklarını söyledi.

Yılmaz, yeni yöntemlerle meslek eğitimini daha fazla yaygınlaştırmak, prestijini yükseltmek için ellerinden gelen gayreti sarf edeceklerini belirterek, programda emeği geçen başta Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve ekibine teşekkürlerini iletti.

Konuşmasının ardından Yılmaz'a, Milli Eğitim Bakanı Tekin tarafından plaket takdim edildi.

Programın ardından Yılmaz ve Bakan Tekin, okuldaki atölyeleri gezerek öğrencilerle bir süre sohbet etti.